Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşında sonra Almanlarla birlikte yenik düşünce, Osmanlı Devleti ile İtilaf devletleri arasında 30 Ekim 1918 de Mondoros Mütarakesi imzalandı. 3 Kasımda Musul, Kerkük İngiltere tarafında işgal edildi. İngilizler Çanakkale boğazını iki taraftan işgal ettiler.
İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunanistan gemilerinden oluşan bir filo İstanbula geldi. Antakya Halep, Antep, Urfa, Kilis, Maraş önce İngilizler daha sonrada Fransızlar tarafından İşgal edildi. 1. Dünya savaşında Osmanlı devleti savaşı Almanlar ile birlikte kaybetmesine raman işğal kuvvetleri Almayayı neden işgal etmediler?
İstanbul da Klikyalılar cemiyeti kuruldu. İzmir, Balıkesir, Bursa, Uşak ve Trakya dan dan Tekirdağ, Edirne Yunanlılar tarafında İşgal edildi, Karadeniz Bölgesinde Rum faaliyetleri başladı, Antalya ve çevresi İtalyanlar tarafında, Doğu Anadolu Ermeniler tarafından işgal edildi. İşte böyle bir ortamda Düşmana karşı Örgütlenmeler, Direniş başladı. Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs.1919 da Samsuna çıkarak Kurtuluş savaşını başlattı. Kurtuluş savaşı başlıca üç cephede gelişti. Doğu cephesinde Ermenilerle savaş başarılı bir askeri hareketin ardında Gümrü Antlaşması ile sonuçlandı. Savaşın asıl önemlisi Batı Cephesinde oldu. Üçünce cephe ise Kuvayı Milliye birlikleri tarafında Güney Doğu Anadolu cephesinde oldu.
İşgalden sonra Örgütlenmeler, Mitingler Kilis, Nizip, Antep, Maraş dada başladı. Fransızların idaresizliği ve Ermeni taşkınlıklarının neticesi halk arasında bir Kuvayi Milliye ruhu ve gönül beraberligi yarattı. Dost, düşman bir olmuş herkes el ele vererek Müdafaai Milliye teşkilatına girmiş, memleketde vatan endişesiyle çarpan ve çırpınan bir tek kalp meydana gelmiştir. Antep, Kilis ve Havalisinde düşmana karşı korumak için önce Cemiyeti İslamiye daha, sonrada Cemiyeti İslamiye ismi Kuvayi Milliye adını aldı., Fransızlarla işbirliği yapan Ermenilerlede karşı mücadele başlattı.
Fransızlar işgal ettikleri her yerde tatbikinde çok kolaylık buldukları bir idare şekli ve az kan dökmek için, işgal ettikleri her yerde öncelikle kendilerine yakın ve halka muhalif mahalli zümreler, kişiler ararlar. Fransızlar; Adana, Antep, Kilis, Urfa ve Maraş da ilk işgallerinde bu muhalifleri bulmakta zorluk çekmedi. General Dölamot bütün bu havali Ermenilerini toplayıp bunları kendi safları arasında savaşa sokmakla yayılmacılığnı ve askeri uzmanı olan arkadaşı Mareşal Petennin tavsiyesine uymuş oldu. Mareşal Peten (Müstemlekelermiz) adlı kitabında; İşgal işlerinde Mahalli insanlardan istifade edileceği zaman seçilecek ve kullanılacak adamların namuskâr insanlarda olması şart degildir. diyor.
General Dölamot da bölgedeki Ermenileri de toplamış Türk-Fransız savaşında kendi taraflarında çalışmalarını temin etmiş ve bunları silahlandırarak bilfiil mücadeleye sokmuştur. Bu sebeple Antep ve Kilis halkı, karşılarında yalnız Fransızları değil, Ermenileride elde silah görmüştür. Muhite yabancı olan Fransızlar Antep ve Kilis civarında ne gibi askeri hareketlere teşebbüs etmişlerse yerli Ermeniler her vakit kendilerine rehberlik etmişlerdir.
