AÇIKGÖZ
Gıdgıdak Tavuğun canı çok sıkılıyordu. Birileriyle konuşmak için can atıyordu. Kümesin içinde tüneyip bir o yana bir bu yana bakındı. Ama çevrede tek bir kişi bile yoktu. Ev sahipleri de gezmeye gitmişlerdi.
Evin kedisi Sarman kıvrılmış, bir kenarda uyuyordu.
Gıdgıdak Tavuk kendi kendine "Bari Sarman'ı uyandırayım da iki söz edelim " dedi.
Tüneğinden inip kanatlarını yere vurdu:
- Gıd gıdak , gıdgıdak! Sarman kedi; uyumayı bırak!
Sarman kedi tembel tembel esnedi. Sonra kuyruğunu öte yana çevirip "Lütfen beni rahat bırak. Seninle konuşacak halim yok, Gıdgıdak" diyerek yeniden uyumaya başladı.
Gıdgıdak Tavuk bu kez komşu kümese gitti. Komşu kümesin tavuğu civcivleriyle oynuyordu. Bizim Gıdgıdak'a hiç yüz vermedi. Üstelik "Sen kendine bir iş bul oyalanacak. Ne var böyle başıboş dolaşacak?" diye de azarladı.
Zavallı Gıdgıdak Tavuk ümitsiz ve üzgün "Kimse benimle konuşmak istemiyor. Bu gidişle kendime bir arkadaş bulamayacağım" diye ağlamaya başladı.
O sırada yanından ibikli horoz geçiyordu. Gıdgıdak Tavuğun söylediklerini duyup "Tavuk kardeş , ağlama. Eğlence var dere kenarında " dedi.
Gıdgıdak Tavuk dere kenarına koştu. Bir de ne görsün? Kurbağalar, ördekler toplanmışlar, birlikte eğleniyorlardı. Gıdgıdak sevinçle bağırdı:
- Beni de aranıza alın, ne olur?
Ördeklerle kurbağalar hep bir ağızdan söylendiler:
- Sen bizim aramıza yakışmazsın. Niçin kümesinde oturmazsın?
Gıdgıdak Tavuk zaten çok yorulmuştu. Kümesine dönmeye karar verdi. Tüneğine oturmak için sıçradı. O da ne ? Yabancı bir tavuk onun yerinde oturuyordu!
Evin küçük kızı İnci "Bak Gıdgıdak sana getirdik yeni bir arkadaş " dedi.
Gıdgıdak Tavuk o kadar çok sevindi ki yeni tavukla hemen dost oldu. Bir daha yalnızlıktan hiç şikayet etmedi.
Gıdgıdak Tavuğun canı çok sıkılıyordu. Birileriyle konuşmak için can atıyordu. Kümesin içinde tüneyip bir o yana bir bu yana bakındı. Ama çevrede tek bir kişi bile yoktu. Ev sahipleri de gezmeye gitmişlerdi.
Evin kedisi Sarman kıvrılmış, bir kenarda uyuyordu.
Gıdgıdak Tavuk kendi kendine "Bari Sarman'ı uyandırayım da iki söz edelim " dedi.
Tüneğinden inip kanatlarını yere vurdu:
- Gıd gıdak , gıdgıdak! Sarman kedi; uyumayı bırak!
Sarman kedi tembel tembel esnedi. Sonra kuyruğunu öte yana çevirip "Lütfen beni rahat bırak. Seninle konuşacak halim yok, Gıdgıdak" diyerek yeniden uyumaya başladı.
Gıdgıdak Tavuk bu kez komşu kümese gitti. Komşu kümesin tavuğu civcivleriyle oynuyordu. Bizim Gıdgıdak'a hiç yüz vermedi. Üstelik "Sen kendine bir iş bul oyalanacak. Ne var böyle başıboş dolaşacak?" diye de azarladı.
Zavallı Gıdgıdak Tavuk ümitsiz ve üzgün "Kimse benimle konuşmak istemiyor. Bu gidişle kendime bir arkadaş bulamayacağım" diye ağlamaya başladı.
O sırada yanından ibikli horoz geçiyordu. Gıdgıdak Tavuğun söylediklerini duyup "Tavuk kardeş , ağlama. Eğlence var dere kenarında " dedi.
Gıdgıdak Tavuk dere kenarına koştu. Bir de ne görsün? Kurbağalar, ördekler toplanmışlar, birlikte eğleniyorlardı. Gıdgıdak sevinçle bağırdı:
- Beni de aranıza alın, ne olur?
Ördeklerle kurbağalar hep bir ağızdan söylendiler:
- Sen bizim aramıza yakışmazsın. Niçin kümesinde oturmazsın?
Gıdgıdak Tavuk zaten çok yorulmuştu. Kümesine dönmeye karar verdi. Tüneğine oturmak için sıçradı. O da ne ? Yabancı bir tavuk onun yerinde oturuyordu!
Evin küçük kızı İnci "Bak Gıdgıdak sana getirdik yeni bir arkadaş " dedi.
Gıdgıdak Tavuk o kadar çok sevindi ki yeni tavukla hemen dost oldu. Bir daha yalnızlıktan hiç şikayet etmedi.