Bakü Muharebesi
Rusça: Битва за Баку / Bitva za Baku, anlam: Bakü için muharebe
1918 yılında Azeri ve Dağıstanlı gönüllülerle takviye edilen ve Kafkas İslam Ordusu adı verilen Osmanlı Ordusu'nun Bakü Sovyeti, Britanya İmparatorluğu (Birleşik Krallık, Avustralya, Yeni Zelanda ve Kanada), Merkezi Hazar Diktatörlüğü (Diktatura Tsentrokaspiya) ve Beyaz Ordu karşısında Bakü'yü almak için giriştiği muharebe.
30 Mart - 3 Nisan 1918 tarihleri arasında Bakü şehri ve civarında Bakü Sovyeti ve Ermeni Devrimci Federasyonu kuvvetlerinin Müsavat Partisi ve Kafkas Süvari Tümeni (Dikaya Diviziya) arasında çatışmalar meydana gelmiştir. Çatışma sırasında Azeri sivillere yönelik katliam yaşanmış, olayın sonucunda Azeri ve diğer müslüman halklardan 3.000 - 12.000 kişinin öldürüldüğü aktarılmıştır. Lionel Dunsterville komutanlığındaki seçkin[4] birliklerden oluşan (daha sonra Dunsterforce olarak adlandırılan) İngiliz kuvveti Ermenilerle müttefik olmuştur.
Batum Antlaşması
Türk ordusunun Azerbaycan'ı kurtarma harekâtının hukuki temeli Batum Antlaşması ile geçerlik kazanmıştır. 4 Haziran 1918 tarihinde Azerbaycan Milli Şurası ile Osmanlı Devleti arasında siyasi, hukuki, ticari ve askeri konulardan dost ilişkilerde bulunma maksadı ile antlaşma yapılmıştır. Bu anlaşmanın 4. maddesine istinaden o tarihte Batum'da bulunan Azerbaycan Heyeti Osmanlı Hükümetinden askeri yardım isteğinde bulunmuştur.Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Paşa'nın büyük çabasıyla kurulan Kafkas İslam Ordusu, daha sonra Filistin Cephesinden getirilen 106. ve 107. piyade ve 56. topçu alayları ile takviye edilmiştir.
Muharebe
Osmanlı Ordusu'nun esas harekât istikameti Nahcivan üzerinden Güney Azerbaycan topraklarına girmek idi.Burdaki amaç İngilizlerin Tebriz'e girişini engellemek olmuştur.Bu görevin üstesinden başarıya gelen Irak cephesinde bulunan 6.Ordu'ya bağlı Ali İhsan Sabis Paşa komutasındaki 4.kolordu birlikleri kuzeye ilerleyerek 8 haziran 1918'de Tebriz'i ele geçirmiştir. Daha sonra Ermeni kontrolündeki Hoy üzerine ve oradan da Karabağ'a yürüyerek bir nevi Kuzey Azerbaycan'la Güney Azerbaycan'ı birleştirmişlerdi. Bu dönemde Azerbaycan halkı Osmanlı ordusundan büyük beklenti içerisinde olmuştur.
Bakü'nün Enver Paşa açısından Türkistan'a açılan kapı olarak da önemi vardı. Bu dönemde Kazan Türkleri'nin "Milli İdare" reisi Sadri Maksudi Bey, 10 mayıs 1918 tarihinde Moskova Büyükelçisi Galip Kemal Bey'i ziyaretinde Türkistan'ın birinci kapısı olan Bakü'nün hemen ele geçirilmesinin öneminden bahsetmiştir.
Muharebe sonrası
Savaşın bitimini Enver Paşa:
"Allah'ın yardımı ile Bakü şehri 30 saatlik şiddetli muharebeden sonra, 15 eylül 1334'te(1918) saat 9 sularında zabt edilmiştir." sözleri ile galibiyeti ifade etmiştir.
Bakü'nün kurtarılmasından sonra, 1918 yılı Ekim ayı başında da bir Osmanlı müfrezesi Dağıstan'a girerek orada kurulmuş bulunan Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'ne askeri destek verdi.
