Amerika Kıtasının İlk Keşfi

wien06

V.I.P
V.I.P
MS 1001 yılında büyük bir yolculuk gerçekleşmiş ve Vikingler bilinmeyen kıtaya ulaşmışlardı.

Vikingler Amerika’ya ulaştıklarında ne haritaları ne de pusulaları vardı. Onların her zaman kullandıkları denizcilik teknikleri gidilecek denizlerin yakından bilinmesinden öte değildi. Uzaklarda bu yöntem bir işe yaramıyordu. Boylam kavramının henüz ortaya atılmamasına karşınuzun yolculuklar için bir tür boylam denizciliği kavramı kullandılar. Bu kavramda denizci gideceği yerdeki boylamın yerine kendini koyuyor, daha sonra bu boylamda kalmak için ne gerekiyorsa yapıyordu. Doğal olarak bu yolla sık sık hatalar yapılıyordu. Bu yüzden vikingler sık sık yollarını şaşırdılar ve İzlanda, Grönland ve Vinland’ı keşfettiler.

Viking kaptanları kuzey denizlerinde hava genellikle bulutluya da sisli olduğu için Kutuop Yıldızı’nı ve Güneş’i tam olarakgöremezdi. Kaptanların kuşları, balıkları, akıntıları, sürüklenen ağaçları, denizdeki yosunları, suyun rengini, buzulların parçalanmasını, bulutları ve rüzgârı bilmesi geekiyordu. 9. Yüzyılda Viking denizcisi Floki, İzlanda’yı kendisine rehberlik etmek için gemisinden saldığı bir kuzgun yardımıyla bulmuştu. Yalnızca adadan adaya geçerek amerika sahillerine ulaştılar. Grönland’dan Kuzey Amerika’ya denizyolu mesafesi İzlanda ve Grönland arasındaki mesafenin ya da uzun süredir gelinip gidilen Norveç ve İzlanda arasındaki mesafenin yarısıydı.

Grönland adası viking şeflerinlden Kızıl Eric tarafından bulundu. Aslında Kızıl Erik ülkesine bir suçluydu ve aranıyordu. Eric önce İzlanda’ya kaçmayı denedi. Ama kanun peşini bırakmıyordu. Eric daha batıya kaçmaya karar vermişti. O sıralarda herkesin dilinde bir öykü vardı. Bu uzun zaman önceNorveçli bir denizcinin gördüğünü Gunnbjorn olarak adlandırılan bir kara parçasıyla ilgiliydi. Eric Gunnbjörn’ü bulmak için açılmaya karar verdi.

Eric batıya yelken açtı, 500 mil yol aldı. Söylentilerin doğru olduğunu görünce çok sevindi. Bugün Grönland olarak bildiğimiz yere ulaşmıştı Eric. Burada ilkim yaşamaya uygundu ve ona ülkesi Norveç’i anımsatıyordu. Eric ve adamları burada yerleşmeye karar verdiler. Bu ülke av hayvanları, ayılar, tilkiler ve geyikler bakımında zengindi. Denizse balık ve büyük deniz memelileriyle doluydu; fok ve denizaslanı da boldu. En önemlisi burada daha önce insanların yerleştiğine dair herhangi bir iz yoktu. Çarpıcı bir adın bu ülkeye yeni yerleşimcileri getireceğini düşünerek Eric bu ülkeyi Grönland (Yeşil Ülke) olarak adlandırdı. Birkaç yıl sonra da buraya başka yerleşimciler gelmeye başladı.
Denizde yol alan başıboş vikinglerinrastlantısal olarak başka ülkeler bulması defalarca gerçekleşmişti. Bunlardan birinin sonucunda Vikingler Vinland adını verdikleri bir ülkeye, Amerika’ya yerleşeceklerdi.

Bu öykü Norveç ve İzlanda arasında ticaret yapan Bjarni Herjolfsonn ile başlıyor. 986 yılının yazında Bjarni kışı babasıyla geçirmek için İzlanda’yagitmek üzere gemisini hazırladı. Oysa İzlanda’da onu bir sürpriz bekliyordu. Babası Herjolf, İzlanda’daki her şeyini satarak Kızıl Eric’in ekibiyle Grönland’agitmek üzere ayrılmıştı. Bjarni mürettebatıyla onu izlemeye karar verdi. Bu yolculuğu daha önce yapmamışlardı. Ellerinde de ne pusula ne de harita vardı. Bir süre yol aldıktan sonra sise girdiler ve yol işaretlerini kaybettiler. Bir süre sonra ormanlarla kaplı karayı gördüler. Buranın Grönland olamayacağını anlamışlardı. Bjarni bilmedikleri bu topraklarda adamlarının karaya çıkmasına izin vermedi. Geri döndüler ve dört günlük bir yolculktan sonra Grönland’a ulaştılar.

