Yaklaşık 6000 yıllık bir geçmişe sahip olan aromaterapi'nin ilk olarak mumya yapımında eski Mısır uygarlığı tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Aynı çağlarda, eski Çin uygarlığı tarafından da aromaterapi yağları ve bitkileri tanrıya olan şükranın bir ifadesi olarak kullanılmaktaydı. Aromaterapinin tedavi ve güzellik maksadıyla kullanımı ise ilk olarak eski Yunan medeniyetlerinde ortaya çıkmıştır. Roma İmparatorluğu devrinde aromaterapi banyo sonrası masaj teknikleriyle kullanım alanı buldu. Eski Romalılar aromaterapi yağlarını eski Arap ve Hint medeniyetlerinden getirtiyorlardı. Günümüzde kullanıldığı şekliyle modern aromaterapinin babası Dr. René-Maurice Gattefossé'dur.
Esasen bir koruyucu hekimlik sistemi olan Aromaterapi'nin kullanım alanı günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş olmakla birlikte bitkisel yağların geniş iyileştirici etkileri halen bilinmekte ve kabul edilmektedir.
Bitkilerin -kabuk, yaprak, çiçek, meyve, tohum, sap, kök gibi- farklı yerlerinden çeşitli yöntemlerle elde edilen güzel kokulu yağlar uçucu özellik taşırlar. Bu şekilde atmosferde de buharlaşmış olarak mevcutlardır. Yağlar, pek çok bitkiye verdikleri koku ile karakter katan, kimyasal oluşumlardır.
Bitkisel yağlar bitkilerin özlerini oluşturmakla birlikte, adlarında belirtilenin aksine her zaman yağ içermek durumunda değillerdir. Bitkilerdeki yağların canlı hayatındaki yerleri çok iyi anlaşılmış olmamakla birlikte, hayvan hayatı açısından çekici/itici olarak önemli oldukları, kısmen bitkinin kendi bağışıklık sistemini oluşturduklar bilinmektedir.
Bitkisel yağlar yanıcı olup, alkol ve sabun içinde erir ancak su içinde ancak %20'ye kadar eriyebilirler.
Aromatik kokuların yüzyıllardır doğal/bitkisel tedavi alanında kullanılmakta olması dolayısıyla, aromaterapinin bitki/şifalı ot uygulamalarının bir branşı olduğu düşünülebilir. Ancak şifalı ot ile tedaviyi aromaterapiden ayıran temel farklılıklar vardır. Aromaterapi kapsamında kullanılan yağlar, şifalı bitki tedavisinde kullanılan bitkilerden kat kat fazla kuvvetlidirler (Yaklaşık olarak 1 ton gül yaprağından ancak 250 gr. Gül yağı çıkartılabilmektedir) ancak buna rağmen pek çok aktif maddeyi de içermezler. Bu nedenle, aromaterapide kullanılan bitkisel yağın, aynı bitkinin şifalı ot tedavisinde kullanılanına göre farklı özellikler taşıması normaldir. Aromaterapide kullanılan yağlar, aynı bitkinin kurusundan 75-100 kat daha fazla kuvvetlidir.
Aromaterapinin başlıca dayanağı gül, yasemin ve lavanta bitkilerinden elde edilen yağlardan oluşmaktadır.