• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Ağladığımızda vücudumuzda neler olur?

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE

Stresin yaydığı gerginlik, yanaklara süzülen tuzlu suyla dağılırken vücudumuzda neler olur? Hüzün olduğu yerde dursa da ağlamak vücudumuzu yumuşatır ve rahatlatır. Burnumuzda, boğazımızda ve nefesimizde bazı değişiklikler olur.

Burun
Hepimizin bildiği gibi ağladığımızda burnumuz da akmaya başlar. Çünkü duygusal tepki, lakrimal bezleri harekete geçirerek gözyaşı üretimine yol açar. Gözyaşları, burnumuza açılan gözyaşı kanallarından süzülür. Burada mukoza ile karışır ve burnumuz akmaya başlar. Gözyaşı miktarı daha da arttığında artık kontrol etmek imkansız hale gelir ve yaşlar yanaklarımızı ıslatır.


Globus Hissi

Ağlamanın bastırılmaya çalışılması, “boğaz düğümlenmesi” ya da “boğazda yumru var” diye tarif edilen rahatsız edici bir hisse yol açar. Bu hisse yol açan sempatik ve parasempatik sinir sistemlerimizdir. Sempatik sinir sistemi gerektiğinde vücudu “kaç ya da savaş” moduna sokmaktan, parasempatik sinir sistemi ise bu moddan çıkarmaktan sorumludur. Vücudumuz “kaç ya da savaş” moduna girdiğinde vücut kaçmaya veya savaşmaya hazırlandığından mümkün olduğunca enerjisini korumaya çalışır. Enerjinin korunabilmesi için o an için elzem olmayan faaliyetler durur. Örneğin sindirim. Vücudun “kaç ya da savaş” modundayken oksijen ihtiyacı da artar. Yani “kaç ya da savaş” moduna girerken sempatik sinir sistemimiz, sindirim vb. işlemleri dururken, daha fazla oksijen alabilmek için gırtlağın genişlemesine ve ses telleri arasındaki açıklığın büyümesine yol açar. Ardından parasempatik sinir sistemi devreye girer. Vücut normale dönebilmek için önceki adımda meydana gelmiş olan değişimleri eski haline döndürmeye çalışır. Ancak sindirim sistemi durduğundan yeniden yutkunabilmek için gırtlağın kapanması gerekir. (Gırtlağın kapanması yiyeceklerin nefes borusuna kaçmasını engelleme işlevini görür.)
Özetle ağlamak, gırtlağın üzerinde sempatik ve parasempatik sistemlerin arasındaki çekişmenin yol açtığı, “boğazda yumru var” hissine yol açar. Bu durum genellikle zararsızdır ve birkaç dakika içinde geçer.


Nefes

Ağladığımızda vücudumuzda meydana gelen bir başka değişim ise nefesimizde ortaya çıkar. Çok şiddetli bir rahatsızlık durumunda olduğu gibi ağlama sırasında da nefes kesik kesik diye tarif edilen bir şekle girer. Hıçkırıklarla derin nefes alma çabasının kesintiye uğraması, nefeslerin kısalmasına neden olur.
Diyafram, karnı göğüs boşluğundan ayıran kaslı ve lifli bir tabakadır ve yukarı doğru bir kavisi vardır. Nefes alma sırasında bu kas, daralır ve aşağı doğru hareket eder. Böylece akciğerler genişler. Bu hareket vakum etkisi yaratarak havayı içimize çekmemizi sağlar. Diyafram rahatladığında ise akciğerler daralarak havanın dışarı itilmesi sağlanır. Böylece oksijen vücuda yayılır. Buna karın nefesi denir. Bunun tersine ise göğüs nefesleri denir. Göğüs nefesinde karın yerine akciğerlerin üst kısmı kullanılır ve bu şekilde nefes alındığında oksijen emilimi yetersiz sığ nefesler ortaya çıkar.
Karın nefesi alabilmek için vücudun rahatlamış olması gerekir. Stresli zamanlarda vücudumuz, daha çok göğüs solunumu yapma eğiliminde olur. Bununla birlikte ağlamak, nefes ritmini bozar ve nefesi düzensizleştirir. Bu nedenle ağlamayı durdurmaya çalıştığımızda diyafram kaybettiği ritmi yeniden kazanmak için nefeste teklemeler ortaya çıkar. Derin nefes alma, vücudun “kaç ya da savaş” modunu kısaltmasına yardımcı olur. Bu yüzden boğulurcasına ağlayan insanlara derin nefes almaları tavsiye edilir.
Ağlamak duygusal tatminden başka daha birçok faydaya yol açar. Yukarıda sayılanların yanı sıra ağlamak, kan basıncını düşürmek, kalp atış hızını yavaşlatmak gibi değişikliklere de yol açar.


The Independent
 
Geri
Top