Anayasa Nedir - Yasa Nedir ...Farkları Nelerdir

Suskun

V.I.P
V.I.P
Anayasa, yasaların hangi genel esasa bağlı olduğunu ortaya koyan temel esasları, ilkeleri belirler. Yasalar ise uygulamaları, ceza ve müeyyideleri belirler. Yasa ile anayasa arasındaki en temel fark ise yasaların anayasaya aykırı olamayacağıdır. Anayasa bağlayıcıdır bir çelişki durumunda...

Kısa Cevap olarak ;

Kanun veya yasa, bir anayasal hukuk rejiminde, yetkili organlarca meydana getirilen hukuktüzükler, yönetmelikler birer hukuk kuralıdır. Yürürlükte olan hukuk kurallarının tümüne mevzuat denir. Dar anlamında kanun, yasama organınca yapılan kanun adıyla gerçekleştirilen işlerdir. Hukukla paralel anlamlılık taşır ancak hukukun öğelerinden sadece biri ve hukuk kaynaklarından sadece biridir. kurallarıdır. Kanunlar, Kanun, yazılı veya yazısız olabilir. Yazılı kanunların en ünlüsü MÖ 1700'lerde yapılmış Hammurabi Kanunları'dır. Roma hukuku, Cermen hukuku, Katolik hukuku, İslam hukuku yazılı kanunlara dayanır. Çağdaş kanunların yazılı oluşu Fransız Devrimi'nden sonra gelişmiştir. Önemli yazılı kanunlara Kod (code) denilmektedir. Toplumu Kod'larla yönetmeye KodifikasyonMedeni Kanun'lar birer Kod'dur. İslam dünyasında MecelleKanun-ı Esasi ilk kodlardır. denilir ve Kıta Avrupa'da geçerlidir. ve
Türkiye'de kanun koyma yetkisi TBMM'nindir. Kanun teklifi Bakanlar Kurulu (tasarı) ve milletvekillerince tek veya grup halinde (kanun teklifi), gerekçe gösterilerek yapılır. Bunun dışındaki kişi ve kurumlar, kanun isteklerini meclise iletebilirler. Cumhurbaşkanı, kanun teklif edemez, çünkü cumhurbaşkanı seçildikten sonra TBMM üyeliğini kaybeder.
Anayasa, bir devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirleyen, bazı ülkelerde yazılı, bazılarında ise yazısız genel kabul görmüş kurallar bütünüdür. Anayasa ile ayrıca kişilerin temel hak ve özgürlükleri güvence altına almıştır.
Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirtir. Devletin temel kanunudur. Vatandaşların temel hak ve görevlerini bildirir.
Türkiye'nin de aralarında bulunduğu çoğu ülkede anayasa, yazılı ve bütünsel bir belgedir. Bu tip ülkeler "şekli" anlamda anayasaya sahiplerdir. Oysa İngiltere'de yazılı bir anayasa yoktur. Buna ise "teamüli anayasa" denmektedir. Bu ülkede temel kurumların işleyişi yüzlerce yıllık geleneklere, yasalara ve belgelere göre düzenlenir.
Ayrıca "anayasalı devlet" ve "anayasal devlet" ayrımına gitmek gereklidir. Bu ayrımda ise şekli anlamda bir anayasası olan devlet bu belgede modern anayasanın gereklerini yerine getirmiyorsa yani devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceği muğlak ve daha da önemlisi kişi temel hak ve özgürlükleri tam anlamıyla güvence altında değilse devlet anayasal bir devlet sayılmamakta sadece anayasa sahibi bir devlet anlamına gelen "anayasalı devlet" sıfatını almaktadır. Buna karşın ister teamüli ister şekli anayasa sahibi olsun eğer bir devlet temel hak ve özgürlükleri güvence altına almış ise bu devlet anayasal sayılmaktadır.
 
