Alternetifanne.com dan Çiğdem Sirkeci, Mümin Sekman'ın konsept danışmanlığında hazırlanan Başarı Bilimi hakkındaki görüşlerini yazdı. Başarı Bilimi'ni kim neden okumalı? Kitap neyi anlatıyor?
Mümin Sekman, Başarı Bilimi isimli kitabının önsözünde bina yapmanın, anayasa yapmanın, pazarlama yapmanın ve hatta kıyafet dikmenin bilimi varken neden başarının bilimi yok diye soruyor. Bu hayatta insanların kendileri ve çocukları için en çok istedikleri şeylerden biri başarı iken, bilim neden hiçbir şey yapmıyor, neden hiçbir üniversite başarı araştırmalarına kıymet vermiyor diye serzenişte bulunuyor.
Mümin Sekman, öğrencilik yıllarından itibaren kafasını kurcalayan sorular nedeniyle bir başarı doktrini geliştirmeye yönelmiş. Yazdığı kitaplarda bu konudaki fikirlerini okuyucularla paylaşmış. Başarı Bilimi isimli kitabının çıkış noktası ise başarı üzerine yapılmış bütün bilimsel araştırmaları toplu halde sunma arzusu olmuş. Bu noktada yaklaşık iki yıl boyunca bir ekiple birlikte bilimsel araştırmaları süzmüş ve özet hale getirmiş ve sonunda da Başarı Bilimi isimli kitap varlık bulmuş.
Kitapta sözü edilen bilimsel deneylerin bir kısmı bize yabancı değil. Ama kitabın özelliği bu deneyleri başlıklar altında gruplayarak kafamızda bir başarı sistematiği oluşturmamıza yardımcı olması.
Akılla istekler çatışırsa, kim kazanır?
Kitaptaki bölümlere göz atacak olursak Akılla istekler çatışırsa, kim kazanır" isimli ilkinde insanın hazzı erteleme konusundaki tutumu ele alınıyor. Bölümde bahsedilen deneylerde görüyoruz ki insanın bu konudaki başarısı anaokulu çağında bile anlaşılabiliyor; bu durum insan yedisinde neyse yetmişinde de odur atasözünü doğruluyor. Ancak Mümin Sekman, irade kasının geliştirilebileceği müjdesini vererek, kendinizi ve çocuklarınızı nasıl eğitebileceğinizi anlatıyor. Bir çocuğun öz denetimini geliştirmek için öğüt vermek yerine örnek olun diyor; elinizde televizyon kumandası varken çocuğunuza kitap oku demenizin bir faydası olmayacağını belirtiyor.
"En iyi halinize ulaşmaya kaç saat kaldı" isimli bölümde bir işin uzmanı olmak kaç saatinizi alır diye soruyor Sekman. Bir işin ustası olmanın doğuştan gelen genlere mi, alınan eğitime mi yoksa iş başında geçen süreye mi bağlı olduğu konusunda ipuçları araştırıyor. Keman virtüözleri üzerinde yapılan araştırma sonuçlarına göre bu konudaki performansı belirleyen en önemli faktör bilinçli pratik yapmak. Meşhur 10000 saat kuralı da bu deneyden geliyor; önce iyi bir hedef belirlenecek, eyleme geçilecek ve çıta her gün yükseltilerek, bilimsel metotlarla ilerlenecek. Bir uzmandan kapsamlı geri bildirim alma gerekliliğinin de altı çiziliyor. Çok hızlı değişen günümüz dünyasında çok bilmenin değil hızlı öğrenebilmenin en önemli başarı becerisi olduğu belirtiliyor. Gündelik aktiviteler arasında performansı en çok etkileyenin uyku olduğu da bilimsel olarak doğrulanıyor. Çocuk eğitimi kitaplarında üstüne basa basa bahsi geçen bu konunun başarının sistematiği üzerine bir kitapta kendisine yer bulması uzmanların haklılığını ortaya koyuyor.
"Çocuğunu yanlış öven, dizini döver" başlıklı bölüm zekâyı mı övmeli, çabayı mı?" diye soruyor. Cevabını bilsek de çoğu zaman "çok çalışkansın" yerine "çok zekisin"sözcükleri dudaklarımızdan dökülüyor. Peki, bunun çocuğumuza nasıl bir etkisi oluyor dersiniz? Yapılan araştırmalar gösteriyor ki zekâsı övülen çocuk bu ünvanı kaybetmeme derdine düşüyor. Çabası övülen çocuksa, zor durumlarla, zor problemlerle boğuşmaktan, hata yapmaktan korkmuyor. Temelsiz övgü, çocukta kırılgan bir özgüven oluşumuna da neden oluyor. Çocuk, başarısızlığı geçici bir durum olarak değil bir kimlik olarak algılayıp hayatı kendine zehir edebiliyor. Yenilince yıkılıyor.
