İsimler
acemi:Askerlik vazifesine yeni başlamış kimse.
alaycı: Alaydaki sorumlu en üst rütbeli komutan.
albay: İlerlemiş yaşta askere giden veya kendisini üst rütbeli komutan zanneden asker.
alçak sürünme: Yere iyice yapışarak ilerleme.
alt devre / alt tertip: Diğerlerine göre, askerliğe sonra başlayan asker.
arazi: Yorucu işlerden kurtulmak için, bir bahaneyle iş ortamından uzaklaşma.
arıza: Sorun, aksaklık; çalışma.
arpacık: Tüfeğin uç kısmı.
astek: Asteğmenin kısaltılmışı.
baba: Askere iyi davranan komutan.
bacanak: Özellikle asteğmenlerin birbirlerine yönelik kullandıkları hitap sözü.
badi: İyi arkadaş olan askerler; ranzada altlı üstlü yatanlar.
baston: Askerliğe yeni başlayan tertiplerin, üst tertiplere göre durumu.
bedelli: Askerliği paralı yapan asker.
bilet: Askerliğe yeni başlayan tertiplerin, üst tertiplere göre durumu.
bitli piyade: Piyade birliğindeki askerlerin, bakım yönünden zayıf olduklarını belirtir.
boru: Herhangi iki askerin, terhis oldukları tarihler arasındaki süre.
bölükçü: Bölükteki sorumlu en üst rütbeli komutan.
cart curt: Üst tertiplerin bunalınca, kendilerini rahatlatmak için kullandıkları kalıp ifade.
comolokko: Üst tertiplerin kendilerini motive etmek için kullandıkları kalıp ifade.
coni moni: Üst tertiplerin bunalınca, kendilerini rahatlatmak için kullandıkları kalıp ifade.
çapraz: Nöbetçinin, tüfeğin namlusunu omuz hizasına kaldırıp vücuduyla 45 derecelik bir açı yapması.
çarşı: Askerin hafta sonları izinli olup, vaktini askeriye dışında, ancak belli kurallar çerçevesinde serbest geçirmesi.
çift kazık: Çavuş.
çömez: Askerin, kendisinden bir sonraki dönem askere gelen alt devresi
çuval: Kısa dönem askerlerin uzun dönem askerlere kullandığı tabir.
çürük: Hastalığından dolayı askerlik görevini yapamayan kimse.
dede: Alt devre askerlerin üst devre askerlere kullandığı tabir
değişimci: Nöbetçileri değiştirme görevini yapan onbaşı ya da çavuş.
devrecilik: Üst devre askerlerin, alt devre askerlere karşı davranışları; alt devre askerlerin de yerine getirmek zorunda oldukları sorumluluklar.
disko: Ceza alan askerlerin gönderildiği disiplin koğuşunun kısaltılmışı.
doğan güneş: Askerlik vazifesinin dolduğu, terhis olunan gün.
eğitim zayiatı: Eğitimde ya da tatbikatta kazara zarar görmek, yaralanmak ya da ölmek.
etek tıraşı: Cinsel organ bölgesinin tıraşı.
firari: Askere gitmekten veya gidince askeriyeden kaçan.
fosil: Aynı tertip askerlerde B grubu askerlerin, A grubu askerlere göre durumu.
galoş: Uzun dönem askerlerin kısa dönem askerlere kullandıkları ifade.
garnizoncu: Garnizonda sorumlu en üst rütbeli komutan.
gazino: Askerin yeme içme ihtiyaçlarını karşılamak üzere düzenlenen basit mekan.
gepçi: Günlük eğitim programını yazan asker.
haberci: Komutanın emir eri.
hoca: Kısa dönem asker.
hür general: Terhis olmuş asker.
ızdırap çavuş: Sorumluluğundaki askerlere iş çıkaran çavuş.
ızdırap: Komutanın, emrindekilere veya üst devre askerin, alt devrelerine iş çıkarması.
içtima: Genelde sabah, öğlen, akşam ve yatmadan önce alınan yoklama.
istirahat: Eğitime ya da işe dinlenme maksatlı ara verme; rahatsızlıktan dolayı dinlenme: sakal istirahati, terlik istirahati, yatak istirahati…
jiletçi: Kendini jiletle keserek vücuduna zarar veren psikolojik yönden rahatsız kimse.
kafa izni: Komutanların inisiyatifinde askere verilen dinlenme izni.
kahraman Mehmetçik: Askerleri motive etmek için komutanlar tarafından kullanılan ifade.
kamil: Saf asker.
kazan yoklaması: İçtima zamanlarında yapılan yoklama.
KD: Kısa dönem askerin kısaltılmışı.
kebap: Askerliğin rahat şartlarda yapılması.
keleş: Kalaşnikof tüfeklerin kısaltılmışı.
kep altı: En üst devre askerlerin bir altındaki devre. Kısa süre sonra en üst devre olmayı bekleyenler.
kırık: Verilen vazifeyi yapamayan, sorun çıkaran askerler.
kısa dönem: Yedek subay adaylarından 6 aylık döneme ayrılan askerler.
kısa künye: Askerin kendini takdim ederken yalnızca isim, soy isim ve memleket söylemesi.
kolluk: Çavuşların sırayla tuttuğu bir gün süren bölük nöbeti.
kral tertip: Askerin kendine ve tertiplerine yakıştırdığı ifade.
kurşun asker: Beceriksiz, ufak tefek asker.
künye: Askerin boynuna astığı, kimlik bilgilerinin bulunduğu metal levha; askerin isim, soy isim, memleket, görev ve birliğini sayarak kendini takdim ettiği uzun ifade.
marş marş: Askere verilen “koş” karşılığında komut.
marş: Askere verilen “yürü” karşılığında komut.
