Anlatmaya Bağlı Metinler Yapı Unsurları
Anlatmaya bağlı edebî metinler de coşku ve heyecanı dile getiren metin*lerde olduğu gibi belirli bir yöntem çerçevesinde, bazı başlıklar altında in*celenir.
A. METİN VE ZİHNİYET
Zihniyet; bir dönemin siyasi ve sosyal olayları, kültürü, sanat zevki, in*sanlar arası ilişkiler düzeni, bilimsel ve teknik düzeyi, yaşam biçimi, eğitim anlayışı, gelecek kaygısı ve inanç sistemlerini kapsayan bir bütündür. Anlatmaya bağlı edebî metinlerde de dönemin zihniyetine ilişkin yansımalar vardır.
* Anlatmaya bağlı edebî metinler, yazıldıkları dönemin sosyal, ekono*mik ve siyasal yapısını çeşitli yönlerden yansıtır.
* Edebî metinler yazıldıkları dönemin sanat zevkine uygun olarak dö*nemin dil ve kültürü kullanılarak yazılırlar.
* Anlatmaya bağlı edebî metinler, yazıldıkların dönemin sanat anlayışı*nı yansıtırlar. (Kullanılan türler, işlenen temalar, edebî akımlar, dil ve anlatıma yönüyle yansıtırlar.)
B. YAPI
Edebî metinlerde yapı; olay örgüsü, kişiler, zaman ve mekândan meydana gelir. Bu unsurlar bir çatışma etrafında bir araya gelir.
a) Olay ve Olay Örgüsü
* Olay, anlatmaya bağlı edebî metinlerin en önemli öğesidir. Edebî me*tinlerde anlatılan olaylarla gerçek hayatta bire bir karşılaşmak müm*kün değildir. Çünkü anlatılanlar kurgulanmış olaylardan ibarettir.
* Edebî metinlerdeki gerçekliğin doğal gerçeklikten farkı, "kurmaca bir gerçeklik" olmasıdır.
b) Kişiler
* Anlatmaya bağlı edebî metinlerin temel unsurlarındandır. Kişi unsuru*nun olmadığı bir anlatmaya bağlı edebî metin düşünemeyiz.
Kişiler gösterdikleri özelliklere göre iki grupta incelenir:
Tip: Benzerlerinin özelliklerini kendi üzerinde taşıyan sembolik kişilikler*dir.
Karakter: Değişik en bir kişilik yapısına sahip olan kişiliklerdir. Ayırt edici özellikleri vardır. Sadece kendini temsil eden kahramanlardır.
NOT:
Tip: Edebi metinlerde tiplerden bazıları doğal olarak çizilirken bazıları da idealleştirilir. Yazarın çizdiği tip, gerçek hayatı da hatır*latabilir, çok abartılı da olabilir. Başarılı bir tip, temsilcisi olduğu tabakayı iyi temsil etmelidir. Moliere'in Cimri adlı eserindeki Harpagon cimri insanları evrensel olarak yansıtır.
Karakter: Kendi iç dünyasıyla edebî metinlerde yer alır. Başkalarına benzemeyen yönleri var*dır.
Tip ile Karakterin Farkı:
* Tipin toplumsal boyutu vardır.
* Karakter, birey olarak ele alınır.
* Toplumsal sorunlar tip üzerinde işle*nir.
* Karakter, kendisine ait olaylarla anlatı*lır.
c) Zaman
* Edebî metinlerde olay belli bir zamanda geçer. Zamanı belirgin edebî metinler olduğu gibi zamanı belirsiz olanları da vardır.
ç) Mekân
* Olayın ya da durumun hangi çevrede gerçekleştiğini anlatan unsur*dur. Bazı metinlerde, olayın çevresini çizen bir unsurken bazı metin*lerde geri plana itilir. Mekân ismi gerçek olsa da yazar onu kurgular.
C. TEMA
* Anlatmaya bağlı edebî metinlerin yapısını oluşturan unsurlar "metnin teması" etrafında bir araya getirilir.
