Aileden devlete varıncaya kadar her kurumun ayakta kalabilmesi için bir takım kaideler vardır. Bu kaidelere uyulmadığı zaman, o kurumun ayakta kalması mümkün olmaz. Arkadaşlıklar arasında da bir takım kaidelere uyulması gerekir. Bu kaide ve prensiplere uyulmadığı takdirde arkadaşlıklar çabuk bozulur.
Arkadaş, birbirine arka çıkan, destek olan, birbirinin sevinçlerini ve kederlerini paylaşan, zorluklara birlikte göğüs geren, dayanışma içinde olan kişilere denir. Dilimizde samimi arkadaşlar için "Aralarında su sızmaz", "Bir dediğini diğeri iki etmez" deyimleri kullanılır. Bu ifadeler, arkadaşlığın yakın dayanışmasını dile getirir.
İnsan sosyal bir varlık olması dolayısıyla yalnız yaşayamaz. Aciz ve zayıf yaratılan insan hemcinsleriyle dayanışma içinde yaşamaya muhtaçtır. Keder ve sevinçlerini paylaşmak için de dostluk ve arkadaşlık kurmaya muhtaçtır.
Arkadaşlığın insana akrabadan daha yakın olduğu durumlar da vardır. Bunun için, arkadaşlar arasında karşılıklı saygı ve sevgide kusur edilmemeli. Birbirlerine edep ve hürmetle davranmalı, kırıcı söz ve davranışlardan son derece sakınmalıdırlar.
Her konuda arkadaş, arkadaşını kendi nefsine tercih edebilmeli, kendisi için istediğini arkadaşı için de isteyebilmelidir. Arkadaşlık âdâbının başta geleni arkadaşını her hususta kendine tercih etmek, ona öncelik tanımak ve yardımına koşmaktır.
Maddî imkânları kısıtlı bir arkadaşına ihtiyaç ânında, hem de istemeden yardımda bulunabilmelidir. Çünkü ona zor günlerinde yardımcı olmadıktan sonra arkadaşlığın bir manası kalmaz. Gerçek dost "kara günde" belli olur.
Arkadaşlar birbirlerine zaman zaman güzel öğütlerde bulunmalıdırlar. Çünkü insan kendi hata ve kusurlarını tam olarak göremez. Kendi yaptığı davranışları çoğunlukla iyi zanneder.
Arkadaşlık haklarından birisi de, arkadaşının hatalarını affetmek, bazı hata ve kusurlarını görmezlikten gelmek ve mümkünse gizlemektir. Beşer olmamız dolayısıyla az çok herkesin hatası olabilir. Arkadaşlarımızın da hatası olabilir. Bu gibi durumlarda bize düşen affetmektir. Aksi halde, "Kusursuz dost arayan, dostsuz kalır."
Peygamberimiz (asm) arkadaşlık hususunda şöyle ölçü verir: "Arkadaşına itiraz etme, ona kötü söyleme, lüzumsuz şaka yapma, ona önce söz verip de sakın sonra cayma."
"Dostlukta itidalden ayrılma ve sakın aşırı gitme. Olur ki, bir gün darılırsın, dost iken yaptığın aşırı hareketlerden dolayı mahcup olursun. Dargın olduğun zamanda da itidalden ayrılma. Ola ki bir gün dost olursun."
"Kişi arkadaşının dini üzerinedir"1 buyuran Efendimiz (asm), arkadaş seçimine en başta dikkat etmemizi istemektedir.
Cafer-i Sâdık (r.a) Hazretleri kendileriyle arkadaşlık yapılmaması gerekenleri şöyle sırala"1- Yalancı, 2- Ahmak, 3- Cimri, 4- Korkak, 5- Fasık."2
Dipnotlar:
1-Tirmizî, Zühd: 45.
2-İhyâ-ü Ulûm, 4: 420.
(alıntı:Necmi Ünlü)
Arkadaş, birbirine arka çıkan, destek olan, birbirinin sevinçlerini ve kederlerini paylaşan, zorluklara birlikte göğüs geren, dayanışma içinde olan kişilere denir. Dilimizde samimi arkadaşlar için "Aralarında su sızmaz", "Bir dediğini diğeri iki etmez" deyimleri kullanılır. Bu ifadeler, arkadaşlığın yakın dayanışmasını dile getirir.
İnsan sosyal bir varlık olması dolayısıyla yalnız yaşayamaz. Aciz ve zayıf yaratılan insan hemcinsleriyle dayanışma içinde yaşamaya muhtaçtır. Keder ve sevinçlerini paylaşmak için de dostluk ve arkadaşlık kurmaya muhtaçtır.
Arkadaşlığın insana akrabadan daha yakın olduğu durumlar da vardır. Bunun için, arkadaşlar arasında karşılıklı saygı ve sevgide kusur edilmemeli. Birbirlerine edep ve hürmetle davranmalı, kırıcı söz ve davranışlardan son derece sakınmalıdırlar.
Her konuda arkadaş, arkadaşını kendi nefsine tercih edebilmeli, kendisi için istediğini arkadaşı için de isteyebilmelidir. Arkadaşlık âdâbının başta geleni arkadaşını her hususta kendine tercih etmek, ona öncelik tanımak ve yardımına koşmaktır.
Maddî imkânları kısıtlı bir arkadaşına ihtiyaç ânında, hem de istemeden yardımda bulunabilmelidir. Çünkü ona zor günlerinde yardımcı olmadıktan sonra arkadaşlığın bir manası kalmaz. Gerçek dost "kara günde" belli olur.
Arkadaşlar birbirlerine zaman zaman güzel öğütlerde bulunmalıdırlar. Çünkü insan kendi hata ve kusurlarını tam olarak göremez. Kendi yaptığı davranışları çoğunlukla iyi zanneder.
Arkadaşlık haklarından birisi de, arkadaşının hatalarını affetmek, bazı hata ve kusurlarını görmezlikten gelmek ve mümkünse gizlemektir. Beşer olmamız dolayısıyla az çok herkesin hatası olabilir. Arkadaşlarımızın da hatası olabilir. Bu gibi durumlarda bize düşen affetmektir. Aksi halde, "Kusursuz dost arayan, dostsuz kalır."
Peygamberimiz (asm) arkadaşlık hususunda şöyle ölçü verir: "Arkadaşına itiraz etme, ona kötü söyleme, lüzumsuz şaka yapma, ona önce söz verip de sakın sonra cayma."
"Dostlukta itidalden ayrılma ve sakın aşırı gitme. Olur ki, bir gün darılırsın, dost iken yaptığın aşırı hareketlerden dolayı mahcup olursun. Dargın olduğun zamanda da itidalden ayrılma. Ola ki bir gün dost olursun."
"Kişi arkadaşının dini üzerinedir"1 buyuran Efendimiz (asm), arkadaş seçimine en başta dikkat etmemizi istemektedir.
Cafer-i Sâdık (r.a) Hazretleri kendileriyle arkadaşlık yapılmaması gerekenleri şöyle sırala"1- Yalancı, 2- Ahmak, 3- Cimri, 4- Korkak, 5- Fasık."2
Dipnotlar:
1-Tirmizî, Zühd: 45.
2-İhyâ-ü Ulûm, 4: 420.
(alıntı:Necmi Ünlü)