AYI VE İKİ AHBAP
İki ahbap, parasız kalınca oturup nasıl para kazanacaklarını düşünmeye başlamışlar. Doluya koymuşlar almamış, boşa koymuşlar dolmamış.iyice ümitlerini kaybetmek üzereyken, akıllarına bir fikir gelmiş hemen komşularına gidip öldürmeyi planladıkları bir ayının postunu övmeye başlamışlar;
__ Bu ayı, öyle sıradan bir ayı değil. Ayıların kralı. Öyle kalın bir postu var ki insanı en acı soğuktan bile korur. Ayının postu öyle büyük ki bir değil iki kürk çıkar, demişler; ayının postunu övmüşlerde övmüşler.
Anlatılanlar komşunun çok hoşuna gitmiş. Fiyatta anlaşmışlar ve iki gün sonra postu getireceklerine söz verip ormana doğru yola koyulmuşlar.
İki ahbap, ormanda alacakları parayla neler yapacaklarını düşünürken ayıların kralı –postundan bir değil iki kürk çıkacak kadar bir ayı- aniden karşılarına çıkıvermiş. Tabi evdeki hesap çarşıya uymamış ve yıldırım çarpmışa dönmüşler. Çareyi kaçmakta bulmuşlar.Biri hemen ağacın tepesine çıkmış.Diğeri ise hiçbir yere kımıldayamamış ve olduğu yere uzanmış.Nefes bile alamamış.Yattığı yerden:
__İyiki bir zamanlar, ayıların kımıldamadan, soluk almadan yatanlara saldırmadığını duymuştum, diye düşünürken kocaman ayı, iki ayağı üzerinde, yerde yatan adamın yanına yaklaşmış.Ayı, adamı evirmiş çevirmiş, burnunu uyzatıp onu bir güzel koklamış.Açlıktan nefesi kokan adamın leş olduğuna karar vererek oradan uzaklaşmış, ormanın içinde kaybolmuş.
Ağaçtaki adam, tehlike geçince ağaçtan inip hemen arkadaşının yanına gitmiş:
__Aman çokşükür.Çok korktuk ama tehlikeyi atlattık.Eee!Nerde bizimpost, diye gülmüş ve eklemiş:
__Ayıpençesiyle seni çevirince sanki sana birşeydedi.Sahi neler söyledi?
Hala kendisine gelemeyen ve korkudan titreyen adam:
__Bir daha öldürmediğin ayının postunu kimseye satma dedi, demiş.
LA FONTAİNE (LA FONTEN)