* Tema, yazıldığı dönemin özelliklerini yansıtır.
* Temayı bulmak için "Metinde anlatılan nedir?" sorusu sorulur.
Ç. DİL VE ANLATIM
* Edebî metinlerde aynı olay işlense de metinlerin birbirinden farklı ol*masının nedeni farklı kişiler tarafından farklı bakış açılarıyla ele alın*masıdır.
1. Anlatım Biçimi
Anlatıcı: Edebî metinlerde anlatıcı, kurmacanın sınırları içinde varlığından söz edilen kişidir. Anlatıcı, yazar ile kurmaca metin arasındaki kişidir.
Anlatmaya bağlı edebî metinlerde üç çeşit anlatıcı bakış açısı vardır:
a) Kahraman Anlatıcı Bakış Açısı: Bu bakış açısında anlatıcı, eserin kişilerinden biridir.
Örnek:
"Bundan sonra okulda ne falakayı gördük, ne de. Hoca Efendiyi! Şimdi ben kimi hapşırırken görsem, pek küçükken yaptığım bu tuhaf şakayı hatırlarım. Gülümserim. Kalbimde belirsiz bir acı sızlar."
b) Gözlemci Anlatıcı Bakış Açısı: Gözlemci anlatıcı olayların akışını etkilemez, yalnızca bir aktarıcıdır. Amacı okuyucunun anlatılanları daha iyi anlamasını sağlamaktır.
Örnek:
...
Mal müdürü, daire kahvecisi Hacı Haşim'in oğlu Mustafa'yı yollayıp âşâr emanet memuru Salih Efendi'yi çağırttı.
- İşi de varsa bıraksın gelsin, dedi. Salih Efendi gelince:
- Buyur bakalım, dedi, şu kapıyı kapa da, gel şuraya otur, sana bir kurt masalı anlatayım.
Salih, kapıyı kapadı geldi; müdürün karşısına oturdu..."
Örnek:
"... Ve bunlar sefaletlerinden bîhaber görünüyorlardı. Kendilerini alıp götü*recek, uzaklara pek uzaklara götürecek bir araba, bir sedye, bir tabut, bir kasırga, bir yıldırım, bir şey bekliyorlardı. Fakat yüzlerine bakan bulunmu*yordu. Bir zabit, bir hasta bakıcı yoktu..."
Ahmet Hikmet Müftüoğlu
NOT: Bir metinde birden fazla bakış açısı kullanılabilir.
2. Dil
Anlatmaya bağlı edebî metinlerde dil, doğal dilden farklıdır. Çünkü edebî metinler estetik bir kaygıyla oluşturulurlar, dil de buna bağlı olarak belli ku*rallara ve sanat ilkelerine bağlıdır. Bu dil yan anlam bakımından zengindir. Anlatmaya bağlı edebî metinlerde dil, sanatsal işleviyle kullanılır.
D. METİN VE GELENEK
Gelenek, zaman içinde oluşan ve belli kuralları, özellikleri barındıran bir bütündür. Bir gelenek içinde her metin, kendi tarzında daha önce yazılmış birçok metinden yararlandığı gibi, daha sonra yazılacak metinlere de kay*naklık edebilir. Örneğin; destan geleneği, masal geleneği, fıkra geleneği vb.
E. ANLAMA VE YORUMLAMA
Edebî metinlerde dil, şiirsel işleviyle kullanıldığı için metin yan anlam ba*kımından oldukça zengindir. Bu durumda metin her okunduğu zaman yeni anlamlar kazanır. Ayrıca metni okuyan her insan, bilgisi, görgüsü ve psiko*lojik durumuna göre yorumlar.
F. METİN VE YAZAR
Anlatmaya bağlı ve diğer tüm edebî metinleri yazarından ayrı düşüneme*yiz. Eserde, yazarın hayatının, yetişme tarzının içinde yaşadığı çevrenin, sanat anlayışının ve kültür düzeyinin etkisi vardır.
