Her şey gelir geçer, gün olur canınızdan çok sevdiğiniz kadını da unutursunuz, uğrunda ölmeyi göze aldığınız adamı da unutursunuz. Aşk ta aynen mevsimler gibidir, ilk önce ilkbahar gelir, her tarafta güzel kokular, yemyeşil ve rengarenk çiçekler gibi hayat sana tüm güzelliğini sunar. Sevdiğinle ayrı bir dünyada yaşıyormuş gibi gelir. Güneş sadece sizin için doğmuş ve sadece sizin içinizi ısıtıyormuş gibi gelir.
Kelebekler hep sizin üzerinizde uçuyormuş gibi gelir. İçiniz kıpır kıpır olur, onunla olduğunuz her saatin, her dakikanın hatta her saniyeyi bile doya doya yaşamak istersin. Sonra mazini bir hatırlasın belki de senin için hayatın sana sunduğu en güzel lütuftur bu aşk. Hayatın sana verdiği ilke en güzel hediye. Onu sımsıkı sararsınız sarsılsanız da düşmezsiniz. Aşkınıza ait ne varsa yaşanılan bir bir hafızaya not edersiniz ve kalbinizin en güzel köşesine koyarsınız. Hiç bitmeyecek dersiniz bu elleri kimse ayıramaz dersiniz ve daha da sıkı kavrarsınız elleri.
İlkbaharın ardından havalar ısınır yaz gelir. Havaların ısınması sizi terletir, sıkıntıya düşürür. Yanarsınız, kavrulursunuz. Anlam veremediğiniz nedensiz, sebepsiz sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Yaşanılan güzel günler hatırlanır ama artık güzel günler geride kalmıştır.
Ve en önemlisi artık eski heyecanı taşımıyorsunuzdur. Güzel günlerin hatırına konuşmak isterseniz, ters giden bir şeyleri düzeltmek istersiniz, konuşmaya başladıktan 5 dakika sonra bir bakmışsınız nerden nasıl geldiğinizi bilmediğiniz şiddetli bir tartışmanın ortasında bulursunuz kendinizi ve susarsınız hiç konuşmadan. Diliniz, damağınız kurur kırık testiden bir yudum su içmek belki sessizliğimizi bozar diye düşünürsünüz kana kana içersiniz ama değişen bir şey olmaz. Değişen bir şey varsa oda geçip giden güzel günlerdir.
Yaz mevsiminin yakıcı ve boğucu sıcaklarının ardından hazan mevsimi olarak bilinen sonbahar mevsimi gelir. Sonbahar mevsiminin simgesi olan dökülen yapraklar gibi dökülür dillerden yavaş yavaş acı sözcükler. Her şeye rağmen seni seviyorum yerini seni seviyorum ama, biliyorum sen çok iyi birisin, ben seni haketmiyorum sen daha iyilerine layıksın sözleri bir bir dökülür dillerden. Ama bilirsiniz ki böyle durumlarda böyle güzel sözlerden sonra gelecek sözler ruhunuzda derin izler bırakacak ve hiçbir zaman kapanmayacak yaralar açacak sözlerdir. Söylenilen o kadar güzel sözlerden sonra gelen bu söz her zamankinden daha acı ve ıstırap verici olur ama karşı koyamazsın. Sessiz esen bir rüzgar gibi gözlerinizden yaşlar süzülüp akar gider ve yüreğinizi yakan her şeyi alıp götürür. Bu gözler anlamıştır artık kocaman bir yalnızlıkla baş başa kalacağını o yüzden koyvermiştir yaşlarını.
Tek bir şey söylemek istersiniz ama boğazınız düğümlenir buna izin vermez, kelimeler de terk etmiştir artık sizi söyleyecek kelimeler bulamazsın. Yüreğiniz yanar, canınız acır, ateşler içinde kalırsınız ama artık elinizden hiçbir şey gelmez. Bağırmak haykırmak istersiniz ama artık sizi kimse duymaz, kaçmak çok uzaklara kaçmak istersiniz ama dizlerinizde derman kalmaz, çırpınırsınız ama çırpındıkça batarsınız.
Yaşadığınız güzel günler sadece anılarda kalır ve zaman geçtikçe bir şeyi anlamaya başlarsınız en büyük düşmanınızın kendiniz olduğunu anlarsınız. Bilirsiniz ki içinizdeki ona olan sevgi tohumunu yok etmedikçe kurtuluşa eremeyeceksiniz. Ve karar anı gelir kendinizin katili olur içinizdeki “ben”i öldürürsünüz, yavaş yavaş kendinizden uzaklaşırsınız. Yürürsünüz nereye ne kadar ve sonu belli olmayan bir karanlığa doğru yürürsünüz. Artık kalp dinlenmeye geçmiştir hissetmezsiniz ne bir acı, ne bir duygu sadece döner bakarsınız geride bıraktıklarınıza.
Ve kış mevsimi gelmiştir artık yaşanılan her ne varsa örtmek için hazırdır. Aynı zaman da hiç olmadığı kadar da soğuktur. Sert esen rüzgarlar size ait ne varsa hepsini alıp götürür. Kar taneleri düşer tek tek ve usul usul geride kalan her şeyi örtmek için. Artık sevinçler, mutluluklar, hüzünler, acılar geride kalmıştır, mazide yerini almıştır.
