İlkokula başlamak hem çocukların hem de ailelerinin hayatlarındaki en önemli dönemeçlerden biridir. Okuma yazma öğrenmek küçük çocuklarınızın hayatlarını kökten değiştirir. Bilgiye doğrudan ulaşabilmek –okuldaki sosyal deneyimlerle birleştiğinde- çocuğunuzu eskisinden çok daha bağımsız ve güçlü yapacaktır.
Okuma yazma öğrenme süreci aynı zamanda anne babanın da doğrudan sorumluluk aldığı özel bir zamandır. 1. Sınıfın ilk 2-3 ayı anne babaları ellerinde kitaplar, ‘sabırla’ çocuğuna yardımcı olmaya çalışırken görürüz.
Ancak düşündüğümüzün tersine, okuma yazma sadece harflerin anlamlı seslere ve sözcüklere dönüşmesi değildir. Bu sadece okuma yazma becerisinin ilk basamağıdır. Oysa eğitim hayatı sadece okumayla başarılamayacak kadar zorludur. İleri sınıflarda başarılı olmanın koşulu da bu becerileri 1. sınıftan başlamaktır.
Eğer çocuğumuzun uzun ve başarılı bir eğitim hayatının olmasını istiyorsak, en temel beceri olan okuduğunu doğru anlama becerisini geliştirebilmemiz çok önemlidir.
Eğitim hayatı sadece okumayla başarılamayacak kadar zorludur.
Üstelik öğrencinin anlama ve yorumlama yeterliliği çoğu zaman ailenin değil, öğretmenin gözlemleyebileceği bir beceridir. Çünkü bir çocuğun okuyup okumadığını anlamak ne kadar kolaysa, anlayıp anlamadığını anlamak bir o kadar zordur.
Çocuğun okuma yazma becerisi, dil gelişimiyle el ele gider.
Bu durumda çocuğun gelişimi için okuma yazmanın yanı sıra dil gelişiminin de hedeflenmesi gerekir. Yani çocuğunuzun sadece okuma çalışması yapması yeterli olmaz. Bunun yanında kitap okuma, okunanlar üzerine konuşma, sorular sorup yanıtlama gibi çalışmaların yapılması da faydalı olacaktır.
Her sayfadan sonra bilmediği sözcük olup olmadığını sorabilir, eş anlamlı zıt anlamlı sözcüklerden örnekler verebilirsiniz.
Dikkati iki basamaklı olarak düşünebilirsiniz. İlk basamakta metin içinde verilen ve çocuğunuzun dikkat etmesi beklenen bilgilere dikkatini çekebilirsiniz. Bunlar metinde olan sayısal veriler, neden-sonuç ilişkileri, zıtlık durumları gibi bilgilerdir. İkinci basamakta çocuğunuza metnin içindeki varsayımları öğretebilirsiniz. Örneğin ormanda geçen bir hikayede hayvanların genel karakteristikleri; okulda geçen bir hikayede okul kuralları yazılmayan varsayım olabilir.
Ayrıca çocuğunuza bütün eğitim hayatı boyunca ihtiyaç duyacağı ve ona başarı getirecek şu becerileri de öğretebilirsiniz:
Metin önce öğretmen tarafından okunur, sınıfa sorular sorulur, sonu tahmin edilir. Öğretmen bunu birkaç kez tekrarladıktan sonra aynı görevi öğrencilere verir. Onlardan küçük gruplar içinde okuma yapmalarını, okuma yaparken arkadaşlarına sorular yönelterek, tahminlerde bulunarak, metni sunmalarını ister.
Bu etkinliğin sırayla tüm öğrenciler tarafından yapılması onların sosyal becerilerini ve liderlik yönlerini de geliştirecektir.
Öğrencileriyle bu çalışmayı ileriki yıllarda da uygulamak isteyen eğitimciler, çocuklara okuma dışında bilişsel becerilerini daha fazla kullanacakları görevler verebilirler.
Soru Soran: Her okumada farklı bir öğrenci, metne göre sorular soran, metnin içindeki belirsizlikleri, açık olmayan ya da üstü kapalı olmayan bilgileri deşifre eden kişidir.
Özetleyen: Metnin önemli noktalarını, hikayenin temel soru ve çelişkilerini arkadaşlarına sunan kişidir.
Açıklayan: Soruların yanıtlarını ve hikayenin karmaşık yönlerini açıklığa kavuşturan kişidir.
Tahminde Bulunan: Hikayenin nasıl gelişeceği ya da koşullar değişirse sonunun nasıl değişeceği konusunda fikir yürüten kişidir.
