10 Kasım Oratoryosu - Atatürk'e Sesleniş
Boru (Saygı duruşu)
Koro (Atatürk Kanonu)
Çelik üçgen
Erkek Solo: Bir destandır Atatürk.
Kız Solo: Yapraklar gibidir insan soyu
Koro: Koca bir çınar gibidir Türk ulusu. Memleketler çökertmiştir yükseltince sesini.
Solo: Ne var ki kalınca çağın gerisinde, Devlet solgun düşmüş, ağaç kökünden kurumuş sanki. Ve halk, mutsuzdu, tedirgindi. Günler kaygılı, daha büyük acılara gebeydi.
Koro: Günler günleri, aylar ayları kovaladı. 1881in mayısında, ılık rüzgârlar esiyordu Selanik ovasında.
Solo: Birden sustu, ova, bayır, dağ,taş sustu. Selanik sustu. Ağladı birden mavi gözlü, yapış yapış sarı saçlı bebek. Gülümsedi ter içinde Zübeyde. Gülümsedi, şükürledi, ohladı Ali Rıza Efendi! Yayla yayla tüttü, çiçek açtı Selanik.
Koro: Mustafa doğdu!
Solo: Günler, günleri kovaladı. Aylar ayları, yıllar yılları. Mustafa büyüdü,okudu, Kemal oldu. Önlükten üniformaya, çarıklardan postallara ulaştı.
Koro: 1881den 1905e. Ulusun umut kaynağı, gencecik kurmay bir yüzbaşı,koştu cepheden cepheye.
Solo: 1905te kurmay yüzbaşı rütbesi ile, 30. Süvari alayında göreve başladığında, imparatorluk can çekişiyordu.
1 kişi: 30 Ekim 1918 Mondros antlaşması. Sonuç!
Koro: Vatan, işgal altında.
Kız: Askerler gelip geçiyordu, yaralı, yorgun, hasta askerler. Milletin yüreği kan ağlıyordu. Yaralıydı, yorgundu, yoksuldu ulus.
Erkek: Göğü bulutlar, kara kara bulutlar bürüdü. Yer gök karardı. Denizler dalgalandı.
Koro: Mavi değil artık denizlerimiz. Tarlalar sürülmez oldu. Sütü kesildi davarların. Öksüz kaldı bebelerimiz.
K. solo: Savaşlar, savaşlar, savaşlar,
Trablusgarpta, Yemende.
Gidenler dönmemiş geri
Babasız kalmış çocuklar.
Havada bulut yok, bu ne dumandır.
Mahlede ölüm yok, bu ne figandır.
Şu yemen elleri ne de yamandır.
Ano yemendir, gülü çemendir
Giden gelmiyor, acep nedendir.
Burası Muştur, yolu yokuştur
Giden gelmiyor, acep ne iştir.
Solo: İngiliz ve Fransız birlikleri, Çanakkale boğazını işgal ettiler.
Koro: Balkanlarda, Çanakkalede. Bir dünya çullanmış üzerimize.
Solo: Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi. En kesif orduların yükleniyor, 4ü,5i.
Koro: Olsun! Ne çıkar bundan? Türk doğmuşuz bir kere. İsterse felek, her türlü cefasın toplasın gelsin. Biziz cefaları serecek yere.
Solo: Eski dünya, yenidünya, bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer.
Solo: Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk,
Sade bir hadise var ortada, vahşetler denk.
Koro: Düşman! Kendine gel. Pek tekin değildir Çanakkalenin suyu. Geçilmez bu boğaz.
Erkekler: Bizi,ne topun yıldırır,ne (bilgi yelpazesi.net) kurşunun. Çünkü artık, başladı cengimiz.
Solo kız: İki ağabeyim vardı. Uğrular Çanakkalede vurdu.
Uğurlar ola dedi babam, vatan için sonsuzluğa
Erkekler: Biz, Mehmetiz. Güllelerden, bombalardan daha korkunç ruhlar halinde, bu topraklar için, bu toprağa düşen beden, bizim bedenimiz.
Solo Erkek: Ölüm indirmekte gök, ölü püskürtmede yer.
O ne müthiş tipidir, savrulur enkaz-ı beşer,
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vadilere sağnak sağnak.
Erkekler: Biz, Mehmetiz. Kızgın demirlere ve delinmez zırhlara karşı, çelikleri büken, eriten ateş, bizim bedenimiz.