Mehmet Bey: “Mehmetçik” kavra mina gönderme yaparak uzun dönemlerin kısa dönemlere kullandıkları ifade.
mehtap: Askerin izne gideceği güne kalan süre.
mezar taşı: Askerliğe yeni başlayan tertiplerin, üst tertiplere göre durumu.
mıntıka: Çoğunlukla sabah olmak üzere, her boşlukta yaptırılabilen ve genelde alt devre askerlerin sorumluluğundaki temizlik işleri.
naylon: Uzun dönem askerlerin kısa dönemlere kullandıkları ifade.
nöbet değişimi: Çavuş veya onbaşıların nöbetçileri değiştirmesi.
ördek yürüyüşü: Ceza olarak yaptırılan, ayak bileklerini tutarak yürüme
parke: Asker kıyafeti, parka.
Patagonya ordusu: Disiplinsiz askerlere komutanlarca söylenir.
pembe teskere: Homoseksüellere verilen belge.
pırpır: Astsubaylarda rütbe işareti.
piton: Nöbet yerindeki butonun asker jargonunda aldığı biçim.
posta: Komutanın emir eri.
poşet: Uzun dönem askerlerin kısa dönemlere kullandıkları ifade.
rütbeli: Subay ve uzman çavuşları kapsayan tabir.
sıracılık: Alt devre askerlerin, kendi alt devreleri gelene kadar yapmak zorunda oldukları sorumluluklar.
sote: İşten ya da eğitimden kaçmak için gizlenilen yer.
sünger: Sucuk, salam, yumurta gibi malzemelerden yapılan omlet türünden yiyecek.
şafak kağıdı: Askerlik günlerinin çizelge haline getirildiği karton kağıt.
şafak: Terhise kalan süre
taburcu: Taburdaki sorumlu en üst rütbeli komutan.
tertip / devre: Aynı dönemde askerlik yapanlar.
tertipçilik: Aynı tertipten olanların birbirini tutup desteklemesi.
toprağım: Hemşeri olan askerlerin birbirine yönelik hitap tarzı.
torun tombalak: Üst devre askerlerin alt devre askerler için kullandığı ikileme.
torun: Üst devre askerlerin alt devrelere kullandığı tabir
tugaycı: Tugaydaki sorumlu en üst rütbeli komutan.
uzun dönem: 15 ay askerlik yapanlar.
uzun künye*: Askerin kendini takdim ederken, gerekli tüm bilgileri söylemesi.
üst devre / üst tertip: Bir askerin kendisinden sonra askerliğe başlayanlara karşı durumu.
yatış: Askerin boş durduğu veya eğlenceli ve kolay işler yaptığı zaman dilimi.
yazıcı: Askerlikteki resmi işleri yapan, eğitimli asker.
yumurtacı: Jandarma sınıfındaki askerlere kullanılan kelime.
yürüyüş kararı: Eğitimde yürürken ya da koşarken, ritimli söylenen sloganlar.
Fiiller
albay olarak askere gitmek: Geçkin yaşta askere gitmek.
arazi olmak: Yorucu işlerden kurtulmak amacıyla, iş ortamından uzaklaşmak.
araziye uymak: Her askerin yaptığını yapmak, farklı davranmamak.
askerliği g.tten yemek: Askerliğini rahat şartlarda yapmak.
askerliği yakmak: Ceza alarak askerlik görevini yapmaya, baştan başlamak.
ayık olmak: Uyanık ve tedbirli olmak.
bot bağlamak: Askerliğe başlandığını anlatan fiil.
çakara gitmek: Yaptığı bir hatadan ötürü askerin azar işitmesi, ceza alması
çapraza gitmek: Nöbet tutmaya gitmek.
çarpılmak: Askerin bir yasağı çiğnerken komutana yakalanması.
çarşıya çıkmak: Askerin haftalık iznini kullanması.
çarşıyı ki(li)tlemek: Hatalı askere haftalık izne çıkmama cezası vermek.
çürüğe ayrılmak: Rahatsızlığından ötürü, askerlik görevini yapamaz olmak.
dağıtıma gitmek: Acemilik devresini bitirince izne gitmek.
değişim atmak: Çavuş ya da onbaşının nöbetçileri değiştirmesi.
gevşemek: Askerin dağılıp düzensiz davranışlarda bulunması.
ıslatmak: Terhisine 100 günü kalan askerleri kutlamak amacıyla diğer askerlerin onları ıslatması.
