Hangi esaretten söz edeyim
Yıllara sâri elem zerk eden firkati sinemde mi besleyim
Kan akan gözlerimi nasıl gizleyim, titreten hasretin feryadıyla inleyim
Diz çöktüğüm lahzaları şahit göstereyim, aklı karartan sevdayı kime şikayet edeyim
Bir umut beslemiştim
Kaderin her anını teklifsiz kefil göstermiştim
Biçareydim, teslim olmak için kefendim, feda olmaya yeminliydim
Şimdi artık şaşkın bir nefesim, divane olmuş kimsesizim, yalnızlık köşelerindeyim
Söyle neydi suçum
Şimdi bir ömür prangalara vurulmuş mahkûmum
Zindanına hapsettin, sessizliğin berduşluğuna meylettin, elemdin
Samimiyet ve sadakati niye bu kadar lekeledin, güven duygularımı tarumar eylesin
Yok, artık seni suçlamam
Kendi masumiyetime veririm, mazlum kalmayı severim
Derin bir hesabın içine girerim, artık ne gönlüme ve ne de sana diz çökerim
Kalan ömrümü arifin dergâhına vakfederim, ecir ve ihsan naibi olmak için ter dökerim
Ne kadar umut ettiysem
Ruhumun hicran damlalarını yazmak için çekinmediysem
Hüzün vadilerinde sevinmekle yetindiysem, hicran gecelerinde yaş döktüysem
Sevinme, ecel terleri döktürdüğüne güvenme, bırak ben divane olayım, sevdama yanayım
Yaşarken ölmeyi öğrettin
Hiçlik adına yazılan mısralarınla telakkilerimi değiştirdin
Edebe ne kadar yabancı biriydim, bedevinin insicamından nazar edendim
Gönül verdim, sessizce seven biriydim, ruhumun serencamından şevk alan bir nefestim
Söyleyemedim, çekindim
Bir gün kısmet olur, dilim açılır diye bekledim
Her an kalbi hıçkırıklarımla yalnızlığa itildim, nasıl gülebilirdim
Sevilmeden ölendim, kefene bürünendim, ecelle bedelleşen çaresizdim, daha ne söylerim
Mustafa CİLASUN
Yıllara sâri elem zerk eden firkati sinemde mi besleyim
Kan akan gözlerimi nasıl gizleyim, titreten hasretin feryadıyla inleyim
Diz çöktüğüm lahzaları şahit göstereyim, aklı karartan sevdayı kime şikayet edeyim
Bir umut beslemiştim
Kaderin her anını teklifsiz kefil göstermiştim
Biçareydim, teslim olmak için kefendim, feda olmaya yeminliydim
Şimdi artık şaşkın bir nefesim, divane olmuş kimsesizim, yalnızlık köşelerindeyim
Söyle neydi suçum
Şimdi bir ömür prangalara vurulmuş mahkûmum
Zindanına hapsettin, sessizliğin berduşluğuna meylettin, elemdin
Samimiyet ve sadakati niye bu kadar lekeledin, güven duygularımı tarumar eylesin
Yok, artık seni suçlamam
Kendi masumiyetime veririm, mazlum kalmayı severim
Derin bir hesabın içine girerim, artık ne gönlüme ve ne de sana diz çökerim
Kalan ömrümü arifin dergâhına vakfederim, ecir ve ihsan naibi olmak için ter dökerim
Ne kadar umut ettiysem
Ruhumun hicran damlalarını yazmak için çekinmediysem
Hüzün vadilerinde sevinmekle yetindiysem, hicran gecelerinde yaş döktüysem
Sevinme, ecel terleri döktürdüğüne güvenme, bırak ben divane olayım, sevdama yanayım
Yaşarken ölmeyi öğrettin
Hiçlik adına yazılan mısralarınla telakkilerimi değiştirdin
Edebe ne kadar yabancı biriydim, bedevinin insicamından nazar edendim
Gönül verdim, sessizce seven biriydim, ruhumun serencamından şevk alan bir nefestim
Söyleyemedim, çekindim
Bir gün kısmet olur, dilim açılır diye bekledim
Her an kalbi hıçkırıklarımla yalnızlığa itildim, nasıl gülebilirdim
Sevilmeden ölendim, kefene bürünendim, ecelle bedelleşen çaresizdim, daha ne söylerim
Mustafa CİLASUN