Rusça: Битва за Баку / Bitva za Baku, anlam: Bakü için muharebe
1918 yılında Azeri ve Dağıstanlı gönüllülerle takviye edilen ve Kafkas İslam Ordusu adı verilen Osmanlı Ordusu'nun Bakü Sovyeti, Britanya İmparatorluğu (Birleşik Krallık, Avustralya, Yeni Zelanda ve Kanada), Merkezi Hazar Diktatörlüğü (Diktatura Tsentrokaspiya) ve Beyaz Ordu karşısında Bakü'yü almak için giriştiği muharebe.
30 Mart - 3 Nisan 1918 tarihleri arasında Bakü şehri ve civarında Bakü Sovyeti ve Ermeni Devrimci Federasyonu kuvvetlerinin Müsavat Partisi ve Kafkas Süvari Tümeni (Dikaya Diviziya) arasında çatışmalar meydana gelmiştir. Çatışma sırasında Azeri sivillere yönelik katliam yaşanmış, olayın sonucunda Azeri ve diğer müslüman halklardan 3.000 - 12.000 kişinin öldürüldüğü aktarılmıştır. Lionel Dunsterville komutanlığındaki seçkin[4] birliklerden oluşan (daha sonra Dunsterforce olarak adlandırılan) İngiliz kuvveti Ermenilerle müttefik olmuştur.
Batum Antlaşması
Türk ordusunun Azerbaycan'ı kurtarma harekâtının hukuki temeli Batum Antlaşması ile geçerlik kazanmıştır. 4 Haziran 1918 tarihinde Azerbaycan Milli Şurası ile Osmanlı Devleti arasında siyasi, hukuki, ticari ve askeri konulardan dost ilişkilerde bulunma maksadı ile antlaşma yapılmıştır. Bu anlaşmanın 4. maddesine istinaden o tarihte Batum'da bulunan Azerbaycan Heyeti Osmanlı Hükümetinden askeri yardım isteğinde bulunmuştur.Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Paşa'nın büyük çabasıyla kurulan Kafkas İslam Ordusu, daha sonra Filistin Cephesinden getirilen 106. ve 107. piyade ve 56. topçu alayları ile takviye edilmiştir.
Muharebe
Osmanlı Ordusu'nun esas harekât istikameti Nahcivan üzerinden Güney Azerbaycan topraklarına girmek idi.Burdaki amaç İngilizlerin Tebriz'e girişini engellemek olmuştur.Bu görevin üstesinden başarıya gelen Irak cephesinde bulunan 6.Ordu'ya bağlı Ali İhsan Sabis Paşa komutasındaki 4.kolordu birlikleri kuzeye ilerleyerek 8 haziran 1918'de Tebriz'i ele geçirmiştir. Daha sonra Ermeni kontrolündeki Hoy üzerine ve oradan da Karabağ'a yürüyerek bir nevi Kuzey Azerbaycan'la Güney Azerbaycan'ı birleştirmişlerdi. Bu dönemde Azerbaycan halkı Osmanlı ordusundan büyük beklenti içerisinde olmuştur.
Bakü'nün Enver Paşa açısından Türkistan'a açılan kapı olarak da önemi vardı. Bu dönemde Kazan Türkleri'nin "Milli İdare" reisi Sadri Maksudi Bey, 10 mayıs 1918 tarihinde Moskova Büyükelçisi Galip Kemal Bey'i ziyaretinde Türkistan'ın birinci kapısı olan Bakü'nün hemen ele geçirilmesinin öneminden bahsetmiştir.
Muharebe sonrası
Savaşın bitimini Enver Paşa:
"Allah'ın yardımı ile Bakü şehri 30 saatlik şiddetli muharebeden sonra, 15 eylül 1334'te(1918) saat 9 sularında zabt edilmiştir." sözleri ile galibiyeti ifade etmiştir.
Bakü'nün kurtarılmasından sonra, 1918 yılı Ekim ayı başında da bir Osmanlı müfrezesi Dağıstan'a girerek orada kurulmuş bulunan Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'ne askeri destek verdi.