ızdırap olmak: Komutanın veya üst devrelerin, diğerlerine iş çıkarması.
içtima almak: Komutanın içtimada bölük nöbetçi çavuşundan yoklamayı alması.
içtima bağlamak: Bölük nöbetçi çavuşunun içtimada yoklama kağıdı hazırlaması.
içtimadan düşmek: Bölük nöbetçi çavuşunun, içtimada bulunmayan asker veya komutanları yoklamada belirtmesi.
içtimayı çıkarmak: Bölük nöbetçi çavuşunun içtimayı bağlaması.
istikamet vermek: Komutanın düzensiz askerlere verdiği sağa sola koşturma eylemi.
istikamet yemek: Düzensiz askerlerin, komutanın verdiği emirle sağa sola koşturması.
kamyon devirmek: Geceleyin, farkında olmadan cinsel boşalma olması.
kapak atmak: Askerin, daha rahat görev yapmak üzere, yeni yerinde göreve başlaması.
ki(li)tlemek: Geç vakitte olan nöbetin veya zor vazifenin başka askere verilmesi.
künye saymak: Komutanla konuşan askerin, öncelikle kendini tanıtması.
nöbet ağacı olmak: Nöbetteki askerin, nöbeti devralmaya geç gelen askere karşı durumu.
nöbet takmak: Nöbete gitmesi gerekirken, bunu gerçekleştiremeyen askerin durumu.
nöbetten düşmek: Terhisi yaklaşan askerlere nöbet görevi yazılmaması
of çekmek: Terhisine çok zaman olan veya az kalmasına rağmen bunalan askerlere destek olmak amacıyla, diğer askerlerce yapılan toplu motive eylemi.
paraf atmak: Nöbete gitmesi gereken askerin yerine, başka askerin gönderilmesi için yapılan değişiklik.
paraf attırmak: Komutanlara, nöbete gitmesi gereken askerin yerine, başka askerin gönderilmesi için değişiklik yaptırmak.
sayı göndermek: İçtimadaki askerin sayısını tespit amacıyla, flamayı tutan askerin sayma işlemini başlatması.
sivilleri çekmek: Üniforma dışında kıyafet giymek.
şafağı yetmemek: Alt devre askerlere kullanılır.
şafak atmak: Yazı yazılabilecek her yere, terhise kalan gün sayısını yazmak.
şafak saymak: Askerin, terhis gününü geriye doğru sayması.
şekil yapmak: Eğitimde veya denetlemede başarılı askerler için söylenir.
t.şak basmak: Terhisi yaklaşan veya sorumluluk üstlenen askerin, diğerleri arasında kibirlenmesi.
tekmil almak: Komutanın askerden, verdiği emre dair bilgi alması.
tekmil vermek: Askerin komutanı, verilen emre dair, künye okuyup bilgilendirmesi.
yardırmak: Zamanın çoğunu spor ve eğitim yaparak geçirmek.
yavşamak: Askerin bir başarıdan ötürü kibirlenip, o andan sonra ciddiyetsiz davranışlar sergilemesi.
yer değiştirmek: Eşyanın, başkalarınca çalınması.
yürüyüş kararı saymak: Yürüyüşte her sol adıma bir kelime veya hece gelecek şekilde, marş veya sloganların söylenmesi
yürüyüş kararı saymak, komando*: Yürüyüşte kelime veya heceleri iki sol adımda bir denk gelecek şekilde, marş veya sloganların söylenmesi.
yüzden düşmek: Terhis gününe 100 günden az kalması.
Kalıp Cümleler
Adam mı öldürdün?: Terhis gününe çok zaman olan askerlere şaşkınlıkla söylenir.
Aferin bölük!: Komutanların yürüyüşte slogan söyleyen askerleri yönlendirdiği komutlardandır.
Asker misin, soytarı mı?: Kurallara uymayan askerlere, komutanlarca söylenir.
Askerliğin çok.: Üst devrelerin alt devrelere “Benim askerliğim az kaldı, sen yapmalısın.” anlamında söylediği ifade.
Askerliğin mi bitti?: Boş duran veya emre uymayan askerlere denir.
Aylardan temmuz/günlerden cuma/Saat dokuzda/çıktı çatışma/ İndik mevziye/mevzi karanlık/pusu değil bu/sanki mezarlık/ana bilmeyiz/ baba bilmeyiz/bu vatan için/ dağdan inmeyiz/kahpe pekaka/dinle bu marşı/işte geliyor/askerin şahı.*: Eğitimde veya yürüyüşte söylenen sloganlardandır.
Baba yatar, şafak atar.: Günün sonunda askerlikten bir gün daha gittiğini belirtmek isteyen askerin kurduğu cümle.
Bahane g.t gibidir, herkeste bulunur.: Bir işi yapamayan askerin mazeretine kızan diğer askerlerin veya rütbelilerin kurduğu cümle.
Başçavuşun beygiri mi osuruyor?: Emrin dinlenmediğini belirtmek için söylenir.
Ben mi?: Üst devrelerin alt devrelere “Benim askerliğim az kaldı, sen yapmalısın.” anlamında söylediği ifade.
Benimle mi bot bağladın?: Üst devre askerlerin, alt devrelere “herkes yerini bilmeli” söylediği tepki belirten cümle.
Borum var.: Askerler arasında “senden önce askerliği bitireceğim” anlamında kullanılan cümle.
Bu askerlik bitmez.: Terhise uzun zaman olduğunu bildirmek için kullanılır.
Bu kepin üstüne kep var mı?: En erken terhis olacak askerin, diğerlerine karşı kurduğu kendini motive edici cümle.