Kanun veya yasa, bir anayasal hukuk rejiminde, yetkili organlarca meydana getirilen hukuktüzükler, yönetmelikler birer hukuk kuralıdır. Yürürlükte olan hukuk kurallarının tümüne mevzuat denir. Dar anlamında kanun, yasama organınca yapılan kanun adıyla gerçekleştirilen işlerdir. Hukukla paralel anlamlılık taşır ancak hukukun öğelerinden sadece biri ve hukuk kaynaklarından sadece biridir. kurallarıdır. Kanunlar, Kanun, yazılı veya yazısız olabilir. Yazılı kanunların en ünlüsü MÖ 1700'lerde yapılmış Hammurabi Kanunları'dır. Roma hukuku, Cermen hukuku, Katolik hukuku, İslam hukuku yazılı kanunlara dayanır. Çağdaş kanunların yazılı oluşu Fransız Devrimi'nden sonra gelişmiştir. Önemli yazılı kanunlara Kod (code) denilmektedir. Toplumu Kod'larla yönetmeye KodifikasyonMedeni Kanun'lar birer Kod'dur. İslam dünyasında MecelleKanun-ı Esasi ilk kodlardır. denilir ve Kıta Avrupa'da geçerlidir. ve
Türkiye'de kanun koyma yetkisi TBMM'nindir. Kanun teklifi Bakanlar Kurulu (tasarı) ve milletvekillerince tek veya grup halinde (kanun teklifi), gerekçe gösterilerek yapılır. Bunun dışındaki kişi ve kurumlar, kanun isteklerini meclise iletebilirler. Cumhurbaşkanı, kanun teklif edemez, çünkü cumhurbaşkanı seçildikten sonra TBMM üyeliğini kaybeder. Kanunlar cumhurbaşkanına sunulur ve cumhurbaşkanı yayınlarsa yürürlüğe girer. Yayınlamazsa (bütçe kanunu hariç), gerekçesiyle meclise iade eder (15 gün içinde). Meclis kanunu aynıyla tekrar kabul ederse, artık cumhurbaşkanı o kanunu yayınlar. Meclis, kanun yaparken anayasa ve içtüzük hükümlerine uyar. Kanunlar TC Resmi Gazete'de (kuruluşu 7 Ekim 1920) yayınlanırsa yürürlüğe girer. Tarih belirtilmemişse 45 gün içinde bütün yurtta geçerli olur. Başbakanlık, Düstur adıyla kanunları derlemekte, her yasama yılında bir cilt yayınlamaktadır. Kanunlar, mevzuat bilgi sistemleriyle internette yayınlanmaktadır. Meclisin yayınladığı iki kanun dergisi bulunmaktadır: Tutanak Dergisi, Kanunlar Dergisi.
Meclis, geçmişe yönelik suç içeren kanun yapamaz. Seçim kanunu değişiklikleri, yürürlük tarihinden başlayarak 1 yıl içinde olacak seçimlerde uygulanmaz. Kanunlar: kanun, tüzük, yönetmelik, KHK, TBMM İçtüzüğü, İçtihadı Birleştirme Kararları, mahkeme kararları, içtihatlar, örf ve adet, tebliğ, genelge, yönerge adlarını taşır. Kanunlardaki değişiklikleri izlemek vatandaş için mümkün değildir, ancak hukukçular bunu bilebilir.
Her kanunun bir sıra numarası olur. Kanunlar bu no ile anılır. Ancak, cumhuriyet öncesinden kalan kanunlar adlarıyla anılır. 1920-1960 arasındaki kanunlar 1-7480 arası no taşır. 27 Mayıs 1960-1 Kasım 1961 arasındaki kanunlar 1-375 arası no taşır. 1961'den günümüze kadar gelen kanunlar 1'den başlar ve son olarak 5000'leri aşmıştır. Bu durumda aynı no'lu iki kanun olabilir. Bu nedenle kanunlar mehaz verilirken tarihi ve no'su birlikte verilir. Anayasaya göre, bazı konular ancak kanunla düzenlenebilir (ceza, antlaşmalar, yargıç ve savcı atamaları gibi). Kanunlar, anayasaya aykırı olamaz ve bu kural yargı denetimi düzeniyle denetlenir. Kanunlar, bireylerce anlaşılabilir şekilde olur ve anlaşılabilir dille yazılır.
TC Anayasasının ilk 3 maddesi değiştirilemez. Bütün kanunlar anayasa denilen temel kanuna göredir. Bir kanun, başka bir kanunla veya mahkeme kararıyla yürürlükten kalkar. Süreli kanunlar ise, kendiliğinden kalkar (Bütçe Kanunu gibi). Anayasa Mahkemesi'nin kanun iptalleri Resmi Gazete'de yayınlandığı anda o kanun yürürlükten kalkar. Bazı kanunlar yürürlükte olmasına rağmen işler değildir (Milli Korunma Kanunu gibi). Bazıları ise yürürlüktedir ama fiilen uygulanmaz: mesela kanunlara göre 6-14 yaşları arasındaki her çocuğun eğitimi zorunludur, ama uygulamada okula gitmeyen pek çok çocuk vardır. Kanunlar, sadece kanun haline gelmekle kanun olmaz, uygulamada düzenlenme hataları, toplum gerçekleriyle bağdaşmama, uygulama için gerekli tedbirlerin alınmaması, kanunu uygulayanlardaki aksaklıklar, araç eksikleri, halkın benimsememesi gibi sebeplerle kâğıt üzerinde kalabilir. Kanunsuz suç olmaz.
Antlaşmalar, kanundur ve Anayasa Mahkemesi'ne götürülemez. Yerel kanunla uluslararası kanun çelişirse, uluslararası kanun esas alınır. Antlaşmalar, mecliste bir kanunla uygun bulunursa onaylanır. Kanunları yasama organı yapar, ancak yürütme organı kanun gibi KHK'ler yapabilir. KHK'ler de Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girer. Olaganüstü haller dışında KHK'ler Anayasa Mahkemesi denetimine açıktır. Yüretme organı tüzük çıkarabilir; tüzüklerin iptali için Danıştay'da dava açılır. Bir diğer kanun olan yönetmelikleri, yürütme organı dışında kamu tüzel kişileri de çıkarabilir, bunlar da idari yargıya açıktır, kamusal yönetmelikler Resmi Gazete'de yayınlanır.
Kanunlar birbiriyle çelişemez. Kanun hiyerarşisinde Anayasa en baştadır. Aynı tür kanunlar eşit güçtedir. Kanun hiyerarşisi şöyledir: Anayasa, kanun, KHK, tüzük, yönetmelik, içtihad. Bunlar arasında çelişki olursa yargı organları (Danıştay ve İdare Mahkemeleri), kanunları denetleme görevi gibi denetler.