Erkek solo: Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı
Erkekler: Çanakkale sırtlarındayız. Ateşten dağları söndürecek kan, bizim kanımız. Cehennem olsa, bağrımızda söndürürüz.
Kızlar: Düşman Bozca ada önlerinde.
Kız solo: Tepeden yol bularak geçmek için Marmaraya
Kaç donanmayla saldırmış ufacık bir adaya.
Erkekler: Biz, Mehmetiz. Kan, ateş ve vahşet saçan, uygar dünyaya karşı, eski dünya, yeni dünyaya karşı, aslanlar gibi dövüşen, kanını, canını veren, öleni kalanı, gidip gelmeyeni, biziz.
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni of gençliğim eyvah
Atatürk: Bu millet,istiklalsiz yaşamamıştır,yaşamamıştır,yaşayamaz,ve yaşamayacaktır.
Solo kız: Derken ulusuna inanıyor, güveniyordu yürekten. Ulusun da, tüm varlığıyla bağlanmıştı sana. Sarsılmaz bir inançla.
Kızlar: Dağ başını duman almış,
Gümüş dere durmaz akar.
Erkekler: Dağ başındaki dumanı dağıtacak rüzgarlar var.
Koro: İnanalım arkadaşlar, bağlanalım arkadaşlar.
Dağ başını duman almış gümüş dere durmaz akar
Güneş ufuktan şimdi doğar yürüyelim arkadaşlar
Sesimizi yer gök su dinlesin sert adımlarla her yer inlesin
İnlesin
Koro: Gökyüzünde kara kara bulutlar,hayın mı hayın.
Bir gün gelir hesabını sorarız,buralarda durmayın.
Kız solo: Ne bulutlar gitti,ne göklerden bir haber geldi.
Bu seferde millet,padişahlara seslendi.
Koro: Biz,yoksul bir milletiz. Gökyüzünde solgun ışıklar yanar. Genç kızlar,tüy gibi çocuklar,yiğitler ihtiyarlar. Bu topraklar için yaşıyoruz. Yol verin bize.
Solo: Ne bulutlar gitti,ne padişahlardan bir haber geldi.
Kız solo: Milletin umut kaynağı,Mustafa Kemal Paşa derler,bir yiğit vardı. Bu seferde millet,türkülerle Kemal Paşaya haber saldı.
Koro: Kemal Paşa,yenilmez yiğit,şanlı komutan. Savaşa gider gibi yetiş bize. Çöllerde bile olsan,inanç doldur,güç doldur içimize.
Solo: Kuşun kanadında Türküler,kemal Paşanın gönlüne vardı.
Çanakkale de tarihi ters çeviren,doğuda Rus ordularını deviren,
Güneye yıldırımca akan,Anadolu ya kartalca bakan
Süzülen göklere doğru, kemal Paşanın gönlü, aktı Anadoluya
Hoş gelişler ola Mustafa Kemal paşa
Askerin milletin bayrağınla çok yaşa
Arş arş arş ileri ileri
Arş ileri marş ileri
Dönmez geri Türkün askeri
Sağdan sola,soldan sağa
Alda bayrağı düşman üstüne
Koro: Kara denizde dalgalarla boğuşan,küçük bir tekne Bandırma vapuru. Uçmak ister Samsuna doğru. Yolunu bekler Anadolu.
Solo: 19 Mayıs 1919 sabahı yorgun. Dalgaların üzerinde,alı al, moru mor bir güneş doğuyor. Bu deniz hiçbir zaman bu kadar ağarmadı. Ortalık aydınlık içinde.
Samsundan güneş gibi doğdun sen Atatürk.
Yurdumdan düşmanı kovdun sen Atatürk.
Koro: O günlerde,ateşi ve ihaneti gördük. Dayandık,dayandık. Har yanda dayandık. İzmirde, Aydında, Adanada dayandık. Dayandık Urfada,Maraşta,Antepte. Samsun da soğan güneş, inanç doldurdu. Güç doldurdu içimize.
Solo: Bir güçlü ışıma damarlarımızda. Kurtuluş,kurtuluş diye yanıyordu. Senin,sevinç,ışık saçan parmağın, ileriye,taa... ileriye uzanıyordu.
Yürü bu yol şeref zafer yolu
Karşında bekliyor seni tanyeli
Yürü atıl devir karanlığı
Durma yürü haydi ileri
Koro : Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun azmi ve kararlılığı kurtaracaktır. Dedik Amasyada.