Osmanlı Devleti zayıflayarak gücünü kaybedince, Rusya kuzeyden Akdeniz e inebilmek için Kafkasya dan dan yaşayan Ermenileri örgütlüyor, dernekler kurduruyor ve Ermeni çeteleri toplu katliamlara teşvik ediyorlardı. Türk halkı korkutmaya şiddete maruz bırakarak kaçmaya zorluyorlardı. Bu katliamları tekrar Türk halkın üzerine atarak, Türkleri kötülemeye çalışıyorlardı. Rus istilası sırasında Ermeni zulüm ve cinayetlerinde kurtulmak için Diyarbakır üzerinden Halep ve Adana yolu Konya ya ve Erzurum ve Erzincan dan dan Sivasa iltica etmiş Türk göçmenlerin gösterdiği manzara düşünülmeyecek kadar kötü durumdaydı. Fakat o zavallılar Müslüman oldukları için Alman, İngiliz, Fransız gibi batılı kaynaklar ve misyonerleri, onlar için raporlar yazmadı. Onların felaket ve sefaletini edebi bir dilde anlatmak gereğini vicdanlarında his etmedi, daha da ülkemizi istila ettiler.
Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis vilayetlerinin Ruslar tarafında istilası sırasında oralarda oturan Türklerden acaba ne kadarının Ermeniler tarafında en barbarca cinayetlerle öldürülmüş olduklarını ve ne kadarının göç sırasında telef olduğunu bilen var mı? İşte bu olayda ölen Türk sayısının bir buçuk milyonu geçer. Birinci Dünya savaşında ve İstiklal savaşında ülkemizi istila edenler, üç milyonu aşkın insanımızı öldürdüler. Bunlar neden anlatılmaz. Batılılar bunları neden görmezlikten gelirler.
Milli mücadelede Fransızlara karşı örgütlenen Cemiyeti İslam iyeyi Kilisten eski mebuslardan ve ulemadan Hacı Mustafa Efendinin Başkanlığında; İslam, Aslan, İsmet, Canbolat Zade Nuri, Neşet, Tahir Bey, Emin Zade Mustafa, Orman Memuru Emekli Mehmet, Muallim Ahmet gibi beyler ve efendiler.
Musabeyli den ileri gelen ağalardan, Balikli Köyünden Ali Göçeri ailesinden Hasan Ağa, Mısırlılar ailesinde Ökkeş ağa (Mısırlıoğlu) Karbeyaz köyünden Ahmet Ağa,(Çelebi) Murathüyüğü köyünden Ahmet Ağa Kuvayi Milliyenin önden gelen isimlerindeydi.
Mustafa Kemal Paşa, dağınık durumda olan Kuvayii Milliyeyi toparlanması ve birbirleri ile irtibatlı olmaları için Antep ve havalisi Kuvayi Milliyesinin başına Kılıç Ali Paşa yı görevlendirmesiyle, Kılıç Ali Paşa 3. Nisan.1336 da Antepin Burc köyüne geldi. İlk iş olarak yörenin ileri gelen ve Kuvayii Milliye içerisinden olanlarla toplantılar tertipledi. Dağınık durumda olan Kuvayi Milliyeyi toplayarak güçlendirdi.
Kilis Kuvayii Milliyesi kendisine karargâh olarak Kilisin Cengin köyünü seçti. Fransız birlikleri üst olarak Kilisin on kilometre güneyindeki O zaman Kilisin nahiyesi durumunda olan Katmayı üst olarak seçti. Fransız birlikleri; 13 piyade taburu, 4 sahra bataryası, 5 dağ bataryası, 15,5 luk batarya, 10,5 luk batarya, ½ suvari alayı, 1 teyyara filosu, 12 000 insan, deve ve at olarak 6 000 hayvanları mevcuttu. Kilis Kuvayii Milliyesinin elinde mavzer ve av tüfekleri vardı.