Grönland’ın güneybatı ucundaBjarni babasını buldu ve yolculukları sona erdi.
Uzun süre kimse Bjarni’nin gördüğü topraklara gitmeye kalkışmadı. Kızıl Eric ‘in oğluLeif Ericsson 1001 yılında 35 kişilik bir mürettebat oluşturdu. Bjarni’nin gördüğü ancak araştırmak için cesaretinin ya da merakının olmadığı topraklara gitmekti niyeti. Leif ve mürettebatı batıya yelken açtılar vekaraya ulaştılar. Kara tamamen buzullarla kaplıydı ve tam denizden bakıldığında parlak bir kaya parçası gibi görünüyordu. Burası bugün Hudson boğazının kuzeyindeki Baffin adasıydı. Buraya düztaş anlamına gelen Helluland adını verdiler ve yollarına devam ettiler. Sahilden güneydoğuya inerek bugün Labrador olarak bilinen yere geldiler. Buradaki ormanlardan dolayı Woodlandadını verdiler. Yollarına devam ettiler. Son olarak geldikleri yerde bolc üzüm vardı. Bu yüzden buraya da Vinland adını verdiler. Kamp yerleri Kanada’nın kuzeydoğusundaki L’ans aux Meadows’da ortaya çıkarılmıştır. Grönland’dan gelen bu insanları bölgenin zengin doğal kaynakları çok etkilemişti. Kışı geçirmek üzere karaya çıktılar ve bu bölgede kamp kurdular.

Viking söylencelerinde bu bölgeyle ilgili anlatılanlar onların ne kadar etkilendiklerini gösteriyor:
“Nehir ve göllerde sombalığı eksik değildi ve sombalığı o güne dek gördüklerinin en büyüğüydü. Toprağın yapısı çok iyiydi.Sığırların kışın yem bulmak için zorlanmayacağı anlaşılıyordu. Kışın don olmadı ve çimler çok zor sarardı. Kışın en kısa gününde bile öğlen saatinde güneş görülebiliyordu.”
Yaz geldiğinde, Leif ve Ekibi Grönland’a döndü. Babası Kızıl Eric öldüğü için aile sorumlulukları Leif’ın üzerine kalmıştı. Bu yüzden Leif, Vinland’a bir daha dönemedi. Ne var ki kardeşleri Vinland’a döndüler ve burada küçük bir yerleşimyeri kurdular. Vinland’da yerli halkla önceleri iyi ilişkiler kurdular. Fakat sonradan yaşanan gelişmeler koloninin terk edilmesiyle ve Amerika macerasının son bulmasıyla sonuçlanacaktı.

Gotlar, Vandallar ve Lombardlar gibiİskandinav kökenli kavimler 4. Yüzyılın sonlarından başlayarak büyük kavimler göçüne katılmıştı. 8. Yüzyılın sonundadünya İskandinavyalılar’ın hem ticari hem de askeri başarılarına tanık olmuştu. Bu halklaragenel olarak viking adı verildi. Viking sözcüğününün Norveççe Vik kökünden geldiği ileri sürülmektedir. “Vik”, viking köylerinin bulunduğu küçük koylara verilen addı. Önceleri korsan, saldırgan anlamına gelen viking sözcüğü sonraları denizci, tüccar anlamına gelen vicus ile özdeşleştirildi.

Danimarka, İsveç, Norveç halkları vikingleri oluşturan halklardı. Varyaglar da denen İsveçliler doğuya doğru yayılmış, 9. Yüzyılda Karadeniz’e hatta İran'a (!) kadar uzanmışlardı. Diğer bir viking koluysa Normanlardı. Kızey insanları anlamına gelen Normanlar da Danimarkalılar ve Norveçlilerden oluşuyordu.
Tarihte vikingler çoğunlukla barbar savaşçılar olarak anılırlar. Bunda Avrupa’nın birçok kentini yağmalamalarının payı büyüktür. Fakat bunun yanında vikingler gözüpek denizcilerdi. Denizcilikteki başarıları ve korkmazlıkları nedeniyle birçok ülkenin keşfine yol açtılar. Dünya tarihinin değişmesine, yeni çığırlar açılmasına neden oldular.
 
Geri
Top