Ahi Evran,Yunus Emre,Mevlana,Hacı Bektaş Velinin Türk Kültürüne Katkıları
AHİ EVRAN;
Ahi Evran'in çok yönlü bir ilım ve fikir adam olduğu kaydedilmektedir. Ahi Evran'ın yazmış olduğu kitaplar da bunu bizlere göstermektedir. Ahi Evran Tefsir, Hadis, Keläm, Fıkıh ve Tasavvufi kitaplar yazmıştır. Ayrıca felsefe, tıp ve kimya sahalarında da bilgi sahibi olan çok yönlü bir ilimadamı ve filozoftur. İbn-i Sina ve Fahreddin-i Räzi'nin eserlerini Farsça'ya çevirmiştir.
Selçuklu Sultanı Gıyaseddin-i Keyhüsrev zamanında, kayınpederi Evhadudin ile Anadolu'ya gelen Ahi Evran Konya'da Sultan'a yazdıği Letaif-i Giyasiye adli kitabini sunar. Kitabin 1. cildi felsefe, 2. cildi ahläk vesiyaset, 3. cildi fıkıh(İslam Hukuku), 4. cildi dua ve ibadet hakkındadır. İbn-i Sina hayranı olan hükümdar kendisine sunulan kitapları beğenmekle kalmaz, ayni zamanda Ahi Evran'a büyük ilgi de gösterir. 1205 yılında Kayseri'ye gelen Ahi Evran burada bir deri atölyesi kurar. Kayseri'de devletin desteği ile debbağları ve diğer sanatkärları da içine alan büyük bir sanayi sitesinin kurulmasına öncü olur. Her sanat dalının biraraya toplandiğı bu siteler Selçuklu Sultan Aleaddin Keykubat zamanında diğer şehirlerde de kurulmaya başlanır.
MEVLANA;
Mevlana, Farsça okuyup, Farsça yazması yanında Rumcayı da ana dili gibi konuşup yazmaktadır. Eflatun ve diğer Yunan filozoflarının yanında Rumcadan okumuş ve çevirisini de yapmıştır.Dönemin bilim alanında Mevlananın bu doğrultuda büyük katkıları olmuştur.
Mevlana kendi tekkesinden çeşitli ulusların öğrencilerine dersler vermekteydi. Bunlar arasında Türkler, Ermeniler, Araplar, İranlılar Rumlar vardı. Farklı milliyetlerden farklı insanları eğitilmesi öğünülecek bir durumdur. Mevlananın kentli olmasının ardındaki sır budur Mevlananın şiirlerinin bir bölümünü bu milleyetten öğrencileri derlemiştir.
YUNUS EMRE;
Yunus Emre, dünya kültür ve medeniyet tarihinde bir merhale olmustur. Kültürümüzün en değerli yapı taşlarındandır. Zira Yunus Emre, sadece yasadigi devrin değil, çagimiz ve gelecek yüzyillarin da ışık kaynağıdır. Allah ve cümle yaradılmışı içine alan sonsuz sevgisinden kaynaklanan fikirleri, dünya üzerinde insanlik var oldukça degerini koruyacaktir. Yunus Emre'nin amaci, sevgi yoluyla dünyada yasayan tüm insanlarin, hem kendileriyle hem evrenle kaynaşmasını sağlamak ve sonsuz yaşamda ebedi hayata doğmalarını sağlamaktır.
Yunus Emre adı, her Türk ve Türk kültürünü tanıyıp seven herkes için bir şeyler ifade eder. Şiirlerinde, her devrin okuyucusu ya da dinleyicisi kendini etkileyecek bir şey bulmuştur. İlk kez Yunus, şiirlerinde büyük ölçüde Türkçe kullanmıştır. Yunus'la birlikte dil, daha renkli, canlı ve halk zevkine uygun bir hale gelmiştir. Gerçi şiirlerinin bir çoğunda, aruz veznini kullanmıştı, fakat en güzel ve tanınmış şiirleri Türkçe hece vezniyle yazılmıştır. Böylece, şiirleri kısa zamanda yayılarak benimsenmiş ve ilahi olarak da söylenerek günümüze dek ulaşmıştır.
HACI BEKTAŞ VELİ
Hacı Bektaş Veli`nin güzel Türkçe dilimizede büyük katkıları vardır. İbadet dilini ilk defa o türkçeleştirir. Niyeti islamiyeti halka tanıtmak ve anlatmak. Onun için halkın anladığı dili kullanmayı mantıklı olarak görür. Bu adım müthiştir, çünki o zamanlar islamiyetin dili arapçadan ve farsçadan oluşur, hıristiyan dini latince ve yunancadan oluşur. Hacı Bektaş Veli 13. yüzyılda halka islamiyeti anlatmak için Türkçe´yi ibadet dili seçer, bu onun ne kadar halkçı olduğunun bir ıspatıdır. Böyle bir adım Batı dünyasında Hünkâr`ın yaşamından hemen hemen 300 sene sonra ilk defa 16. yüzyılda atılır. Martin Luther, bugünkü protestanlığın manevi lideri, İncil`i eski yunancadan almanyaca çevirir.