Fransızlar ne zaman Katmadan hareketle Kilis üzeri Antepe gitmek istemişlerse Kilis Kuvayi Milliyesi tarafından engellenmişler ve zayiata uğratılmışlar hatta yenilgiye uğratılarak ellerinden silahları alınmıştır. Kilis ve çevre köylerinin Milli mücadelede tarihimizin gerçekten parlak ve şerefli bir şekilde direnişini vermişlerdir. Şahin Bey, Kilisten Antepe gitmek isteyen Fransızlarla son kurşununa kadar direnmiş ve şehit olması ile Fransızlar Antepe gitmeye devam etmişler Antep savaşından Aslan Beyin kardeşi Lemi Bey şehit olmuştur.
Yine çoğumuzun bilmediği, belgelere yansımamış olan ancak Balikli köyünde, aynı olayda hem babası Hasan Ağa ile kocası Ökkeş Ağayı şehit veren her anlatışında olayın tazeliğini yaşayan ve gözleri yaşlarla dolan Şavo ninenin anlattıkları; Ermeniler sabaha karşı, Karbeyaz köyünün etrafını kuşatırlar. Sabah namazı için abdest almak için evinden çıkarak çeşmeye giden Ahmet ağa ile oğlu Selimi Ermeniler etkisiz hale getirerek esir alırlar. Ahmet Ağanın evinin önünde daha önce toprağa gömdüğü altın paralarını elinden alırlar. Daha sonra Havranın oğlu Mehmetin (Mamişin) evine gelirler. Mehmet ve oğlu İsmail Ermenilere silah ile karşılık verirler. (silahlarından çıkan mermilerin izi halen şu anda Feruzun oturduğu evde mevcuttur.) Ermenilerin baskısı ve işkencesi ile Selim Ağa ve oğlu Selim zulme dayanamayarak Mehmetin (Mamişin) teslim sağlar. Silah seslerinin çevre köyde duyulması üzerine, Karbeyaza 1,5km mesafede olan Yuvabaşı köyünden Hüseyin Mesmes, Karbeyazın yardımına gelirken, Hüseyinin karbeyaza bir km yaklaşınca Ermenilerin kurşunları ile öldürülür. Karbeyazın Ermeniler tarafından basılmasını haberini alan Balikli köyünden Hasan Ağa Köyün içine ve çevre köylere haber gönderir. Karbeyaz köyünü gavur eşkiyaları basmış, eli silah tutan herkes atına binip gelsin, eğer hasta olup da gelemeyecek olanlar, silahlarını göndersin diye haber gönderir. Balikli köyünden Ali Göçeri ailesinden Hasan Ağa, Hasan Ağanın damadı ve Mısırlılar ailesinden Ökkeş Ağa, Deli boran ailesinden İbrahim, Küçük Ahmet, Ali Bekir, Alhan ailesinden Kör Hüseyin, Çepolar ailesinden Topal Ökkeş Hüseyinoğlu köyünden Kara Fakı ailesinden Arif Ağa Karbeyazın yardımına giderler. Bu birlik Karbeyazın yardımına giderken Ermenilerle Üçpınar köyü civarında karşılaşırlar. Ermeniler Osmanlı asker elbisesi giymişler. Ermenileri Osmanlı askerinin elbisesi giymiş olarak görünce Hasan Ağa ve beraberindeki birlik, Milis kuvvetlerinin Karbeyazın yardımına gelerek Karbeyazı kurtarmış olacağını düşünerek rahatlarlar. Ermeniler kendi dilleri kadar Türkçe yi de güzel konuştuklarından Hasan Ağa ve beraberindekilere nereye gittiklerini sorarlar. Hasan Ağa da Ermenilerin Karbeyaz köyünü bastığı haberini aldıklarını ve Karbeyazın yardımına gittiklerini söyler.