Çayda dem, askerde kıdem.: Askerlikteki devreciliğin önemini vurgulayan sözdür.
Daha çok göreceksin!: Alt devre askerlere bir yer gösterilerek sorulan “Görüyor musun?” sorusuna alınan “Evet” cevabından sonra moral bozmak amacıyla “Daha çok göreceksin?” denir ve bu tüm askerlere yapılır.
Dur/dinle/kim geliyor/kim geliyor/ birinci bölük/aslanlar/hey/kaplanlar/ hey/canavarlar/hey/ hey/hey/: Bölüğün yürüyüş kararında “Hangi bölük?” veya “Kim geliyor?” komutlarına cevaben söylediği slogan.
Eğitimde merhamet/vatana ihanet.: Eğitimde veya yürüyüşte söylenen sloganlardandır.
Eşeğin am.na şelaleyi kurdunuz.*: Disiplinsiz ve ciddiyetsiz davrananlara söylenir.
G.tün başın oynamasın!: Ciddiyetsiz ve disiplinsiz askerlere söylenir.
Gazanız mübarek olsun.: Denetlemede, tatbikatta veya operasyonda başarılar dilemek için kullanılır.
Hangi bölük?: Komutanların yürüyüşte slogan söyleyen askerleri yönlendirdiği komutlardandır.
Hedef/göster/kelle/iste.: Eğitimde veya yürüyüşte söylenen sloganlardandır.
Her şey vatan için…: Eğitimde veya yürüyüşte söylenen sloganlardandır.
Her/Türk/asker/doğar.: Eğitimde veya yürüyüşte söylenen sloganlardandır.
Kasatura numaran mı? : Terhis gününe çok zaman olan askerlere şaşkınlıkla söylenir.
Kep gitti, g.t gitti: Şapkasını kaybeden veya şapkası alınan askerlere kullanılır. Şapkanın olmaması disiplin cezası gerektirir.
Kim geliyor?: Komutanların yürüyüşte slogan söyleyen askerleri yönlendirdiği komutlardandır.
Kiremitten baca olmaz/Jandarmadan koca olmaz/Alacaksan piyade al/Güm güm vurur hiç yorulmaz: Piyade askerlerini motive etmek amacıyla söyletilen sloganlardandır.
Kolluk bende kıllık bende.: Nçbetçi çavuşun disiplinsiz askerlere kurduğu “Dediklerime uymak zorundasınız.” anlamındaki cümle.
Mehtap diye kızım olacağına, şafak diye oğlum olsun.: İzin kullanmadan erken terhis olmak isteyen askerlerce söylenir.
Ne/mutlu/Türk’üm/diyene.: Eğitimde veya yürüyüşte söylenen sloganlardandır.
Ses kes şafak dinle!: Üst devrelerin durumundan memnuniyetini hatırlatmak amacıyla diğerlerine yönelik kurduğu cümle.
birlikten kalktı tren, memlekette yaptı fren, üst devremin/tertibimin şafağı 6, bunu duyup da alkışlamayan(ya da vurmayan), ya ibn.dir, ya da g.tveren.: Terhis günü yaklaşan askerlere alt devrelerden veya tertiplerinden birinin oradaki herkesi ayağa kaldırarak “selam dur” vaziyetinde okuduğu sonra da tebrik için alkışlama veya vurma eylemlerinden birinin yapıldığı ritüel.
Şafak battı.: Günün sonunda askerlikten bir gün daha gittiğini belirtmek isteyen askerin kurduğu cümle.
Şafak çıldırdı.: Terhis gününe hızla yaklaşıldığını anlatan cümle.
Şafak demiş(olmuş) coni moni/Şafak demiş(olmuş) comolokko/Şafak demiş(olmuş) cart curt: Terhisi yaklaşan askerlerin durumunu anlatan ifadeler.
Şafak geri tepti.: Cezasından dolayı, terhis günü gecikecek askerin, kalan gününün arttığını belirten cümle.
Şafak havada.: “Şafak kaç?” sorusunun gün içinde verilen cevabı.
Şafak kaç?: Terhis gününe kaç gün kaldığını öğrenmek amacıyla askere sorulan soru.
Şafak karanlık.: Aldığı cezadan ötürü terhis günü ertelenen veya alt devre olan askerlerin, terhise uzun zaman kaldığını anlatan ifadesi.
Şafak sıkıştırıyor.: Terhis günü yaklaşan ve heyecanından biraz kızgın ve öfkeli olan askerlere söylenen cümle.
Torun! Seninle aramızdaki tek sorun, sana olan borum!: Üst devrelerin eğlenmek ve alt devreleri kızdırmak için kurdukları cümle.
Var mı?: “Bu kepin üstüne kep var mı?” kalıp sözünün kısaltılmışı.
Vatan/sana/canım/feda: Eğitimde veya yürüyüşte söylenen sloganlardandır.
Zoruna gidenin borusuna gitsin.: Söylenenleri yapmakta zorlananlara karşı üst devrelerce söylenir
Zoruna gitmesin.: Üst devrelerin alt devrelere karşı söylediği “herkes yerini bilmeli” anlamındaki tepki sözü.
