Anayasa Nedir , 1961 ve 1982 anayasası arasındaki farklılıklar nelerdir ?

düşünceli

Katılımcı
Anayasa nedir?


Tek cümleyle, bir kalıpla açıklanamayacak bir kurumdur. Tarihsel gelişimde de farklı anayasal anlayışlar ve uygulamaları olması bu nedenledir. Ancak kabaca ve genel kabul gören tanımıyla “Anayasa, bir devletin yönetim biçimini ve kurumlarının nasıl işleyeceğini belirleyen, kişilerin temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alan, yazılı veya yazısız olarak genel kabul görmüş kurallar silsilesidir.” Kısaca; Devletin temel kanunudur demek mümkündür.

Anayasa konusunda ayrımlara değinecek olursak;

Şekli Anayasa- Teamüli Anayasa: Türkiye'nin de aralarında bulunduğu çoğu ülkede anayasa, yazılı ve bütünsel bir belgedir. Bu "şekli" anlamda anayasayadır. Ancak; temel kurumların işleyişi yüzlerce yıllık geleneklere, yasalara ve belgelere göre düzenlenen İngiltere gibi bazı ülkelerde yazılı bir anayasa yoktur. Buna ise "teamüli anayasa" denir.

Çerçeve Anayasa- Düzenleyici Anayasa: Ülkemizde olduğu gibi, anayasa normlarında devletin temel yapılanması hakkında ayrıntılı bilgilere giriliyor ve düzenlemeler yapılıyorsa bu “düzenleyici anayasa”dır. Anayasa normları sadece devletin temel yapılanmasını çiziyor ve düzenlemeyi kanunlara bırakıyorsa çerçeve anayasadır.

Ülkemizde Anayasal gelişimlere kronolojik açıdan genel bir bakış atarsak;

Osmanlıda Gelişmler:

1808 Sened-i İttifak: İlk anayasal belgedir.
1839 Tanzimat Fermanı: (Gülhane Hattı Hümayunu)
1856 Islahat Fermanı:
1876 I. Kanun-i Esasi: Türkiye'de ilk anayasa Kanun-i Esasi’dir. Padişahın yetkilerini kısıtlamamıştı. Yurttaşlara düşünce, toplantı ve dernek kurma özgürlüğü, bireylere dokunulmazlık hakları tanımıyordu.
1909 Anayasa Değişikliği: Padişahın yetkileri kısıtlandı. Kişisel hak ve özgürlükler tanındı, basın üzerindeki sansür kaldırıldı. Hükümet artık padişaha değil, meclise karşı sorumluydu.

Kurtuluş Savaşı ile birlikte başlayan süreç:

1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu: Bu anayasada egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu belirtiyordu. Yasama yetkisi de Büyük Millet Meclisi’ne bırakılmıştı.
1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu: 1924 Anayasası’yla yasama ve yürütme yetkileri Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bırakıldı. Meclis yasama yetkisini kendisi, yürütme yetkisini de cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu eliyle kullanıyordu. Cumhurbaşkanının onayıyla göreve başlayan bakanlar kurulu meclise karşı sorumlu sayılmıştı.
1961 Anayasası: 27 Mayıs 1960’taki askeri darbeden sonra yeni bir anayasa hazırlandı ve halkoylamasıyla yürürlüğe girdi. Bu anayasada egemenliğin ulusa ait olduğu, ancak yetkili organlarca kullanılabileceği ilkesi benimsendi. Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına dayalı, milli, demokratik ve laik bir sosyal hukuk devleti olarak tanımlandı. Bu anayasayla iki meclisli bir parlamento öngörülmüştü: Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu. Bütün üyelerinin seçimle belirlendiği Millet Meclisi, Cumhuriyet Senatosu'ndan daha fazla yetkilerle donatılmıştı. Yargı organlarının bağımsızlığı, kişi hak ve özgürlükleri ile sosyal hakları güvence altına alındı. Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yüksek Hakimler Kurulu gibi yeni kurumlar oluşturuldu.