Ermeniler gelen birliği gafil avladıklarından, Hasan Ağayı, Mısırlılar ailesinden Ökkeş Ağayı, Kör Hüseyin, İbrahim, Küçük Ahmeti Arif Ağayı şehit ederler. Ali Bekir ve Topal Ökkeş kaçarak kurtulurlar. Bu katliamdan sonra Ermeniler Balikli köyünün karşısında Sağırın bağından Balikli köyüne silahlı tacizden bulunurlar. Şehitler develere yüklenerek Balikli köyüne getirilirler. Bunu üzerine Balikli köyünden Hasa Ağa, Mısırlılar ailesinden Ökkeş Ağa (MISIRLIOĞLU) Deli Boran ailesinden İbrahim, Küçük Ahmet, Ali Bekir, Alkan ailesinde Kör Hüseyin, Çepolar ailesinde Topal Ökkeş Hüseyinoğlu Köyünden Kara Fakı ailesinde Boybeyi Arif Ağa (YALÇIN) Karbeyazın yardımına giderler. Bu birlik Müfrezeyi gören Ermeniler Üçpınar köyü civarında pusu kurarlar. Hasan Ağanın birliği yaklaşınca Ermeniler ateş etmeye başlarlar. Olay yerinden Hasan Ağa, Ökkeş Ağa, Arif Ağa, Kör Hüseyin, İbrahim, Küçük Ahmet şehit olurlar. Ali Bekir ile Topal Ökkeş sağ olarak kurtulurlar. Bu müsademeden sonra Ermeniler Balikli köyünün karşısında Sağırın bağında Balikli köyüne ateş açarlar. Daha sonra şehitlerin cesetleri develere yüklenerek Balikliye getirildi diye anlatırdı.
Fransızlar ve Ermeniler Kilis, Antep, Maraş, Urfa da 20 000 insanımızı öldürmüşlerdir. Bu nedenle Kilis ve köylerinin geçmişte vermiş olduğu şerefli mücadele ve direnişi saygı ve rahmetle anarak gelecek nesillere aktarmalıyız. Kilis milli mücadeleden verdiği kahramanlıklar nedeni ile Gazilik unvanını Antep ile birlikte almıştır. Ancak Kilisin sonradan il olması nedeni ileYİGİT KİLİS gibi bir unvanı alması haklılığı halen geçerlidir. Bu nedenle Kilise bir unvan verilmeli ve şehitlerimizin abideleri dikilmelidir.
Mehmet MISIRLIOĞLU
İnşaat Mühendisi
İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunanistan gemilerinden oluşan bir filo İstanbula geldi. Antakya Halep, Antep, Urfa, Kilis, Maraş önce İngilizler daha sonrada Fransızlar tarafından İşgal edildi. 1. Dünya savaşında Osmanlı devleti savaşı Almanlar ile birlikte kaybetmesine raman işğal kuvvetleri Almayayı neden işgal etmediler?
İstanbul da Klikyalılar cemiyeti kuruldu. İzmir, Balıkesir, Bursa, Uşak ve Trakya dan dan Tekirdağ, Edirne Yunanlılar tarafında İşgal edildi, Karadeniz Bölgesinde Rum faaliyetleri başladı, Antalya ve çevresi İtalyanlar tarafında, Doğu Anadolu Ermeniler tarafından işgal edildi. İşte böyle bir ortamda Düşmana karşı Örgütlenmeler, Direniş başladı. Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs.1919 da Samsuna çıkarak Kurtuluş savaşını başlattı. Kurtuluş savaşı başlıca üç cephede gelişti. Doğu cephesinde Ermenilerle savaş başarılı bir askeri hareketin ardında Gümrü Antlaşması ile sonuçlandı. Savaşın asıl önemlisi Batı Cephesinde oldu. Üçünce cephe ise Kuvayı Milliye birlikleri tarafında Güney Doğu Anadolu cephesinde oldu.
İşgalden sonra Örgütlenmeler, Mitingler Kilis, Nizip, Antep, Maraş dada başladı. Fransızların idaresizliği ve Ermeni taşkınlıklarının neticesi halk arasında bir Kuvayi Milliye ruhu ve gönül beraberligi yarattı. Dost, düşman bir olmuş herkes el ele vererek Müdafaai Milliye teşkilatına girmiş, memleketde vatan endişesiyle çarpan ve çırpınan bir tek kalp meydana gelmiştir. Antep, Kilis ve Havalisinde düşmana karşı korumak için önce Cemiyeti İslamiye daha, sonrada Cemiyeti İslamiye ismi Kuvayi Milliye adını aldı., Fransızlarla işbirliği yapan Ermenilerlede karşı mücadele başlattı.
