starx
Aktif
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Sadık Tural, 1936 yılında Ankara'daki Rus Büyükelçiliği'nin resepsiyonunda, Atatürk ile o dönemki büyükelçi arasındaki diyaloğa ilişkin dağılan SSCB'nin gizli arşivinden çıkarılmış bir ''gizli belge''yi ilk defa açıkladı.
Prof. Dr. Sadık Tural, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca düzenlenen ''10 Kasım Atatürk'ü Anma Töreni''nde yaptığı konuşmada, Türk İnkılabının, her yönüyle, ''Atatürk'ün, köklerini vatanseverlik, tarih bilinci ve dil duyarlılığına bağladığı yepyeni bir benzeştirme modeli'' olduğunu söyledi.
Konuşmasında, 1936 yılında Ankara'daki Rus Büyükelçiliği'nin resepsiyonunda, Atatürk ile o dönemki büyükelçi arasındaki diyaloğa ilişkin dağılan SSCB'nin gizli arşivinden çıkarılmış bir ''gizli belge''yi ilk defa açıklayan Tural, belgeden bazı cümleler okudu. Tural, şunları kaydetti:
''Atatürkümüz, Türkiye'nin Cumhuriyet Bayramı'nda kendisini niçin Stalin'in değil de Cumhurbaşkanı Kalinin'in kutladığını sert bir şekilde sorunca Sovyet Büyükelçisi, 'Sizi, bizim Cumhurbaşkanı kutladı' cevabını veriyor. Atatürk 'Sizin Önderiniz kimdir?' diye soruyor. Büyükelçi Karahan, 'Stalin' diyor. Atatürk bu cevap üzerine 'Öyle ise ben ülkemin, hem Cumhurbaşkanı hem de önderiyim. Kalinin değil, bana kutlama mesajını Stalin göndermeliydi' diyor.Büyükelçi Karahan, Atatürkümüzün Stalin'i kendilerinin doğrudan aramalarını, görüşmelerini söylüyor. Atatürk bunun üzerine 'Niçin ben ilk adımı atayım?' dedikten sonra şu cümleleri söylüyor: 'Ben bunu ancak eşit şartlarda yapabilirim. Eğer beni kabul ettiklerini hissediyorsam yapabilirim. Başka türlü işlerime (Evet) diyemem. Sizin güçlü ve mekanize edilmiş ordunuz olduğunu biliyorum, fakat ondan korkmuyorum. Benim arkamda 18 milyon halkım var. Benim emretmem yeterlidir, halkım ardımdan nereye gidersem gelir. Ben çok zarar verebilirim, elbette bunu hiçbir zaman yapmam. Çünkü benim sözüm, benim dostluğum gibi kutsaldır.' Atatürk'ün sözleri bazen tehdit, bazen dostluk dolu ifadelerle yüklü idi.''
Belgede, bu konunun iletilmesi üzerine Stalin'in olaya ilişkin rapor istediğinin belirtildiğini dile getiren Tural, şöyle devam etti:
'Elimizdeki dört sayfalık raporun üzerinde 'Çok Gizli' damgası ve 'Stalin ile Molotov tarafından okunması' gerektiği notu vardır. Bundan da önemlisi Stalin beşinci sayfa üzerine bir not yazmıştır. Bu notta 'Dostumuz' ile 'Sözleri' kelimeleri tırnak içine alınmıştır. 'Dostumuz Atatürk'ün sözleri dikkatle/ilgiyle okunsun' ifadesi Stalin'in el yazısıyla yer almaktadır. O tarihlerde dünyanın yüreğini hoplatan Stalin'in, Mustafa Kemal Paşa konusunda daima dikkatli olduğu, Atatürk ölünceye kadar Türkiye üzerinde açıktan söz etmediği bu ifadeden de bir defa daha anlaşılmıştır.''
Prof. Dr. Sadık Tural, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca düzenlenen ''10 Kasım Atatürk'ü Anma Töreni''nde yaptığı konuşmada, Türk İnkılabının, her yönüyle, ''Atatürk'ün, köklerini vatanseverlik, tarih bilinci ve dil duyarlılığına bağladığı yepyeni bir benzeştirme modeli'' olduğunu söyledi.
Konuşmasında, 1936 yılında Ankara'daki Rus Büyükelçiliği'nin resepsiyonunda, Atatürk ile o dönemki büyükelçi arasındaki diyaloğa ilişkin dağılan SSCB'nin gizli arşivinden çıkarılmış bir ''gizli belge''yi ilk defa açıklayan Tural, belgeden bazı cümleler okudu. Tural, şunları kaydetti:
''Atatürkümüz, Türkiye'nin Cumhuriyet Bayramı'nda kendisini niçin Stalin'in değil de Cumhurbaşkanı Kalinin'in kutladığını sert bir şekilde sorunca Sovyet Büyükelçisi, 'Sizi, bizim Cumhurbaşkanı kutladı' cevabını veriyor. Atatürk 'Sizin Önderiniz kimdir?' diye soruyor. Büyükelçi Karahan, 'Stalin' diyor. Atatürk bu cevap üzerine 'Öyle ise ben ülkemin, hem Cumhurbaşkanı hem de önderiyim. Kalinin değil, bana kutlama mesajını Stalin göndermeliydi' diyor.Büyükelçi Karahan, Atatürkümüzün Stalin'i kendilerinin doğrudan aramalarını, görüşmelerini söylüyor. Atatürk bunun üzerine 'Niçin ben ilk adımı atayım?' dedikten sonra şu cümleleri söylüyor: 'Ben bunu ancak eşit şartlarda yapabilirim. Eğer beni kabul ettiklerini hissediyorsam yapabilirim. Başka türlü işlerime (Evet) diyemem. Sizin güçlü ve mekanize edilmiş ordunuz olduğunu biliyorum, fakat ondan korkmuyorum. Benim arkamda 18 milyon halkım var. Benim emretmem yeterlidir, halkım ardımdan nereye gidersem gelir. Ben çok zarar verebilirim, elbette bunu hiçbir zaman yapmam. Çünkü benim sözüm, benim dostluğum gibi kutsaldır.' Atatürk'ün sözleri bazen tehdit, bazen dostluk dolu ifadelerle yüklü idi.''
Belgede, bu konunun iletilmesi üzerine Stalin'in olaya ilişkin rapor istediğinin belirtildiğini dile getiren Tural, şöyle devam etti:
'Elimizdeki dört sayfalık raporun üzerinde 'Çok Gizli' damgası ve 'Stalin ile Molotov tarafından okunması' gerektiği notu vardır. Bundan da önemlisi Stalin beşinci sayfa üzerine bir not yazmıştır. Bu notta 'Dostumuz' ile 'Sözleri' kelimeleri tırnak içine alınmıştır. 'Dostumuz Atatürk'ün sözleri dikkatle/ilgiyle okunsun' ifadesi Stalin'in el yazısıyla yer almaktadır. O tarihlerde dünyanın yüreğini hoplatan Stalin'in, Mustafa Kemal Paşa konusunda daima dikkatli olduğu, Atatürk ölünceye kadar Türkiye üzerinde açıktan söz etmediği bu ifadeden de bir defa daha anlaşılmıştır.''