AKILLI ÇAKAL İLE APTAL SIRTLAN
Bir gün çakal kıyıdan balık yüklü bir arabanın geldiğini gördü.
“Harika bir ziyafet!” diye düşündü. Hemen fırladı yerinden, arabanın geçeceği yolun üzerine ölü gibi yattı. Arabacı çakalı görünce “Ooo harika bir postu var” dedi gülerek. Çakalı alıp arabanın arkasına, balıkların üzerine atıp yoluna devam etti. Ama çakalın balıkları arabadan aşağı atmaktan başka bir derdi yoktu. Sonra kendisi de atladı. Balıkları yerden toplayıp afiyetle yemek için evin yolunu tuttu.
Tam kendisine bir ziyafet çekmeye başlamıştı ki sırtlan çıkageldi. Ona da birkaç balık verdi, ama sırtlan daha fazlasını isteyince başından savmak için şöyle dedi:
“İstersen yiyip bitiremeyeceğin kadar çok balığın olabilir. Her zaman kıyıdan balık yüklü arabalar geliyor. Yapacağın tek şey yola yatmakk ve ölü taklidi yapmak. Sonra arabacı gelip seni balıkların üstüne atar, sen de istediğin kadar balık alabilirsin. Fakat yolda yattığın sürece hiç hareket etmemelisin”.
Sırtlan çakala teşekkür etti ve hemen araba yoluna gitti. Gerçekten de biraz sonra kıyıdan yaklaşan bir arabanın tekerlek seslerini duydu. Hemen yola ölü gibi yattı. “Bu pislik de nedir böyle” diye söylendi arabacı ve eline sopa alıp sırtlana öyle bir vurmaya başladı ki, serseme döndü sırtlan. Sonradan onu yolun kenarına tekmeledi ve yoluna devam etti. Arabacı az kalsın sırtlanın ruhunu bedeninden ayırıyordu. Ama sırtlan, çakal kadar akıllı değildi. Araba çoktan uzaklaşmış olduğu halde, o hâlâ yolun kenarında yatıyor ve hiç kıpırdamıyordu.
Bir gün çakal kıyıdan balık yüklü bir arabanın geldiğini gördü.
“Harika bir ziyafet!” diye düşündü. Hemen fırladı yerinden, arabanın geçeceği yolun üzerine ölü gibi yattı. Arabacı çakalı görünce “Ooo harika bir postu var” dedi gülerek. Çakalı alıp arabanın arkasına, balıkların üzerine atıp yoluna devam etti. Ama çakalın balıkları arabadan aşağı atmaktan başka bir derdi yoktu. Sonra kendisi de atladı. Balıkları yerden toplayıp afiyetle yemek için evin yolunu tuttu.
Tam kendisine bir ziyafet çekmeye başlamıştı ki sırtlan çıkageldi. Ona da birkaç balık verdi, ama sırtlan daha fazlasını isteyince başından savmak için şöyle dedi:
“İstersen yiyip bitiremeyeceğin kadar çok balığın olabilir. Her zaman kıyıdan balık yüklü arabalar geliyor. Yapacağın tek şey yola yatmakk ve ölü taklidi yapmak. Sonra arabacı gelip seni balıkların üstüne atar, sen de istediğin kadar balık alabilirsin. Fakat yolda yattığın sürece hiç hareket etmemelisin”.
Sırtlan çakala teşekkür etti ve hemen araba yoluna gitti. Gerçekten de biraz sonra kıyıdan yaklaşan bir arabanın tekerlek seslerini duydu. Hemen yola ölü gibi yattı. “Bu pislik de nedir böyle” diye söylendi arabacı ve eline sopa alıp sırtlana öyle bir vurmaya başladı ki, serseme döndü sırtlan. Sonradan onu yolun kenarına tekmeledi ve yoluna devam etti. Arabacı az kalsın sırtlanın ruhunu bedeninden ayırıyordu. Ama sırtlan, çakal kadar akıllı değildi. Araba çoktan uzaklaşmış olduğu halde, o hâlâ yolun kenarında yatıyor ve hiç kıpırdamıyordu.