Fransızlar işgal ettikleri her yerde tatbikinde çok kolaylık buldukları bir idare şekli ve az kan dökmek için, işgal ettikleri her yerde öncelikle kendilerine yakın ve halka muhalif mahalli zümreler, kişiler ararlar. Fransızlar; Adana, Antep, Kilis, Urfa ve Maraş da ilk işgallerinde bu muhalifleri bulmakta zorluk çekmedi. General Dölamot bütün bu havali Ermenilerini toplayıp bunları kendi safları arasında savaşa sokmakla yayılmacılığnı ve askeri uzmanı olan arkadaşı Mareşal Petennin tavsiyesine uymuş oldu. Mareşal Peten (Müstemlekelermiz) adlı kitabında; İşgal işlerinde Mahalli insanlardan istifade edileceği zaman seçilecek ve kullanılacak adamların namuskâr insanlarda olması şart degildir. diyor.
General Dölamot da bölgedeki Ermenileri de toplamış Türk-Fransız savaşında kendi taraflarında çalışmalarını temin etmiş ve bunları silahlandırarak bilfiil mücadeleye sokmuştur. Bu sebeple Antep ve Kilis halkı, karşılarında yalnız Fransızları değil, Ermenileride elde silah görmüştür. Muhite yabancı olan Fransızlar Antep ve Kilis civarında ne gibi askeri hareketlere teşebbüs etmişlerse yerli Ermeniler her vakit kendilerine rehberlik etmişlerdir.
Osmanlı Devleti zayıflayarak gücünü kaybedince, Rusya kuzeyden Akdeniz e inebilmek için Kafkasya dan dan yaşayan Ermenileri örgütlüyor, dernekler kurduruyor ve Ermeni çeteleri toplu katliamlara teşvik ediyorlardı. Türk halkı korkutmaya şiddete maruz bırakarak kaçmaya zorluyorlardı. Bu katliamları tekrar Türk halkın üzerine atarak, Türkleri kötülemeye çalışıyorlardı. Rus istilası sırasında Ermeni zulüm ve cinayetlerinde kurtulmak için Diyarbakır üzerinden Halep ve Adana yolu Konya ya ve Erzurum ve Erzincan dan dan Sivasa iltica etmiş Türk göçmenlerin gösterdiği manzara düşünülmeyecek kadar kötü durumdaydı. Fakat o zavallılar Müslüman oldukları için Alman, İngiliz, Fransız gibi batılı kaynaklar ve misyonerleri, onlar için raporlar yazmadı. Onların felaket ve sefaletini edebi bir dilde anlatmak gereğini vicdanlarında his etmedi, daha da ülkemizi istila ettiler.
Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis vilayetlerinin Ruslar tarafında istilası sırasında oralarda oturan Türklerden acaba ne kadarının Ermeniler tarafında en barbarca cinayetlerle öldürülmüş olduklarını ve ne kadarının göç sırasında telef olduğunu bilen var mı? İşte bu olayda ölen Türk sayısının bir buçuk milyonu geçer. Birinci Dünya savaşında ve İstiklal savaşında ülkemizi istila edenler, üç milyonu aşkın insanımızı öldürdüler. Bunlar neden anlatılmaz. Batılılar bunları neden görmezlikten gelirler.
Milli mücadelede Fransızlara karşı örgütlenen Cemiyeti İslam iyeyi Kilisten eski mebuslardan ve ulemadan Hacı Mustafa Efendinin Başkanlığında; İslam, Aslan, İsmet, Canbolat Zade Nuri, Neşet, Tahir Bey, Emin Zade Mustafa, Orman Memuru Emekli Mehmet, Muallim Ahmet gibi beyler ve efendiler.