Zoruna mı gitti?: Üst devrelerin alt devre askerlere karşı söylediği, kızdırmak ve öfkelendirmek amaçlı söz.
albay: İlerlemiş yaşta askere giden veya kendisini üst rütbeli komutan zanneden asker.
alçak sürünme: Yere iyice yapışarak ilerleme.
alt devre / alt tertip: Diğerlerine göre, askerliğe sonra başlayan asker.
arazi: Yorucu işlerden kurtulmak için, bir bahaneyle iş ortamından uzaklaşma.
arıza: Sorun, aksaklık; çalışma.
arpacık: Tüfeğin uç kısmı.
astek: Asteğmenin kısaltılmışı.
baba: Askere iyi davranan komutan.
bacanak: Özellikle asteğmenlerin birbirlerine yönelik kullandıkları hitap sözü.
badi: İyi arkadaş olan askerler; ranzada altlı üstlü yatanlar.
baston: Askerliğe yeni başlayan tertiplerin, üst tertiplere göre durumu.
bedelli: Askerliği paralı yapan asker.
bilet: Askerliğe yeni başlayan tertiplerin, üst tertiplere göre durumu.
bitli piyade: Piyade birliğindeki askerlerin, bakım yönünden zayıf olduklarını belirtir.
boru: Herhangi iki askerin, terhis oldukları tarihler arasındaki süre.
bölükçü: Bölükteki sorumlu en üst rütbeli komutan.
cart curt: Üst tertiplerin bunalınca, kendilerini rahatlatmak için kullandıkları kalıp ifade.
comolokko: Üst tertiplerin kendilerini motive etmek için kullandıkları kalıp ifade.
coni moni: Üst tertiplerin bunalınca, kendilerini rahatlatmak için kullandıkları kalıp ifade.
çapraz: Nöbetçinin, tüfeğin namlusunu omuz hizasına kaldırıp vücuduyla 45 derecelik bir açı yapması.
çarşı: Askerin hafta sonları izinli olup, vaktini askeriye dışında, ancak belli kurallar çerçevesinde serbest geçirmesi.
çift kazık: Çavuş.
çömez: Askerin, kendisinden bir sonraki dönem askere gelen alt devresi
çuval: Kısa dönem askerlerin uzun dönem askerlere kullandığı tabir.
çürük: Hastalığından dolayı askerlik görevini yapamayan kimse.
dede: Alt devre askerlerin üst devre askerlere kullandığı tabir
değişimci: Nöbetçileri değiştirme görevini yapan onbaşı ya da çavuş.
devrecilik: Üst devre askerlerin, alt devre askerlere karşı davranışları; alt devre askerlerin de yerine getirmek zorunda oldukları sorumluluklar.
disko: Ceza alan askerlerin gönderildiği disiplin koğuşunun kısaltılmışı.
doğan güneş: Askerlik vazifesinin dolduğu, terhis olunan gün.
eğitim zayiatı: Eğitimde ya da tatbikatta kazara zarar görmek, yaralanmak ya da ölmek.
etek tıraşı: Cinsel organ bölgesinin tıraşı.
firari: Askere gitmekten veya gidince askeriyeden kaçan.
fosil: Aynı tertip askerlerde B grubu askerlerin, A grubu askerlere göre durumu.
galoş: Uzun dönem askerlerin kısa dönem askerlere kullandıkları ifade.
garnizoncu: Garnizonda sorumlu en üst rütbeli komutan.
gazino: Askerin yeme içme ihtiyaçlarını karşılamak üzere düzenlenen basit mekan.
gepçi: Günlük eğitim programını yazan asker.
haberci: Komutanın emir eri.
hoca: Kısa dönem asker.
hür general: Terhis olmuş asker.
ızdırap çavuş: Sorumluluğundaki askerlere iş çıkaran çavuş.
ızdırap: Komutanın, emrindekilere veya üst devre askerin, alt devrelerine iş çıkarması.
içtima: Genelde sabah, öğlen, akşam ve yatmadan önce alınan yoklama.
istirahat: Eğitime ya da işe dinlenme maksatlı ara verme; rahatsızlıktan dolayı dinlenme: sakal istirahati, terlik istirahati, yatak istirahati…
jiletçi: Kendini jiletle keserek vücuduna zarar veren psikolojik yönden rahatsız kimse.
kafa izni: Komutanların inisiyatifinde askere verilen dinlenme izni.
kahraman Mehmetçik: Askerleri motive etmek için komutanlar tarafından kullanılan ifade.
kamil: Saf asker.
kazan yoklaması: İçtima zamanlarında yapılan yoklama.
KD: Kısa dönem askerin kısaltılmışı.
kebap: Askerliğin rahat şartlarda yapılması.
keleş: Kalaşnikof tüfeklerin kısaltılmışı.
kep altı: En üst devre askerlerin bir altındaki devre. Kısa süre sonra en üst devre olmayı bekleyenler.
kırık: Verilen vazifeyi yapamayan, sorun çıkaran askerler.
kısa dönem: Yedek subay adaylarından 6 aylık döneme ayrılan askerler.
kısa künye: Askerin kendini takdim ederken yalnızca isim, soy isim ve memleket söylemesi.
kolluk: Çavuşların sırayla tuttuğu bir gün süren bölük nöbeti.
kral tertip: Askerin kendine ve tertiplerine yakıştırdığı ifade.
kurşun asker: Beceriksiz, ufak tefek asker.
künye: Askerin boynuna astığı, kimlik bilgilerinin bulunduğu metal levha; askerin isim, soy isim, memleket, görev ve birliğini sayarak kendini takdim ettiği uzun ifade.
marş marş: Askere verilen “koş” karşılığında komut.
marş: Askere verilen “yürü” karşılığında komut.