1982 Anayasası: 12 Eylül 1980'deki askeri darbeden sonra Milli Güvenlik Konseyi ile Danışma Meclisi (Kurucu Meclis) yeni bir anayasa hazırladı. 7 Kasım 1982'de yapılan halkoylamasıyla kabul edilerek yürürlüğe giren 1982 Anayasası, bazı hak ve özgürlüklere önemli sınırlamalar getirmiş, Anayasa Mahkemesi'nin ve Danıştay'ın denetim yetkilerini azaltmıştır. Son yıllarda, özellikle Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin bir gereği olarak, 1982 Anayasası’nda hak ve özgürlükleri genişletici bir dizi değişiklik gerçekleştirilmektedir.

1980 anayasasına değin işleyen süreç kısaca bu şekilde yürümüştür. Bu genel ve kronolojik bilgiler ışığında daha güncel olan, “yeni ve sivil bir anayasa” tartışmalarına gelmeden önce 1961 ve1982 Anayasaları arasındaki farklara ve 1982 anayasasında yapılan değişikliklere değinmek yerinde olacaktır.
 

düşünceli

Katılımcı
(61 ve 82 ANAYASALARI)


82 anayasası 61 Anayasasına oranla daha kazuistik (kurala bağlış kuralcı ) bir yöntemle hazırlanmıştır, 82 Anayasası 61'e nazaran daha uzun ve ayrıntılıdır. 82 Anayasasının maddeleri de daha uzun ve ayrıntılıdır. Her iki Anayasada sadece genel ilkeleri koyup ortaya bunların uygulanma biçimlerini kanunlara bırakma amacını güden "çerçeve anayasa" anlayışının benimsenmeyip, birçok muhtemel durumları düzenlemek isteyen kazuistik yönteme yer verildiği gözlenmektedir. Her iki anayasada da, hürriyetçi demokrasilerin büyük bölümünde kanunlara veya yasama meclisleri iç tüzüklerine bırakılan bazı konuların düzenlenmesine girişilmiştir. Bunda kısmen her siyasal veya sosyal soruna mutlaka hukuk bir çözüm bulma eğiliminde olan Türk siyasal kültürünün "kanuncu" (legalistik) niteliğinin rol oynadığından şüphe edilemez. Ancak 82 Anayasası bu yönde 61 Anayasasından çok daha ileri gitmiştir.

Her iki Anayasada "tepki anayasa" şeklindedir. 82 Anayasası 61 Anayasasından daha katı niteliktedir. 82 anayasasında hiçbir şekilde değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif edilemeyecek hükümlerin kapsamı genişletilmiştir. Anayasa değişiklikleri süresince 61 Anayasasında mevcut olmayan bir "onay" safhası eklenmiştir. Cumhurbaşkanı, onaylamadığı anayasa değişikliğini halkoyuna sunabilecektir.

82 Anayasası otorite-hürriyet dengesinde otoritenin ağırlığını arttırmıştır. 61 Anayasasına nazaran devlet ve otoriter idare kavramlarına daha fazla önem verdiği tartışmasızdır.

82 Anayasası 61 Anayasasına oranla daha az katılmacı bir demokrasi modelini benimsemiştir.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Br0839.jpg



Bir devletin nasıl yönetileceğini belirleyen,kişi hak ve özgürlüklerini düzenleyen yasalar bütününe anayasa denir.Anayasal bir yönetim yasama,yürütme ve yargı organlarında oluşur.Türkiye'nin ve öteki ülkelerin çoğunun yazılı bir anayasası vardır.Ama bazı ülkelerin anayasası yazılı hale getirilmemiştir.Örneğin İngiltere'nin yazılı bir anayasası yoktur.Bu ülkede devletin yönetim biçimi yüzlerce yıllık yasalara ve geleneklere göre belirlenir.

Türkiye'de ilk anayasa 1876'da Osmanlı döneminde yürürlüğe girdi.Bu anayasaya Teşkilat-ı Esasiye Kanunu denmişti.Kurtuluş Savaşı sırasında Ocak 1921'de egemenliğin milletin olduğunu belirten yeni bir anayasa kabul edildi.Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra,Nisan 1924'te daha kapsamlı bir anayasa yürürlüğe kondu.Bunu 1961 ve 1982 anayasaları izledi.Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de yürütme,yasama ve yargı organlarının güçleri ve ilişkileri anayasada belirlenmiştir.


69kmdW.png

Yasamanın temel görevi yasa çıkarmaktır

Yürütme var olan yasaları uygular ve yeni yasalar önerir.

Yargı organı mahkemelerden oluşur ve yasaların uygulanmasıyla ilgili davalara bakar.

 
Top