Musabeyli den ileri gelen ağalardan, Balikli Köyünden Ali Göçeri ailesinden Hasan Ağa, Mısırlılar ailesinde Ökkeş ağa (Mısırlıoğlu) Karbeyaz köyünden Ahmet Ağa,(Çelebi) Murathüyüğü köyünden Ahmet Ağa Kuvayi Milliyenin önden gelen isimlerindeydi.
Mustafa Kemal Paşa, dağınık durumda olan Kuvayii Milliyeyi toparlanması ve birbirleri ile irtibatlı olmaları için Antep ve havalisi Kuvayi Milliyesinin başına Kılıç Ali Paşa yı görevlendirmesiyle, Kılıç Ali Paşa 3. Nisan.1336 da Antepin Burc köyüne geldi. İlk iş olarak yörenin ileri gelen ve Kuvayii Milliye içerisinden olanlarla toplantılar tertipledi. Dağınık durumda olan Kuvayi Milliyeyi toplayarak güçlendirdi.
Kilis Kuvayii Milliyesi kendisine karargâh olarak Kilisin Cengin köyünü seçti. Fransız birlikleri üst olarak Kilisin on kilometre güneyindeki O zaman Kilisin nahiyesi durumunda olan Katmayı üst olarak seçti. Fransız birlikleri; 13 piyade taburu, 4 sahra bataryası, 5 dağ bataryası, 15,5 luk batarya, 10,5 luk batarya, ½ suvari alayı, 1 teyyara filosu, 12 000 insan, deve ve at olarak 6 000 hayvanları mevcuttu. Kilis Kuvayii Milliyesinin elinde mavzer ve av tüfekleri vardı.
Fransızlar ne zaman Katmadan hareketle Kilis üzeri Antepe gitmek istemişlerse Kilis Kuvayi Milliyesi tarafından engellenmişler ve zayiata uğratılmışlar hatta yenilgiye uğratılarak ellerinden silahları alınmıştır. Kilis ve çevre köylerinin Milli mücadelede tarihimizin gerçekten parlak ve şerefli bir şekilde direnişini vermişlerdir. Şahin Bey, Kilisten Antepe gitmek isteyen Fransızlarla son kurşununa kadar direnmiş ve şehit olması ile Fransızlar Antepe gitmeye devam etmişler Antep savaşından Aslan Beyin kardeşi Lemi Bey şehit olmuştur.
Yine çoğumuzun bilmediği, belgelere yansımamış olan ancak Balikli köyünde, aynı olayda hem babası Hasan Ağa ile kocası Ökkeş Ağayı şehit veren her anlatışında olayın tazeliğini yaşayan ve gözleri yaşlarla dolan Şavo ninenin anlattıkları; Ermeniler sabaha karşı, Karbeyaz köyünün etrafını kuşatırlar. Sabah namazı için abdest almak için evinden çıkarak çeşmeye giden Ahmet ağa ile oğlu Selimi Ermeniler etkisiz hale getirerek esir alırlar. Ahmet Ağanın evinin önünde daha önce toprağa gömdüğü altın paralarını elinden alırlar. Daha sonra Havranın oğlu Mehmetin (Mamişin) evine gelirler. Mehmet ve oğlu İsmail Ermenilere silah ile karşılık verirler. (silahlarından çıkan mermilerin izi halen şu anda Feruzun oturduğu evde mevcuttur.) Ermenilerin baskısı ve işkencesi ile Selim Ağa ve oğlu Selim zulme dayanamayarak Mehmetin (Mamişin) teslim sağlar. Silah seslerinin çevre köyde duyulması üzerine, Karbeyaza 1,5km mesafede olan Yuvabaşı köyünden Hüseyin Mesmes, Karbeyazın yardımına gelirken, Hüseyinin karbeyaza bir km yaklaşınca Ermenilerin kurşunları ile öldürülür. Karbeyazın Ermeniler tarafından basılmasını haberini alan Balikli