Erkek solo: 1919un 23üncü günü,Erzurum bir temmuz güneşiyle uyanıyor. Coşku içinde dadaş. Bir okulda toplandı 54 arkadaş.
Koro : Kabul olunmaz manda ve himaye. Vatan bir bütündür,parçalanamaz.
Kız solo: Yıl,yine 1919 Eylülünün 4ü. Birleşti Anadolunun batısı ve doğusu Sivasta. Mandacılık lanetlendi bir kez daha.
Koro: Yolumuz,Ankara.
Ankaranın taşına bak
Gözlerimin yaşına bak
Biz düşmanı esir aldık
Şu feleğin işine bak, pek şanlıyız.
Erkek solo: Ve Ankara.
ATATÜRK: Bu gün,günün ağardığını nasıl görüyorsam uzakta,bütün doğu uluslarının da uyanışını öyle görüyorum. Sömürgecilik ve emperyalizm yer yüzünden yok olacak ve yerine uluslar arasında hiçbir renk,din ve ırk farkı gözetmeyen,yeni bir uyum ve işbirliği çağı egemen olacaktır.
Koro : Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. dedik, 23 Nisan 1920 de Türkiye Büyük Millet Meclisini ilan ettik.
Daha yakın Atam yakın sana
Yolunda bu ulus yakın sana
Kurdun cumhuriyeti ettin sen armağan
Atam yakın daha yakın sana
Koro : Savaşta,ateşi ve ihaneti gördük. Yiğitliği,mertliği,ne mertliği birlikte gördük. Telgrafçı Hamdiler,karayılanlar,Şahin beyler. Halide onbaşılarla yüceldik.
Solo :1inci İnönü,sonra 2ncisi. Bütün cephelerde temas.
Koro : Bizim süvarimiz,ata yaman biner. Ayağı yere,başı göğe değer. Piyademiz yola yeğin gider. Topçumuzun narası,hay babam hay,gülleden beter.
Solo :Sakaryada kanla yazıldı yazı. Bir asker,bir askere saati sordu. Bozguna uğrattığımızda Yunanlıyı,yıldızlar Dumlupınarı gösteriyordu.
Dumlupınar geldik sana
Yüz sürmeye toprağına
Dumlupınar Dumlupınar
Herkes bugün seni anar.
Dumlupınar suyun kevser
Armağanın büyük zafer
Dumlupınar Dumlupınar
Herkes bugün seni anar.
Koro: Analar, bacılar, yola düştü. Onlarda inanmıştı, bağlanmıştı Mustafa Kemale. Mermi taşıyorlardı kağnılarla, dağ, taş taşıyorlardı.
Solo: Ayın altında, kağnılar gidiyordu
Kağnılar gidiyordu, Akşehirden Afyona doğru.
Ve kadınlar, bizim kadınlarımız.
Korkunç ve mübarek elleri, incecik küçük çeneleri,
Kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yârimiz.
Ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen,
Ve sofradaki yeri öküzümüzden sonra gelen
Ve dağlara kaçırıp, uğruna hapis yattığımız
Ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
Ve karasabana koşulan ve ağıllarda ışıltısında yere saplı bıçakların
Oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar. Bizim kadınlarımız.
Şimdi ayın altında kağnıların ve hartuçların peşinde
Harman yerine kehribar başaklı sap çeker gibi,
Aynı yürek ferahlığı, aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve on beşlik şarapnelin çeliğinde, ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar yürüyordu.
Akşehir üstünden Afyona doğru.
ATATÜRK: 26-27 Ağustos günlerinde, yani iki gün içinde, Karahisarın güneyinde 50,ve kuzeyinde 20-30 km. uzunluğunda bulunan, müstahkem cephelerini düşürdük.
Solo: Kocatepe,yanık ve ihtiyar bir bayırdır. Ne ağaç,ne kuş sesi,ne toprak kokusu vardır. Gündüz güneşin,gece yıldızların altında kayalardır.
Ve yıldızlar,öyle ışıltılı,öyle ferahtılar ki,şayak kalpaklı adam,nasıl ve ne zaman geleceğini bilemeden,güzel,rahat günlere inanıyordu...
Paşalar,onun arkasındaydılar. O,saati sordu. Paşalar üç dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. Bıraksalar, ince uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak, Kocatepeden Afyon ovasına atlayacaktı.