Özellikle 2. ve 3. sınıflarda çocukların dil kullanımı, kendilerini yazılı ve sözlü olarak ifade etmek ve yazılı metinleri çözme konusunda yetkinlik kazanmalarını bekleyebiliriz. Okuma becerisi de aynı şekilde gelişecek; öğrenci hikayenin konusu, akışı, ana fikrin verilişi, mecaz anlamların kullanımı, sonuca varma ve sonucu değerlendirme gibi alanların kolaylıkla üstesinden gelebilecektir.
Okuma yazma öğrenme süreci aynı zamanda anne babanın da doğrudan sorumluluk aldığı özel bir zamandır. 1. Sınıfın ilk 2-3 ayı anne babaları ellerinde kitaplar, ‘sabırla’ çocuğuna yardımcı olmaya çalışırken görürüz.
Hedef Hecelemeden Okuma mı?
Bu süreçte herkesin hedefi çocuklarımızın hecelemeden, kelimeleri bir bütün olarak seslendirmesidir. Harfler seslere, heceler sözcüklere, sözcükler de cümlelere dönüşmeye başladığında rahatlarız. Okuma yazma işi halledilmiştir.Ancak düşündüğümüzün tersine, okuma yazma sadece harflerin anlamlı seslere ve sözcüklere dönüşmesi değildir. Bu sadece okuma yazma becerisinin ilk basamağıdır. Oysa eğitim hayatı sadece okumayla başarılamayacak kadar zorludur. İleri sınıflarda başarılı olmanın koşulu da bu becerileri 1. sınıftan başlamaktır.
Eğer çocuğumuzun uzun ve başarılı bir eğitim hayatının olmasını istiyorsak, en temel beceri olan okuduğunu doğru anlama becerisini geliştirebilmemiz çok önemlidir.
Eğitim hayatı sadece okumayla başarılamayacak kadar zorludur.
Çok Sayıda Beceri Gelişecek!
Nitelikli bir okuma yazma sürecinin hedefi çocuğun okumasının yanı sıra okuduğunu anlamlandırması, metnin mesajını anlaması, mantık süzgecinden geçirebilmesi ve sözcük kapasitesinin gelişmesidir. Bu karmaşık becerilerin tamamlanması ilkokul 2.-3. sınıfa kadar sürecektir.Okumak Anlamak Değildir!
Birinci sınıfın ilk dönemi biterken çocuk hecelemeden okumaya ve rahatça yazmaya başlayacaktır. Oysa öğrencinin akıcı bir şekilde okumaya başlaması, okuduklarını anlayabildiği, yorumlayabildiği anlamına gelmez.Üstelik öğrencinin anlama ve yorumlama yeterliliği çoğu zaman ailenin değil, öğretmenin gözlemleyebileceği bir beceridir. Çünkü bir çocuğun okuyup okumadığını anlamak ne kadar kolaysa, anlayıp anlamadığını anlamak bir o kadar zordur.
Geliştirmek İçin Neler Yapalım?
Peki çocuklarımızın okuma, yazma ve anlama becerilerini nasıl daha ileriye taşıyabiliriz? Veliler ve öğretmenler olarak ilkokul birinci sınıftaki öğrencilerinizi nasıl destekleyebiliriz? İşte size çocuğunuzun okuduğunu anlama, anladığı sorgulama, sorular sorma, yanıtlar verme ve tahminlerde bulunabilme becerisinin gelişimi için bazı öneriler.Çocuğun okuma yazma becerisi, dil gelişimiyle el ele gider.
1. Okuma yazmayı değil bütünsel dil gelişimini hedefleyin:
Her şeyden önce çocuğunuzun sadece okumasını değil; okuduğunu anlayabilen ve dilini iyi kullanan biri haline gelmesini hedefleyin. Deneyimli öğretmenlerin sıklıkla altını çizdikleri gerçeği bir kez de biz hatırlatalım: Çocuğun okuma yazma becerisi, dil gelişimiyle el ele gider. Okula başlamadan önce sözcük kapasitesi yeterince gelişmemiş, ekran karşısında zaman geçirmiş, fazla kitap okunmamış çocukların dil gelişimi yaşıtlarına göre geride kalmış olabilir.Bu durumda çocuğun gelişimi için okuma yazmanın yanı sıra dil gelişiminin de hedeflenmesi gerekir. Yani çocuğunuzun sadece okuma çalışması yapması yeterli olmaz. Bunun yanında kitap okuma, okunanlar üzerine konuşma, sorular sorup yanıtlama gibi çalışmaların yapılması da faydalı olacaktır.
Her sayfadan sonra bilmediği sözcük olup olmadığını sorabilir, eş anlamlı zıt anlamlı sözcüklerden örnekler verebilirsiniz.
