Tanışmaları
11 Eylül 1922’de, Türk ordusunun İzmir’e girişinin ikinci günü Başkumandan Mustafa Kemal’in şehre geldiğini duyunca Lâtife Hanım karargâha giderek kendisiyle tanıştı ve güvenlik gerekçesi ile karargâhını babasının Göztepe’deki köşküne taşımasını teklif etti. Aile, Atatürk’ü 20 gün köşklerinde ağırladı.
Evlenmeleri
Bu tanışmadan sonra haberleşmeleri devam etti. Bir süre sonra Mustafa Kemal’in annesi Zübeyde Hanım da, sağlık sorunları nedeniyle İzmir’e gittiğinde köşkte ağırlandı. Zübeyde Hanım’ın 14 Ocak 1923’te ölümü üzerine İzmir’e giden Mustafa Kemal ile Latife Hanım 29 Ocak 1923’te Muammer Bey’in evinde, sade bir nikâhla evlendiler. Bu, nikâhta kendileri de bulunduğu için dönemin âdetlerine uymayan bir törendi. Mareşal Fevzi Çakmak ve Kâzım Karabekir Mustafa Kemal’in, Mustafa Abdülhalik Renda ile Salih Bozok ise Latife Hanım’ın tanıkları idi.Nikâhta Atatürk mihir olarak Lâtife Hanım’a 10 dirhem gibi çok az bir para vermiş. Bunun sebebini kadın – erkek arasındaki eşitliğin gözetilmesi şeklinde yorumlayanlar olmuş
Atatürk'ten anlamlı evlilik hediyesi
Bu hediye, Atatürk’ün savaşlarda boynunda taşıdığı, kibrit kutusu kadar büyüklükte bir altın muhafaza içinde bulunan el yazması bir Kur’an-ı Kerim imiş. Bunu Latife Hanıma verirken, “Bu seni korusun” demiş.
Evlendiklerinde Latife Hanım 24, Atatürk ise 41 yaşındaymış.
Boşanmaları
Evlilikleri iki yıl sürmüş. Atatürk’ün Fikriye adında bir kadını sevdiği, kadının 1924’te öldüğü veya öldürülmüş olabileceği anlatılıyor. Ölse de Latife hanım gibi kuvvetli ve değişik bir kişiliği olan bir kadın bunu affedemiyor.
Zaten son zamanlarda Latife Hanımın Atatürk’le olan işbirliklerinin, Latife Hanımın her konuda söz sahibi olmak gibi eğilimlerinin Atatürk tarafından azaltılması, engellenmesi Latife Hanımı yeterince üzmüş, rahatsız etmiş. Aralarında başka tatsız olaylar da yaşanmış. Fikriye Hanım ise, Latife Hanım’ın tabiriyle “bardağı taşıran son damla” olmuş ve boşanmak istemiş.
Boşanmayı ilkin Latife Hanım istemiş. Atatürk ise, İslami boşanma kurallarına göre Latife Hanımı nikahından çıkarmış. Boşanmaları Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden birkaç ay önce gerçekleşmiş. Yoksa boşanmaları daha değişik yolla olacaktı.
Latife Hanımın boşanmasından yıllarca sonra söylediği bir söz: "Şimdiki aklım olsaydı başka türlü idare ederdim. Çevrede o kadar yiyici vardı ki, ben de çok toydum, mücadele edemedim.