İnsanlar 5-6 bin yıl öncesinden başlamak üzere bu bahçeleri düzenli hale getirme çabasını sürdürmüşlerdir. M.Ö. 4000 Mısır, sonra İranlılar. Yunanlılar, Romalılar, Abbasiler, vd. kendilerine özgü bir mimari anlayışla Bahçe Düzenlemeleri yapmışlardır. Rönesansla birlikte bahçe düzenlemeleri de atılım yapmış, Fransız, Alman, İngiliz stilleri ortaya çıkmış; diğer yandan kendine özgü figürlerle Uzak Doğu (Çin, Japon, Kore) stilleri gelişmiştir (Bu stillerde doğa örnek alınır.). Bu suretle bahçe düzenleme işi zamanla bir sanat, bir güzel sanat haline gelmiştir. Bahçe düzenlemesini planlayanlara Bahçe Mimarı denilmiş, zamanla bu elemanları yetiştiren okullar, fakülteler, akademiler açılmıştır.
BAHÇE Nedir?
Çeşitli ağaç, ağaççık, yıllık, çok yıllık bitkilerin toplu olarak bulunduğu alanlara Park, daha uygun bir deyişle Botanik Parkı diyoruz.
Botanik parkının ormandan farkı var mıdır?
Vardır elbette. Ormanın ürünlerinden (kereste, yakacak, meyve, yan ürünler, v.s.) yararlanırız. Oysa Botanik Parkı, sadece dinlenme, göz zevki gibi ideal yararlara ve amaçlara dönük ve ormana göre daha küçük bir alan kaplayan bir bitki topluluğudur. Bu alan belli bir mimari stiline göre düzenlenebileceği gibi, kendi zevkimize ve yörenin özelliklerine göre gelişi güzel de düzenlenebilir.
Bir botanik parkında, yerli (endemik), yabancı (egzotik) ağaçlar, ağaççıklar, çalılar, çiçekler, sarnıcı, örtücü bitkiler, çimler çimenler, havuzlar, göletler, yollar, alleler, pergolalar, korbeyler, platbantlar, kameriyeler, oturma, dinlenme mahalleri v.b. bulunur. Parklar kamunun yararlandığı, moral ve sağlık kaynağı ortak mahallerdir.
Eskiler bağ-bahçe deyimini çok kullanırlardı. Günümüzde de bu deyimleri tekrarlar dururuz. Bağ; bildiğimiz üzüm kütüklerinin bulunduğu bir tarım alanını ifade eder. Dilimize Farsça'dan gelmiş olup tarla, ekili yer, yemiş veren ağaçların yetiştirildiği arazi parçası anlamına gelir. Sonra sonra özellikle üzüm bağı dar anlamına itelenmiştir. BAĞÇE ise küçük bağ anlamındadır. Zamanla galatlaşarak BAHÇE olmuştur. Etimolojik anlamı "küçük bağ" ise de zamanımızda bir evin, bir okulun, bir kışlanın, bir sitenin, bir caminin, bir kilisenin v.b. binadan arta kalan kısmı olarak düşünülür. Bu kısım ağaçlıklı olabileceği gibi, çiçeklik, sebzelik, meyvelik, hatta boş olabilir.
BAHÇE Nedir?
Çeşitli ağaç, ağaççık, yıllık, çok yıllık bitkilerin toplu olarak bulunduğu alanlara Park, daha uygun bir deyişle Botanik Parkı diyoruz.
Botanik parkının ormandan farkı var mıdır?
Vardır elbette. Ormanın ürünlerinden (kereste, yakacak, meyve, yan ürünler, v.s.) yararlanırız. Oysa Botanik Parkı, sadece dinlenme, göz zevki gibi ideal yararlara ve amaçlara dönük ve ormana göre daha küçük bir alan kaplayan bir bitki topluluğudur. Bu alan belli bir mimari stiline göre düzenlenebileceği gibi, kendi zevkimize ve yörenin özelliklerine göre gelişi güzel de düzenlenebilir.
Bir botanik parkında, yerli (endemik), yabancı (egzotik) ağaçlar, ağaççıklar, çalılar, çiçekler, sarnıcı, örtücü bitkiler, çimler çimenler, havuzlar, göletler, yollar, alleler, pergolalar, korbeyler, platbantlar, kameriyeler, oturma, dinlenme mahalleri v.b. bulunur. Parklar kamunun yararlandığı, moral ve sağlık kaynağı ortak mahallerdir.
Eskiler bağ-bahçe deyimini çok kullanırlardı. Günümüzde de bu deyimleri tekrarlar dururuz. Bağ; bildiğimiz üzüm kütüklerinin bulunduğu bir tarım alanını ifade eder. Dilimize Farsça'dan gelmiş olup tarla, ekili yer, yemiş veren ağaçların yetiştirildiği arazi parçası anlamına gelir. Sonra sonra özellikle üzüm bağı dar anlamına itelenmiştir. BAĞÇE ise küçük bağ anlamındadır. Zamanla galatlaşarak BAHÇE olmuştur. Etimolojik anlamı "küçük bağ" ise de zamanımızda bir evin, bir okulun, bir kışlanın, bir sitenin, bir caminin, bir kilisenin v.b. binadan arta kalan kısmı olarak düşünülür. Bu kısım ağaçlıklı olabileceği gibi, çiçeklik, sebzelik, meyvelik, hatta boş olabilir.