Atatürkün Hz. Muhammed ile ilgili sözleri
Atatürkün, İslâm Peygamberi Hz. Muhammed hakkındaki görüş ve düşüncelerinin araştırılmasında, Atatürkün Söylev ve Demeçleri kitabı kaynak alınmak suretiyle bu konudaki hassasiyete büyük özen gösterilmiş, yanlış ve kulaktan dolma bilgilerin önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Atatürkün Hz. Muhammed ile ilgili sözleri.
Muhammed Mustafa, peygamber olmadan evvel kavminin sevgisine, saygısına, güvenine erişti. Ondan sonra ancak kırk yaşında nübüvvet ve kırk üç yaşında risâlet geldi. Fahrıâlem Efendimiz, sonsuz tehlikeler içinde, tükenmez sıkıntılar ve zorluklar karşısında yirmi sene çalıştı ve İslâm dinini kurmağa ait peygamberlik görevini yapmayı başardıktan sonra gökyüzünün ve cennetin en yüksek katına erişti. 1922 (Atatürkün S.D.l, s. 262-263)
1923 yılında Balıkesir Zağnos Paşa Camiinde minberden söylemiştir:
Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dinî gerçekleri bildirmeye memur ve elçi olmuştur. Ana yasası, hepimizce bilinir ki, şanı büyük olan yüce Kurandaki naslardır. İnsanlara gelişme ve aydınlanma ışığı vermiş olan dinimiz, son dindir, en eksiksiz dindir; çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor. Eğer akla, mantığa ve gerçeğe uymasaydı, bununla diğer ilâhî doğa yasaları arasında karşıtlık olması gerekirdi; çünkü bütün evren yasalarını yapan Cenab-ı Haktır. 1923 (Atatürkün S.D.11, s. 94)
Nübüvvet: Allahın elçisi, peygamberlik
Risâlet: Allahtan bir tavzif (görevlendirme)
Atatürkün, İslâm Peygamberi Hz. Muhammed hakkındaki görüş ve düşüncelerinin araştırılmasında, Atatürkün Söylev ve Demeçleri kitabı kaynak alınmak suretiyle bu konudaki hassasiyete büyük özen gösterilmiş, yanlış ve kulaktan dolma bilgilerin önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Atatürkün Hz. Muhammed ile ilgili sözleri.
Muhammed Mustafa, peygamber olmadan evvel kavminin sevgisine, saygısına, güvenine erişti. Ondan sonra ancak kırk yaşında nübüvvet ve kırk üç yaşında risâlet geldi. Fahrıâlem Efendimiz, sonsuz tehlikeler içinde, tükenmez sıkıntılar ve zorluklar karşısında yirmi sene çalıştı ve İslâm dinini kurmağa ait peygamberlik görevini yapmayı başardıktan sonra gökyüzünün ve cennetin en yüksek katına erişti. 1922 (Atatürkün S.D.l, s. 262-263)
1923 yılında Balıkesir Zağnos Paşa Camiinde minberden söylemiştir:
Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dinî gerçekleri bildirmeye memur ve elçi olmuştur. Ana yasası, hepimizce bilinir ki, şanı büyük olan yüce Kurandaki naslardır. İnsanlara gelişme ve aydınlanma ışığı vermiş olan dinimiz, son dindir, en eksiksiz dindir; çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor. Eğer akla, mantığa ve gerçeğe uymasaydı, bununla diğer ilâhî doğa yasaları arasında karşıtlık olması gerekirdi; çünkü bütün evren yasalarını yapan Cenab-ı Haktır. 1923 (Atatürkün S.D.11, s. 94)
Nübüvvet: Allahın elçisi, peygamberlik
Risâlet: Allahtan bir tavzif (görevlendirme)