Mehmet Bey: “Mehmetçik” kavra mina gönderme yaparak uzun dönemlerin kısa dönemlere kullandıkları ifade.
mehtap: Askerin izne gideceği güne kalan süre.
mezar taşı: Askerliğe yeni başlayan tertiplerin, üst tertiplere göre durumu.
mıntıka: Çoğunlukla sabah olmak üzere, her boşlukta yaptırılabilen ve genelde alt devre askerlerin sorumluluğundaki temizlik işleri.
naylon: Uzun dönem askerlerin kısa dönemlere kullandıkları ifade.
nöbet değişimi: Çavuş veya onbaşıların nöbetçileri değiştirmesi.
ördek yürüyüşü: Ceza olarak yaptırılan, ayak bileklerini tutarak yürüme
parke: Asker kıyafeti, parka.
Patagonya ordusu: Disiplinsiz askerlere komutanlarca söylenir.
pembe teskere: Homoseksüellere verilen belge.
pırpır: Astsubaylarda rütbe işareti.
piton: Nöbet yerindeki butonun asker jargonunda aldığı biçim.
posta: Komutanın emir eri.
poşet: Uzun dönem askerlerin kısa dönemlere kullandıkları ifade.
rütbeli: Subay ve uzman çavuşları kapsayan tabir.
sıracılık: Alt devre askerlerin, kendi alt devreleri gelene kadar yapmak zorunda oldukları sorumluluklar.
sote: İşten ya da eğitimden kaçmak için gizlenilen yer.
sünger: Sucuk, salam, yumurta gibi malzemelerden yapılan omlet türünden yiyecek.
şafak kağıdı: Askerlik günlerinin çizelge haline getirildiği karton kağıt.
şafak: Terhise kalan süre
taburcu: Taburdaki sorumlu en üst rütbeli komutan.
tertip / devre: Aynı dönemde askerlik yapanlar.
tertipçilik: Aynı tertipten olanların birbirini tutup desteklemesi.
toprağım: Hemşeri olan askerlerin birbirine yönelik hitap tarzı.
torun tombalak: Üst devre askerlerin alt devre askerler için kullandığı ikileme.
torun: Üst devre askerlerin alt devrelere kullandığı tabir
tugaycı: Tugaydaki sorumlu en üst rütbeli komutan.
uzun dönem: 15 ay askerlik yapanlar.
uzun künye*: Askerin kendini takdim ederken, gerekli tüm bilgileri söylemesi.
üst devre / üst tertip: Bir askerin kendisinden sonra askerliğe başlayanlara karşı durumu.
yatış: Askerin boş durduğu veya eğlenceli ve kolay işler yaptığı zaman dilimi.
yazıcı: Askerlikteki resmi işleri yapan, eğitimli asker.
yumurtacı: Jandarma sınıfındaki askerlere kullanılan kelime.
yürüyüş kararı: Eğitimde yürürken ya da koşarken, ritimli söylenen sloganlar.
Fiiller
albay olarak askere gitmek: Geçkin yaşta askere gitmek.
arazi olmak: Yorucu işlerden kurtulmak amacıyla, iş ortamından uzaklaşmak.
araziye uymak: Her askerin yaptığını yapmak, farklı davranmamak.
askerliği g.tten yemek: Askerliğini rahat şartlarda yapmak.
askerliği yakmak: Ceza alarak askerlik görevini yapmaya, baştan başlamak.
ayık olmak: Uyanık ve tedbirli olmak.
bot bağlamak: Askerliğe başlandığını anlatan fiil.
çakara gitmek: Yaptığı bir hatadan ötürü askerin azar işitmesi, ceza alması
çapraza gitmek: Nöbet tutmaya gitmek.
çarpılmak: Askerin bir yasağı çiğnerken komutana yakalanması.
çarşıya çıkmak: Askerin haftalık iznini kullanması.
çarşıyı ki(li)tlemek: Hatalı askere haftalık izne çıkmama cezası vermek.
çürüğe ayrılmak: Rahatsızlığından ötürü, askerlik görevini yapamaz olmak.
dağıtıma gitmek: Acemilik devresini bitirince izne gitmek.
değişim atmak: Çavuş ya da onbaşının nöbetçileri değiştirmesi.
gevşemek: Askerin dağılıp düzensiz davranışlarda bulunması.
ıslatmak: Terhisine 100 günü kalan askerleri kutlamak amacıyla diğer askerlerin onları ıslatması.