Anayasa, bir devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirleyen, bazı ülkelerde yazılı, bazılarında ise yazısız genel kabul görmüş kurallar bütünüdür. Anayasa ile ayrıca kişilerin temel hak ve özgürlükleri güvence altına almıştır.
Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirtir. Devletin temel kanunudur. Vatandaşların temel hak ve görevlerini bildirir.
Türkiye'nin de aralarında bulunduğu çoğu ülkede anayasa, yazılı ve bütünsel bir belgedir. Bu tip ülkeler "şekli" anlamda anayasaya sahiplerdir. Oysa İngiltere'de yazılı bir anayasa yoktur. Buna ise "teamüli anayasa" denmektedir. Bu ülkede temel kurumların işleyişi yüzlerce yıllık geleneklere, yasalara ve belgelere göre düzenlenir.
Ayrıca "anayasalı devlet" ve "anayasal devlet" ayrımına gitmek gereklidir. Bu ayrımda ise şekli anlamda bir anayasası olan devlet bu belgede modern anayasanın gereklerini yerine getirmiyorsa yani devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceği muğlak ve daha da önemlisi kişi temel hak ve özgürlükleri tam anlamıyla güvence altında değilse devlet anayasal bir devlet sayılmamakta sadece anayasa sahibi bir devlet anlamına gelen "anayasalı devlet" sıfatını almaktadır. Buna karşın ister teamüli ister şekli anayasa sahibi olsun eğer bir devlet temel hak ve özgürlükleri güvence altına almış ise bu devlet anayasal sayılmaktadır.
Son ayrım ise "çerçeve anayasa" ile "düzenleyici anayasa" ayrımıdır.
Eğer anayasa normlarında devletin temel yapılanması hakkında ayrıntılı bilgilere giriliyor ve düzenlemeler yapılıyorsa bu düzenleyici anayasadır.
Anayasa normları sadece devletin temel yapılanmasını çiziyor ve düzenlemeyi kanunlara bırakıyorsa bu ise çerçeve anayasadır.
Türkiye'de ilk anayasa, 1876'da yürürlüğe giren Osmanlı Devleti'nin anayasasıdır. O tarihten Osmanlı Devleti’nin sona erişine kadar anayasaya kanun-i esasi deniyordu. 1876 tarihli Kanun-i Esasi, padişahın yetkilerini kısıtlamamıştı. Yurttaşlara düşünce, toplantı ve dernek kurma özgürlüğü, bireylere dokunulmazlık hakları tanımıyordu. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra, 1909'da bu anayasada değişiklikler yapılarak padişahın yetkileri kısıtlandı. Kişisel hak ve özgürlükler tanındı, basın üzerindeki sansür kaldırıldı. Hükümet artık padişaha değil, meclise karşı sorumluydu.
 
Geri
Top