Koro: Aştık,ovaları da,dağları da,hızla. Parmağının ucunda görünüverdi Akdeniz, zaferlerimiz. Tüm özlemlerimiz,hep o ışık elindeydi. Yürek tellerimize de, bugün o eller deydi.
ATATÜRK: İLK HEDEFİNİZ, AKDENİZDİR. İLERİ!
Solo: 9 Eylülde ilk hedefe varıldı. İzmir, kan ve ateş içinde. Tarlalar nar kırmızısı, elma alı değil, kan kırmızısı, ateş kırmızısı. Düşman, koymuş meydanları kaçıyordu.
İzmirin dağlarında çiçekler açar
Altın gümüş orda sırmalar saçar
Bozulmuş düşmanlar sel gibi kaçar
Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa
Adın yazılacak mücevher taşa
Solo: Görünürdeki düşmanı yenmiş,batıya kabul ettirmiştik gücümüzü. Ama başka bir düşman vardı içimizde. En az görünen düşman kadar tehlikeli. Hele hele görünen düşmanla işbirliği yapma fırsatı bulduğunda,çok daha güçlenecek bir düşman.
Koro: Cehalet,cehalet,cehalet. Işık getirin ışık. Aydınlansın içimiz. Kıralım karanlığın paslı zincirini.
Solo: 1 Kasım 1922
Koro: Kaldırdık saltanatı
ATATÜRK: Hakimiyet,kayıtsız şartsız milletindir. Kime sorarsanız bu,Cumhuriyet demektir. Bu,doğan çocuğun adıdır. Ama bu ad,bazılarına hoş gelmezmiş. Varsın hoş gelmesin.
Koro: Türk devletinin şekli,Cumhuriyettir. Devlet,büyük millet meclisi tarafından idare edilir.
1kişi: Yaşasın Cumhuriyet.
3 kişi: Yaşasın Cumhuriyet.
10 kişi: Yaşasın Cumhuriyet.
Koro: Yaşasın Cumhuriyet.
Cumhuriyet hürriyet demek
Cumhuriyet özgürce yaşamak
Uygarlığa, çağdaşlığa,durmadan,yılmadan koşmak demek.
Solo: 3 Mart 1924
Koro: Hilafet yok, halifelik de yok.
Solo: 25 Kasım 1925
Koro: Bize yakışan kıyafet,uygar kıyafettir. Onu giyeceğiz.
Solo: 30 Kasım 1925
Koro: Aydınlık bir yolda ilerliyoruz. Tekke ve zaviyeleri kapatıyoruz.
Solo: 26 Aralık 1925
Koro: Takvimde,ölçüde uyduk uygar uluslara.
Solo: 17 Şubat 1926
Koro: İşte medeni kanun. Sen,ben,eşitiz artık. Onurlu yaşamak bu.
Solo: 24 Mayıs 1928
Koro: Uluslar arası sayılar.
Solo: 21 Haziran 1928
Koro: Mehmet Oğlu Rıza, Hasan Kızı Ayşe yok, soyadımız var.
Solo: Yasa çıktı Mustafa Kemal Soyadı almadı daha. Türk ulusu ad olacaktı ona. Öyle soyadı ki, On da yaşayacaktı.
Koro: ATATÜRK, ATATÜRK, ATATÜRK.
Solo: 1 Kasım 1928
Koro: Yeni alfabe. Işıklı yolda ilerliyoruz.
ATATÜRK: ÖĞRETMENLER,ORDULARIMIZIN KAZANDIĞI ZAFERLER,SİZİN VE BİZİM ORDULARIMIZIN KAZANACAĞI ZAFERLERE,ZEMİN HAZIRLAMIŞTIR. YENİ NESİL, SİZİN ESERİNİZ OLACAKTIR.
Öğreten sensin bizlere öğreten sen
Yılmadan yürümeyi öğreten sen
Atatürkün yolunda devrimlerin ışığı sen
Sana bağlıyız gönülden hepimizi yaratan yücelten sen
Yılmadan yürümeyi öğreten sen
Atatürkün yolunda devrimlerin ışığı sen
Sana bağlıyız gönülden hepimizi yaratan yücelten sen
ATATÜRK: DAHA SELAMETLE, DAHA DÜRÜST OLARAK YÜRÜYECEĞİMİZ YOL VARDIR. BÜYÜK TÜRK KADININI, MESAİMİZE MÜŞTEREK KILMAK, HAYATIMIZI ONUNLA BİRLİKTE YÜRÜTMEK, YOLUMUZDUR.