ızdırap olmak: Komutanın veya üst devrelerin, diğerlerine iş çıkarması.
içtima almak: Komutanın içtimada bölük nöbetçi çavuşundan yoklamayı alması.
içtima bağlamak: Bölük nöbetçi çavuşunun içtimada yoklama kağıdı hazırlaması.
içtimadan düşmek: Bölük nöbetçi çavuşunun, içtimada bulunmayan asker veya komutanları yoklamada belirtmesi.
içtimayı çıkarmak: Bölük nöbetçi çavuşunun içtimayı bağlaması.
istikamet vermek: Komutanın düzensiz askerlere verdiği sağa sola koşturma eylemi.
istikamet yemek: Düzensiz askerlerin, komutanın verdiği emirle sağa sola koşturması.
kamyon devirmek: Geceleyin, farkında olmadan cinsel boşalma olması.
kapak atmak: Askerin, daha rahat görev yapmak üzere, yeni yerinde göreve başlaması.
ki(li)tlemek: Geç vakitte olan nöbetin veya zor vazifenin başka askere verilmesi.
künye saymak: Komutanla konuşan askerin, öncelikle kendini tanıtması.
nöbet ağacı olmak: Nöbetteki askerin, nöbeti devralmaya geç gelen askere karşı durumu.
nöbet takmak: Nöbete gitmesi gerekirken, bunu gerçekleştiremeyen askerin durumu.
nöbetten düşmek: Terhisi yaklaşan askerlere nöbet görevi yazılmaması
of çekmek: Terhisine çok zaman olan veya az kalmasına rağmen bunalan askerlere destek olmak amacıyla, diğer askerlerce yapılan toplu motive eylemi.
paraf atmak: Nöbete gitmesi gereken askerin yerine, başka askerin gönderilmesi için yapılan değişiklik.
paraf attırmak: Komutanlara, nöbete gitmesi gereken askerin yerine, başka askerin gönderilmesi için değişiklik yaptırmak.
sayı göndermek: İçtimadaki askerin sayısını tespit amacıyla, flamayı tutan askerin sayma işlemini başlatması.
sivilleri çekmek: Üniforma dışında kıyafet giymek.
şafağı yetmemek: Alt devre askerlere kullanılır.
şafak atmak: Yazı yazılabilecek her yere, terhise kalan gün sayısını yazmak.
şafak saymak: Askerin, terhis gününü geriye doğru sayması.
şekil yapmak: Eğitimde veya denetlemede başarılı askerler için söylenir.
t.şak basmak: Terhisi yaklaşan veya sorumluluk üstlenen askerin, diğerleri arasında kibirlenmesi.
tekmil almak: Komutanın askerden, verdiği emre dair bilgi alması.
tekmil vermek: Askerin komutanı, verilen emre dair, künye okuyup bilgilendirmesi.
yardırmak: Zamanın çoğunu spor ve eğitim yaparak geçirmek.
yavşamak: Askerin bir başarıdan ötürü kibirlenip, o andan sonra ciddiyetsiz davranışlar sergilemesi.
yer değiştirmek: Eşyanın, başkalarınca çalınması.
yürüyüş kararı saymak: Yürüyüşte her sol adıma bir kelime veya hece gelecek şekilde, marş veya sloganların söylenmesi
yürüyüş kararı saymak, komando*: Yürüyüşte kelime veya heceleri iki sol adımda bir denk gelecek şekilde, marş veya sloganların söylenmesi.
yüzden düşmek: Terhis gününe 100 günden az kalması.
Kalıp Cümleler
Adam mı öldürdün?: Terhis gününe çok zaman olan askerlere şaşkınlıkla söylenir.
Aferin bölük!: Komutanların yürüyüşte slogan söyleyen askerleri yönlendirdiği komutlardandır.
Asker misin, soytarı mı?: Kurallara uymayan askerlere, komutanlarca söylenir.
Askerliğin çok.: Üst devrelerin alt devrelere “Benim askerliğim az kaldı, sen yapmalısın.” anlamında söylediği ifade.
Askerliğin mi bitti?: Boş duran veya emre uymayan askerlere denir.
Aylardan temmuz/günlerden cuma/Saat dokuzda/çıktı çatışma/ İndik mevziye/mevzi karanlık/pusu değil bu/sanki mezarlık/ana bilmeyiz/ baba bilmeyiz/bu vatan için/ dağdan inmeyiz/kahpe pekaka/dinle bu marşı/işte geliyor/askerin şahı.*: Eğitimde veya yürüyüşte söylenen sloganlardandır.
Baba yatar, şafak atar.: Günün sonunda askerlikten bir gün daha gittiğini belirtmek isteyen askerin kurduğu cümle.
Bahane g.t gibidir, herkeste bulunur.: Bir işi yapamayan askerin mazeretine kızan diğer askerlerin veya rütbelilerin kurduğu cümle.
Başçavuşun beygiri mi osuruyor?: Emrin dinlenmediğini belirtmek için söylenir.
Ben mi?: Üst devrelerin alt devrelere “Benim askerliğim az kaldı, sen yapmalısın.” anlamında söylediği ifade.
Benimle mi bot bağladın?: Üst devre askerlerin, alt devrelere “herkes yerini bilmeli” söylediği tepki belirten cümle.
Borum var.: Askerler arasında “senden önce askerliği bitireceğim” anlamında kullanılan cümle.
Bu askerlik bitmez.: Terhise uzun zaman olduğunu bildirmek için kullanılır.
Bu kepin üstüne kep var mı?: En erken terhis olacak askerin, diğerlerine karşı kurduğu kendini motive edici cümle.