2. Sözcük Dağarcığını Genişletmeye Çalışın:
Pek çok çocuğun sözcük kapasitesi günlük sözcüklerle kısıtlıdır; okuyamaması ya da metni anlayamamasının nedeni sözcükleri bilmemesi olabilir. Bu durumda en iyi fikir olabildiğince fazla okumaktır. Her sayfayı okuduktan sonra bilmediği sözcük olup olmadığını sorabilir, eş anlamlı zıt anlamlı sözcüklerden örnekler verebilirsiniz.3. Düşünme Stratejilerini Öğretin:
Çocuğunuzla metin okuma ve anlama alıştırmalarında ilerleme sağladıktan sonra onun dikkatini kullanma ve düşünme stratejilerini öğretebilirsiniz.Dikkati iki basamaklı olarak düşünebilirsiniz. İlk basamakta metin içinde verilen ve çocuğunuzun dikkat etmesi beklenen bilgilere dikkatini çekebilirsiniz. Bunlar metinde olan sayısal veriler, neden-sonuç ilişkileri, zıtlık durumları gibi bilgilerdir. İkinci basamakta çocuğunuza metnin içindeki varsayımları öğretebilirsiniz. Örneğin ormanda geçen bir hikayede hayvanların genel karakteristikleri; okulda geçen bir hikayede okul kuralları yazılmayan varsayım olabilir.
Ayrıca çocuğunuza bütün eğitim hayatı boyunca ihtiyaç duyacağı ve ona başarı getirecek şu becerileri de öğretebilirsiniz:
- Daha önceki bilgileriyle okuduklarını birleştirmeyi, Okurken aynı zamanda sorular sormayı,
- Metinde ilerledikçe sordukları soruların yanıtlarını bulmayı,
- Okuduklarını daha önce okudukları metinlerle ya da kendi deneyimleriyle ilişkilendirmeyi,
- Metnin içindeki önemli bilgilerin neler olduğunu fark etmeyi,
- Metne göre zihninde görselleştirme yapmayı,
- Metnin nasıl sonuçlanabileceği hakkında tahminler yapmayı,
- Kendi tahminleriyle yazılı metin arasındaki farkları görebilmeyi öğretin.
4. Karşılıklı Öğrenme Tekniklerinin Kullanımı:
Öğrencilerin metni daha dikkatli okumaya ve kavramaya başladıktan sonra uygulanabilecek bir başka öğrenme tekniği ise bu aktiviteleri karşılıklı gerçekleştirmektir.Metin önce öğretmen tarafından okunur, sınıfa sorular sorulur, sonu tahmin edilir. Öğretmen bunu birkaç kez tekrarladıktan sonra aynı görevi öğrencilere verir. Onlardan küçük gruplar içinde okuma yapmalarını, okuma yaparken arkadaşlarına sorular yönelterek, tahminlerde bulunarak, metni sunmalarını ister.
Bu etkinliğin sırayla tüm öğrenciler tarafından yapılması onların sosyal becerilerini ve liderlik yönlerini de geliştirecektir.
Öğrencileriyle bu çalışmayı ileriki yıllarda da uygulamak isteyen eğitimciler, çocuklara okuma dışında bilişsel becerilerini daha fazla kullanacakları görevler verebilirler.
Soru Soran: Her okumada farklı bir öğrenci, metne göre sorular soran, metnin içindeki belirsizlikleri, açık olmayan ya da üstü kapalı olmayan bilgileri deşifre eden kişidir.
Özetleyen: Metnin önemli noktalarını, hikayenin temel soru ve çelişkilerini arkadaşlarına sunan kişidir.
Açıklayan: Soruların yanıtlarını ve hikayenin karmaşık yönlerini açıklığa kavuşturan kişidir.
Tahminde Bulunan: Hikayenin nasıl gelişeceği ya da koşullar değişirse sonunun nasıl değişeceği konusunda fikir yürüten kişidir.
5. İleri Anlama Becerileri Öğretin.
Bütün bu basamaklarda ilerleyen ve artık yazılı metinleri kolaylıkla okuyan, anlayan, soruları yanıtlayan çocukların daha üst düzey becerilere taşımamız gerekir.Özellikle 2. ve 3. sınıflarda çocukların dil kullanımı, kendilerini yazılı ve sözlü olarak ifade etmek ve yazılı metinleri çözme konusunda yetkinlik kazanmalarını bekleyebiliriz. Okuma becerisi de aynı şekilde gelişecek; öğrenci hikayenin konusu, akışı, ana fikrin verilişi, mecaz anlamların kullanımı, sonuca varma ve sonucu değerlendirme gibi alanların kolaylıkla üstesinden gelebilecektir.