köyünden Hasan Ağa Köyün içine ve çevre köylere haber gönderir. Karbeyaz köyünü gavur eşkiyaları basmış, eli silah tutan herkes atına binip gelsin, eğer hasta olup da gelemeyecek olanlar, silahlarını göndersin diye haber gönderir. Balikli köyünden Ali Göçeri ailesinden Hasan Ağa, Hasan Ağanın damadı ve Mısırlılar ailesinden Ökkeş Ağa, Deli boran ailesinden İbrahim, Küçük Ahmet, Ali Bekir, Alhan ailesinden Kör Hüseyin, Çepolar ailesinden Topal Ökkeş Hüseyinoğlu köyünden Kara Fakı ailesinden Arif Ağa Karbeyazın yardımına giderler. Bu birlik Karbeyazın yardımına giderken Ermenilerle Üçpınar köyü civarında karşılaşırlar. Ermeniler Osmanlı asker elbisesi giymişler. Ermenileri Osmanlı askerinin elbisesi giymiş olarak görünce Hasan Ağa ve beraberindeki birlik, Milis kuvvetlerinin Karbeyazın yardımına gelerek Karbeyazı kurtarmış olacağını düşünerek rahatlarlar. Ermeniler kendi dilleri kadar Türkçe yi de güzel konuştuklarından Hasan Ağa ve beraberindekilere nereye gittiklerini sorarlar. Hasan Ağa da Ermenilerin Karbeyaz köyünü bastığı haberini aldıklarını ve Karbeyazın yardımına gittiklerini söyler.
Ermeniler gelen birliği gafil avladıklarından, Hasan Ağayı, Mısırlılar ailesinden Ökkeş Ağayı, Kör Hüseyin, İbrahim, Küçük Ahmeti Arif Ağayı şehit ederler. Ali Bekir ve Topal Ökkeş kaçarak kurtulurlar. Bu katliamdan sonra Ermeniler Balikli köyünün karşısında Sağırın bağından Balikli köyüne silahlı tacizden bulunurlar. Şehitler develere yüklenerek Balikli köyüne getirilirler. Bunu üzerine Balikli köyünden Hasa Ağa, Mısırlılar ailesinden Ökkeş Ağa (MISIRLIOĞLU) Deli Boran ailesinden İbrahim, Küçük Ahmet, Ali Bekir, Alkan ailesinde Kör Hüseyin, Çepolar ailesinde Topal Ökkeş Hüseyinoğlu Köyünden Kara Fakı ailesinde Boybeyi Arif Ağa (YALÇIN) Karbeyazın yardımına giderler. Bu birlik Müfrezeyi gören Ermeniler Üçpınar köyü civarında pusu kurarlar. Hasan Ağanın birliği yaklaşınca Ermeniler ateş etmeye başlarlar. Olay yerinden Hasan Ağa, Ökkeş Ağa, Arif Ağa, Kör Hüseyin, İbrahim, Küçük Ahmet şehit olurlar. Ali Bekir ile Topal Ökkeş sağ olarak kurtulurlar. Bu müsademeden sonra Ermeniler Balikli köyünün karşısında Sağırın bağında Balikli köyüne ateş açarlar. Daha sonra şehitlerin cesetleri develere yüklenerek Balikliye getirildi diye anlatırdı.
Fransızlar ve Ermeniler Kilis, Antep, Maraş, Urfa da 20 000 insanımızı öldürmüşlerdir. Bu nedenle Kilis ve köylerinin geçmişte vermiş olduğu şerefli mücadele ve direnişi saygı ve rahmetle anarak gelecek nesillere aktarmalıyız. Kilis milli mücadeleden verdiği kahramanlıklar nedeni ile Gazilik unvanını Antep ile birlikte almıştır. Ancak Kilisin sonradan il olması nedeni ileYİGİT KİLİS gibi bir unvanı alması haklılığı halen geçerlidir. Bu nedenle Kilise bir unvan verilmeli ve şehitlerimizin abideleri dikilmelidir.
Mehmet MISIRLIOĞLU
İnşaat Mühendisi