Çayda dem, askerde kıdem.: Askerlikteki devreciliğin önemini vurgulayan sözdür.
Daha çok göreceksin!: Alt devre askerlere bir yer gösterilerek sorulan “Görüyor musun?” sorusuna alınan “Evet” cevabından sonra moral bozmak amacıyla “Daha çok göreceksin?” denir ve bu tüm askerlere yapılır.
Dur/dinle/kim geliyor/kim geliyor/ birinci bölük/aslanlar/hey/kaplanlar/ hey/canavarlar/hey/ hey/hey/: Bölüğün yürüyüş kararında “Hangi bölük?” veya “Kim geliyor?” komutlarına cevaben söylediği slogan.
Eğitimde merhamet/vatana ihanet.: Eğitimde veya yürüyüşte söylenen sloganlardandır.
Eşeğin am.na şelaleyi kurdunuz.*: Disiplinsiz ve ciddiyetsiz davrananlara söylenir.
G.tün başın oynamasın!: Ciddiyetsiz ve disiplinsiz askerlere söylenir.
Gazanız mübarek olsun.: Denetlemede, tatbikatta veya operasyonda başarılar dilemek için kullanılır.
Hangi bölük?: Komutanların yürüyüşte slogan söyleyen askerleri yönlendirdiği komutlardandır.
Hedef/göster/kelle/iste.: Eğitimde veya yürüyüşte söylenen sloganlardandır.
Her şey vatan için…: Eğitimde veya yürüyüşte söylenen sloganlardandır.
Her/Türk/asker/doğar.: Eğitimde veya yürüyüşte söylenen sloganlardandır.
Kasatura numaran mı? : Terhis gününe çok zaman olan askerlere şaşkınlıkla söylenir.
Kep gitti, g.t gitti: Şapkasını kaybeden veya şapkası alınan askerlere kullanılır. Şapkanın olmaması disiplin cezası gerektirir.
Kim geliyor?: Komutanların yürüyüşte slogan söyleyen askerleri yönlendirdiği komutlardandır.
Kiremitten baca olmaz/Jandarmadan koca olmaz/Alacaksan piyade al/Güm güm vurur hiç yorulmaz: Piyade askerlerini motive etmek amacıyla söyletilen sloganlardandır.
Kolluk bende kıllık bende.: Nçbetçi çavuşun disiplinsiz askerlere kurduğu “Dediklerime uymak zorundasınız.” anlamındaki cümle.
Mehtap diye kızım olacağına, şafak diye oğlum olsun.: İzin kullanmadan erken terhis olmak isteyen askerlerce söylenir.
Ne/mutlu/Türk’üm/diyene.: Eğitimde veya yürüyüşte söylenen sloganlardandır.
Ses kes şafak dinle!: Üst devrelerin durumundan memnuniyetini hatırlatmak amacıyla diğerlerine yönelik kurduğu cümle.
birlikten kalktı tren, memlekette yaptı fren, üst devremin/tertibimin şafağı 6, bunu duyup da alkışlamayan(ya da vurmayan), ya ibn.dir, ya da g.tveren.: Terhis günü yaklaşan askerlere alt devrelerden veya tertiplerinden birinin oradaki herkesi ayağa kaldırarak “selam dur” vaziyetinde okuduğu sonra da tebrik için alkışlama veya vurma eylemlerinden birinin yapıldığı ritüel.
Şafak battı.: Günün sonunda askerlikten bir gün daha gittiğini belirtmek isteyen askerin kurduğu cümle.
Şafak çıldırdı.: Terhis gününe hızla yaklaşıldığını anlatan cümle.
Şafak demiş(olmuş) coni moni/Şafak demiş(olmuş) comolokko/Şafak demiş(olmuş) cart curt: Terhisi yaklaşan askerlerin durumunu anlatan ifadeler.
Şafak geri tepti.: Cezasından dolayı, terhis günü gecikecek askerin, kalan gününün arttığını belirten cümle.
Şafak havada.: “Şafak kaç?” sorusunun gün içinde verilen cevabı.
Şafak kaç?: Terhis gününe kaç gün kaldığını öğrenmek amacıyla askere sorulan soru.
Şafak karanlık.: Aldığı cezadan ötürü terhis günü ertelenen veya alt devre olan askerlerin, terhise uzun zaman kaldığını anlatan ifadesi.
Şafak sıkıştırıyor.: Terhis günü yaklaşan ve heyecanından biraz kızgın ve öfkeli olan askerlere söylenen cümle.
Torun! Seninle aramızdaki tek sorun, sana olan borum!: Üst devrelerin eğlenmek ve alt devreleri kızdırmak için kurdukları cümle.
Var mı?: “Bu kepin üstüne kep var mı?” kalıp sözünün kısaltılmışı.
Vatan/sana/canım/feda: Eğitimde veya yürüyüşte söylenen sloganlardandır.
Zoruna gidenin borusuna gitsin.: Söylenenleri yapmakta zorlananlara karşı üst devrelerce söylenir
Zoruna gitmesin.: Üst devrelerin alt devrelere karşı söylediği “herkes yerini bilmeli” anlamındaki tepki sözü.
Zoruna mı gitti?: Üst devrelerin alt devre askerlere karşı söylediği, kızdırmak ve öfkelendirmek amaçlı söz.