AHİ EVRAN;
Ahi Evran'in çok yönlü bir ilım ve fikir adam olduğu kaydedilmektedir. Ahi Evran'ın yazmış olduğu kitaplar da bunu bizlere göstermektedir. Ahi Evran Tefsir, Hadis, Keläm, Fıkıh ve Tasavvufi kitaplar yazmıştır. Ayrıca felsefe, tıp ve kimya sahalarında da bilgi sahibi olan çok yönlü bir ilimadamı ve filozoftur. İbn-i Sina ve Fahreddin-i Räzi'nin eserlerini Farsça'ya çevirmiştir.
Selçuklu Sultanı Gıyaseddin-i Keyhüsrev zamanında, kayınpederi Evhadudin ile Anadolu'ya gelen Ahi Evran Konya'da Sultan'a yazdıği Letaif-i Giyasiye adli kitabini sunar. Kitabin 1. cildi felsefe, 2. cildi ahläk vesiyaset, 3. cildi fıkıh(İslam Hukuku), 4. cildi dua ve ibadet hakkındadır. İbn-i Sina hayranı olan hükümdar kendisine sunulan kitapları beğenmekle kalmaz, ayni zamanda Ahi Evran'a büyük ilgi de gösterir. 1205 yılında Kayseri'ye gelen Ahi Evran burada bir deri atölyesi kurar. Kayseri'de devletin desteği ile debbağları ve diğer sanatkärları da içine alan büyük bir sanayi sitesinin kurulmasına öncü olur. Her sanat dalının biraraya toplandiğı bu siteler Selçuklu Sultan Aleaddin Keykubat zamanında diğer şehirlerde de kurulmaya başlanır.
MEVLANA;
Mevlana, Farsça okuyup, Farsça yazması yanında Rumcayı da ana dili gibi konuşup yazmaktadır. Eflatun ve diğer Yunan filozoflarının yanında Rumcadan okumuş ve çevirisini de yapmıştır.Dönemin bilim alanında Mevlananın bu doğrultuda büyük katkıları olmuştur.
Mevlana kendi tekkesinden çeşitli ulusların öğrencilerine dersler vermekteydi. Bunlar arasında Türkler, Ermeniler, Araplar, İranlılar Rumlar vardı. Farklı milliyetlerden farklı insanları eğitilmesi öğünülecek bir durumdur. Mevlananın kentli olmasının ardındaki sır budur Mevlananın şiirlerinin bir bölümünü bu milleyetten öğrencileri derlemiştir.
YUNUS EMRE;
Yunus Emre, dünya kültür ve medeniyet tarihinde bir merhale olmustur. Kültürümüzün en değerli yapı taşlarındandır. Zira Yunus Emre, sadece yasadigi devrin değil, çagimiz ve gelecek yüzyillarin da ışık kaynağıdır. Allah ve cümle yaradılmışı içine alan sonsuz sevgisinden kaynaklanan fikirleri, dünya üzerinde insanlik var oldukça degerini koruyacaktir. Yunus Emre'nin amaci, sevgi yoluyla dünyada yasayan tüm insanlarin, hem kendileriyle hem evrenle kaynaşmasını sağlamak ve sonsuz yaşamda ebedi hayata doğmalarını sağlamaktır.
Yunus Emre adı, her Türk ve Türk kültürünü tanıyıp seven herkes için bir şeyler ifade eder. Şiirlerinde, her devrin okuyucusu ya da dinleyicisi kendini etkileyecek bir şey bulmuştur. İlk kez Yunus, şiirlerinde büyük ölçüde Türkçe kullanmıştır. Yunus'la birlikte dil, daha renkli, canlı ve halk zevkine uygun bir hale gelmiştir. Gerçi şiirlerinin bir çoğunda, aruz veznini kullanmıştı, fakat en güzel ve tanınmış şiirleri Türkçe hece vezniyle yazılmıştır. Böylece, şiirleri kısa zamanda yayılarak benimsenmiş ve ilahi olarak da söylenerek günümüze dek ulaşmıştır.
HACI BEKTAŞ VELİ
Hacı Bektaş Veli`nin güzel Türkçe dilimizede büyük katkıları vardır. İbadet dilini ilk defa o türkçeleştirir. Niyeti islamiyeti halka tanıtmak ve anlatmak. Onun için halkın anladığı dili kullanmayı mantıklı olarak görür. Bu adım müthiştir, çünki o zamanlar islamiyetin dili arapçadan ve farsçadan oluşur, hıristiyan dini latince ve yunancadan oluşur. Hacı Bektaş Veli 13. yüzyılda halka islamiyeti anlatmak için Türkçe´yi ibadet dili seçer, bu onun ne kadar halkçı olduğunun bir ıspatıdır. Böyle bir adım Batı dünyasında Hünkâr`ın yaşamından hemen hemen 300 sene sonra ilk defa 16. yüzyılda atılır. Martin Luther, bugünkü protestanlığın manevi lideri, İncil`i eski yunancadan almanyaca çevirir.