Anlatmaya bağlı edebî metinler de coşku ve heyecanı dile getiren metin*lerde olduğu gibi belirli bir yöntem çerçevesinde, bazı başlıklar altında in*celenir.
A. METİN VE ZİHNİYET
Zihniyet; bir dönemin siyasi ve sosyal olayları, kültürü, sanat zevki, in*sanlar arası ilişkiler düzeni, bilimsel ve teknik düzeyi, yaşam biçimi, eğitim anlayışı, gelecek kaygısı ve inanç sistemlerini kapsayan bir bütündür. Anlatmaya bağlı edebî metinlerde de dönemin zihniyetine ilişkin yansımalar vardır.
* Anlatmaya bağlı edebî metinler, yazıldıkları dönemin sosyal, ekono*mik ve siyasal yapısını çeşitli yönlerden yansıtır.
* Edebî metinler yazıldıkları dönemin sanat zevkine uygun olarak dö*nemin dil ve kültürü kullanılarak yazılırlar.
* Anlatmaya bağlı edebî metinler, yazıldıkların dönemin sanat anlayışı*nı yansıtırlar. (Kullanılan türler, işlenen temalar, edebî akımlar, dil ve anlatıma yönüyle yansıtırlar.)
B. YAPI
Edebî metinlerde yapı; olay örgüsü, kişiler, zaman ve mekândan meydana gelir. Bu unsurlar bir çatışma etrafında bir araya gelir.
a) Olay ve Olay Örgüsü
* Olay, anlatmaya bağlı edebî metinlerin en önemli öğesidir. Edebî me*tinlerde anlatılan olaylarla gerçek hayatta bire bir karşılaşmak müm*kün değildir. Çünkü anlatılanlar kurgulanmış olaylardan ibarettir.
* Edebî metinlerdeki gerçekliğin doğal gerçeklikten farkı, "kurmaca bir gerçeklik" olmasıdır.
b) Kişiler
* Anlatmaya bağlı edebî metinlerin temel unsurlarındandır. Kişi unsuru*nun olmadığı bir anlatmaya bağlı edebî metin düşünemeyiz.
Kişiler gösterdikleri özelliklere göre iki grupta incelenir:
Tip: Benzerlerinin özelliklerini kendi üzerinde taşıyan sembolik kişilikler*dir.
Karakter: Değişik en bir kişilik yapısına sahip olan kişiliklerdir. Ayırt edici özellikleri vardır. Sadece kendini temsil eden kahramanlardır.
NOT:
Tip: Edebi metinlerde tiplerden bazıları doğal olarak çizilirken bazıları da idealleştirilir. Yazarın çizdiği tip, gerçek hayatı da hatır*latabilir, çok abartılı da olabilir. Başarılı bir tip, temsilcisi olduğu tabakayı iyi temsil etmelidir. Moliere'in Cimri adlı eserindeki Harpagon cimri insanları evrensel olarak yansıtır.
Karakter: Kendi iç dünyasıyla edebî metinlerde yer alır. Başkalarına benzemeyen yönleri var*dır.
Tip ile Karakterin Farkı:
* Tipin toplumsal boyutu vardır.
* Karakter, birey olarak ele alınır.
* Toplumsal sorunlar tip üzerinde işle*nir.
* Karakter, kendisine ait olaylarla anlatı*lır.
c) Zaman
* Edebî metinlerde olay belli bir zamanda geçer. Zamanı belirgin edebî metinler olduğu gibi zamanı belirsiz olanları da vardır.
ç) Mekân
* Olayın ya da durumun hangi çevrede gerçekleştiğini anlatan unsur*dur. Bazı metinlerde, olayın çevresini çizen bir unsurken bazı metin*lerde geri plana itilir. Mekân ismi gerçek olsa da yazar onu kurgular.
C. TEMA
* Anlatmaya bağlı edebî metinlerin yapısını oluşturan unsurlar "metnin teması" etrafında bir araya getirilir.
* Tema, yazıldığı dönemin özelliklerini yansıtır.
* Temayı bulmak için "Metinde anlatılan nedir?" sorusu sorulur.