Solo kız: 3 Haziran 1930. işte Türk kadınının (bilgi yelpazesi.net) onuru. Seçme ve seçilme hakkı.
Kızlar: Bana! Bir ulusun hor gördüğü kadına. Hakkın ve özgürlüğün,o güzel, o tadına doyulmaz sevincini yaşattı devrimlerin.
Koro: Ne güzelmiş. O uzak günlerde,senin ardından zaferden zafere koşmak. Ne güzelmiş o günler, kurtuluş sevinciyle başlatılan devrimler.
ATATÜRK: TÜRK MİLLETİNİN İSTİDADI ve KATİ KARARI,MEDENİYET YOLUNDA,DURMADAN,YILMADAN İLERLEMEKTİR.
ATATÜRK: YAPTIĞIMIZ VE YAPMAKTA OLDUĞUMUZ DEVRİMLERİN GAYESİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ HALKINI,TAMAMEN,ASRİ VE BÜTÜN MANA VE ŞEKLİYLE,MEDENİ BİR HAYET-İ İÇTİMAİYE HALİNE GETİRMEKTİR.
Çıktık açık alınla 10 yılda her savaştan
10 yılda 15 milyon genç yaratık her yaştan
Başta bütün dünyanın saydığı baş kumandan
2-Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan
Türküz cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi
Türke durmak yaraşmaz Türk önde Türk ileri
Koro: Sen,uygarlık yolunu gösteren sonsuz ışık. Mutluluk senden ancak.
Yurdu tanıyacağız dağlar ovalar aşa aşa
Kolay ve zor demeden arkadaş güçlükleri hep yeneceğiz
Sesleniyor dağ ova arkadaş, gel çalış emek bilgi ver
Yurt için halkımız için gönüllerimiz kenetleniyor.
Solo: Bir destansı savaşın önderi. Tarih değiştiren lider,çağdaş bir uygarlığın sembolü Atatürk, hasta düştü.
Solo: 10 Kasım 1938
Bir destan yazan büyük önder artık yok.
Artık yaptıkları ve bıraktıkları var.
ATATÜRK: EY! YÜKSELEN YENİ NESİL. İSTİKBAL SİZSİNİZ. CUMHURİYETİ BİZ KURDUK, ONU YÜCELTECEK ve YAŞATACAK OLAN SİZSİNİZ.
Her on kasımda bir ses yükselir inançla inançla
Kuşlara,ağaçlara,bulutlara,yıldızlara
Biz gençlere biz gençlere bu ses gelir
Koro: Bir çağ yaşadık seninle,
Karanlıktan aydınlığa
Her yeni güzel şeyde, devrimlerinin tükenmez ışığında yaşamak, yarınki çağlara uzanarak.
Özgürlük, bağımsızlık bayrağın, dalgalanacak.
Hey hey heyya, hey hey heyya
Hey hey heyya hey hey hey
Türküz Atatürkçüyüz. Özgürüz yerden göğe
Besbelli bu topraklar denizler gökler bizim
Yeniden kuracağız dağı taşı ovayı
Çağdaş uygarlık diye çarpan bu yürek bizim
Koro: Bu toprakta, bu bayrakta, kımıldayan, yükselen her şeyde, dillerde, yüreklerde, varlığımızın ve geleceğimizin temeline, O var. Kulaklarımızda onun sesi.
Ey! Türk gençliği. Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdâfa etmektir. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Gençliğin Ataya cevabı:
Ey! Büyük Ata. Varlığımızın ve bağımsızlığımızın temeli olan, Türk istiklâl ve cumhuriyetini, ebediyete kadar koruyacağıma, ant içerim.
Hoy ra ri ra ri ra hey hey
Hoy ra ri ra ri ra hey
Ri ra hoy ra ri
Ri ra hoy ra ri
Ri ra hoy ra hoy ra hey
Güneş bizimle doğar, yağmur bizimle yağar.
Bizimle coşar deniz ateş bizimle yanar.
Biz Atatürk gençleriyiz hoy ra rira rira hey
Sesimiz onun sesi hoy ra rira rira hey
Sevgimizle, bilgimizle ulusumuzun hizmetindeyiz
Aklımızla, coşkumuzla,Atamızın izindeyiz.