7 yıllık evli bir hanımın eşine yazdığı mektup bu..
Şöyle başlamış bu hanım mektubuna:
“Adettendir önce sormaliyim ama bu defa farkli olarak;
“Nasilsin?”değil de “Nasilim?” diye.
Nasilim?… Benden razi misin? Sana iyi bir zevce olmak icin elimden geleni yaptigima Allah katinda sahit olur musun?
Bir ikindi vakti Pierre Lotti’deki o şirin camiye girdigimizde, ayagimdan cikarmaya calistigim botlarimla cebelllesirken ben, basucumda bekledigini farkettigimde biraz saskinlik biraz mahcubiyetle mirildanmistim; “Lutfen siz beklemeyin,buyurun iceri..”
Sen ise ;” Kapi acilirsa, size carpacak, onu tutuyorum” dediginde, o vakte kadar gidip-gelen hislerime son noktayi da koyacak: ” Evet, ben bu adamla evlenmeliyim” diyecektim.
O gunlerden, yedinci senemizi tamamlamak uzere oldugumuz su gunlere degin,ayni merhamet ve vicdanin isigini hic eksiltmedin ustumden..Bildigim,duydugum kocalardan degildin sen. Evde yemek bulamadiginda hesap sormak yerine ,buzdolabindan cikardigin eti tavada kavurup ” hadi hanım yiyelim”diyebiliyordun,.
Ben de biraz mahcubiyetle ama itiraf etmeliyim ki en cok da piskinlikle bu teklifine icabet ediyordum..Isten eve dondugunde karsilastigin daginik evden dolayi yasadigin hayal kirikligina mukabil ,belki tembelligimi belki ihmalkarligimi yuzume vurmuyor,meseleye kari-koca zaviyesinden degil de ait oldugumuz ust kimliklerimizi hatirlatarak yaklasiyor ,beni agresiflestirmeden tefekkure sevkediyordu sozlerin:
“Bir musluman ailenin evi boyle mi olmali ki acaba?
Ben insanlara is buyurmayi sevmem” diyen Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem ummetinden bir fert olarak,haniminin elinden cay icmek istedigin vakit emir veriyor gorunmekten korkarcasina soruyordun;
“Kocana cay demlemek istemez miydin Sultan?”
Kotuluge kotulukle karsilik vermenin olmadigi dinimizde, cahilliklerime cahillikle, kabaliklarima kabalikla cevap vermedin.Kusurlarimi gece oldun orttun, korkakliklarimda tesvik edip cesaretlendirdin beni.
Mesai sonrasi enerjini, arkadaslarinla ya da sosyal medyada boş işlerle tuketmeyip yuvana dondugun ,cocuklarimiza ilgili ve sevecen bir baba oldugun,hamileliklerimde sismis koca burnum ve patlamaya hazir karnimla bile beni dunyanin en guzel kadini olduguma inandirdigin ve belki de en onemlisi rizkimizi helalinden kazanmak adina gosterdigin ozen icin sana,cocuklarimiz ve kendi adima cok cok tesekkur ederim.
Mektubumu, nisanliyken sana bizim icin yazdigim hikayecikte; yuvasindan kopan kirik kanatli guvercin ile uzak diyarlarin soguk memleketi arasindaki askta,guvercinin memlekete seslendigi gibi tekrar seslenerek noktalamak isterim:
“Seni tum mevsimlerinle ruhuma sararim,
Senden tek dilegim; Sen benim kanadim ol, ben senin baharin..” Seni Seviyorum.
Hanımlar, hataları görmezden gelindiğinde ne kadar da mutlu oluyorlar. Kurulan cümlelerin bile bir başka ahengi var…
(-Kadın , kurek kemıgı gıbıdır. Narindir nazenindir. üzmeyin zorlamayın.. Hadis-i Şerif-)
Şöyle başlamış bu hanım mektubuna:
“Adettendir önce sormaliyim ama bu defa farkli olarak;
“Nasilsin?”değil de “Nasilim?” diye.
Nasilim?… Benden razi misin? Sana iyi bir zevce olmak icin elimden geleni yaptigima Allah katinda sahit olur musun?
Bir ikindi vakti Pierre Lotti’deki o şirin camiye girdigimizde, ayagimdan cikarmaya calistigim botlarimla cebelllesirken ben, basucumda bekledigini farkettigimde biraz saskinlik biraz mahcubiyetle mirildanmistim; “Lutfen siz beklemeyin,buyurun iceri..”
Sen ise ;” Kapi acilirsa, size carpacak, onu tutuyorum” dediginde, o vakte kadar gidip-gelen hislerime son noktayi da koyacak: ” Evet, ben bu adamla evlenmeliyim” diyecektim.
O gunlerden, yedinci senemizi tamamlamak uzere oldugumuz su gunlere degin,ayni merhamet ve vicdanin isigini hic eksiltmedin ustumden..Bildigim,duydugum kocalardan degildin sen. Evde yemek bulamadiginda hesap sormak yerine ,buzdolabindan cikardigin eti tavada kavurup ” hadi hanım yiyelim”diyebiliyordun,.
Ben de biraz mahcubiyetle ama itiraf etmeliyim ki en cok da piskinlikle bu teklifine icabet ediyordum..Isten eve dondugunde karsilastigin daginik evden dolayi yasadigin hayal kirikligina mukabil ,belki tembelligimi belki ihmalkarligimi yuzume vurmuyor,meseleye kari-koca zaviyesinden degil de ait oldugumuz ust kimliklerimizi hatirlatarak yaklasiyor ,beni agresiflestirmeden tefekkure sevkediyordu sozlerin:
“Bir musluman ailenin evi boyle mi olmali ki acaba?
Ben insanlara is buyurmayi sevmem” diyen Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem ummetinden bir fert olarak,haniminin elinden cay icmek istedigin vakit emir veriyor gorunmekten korkarcasina soruyordun;
“Kocana cay demlemek istemez miydin Sultan?”
Kotuluge kotulukle karsilik vermenin olmadigi dinimizde, cahilliklerime cahillikle, kabaliklarima kabalikla cevap vermedin.Kusurlarimi gece oldun orttun, korkakliklarimda tesvik edip cesaretlendirdin beni.
Mesai sonrasi enerjini, arkadaslarinla ya da sosyal medyada boş işlerle tuketmeyip yuvana dondugun ,cocuklarimiza ilgili ve sevecen bir baba oldugun,hamileliklerimde sismis koca burnum ve patlamaya hazir karnimla bile beni dunyanin en guzel kadini olduguma inandirdigin ve belki de en onemlisi rizkimizi helalinden kazanmak adina gosterdigin ozen icin sana,cocuklarimiz ve kendi adima cok cok tesekkur ederim.
Mektubumu, nisanliyken sana bizim icin yazdigim hikayecikte; yuvasindan kopan kirik kanatli guvercin ile uzak diyarlarin soguk memleketi arasindaki askta,guvercinin memlekete seslendigi gibi tekrar seslenerek noktalamak isterim:
“Seni tum mevsimlerinle ruhuma sararim,
Senden tek dilegim; Sen benim kanadim ol, ben senin baharin..” Seni Seviyorum.
Hanımlar, hataları görmezden gelindiğinde ne kadar da mutlu oluyorlar. Kurulan cümlelerin bile bir başka ahengi var…
(-Kadın , kurek kemıgı gıbıdır. Narindir nazenindir. üzmeyin zorlamayın.. Hadis-i Şerif-)