Bu aşktan geriye sadece yüreğinde her zaman bir sızı hissedecek iki insan kalır. Hiçbir zaman unutulmayacak ve birbirini acılarla hatırlayacak iki insan
Kelebekler hep sizin üzerinizde uçuyormuş gibi gelir. İçiniz kıpır kıpır olur, onunla olduğunuz her saatin, her dakikanın hatta her saniyeyi bile doya doya yaşamak istersin. Sonra mazini bir hatırlasın belki de senin için hayatın sana sunduğu en güzel lütuftur bu aşk. Hayatın sana verdiği ilke en güzel hediye. Onu sımsıkı sararsınız sarsılsanız da düşmezsiniz. Aşkınıza ait ne varsa yaşanılan bir bir hafızaya not edersiniz ve kalbinizin en güzel köşesine koyarsınız. Hiç bitmeyecek dersiniz bu elleri kimse ayıramaz dersiniz ve daha da sıkı kavrarsınız elleri.
İlkbaharın ardından havalar ısınır yaz gelir. Havaların ısınması sizi terletir, sıkıntıya düşürür. Yanarsınız, kavrulursunuz. Anlam veremediğiniz nedensiz, sebepsiz sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Yaşanılan güzel günler hatırlanır ama artık güzel günler geride kalmıştır.
Ve en önemlisi artık eski heyecanı taşımıyorsunuzdur. Güzel günlerin hatırına konuşmak isterseniz, ters giden bir şeyleri düzeltmek istersiniz, konuşmaya başladıktan 5 dakika sonra bir bakmışsınız nerden nasıl geldiğinizi bilmediğiniz şiddetli bir tartışmanın ortasında bulursunuz kendinizi ve susarsınız hiç konuşmadan. Diliniz, damağınız kurur kırık testiden bir yudum su içmek belki sessizliğimizi bozar diye düşünürsünüz kana kana içersiniz ama değişen bir şey olmaz. Değişen bir şey varsa oda geçip giden güzel günlerdir.
Yaz mevsiminin yakıcı ve boğucu sıcaklarının ardından hazan mevsimi olarak bilinen sonbahar mevsimi gelir. Sonbahar mevsiminin simgesi olan dökülen yapraklar gibi dökülür dillerden yavaş yavaş acı sözcükler. Her şeye rağmen seni seviyorum yerini seni seviyorum ama, biliyorum sen çok iyi birisin, ben seni haketmiyorum sen daha iyilerine layıksın sözleri bir bir dökülür dillerden. Ama bilirsiniz ki böyle durumlarda böyle güzel sözlerden sonra gelecek sözler ruhunuzda derin izler bırakacak ve hiçbir zaman kapanmayacak yaralar açacak sözlerdir. Söylenilen o kadar güzel sözlerden sonra gelen bu söz her zamankinden daha acı ve ıstırap verici olur ama karşı koyamazsın. Sessiz esen bir rüzgar gibi gözlerinizden yaşlar süzülüp akar gider ve yüreğinizi yakan her şeyi alıp götürür. Bu gözler anlamıştır artık kocaman bir yalnızlıkla baş başa kalacağını o yüzden koyvermiştir yaşlarını.
Tek bir şey söylemek istersiniz ama boğazınız düğümlenir buna izin vermez, kelimeler de terk etmiştir artık sizi söyleyecek kelimeler bulamazsın. Yüreğiniz yanar, canınız acır, ateşler içinde kalırsınız ama artık elinizden hiçbir şey gelmez. Bağırmak haykırmak istersiniz ama artık sizi kimse duymaz, kaçmak çok uzaklara kaçmak istersiniz ama dizlerinizde derman kalmaz, çırpınırsınız ama çırpındıkça batarsınız.
Yaşadığınız güzel günler sadece anılarda kalır ve zaman geçtikçe bir şeyi anlamaya başlarsınız en büyük düşmanınızın kendiniz olduğunu anlarsınız. Bilirsiniz ki içinizdeki ona olan sevgi tohumunu yok etmedikçe kurtuluşa eremeyeceksiniz. Ve karar anı gelir kendinizin katili olur içinizdeki “ben”i öldürürsünüz, yavaş yavaş kendinizden uzaklaşırsınız. Yürürsünüz nereye ne kadar ve sonu belli olmayan bir karanlığa doğru yürürsünüz. Artık kalp dinlenmeye geçmiştir hissetmezsiniz ne bir acı, ne bir duygu sadece döner bakarsınız geride bıraktıklarınıza.
Ve kış mevsimi gelmiştir artık yaşanılan her ne varsa örtmek için hazırdır. Aynı zaman da hiç olmadığı kadar da soğuktur. Sert esen rüzgarlar size ait ne varsa hepsini alıp götürür. Kar taneleri düşer tek tek ve usul usul geride kalan her şeyi örtmek için. Artık sevinçler, mutluluklar, hüzünler, acılar geride kalmıştır, mazide yerini almıştır.
Bu aşktan geriye sadece yüreğinde her zaman bir sızı hissedecek iki insan kalır. Hiçbir zaman unutulmayacak ve birbirini acılarla hatırlayacak iki insan
Son düzenleme: