@-araz- adında haylaz ve meraklı bir çocuk varmış@-araz-, oyun oynamayı, macera yaşamayı ve özellikle de hayal kurmayı çok severmiş. En büyük hayali ise dünyanın en güzel gelinliğini giymekmiş.
Bir gün, @-araz- bahçede oynarken eski bir sandık bulmuş. İçinden tozlu bir defter çıkmış. Defteri açınca içinde birbirinden güzel gelinlik çizimleri varmış. Çizimleri inceleyen @-araz-, gözlerine inanamamış. Gelinlikler o kadar güzelmiş ki, sanki gerçekmiş gibi parlıyormuş.
Defterdeki gelinliklerden bir tanesi @-araz-'ın çok hoşuna gitmiş. Büyük, kabarık bir etek, parlak taşlarla süslü bir üst ve uzun bir gelin tacı varmış. @-araz-, hemen o gelinliği giymek istemiş. Odasına koşmuş ve dolabından beyaz bir çarşaf almış. Çarşafı başından aşağıya örterek gelinlik yapmış. Aynaya bakınca kahkahalar atmış. Kendini dünyanın en güzel gelini sanıyormuş.
O gün bütün gün gelinlik giymiş halde evde dolanmış. Annesine, babasına, hatta kedisine bile gelin gösterisi yapmış. Onlar da @-araz-'ın bu haline çok gülmüşler.
Akşam olunca @-araz-yatağına yattı ve gözlerini kapadı. Rüyasında, defterdeki gelinliği giymiş halde bir düğün salonunda dans ediyormuş. Etrafındaki herkes ona hayran hayran bakıyormuş. @-araz- çok mutluymuş.
Sabah uyandığında rüyasının etkisiyle hala çok heyecanlıymış. O gün defterdeki diğer gelinlikleri incelemeye başlamış. Her birinin kendine göre bir özelliği varmış. Bazıları çiçeklerle süslüymüş, bazıları payetlerle parlıyormuş, bazıları da tül ile kaplıymış.
@-araz-, o günden sonra gelinlik çizmeye başlamış. Kendi hayal gücünü kullanarak birbirinden güzel gelinlikler tasarlıyormuş. Belki bir gün kendi tasarladığı gelinlikleri gerçekten giyebilecekti, kim bilir?
Bir gün, @-araz- bahçede oynarken eski bir sandık bulmuş. İçinden tozlu bir defter çıkmış. Defteri açınca içinde birbirinden güzel gelinlik çizimleri varmış. Çizimleri inceleyen @-araz-, gözlerine inanamamış. Gelinlikler o kadar güzelmiş ki, sanki gerçekmiş gibi parlıyormuş.
Defterdeki gelinliklerden bir tanesi @-araz-'ın çok hoşuna gitmiş. Büyük, kabarık bir etek, parlak taşlarla süslü bir üst ve uzun bir gelin tacı varmış. @-araz-, hemen o gelinliği giymek istemiş. Odasına koşmuş ve dolabından beyaz bir çarşaf almış. Çarşafı başından aşağıya örterek gelinlik yapmış. Aynaya bakınca kahkahalar atmış. Kendini dünyanın en güzel gelini sanıyormuş.
O gün bütün gün gelinlik giymiş halde evde dolanmış. Annesine, babasına, hatta kedisine bile gelin gösterisi yapmış. Onlar da @-araz-'ın bu haline çok gülmüşler.
Akşam olunca @-araz-yatağına yattı ve gözlerini kapadı. Rüyasında, defterdeki gelinliği giymiş halde bir düğün salonunda dans ediyormuş. Etrafındaki herkes ona hayran hayran bakıyormuş. @-araz- çok mutluymuş.
Sabah uyandığında rüyasının etkisiyle hala çok heyecanlıymış. O gün defterdeki diğer gelinlikleri incelemeye başlamış. Her birinin kendine göre bir özelliği varmış. Bazıları çiçeklerle süslüymüş, bazıları payetlerle parlıyormuş, bazıları da tül ile kaplıymış.
@-araz-, o günden sonra gelinlik çizmeye başlamış. Kendi hayal gücünü kullanarak birbirinden güzel gelinlikler tasarlıyormuş. Belki bir gün kendi tasarladığı gelinlikleri gerçekten giyebilecekti, kim bilir?