AIDS’le Savaşmak Önyargılarla Savaşmaktan Daha Kolay
«Hastalığımı kimseye söylemedim. Günlük yaşamımı, öğrenimimi eskisi gibi sürdürdüm. AIDS taşıyıcısı olduğumu kimsenin bilmesini istemiyordum. Taşıyıcı olduğumu bilirlerse bütün arka- daşlanmın benden uzaklaşacağını, yalnız kalacağımı, çevreden soyutlanacağımı düşündüm. Hatta üniversite yönetiminin taşıyıcı olduğumdan haberi olsa, beni uzaklaştıracağından çekiniyordum. Toplumda hatalı olarak yerleşmiş bir kanaatin kurbanı olmaktan korktum. Çüpkü bugün bile insanların çoğu AIDS’in eşcinsellere ya da uyuşturucu bağımlılarına özgü bir hastalık olduğu kanısında. Onlara durumumu açıklasam beni de eşcinsel sanacaklar. AIDS virüsünün kan nakliyle bana geçtiğini, hemofili hastalığının nedenime bu tür kan naklinin banim İçin yaşam önemi olduğunu İnsanların çoğuna anlatmam olanaksız. nedenle başkalarından, çevremden, arkadaşlarımdan soyutlanmamak, üniversiteden uzaklaştırılmamak için susmak zorundayım.
Bana AIDS'le savaşmak insanların hatalı bilgileriyle, değerleriyle önyargılarıyla savaşmaktan daha kolay geldi. Ben de bu yolu seçtim.»
Bir süre sonra Jean Marc’da hastalık belirtilen başladı. Bu nedenle okuldan, arkadaşlarından, çevreden uzaklaşmak zorunda kaldı. Tedavi altında olmasına karşın durumu gittikçe ağırlaştı.
Jean Marc hastalığını gizli tutmayı sürdürerek durumunu başkalanna, çevreye hemofiliye bağlı belirtiler olarak anlattı. AIDS hastalığını en yakın dostu, sırdaşı Albert’e anlattığında arkadaşı donup kaldı. Önce inanmadı, sonra paniğe kapıldı.
Jean Marc bu olayı şöyle anlatıyor: «Hastalığımın AIDS olduğunu söylediğimde Albert tam anlamıyla şok oldu. Onu sakinleştirmek bana düştü. Hastalığımın özelliklerini anlattım. Benden korkup kaçmasının gerekli olmadığını söyledim. Bana inandı. Şimdi her gün bana geliyor. Birlikte yemek yiyoruz.
«Bu hastalığın ölümcül olduğunu biliyorum. Sonu ölüm bu yolun. Ancak ölüme karşı beni ayakta tutacak, koruyacak tek bir silahım var: Umut. Umut benim yaşamımı sürdürmem için gerekli dan tek dayanak.
«Bir hemofili hastası olarak hep hekimlerin yardımıyla yaşamımı sürdürdüm. Bilim, tıp ve hekimler bugüne kadar yaşamamı sağladı. Bilime, tıbba, hekimlere güvenmesini öğrendim. Bu güven bana umut veriyor. Bir süre sonra AIDS’in tedavisinin bulunacağına inanıyorum. Bu tedaviyi bulmak için çalışan binlerce araştırıcı var. Mutlak bulacaklar. Ben bu umutla yaşıyorum.»
Jean Marc hâlâ yaşıyor mu bilmiyorum. Ancak onun insanlara verdiği umut birçok insanın yaşamasını sağlıyor.
Özcan Köknel, Yaşamın Zaferi
«Hastalığımı kimseye söylemedim. Günlük yaşamımı, öğrenimimi eskisi gibi sürdürdüm. AIDS taşıyıcısı olduğumu kimsenin bilmesini istemiyordum. Taşıyıcı olduğumu bilirlerse bütün arka- daşlanmın benden uzaklaşacağını, yalnız kalacağımı, çevreden soyutlanacağımı düşündüm. Hatta üniversite yönetiminin taşıyıcı olduğumdan haberi olsa, beni uzaklaştıracağından çekiniyordum. Toplumda hatalı olarak yerleşmiş bir kanaatin kurbanı olmaktan korktum. Çüpkü bugün bile insanların çoğu AIDS’in eşcinsellere ya da uyuşturucu bağımlılarına özgü bir hastalık olduğu kanısında. Onlara durumumu açıklasam beni de eşcinsel sanacaklar. AIDS virüsünün kan nakliyle bana geçtiğini, hemofili hastalığının nedenime bu tür kan naklinin banim İçin yaşam önemi olduğunu İnsanların çoğuna anlatmam olanaksız. nedenle başkalarından, çevremden, arkadaşlarımdan soyutlanmamak, üniversiteden uzaklaştırılmamak için susmak zorundayım.
Bana AIDS'le savaşmak insanların hatalı bilgileriyle, değerleriyle önyargılarıyla savaşmaktan daha kolay geldi. Ben de bu yolu seçtim.»
Bir süre sonra Jean Marc’da hastalık belirtilen başladı. Bu nedenle okuldan, arkadaşlarından, çevreden uzaklaşmak zorunda kaldı. Tedavi altında olmasına karşın durumu gittikçe ağırlaştı.
Jean Marc hastalığını gizli tutmayı sürdürerek durumunu başkalanna, çevreye hemofiliye bağlı belirtiler olarak anlattı. AIDS hastalığını en yakın dostu, sırdaşı Albert’e anlattığında arkadaşı donup kaldı. Önce inanmadı, sonra paniğe kapıldı.
Jean Marc bu olayı şöyle anlatıyor: «Hastalığımın AIDS olduğunu söylediğimde Albert tam anlamıyla şok oldu. Onu sakinleştirmek bana düştü. Hastalığımın özelliklerini anlattım. Benden korkup kaçmasının gerekli olmadığını söyledim. Bana inandı. Şimdi her gün bana geliyor. Birlikte yemek yiyoruz.
«Bu hastalığın ölümcül olduğunu biliyorum. Sonu ölüm bu yolun. Ancak ölüme karşı beni ayakta tutacak, koruyacak tek bir silahım var: Umut. Umut benim yaşamımı sürdürmem için gerekli dan tek dayanak.
«Bir hemofili hastası olarak hep hekimlerin yardımıyla yaşamımı sürdürdüm. Bilim, tıp ve hekimler bugüne kadar yaşamamı sağladı. Bilime, tıbba, hekimlere güvenmesini öğrendim. Bu güven bana umut veriyor. Bir süre sonra AIDS’in tedavisinin bulunacağına inanıyorum. Bu tedaviyi bulmak için çalışan binlerce araştırıcı var. Mutlak bulacaklar. Ben bu umutla yaşıyorum.»
Jean Marc hâlâ yaşıyor mu bilmiyorum. Ancak onun insanlara verdiği umut birçok insanın yaşamasını sağlıyor.
Özcan Köknel, Yaşamın Zaferi