Ç. DİL VE ANLATIM
* Edebî metinlerde aynı olay işlense de metinlerin birbirinden farklı ol*masının nedeni farklı kişiler tarafından farklı bakış açılarıyla ele alın*masıdır.
1. Anlatım Biçimi
Anlatıcı: Edebî metinlerde anlatıcı, kurmacanın sınırları içinde varlığından söz edilen kişidir. Anlatıcı, yazar ile kurmaca metin arasındaki kişidir.
Anlatmaya bağlı edebî metinlerde üç çeşit anlatıcı bakış açısı vardır:
a) Kahraman Anlatıcı Bakış Açısı: Bu bakış açısında anlatıcı, eserin kişilerinden biridir.
Örnek:
"Bundan sonra okulda ne falakayı gördük, ne de. Hoca Efendiyi! Şimdi ben kimi hapşırırken görsem, pek küçükken yaptığım bu tuhaf şakayı hatırlarım. Gülümserim. Kalbimde belirsiz bir acı sızlar."
b) Gözlemci Anlatıcı Bakış Açısı: Gözlemci anlatıcı olayların akışını etkilemez, yalnızca bir aktarıcıdır. Amacı okuyucunun anlatılanları daha iyi anlamasını sağlamaktır.
Örnek:
...
Mal müdürü, daire kahvecisi Hacı Haşim'in oğlu Mustafa'yı yollayıp âşâr emanet memuru Salih Efendi'yi çağırttı.
- İşi de varsa bıraksın gelsin, dedi. Salih Efendi gelince:
- Buyur bakalım, dedi, şu kapıyı kapa da, gel şuraya otur, sana bir kurt masalı anlatayım.
Salih, kapıyı kapadı geldi; müdürün karşısına oturdu..."
M. Şevket Esendal
c) İlahi Anlatıcı Bakış Açısı: Anlatıcının her şeyi bilip her şeye hâkim olduğu bakış açısıdır. Anlatıcı, kahramanların zihinlerine ve iç dünyalarına girer.
Örnek:
"... Ve bunlar sefaletlerinden bîhaber görünüyorlardı. Kendilerini alıp götü*recek, uzaklara pek uzaklara götürecek bir araba, bir sedye, bir tabut, bir kasırga, bir yıldırım, bir şey bekliyorlardı. Fakat yüzlerine bakan bulunmu*yordu. Bir zabit, bir hasta bakıcı yoktu..."
Ahmet Hikmet Müftüoğlu
NOT: Bir metinde birden fazla bakış açısı kullanılabilir.
2. Dil
Anlatmaya bağlı edebî metinlerde dil, doğal dilden farklıdır. Çünkü edebî metinler estetik bir kaygıyla oluşturulurlar, dil de buna bağlı olarak belli ku*rallara ve sanat ilkelerine bağlıdır. Bu dil yan anlam bakımından zengindir. Anlatmaya bağlı edebî metinlerde dil, sanatsal işleviyle kullanılır.
D. METİN VE GELENEK
Gelenek, zaman içinde oluşan ve belli kuralları, özellikleri barındıran bir bütündür. Bir gelenek içinde her metin, kendi tarzında daha önce yazılmış birçok metinden yararlandığı gibi, daha sonra yazılacak metinlere de kay*naklık edebilir. Örneğin; destan geleneği, masal geleneği, fıkra geleneği vb.
E. ANLAMA VE YORUMLAMA
Edebî metinlerde dil, şiirsel işleviyle kullanıldığı için metin yan anlam ba*kımından oldukça zengindir. Bu durumda metin her okunduğu zaman yeni anlamlar kazanır. Ayrıca metni okuyan her insan, bilgisi, görgüsü ve psiko*lojik durumuna göre yorumlar.
F. METİN VE YAZAR
Anlatmaya bağlı ve diğer tüm edebî metinleri yazarından ayrı düşüneme*yiz. Eserde, yazarın hayatının, yetişme tarzının içinde yaşadığı çevrenin, sanat anlayışının ve kültür düzeyinin etkisi vardır.