Sadece çocuğumuz için değil kendi gelişimimiz adına da yararlanabileceğimiz bu kaynak kitapta seçenek fazlalığının mutluluk mu mutsuzluk mu getirdiği, mahalle baskısından kurtulup özgün olmayı nasıl başaracağımız, kalıcı mutluluk, başarının hangi durumda mutluluk getireceği, hayatlarımızda başarı momentini nasıl yaratacağımız konusunda son derece ilginç araştırmalar ve faydalı bilgiler buluyoruz.
Mümin Sekman'ın araştırma araştırmacıları olarak tanımladığı Günter Soydanbay ve Bahar Eriş ile birlikte hazırladığı bu kitap, bir kitap dizisinin ilki. Sekman, ilginç, yeni ve yararlı araştırmaların toplanacağı başka kitaplarla da karşımıza çıkacağını yazarak kitabını noktalıyor.
Yazar: Çİğdem Sirkeci
Mümin Sekman, Başarı Bilimi isimli kitabının önsözünde bina yapmanın, anayasa yapmanın, pazarlama yapmanın ve hatta kıyafet dikmenin bilimi varken neden başarının bilimi yok diye soruyor. Bu hayatta insanların kendileri ve çocukları için en çok istedikleri şeylerden biri başarı iken, bilim neden hiçbir şey yapmıyor, neden hiçbir üniversite başarı araştırmalarına kıymet vermiyor diye serzenişte bulunuyor.
Mümin Sekman, öğrencilik yıllarından itibaren kafasını kurcalayan sorular nedeniyle bir başarı doktrini geliştirmeye yönelmiş. Yazdığı kitaplarda bu konudaki fikirlerini okuyucularla paylaşmış. Başarı Bilimi isimli kitabının çıkış noktası ise başarı üzerine yapılmış bütün bilimsel araştırmaları toplu halde sunma arzusu olmuş. Bu noktada yaklaşık iki yıl boyunca bir ekiple birlikte bilimsel araştırmaları süzmüş ve özet hale getirmiş ve sonunda da Başarı Bilimi isimli kitap varlık bulmuş.
Kitapta sözü edilen bilimsel deneylerin bir kısmı bize yabancı değil. Ama kitabın özelliği bu deneyleri başlıklar altında gruplayarak kafamızda bir başarı sistematiği oluşturmamıza yardımcı olması.
Akılla istekler çatışırsa, kim kazanır?
Kitaptaki bölümlere göz atacak olursak Akılla istekler çatışırsa, kim kazanır" isimli ilkinde insanın hazzı erteleme konusundaki tutumu ele alınıyor. Bölümde bahsedilen deneylerde görüyoruz ki insanın bu konudaki başarısı anaokulu çağında bile anlaşılabiliyor; bu durum insan yedisinde neyse yetmişinde de odur atasözünü doğruluyor. Ancak Mümin Sekman, irade kasının geliştirilebileceği müjdesini vererek, kendinizi ve çocuklarınızı nasıl eğitebileceğinizi anlatıyor. Bir çocuğun öz denetimini geliştirmek için öğüt vermek yerine örnek olun diyor; elinizde televizyon kumandası varken çocuğunuza kitap oku demenizin bir faydası olmayacağını belirtiyor.
"En iyi halinize ulaşmaya kaç saat kaldı" isimli bölümde bir işin uzmanı olmak kaç saatinizi alır diye soruyor Sekman. Bir işin ustası olmanın doğuştan gelen genlere mi, alınan eğitime mi yoksa iş başında geçen süreye mi bağlı olduğu konusunda ipuçları araştırıyor. Keman virtüözleri üzerinde yapılan araştırma sonuçlarına göre bu konudaki performansı belirleyen en önemli faktör bilinçli pratik yapmak. Meşhur 10000 saat kuralı da bu deneyden geliyor; önce iyi bir hedef belirlenecek, eyleme geçilecek ve çıta her gün yükseltilerek, bilimsel metotlarla ilerlenecek. Bir uzmandan kapsamlı geri bildirim alma gerekliliğinin de altı çiziliyor. Çok hızlı değişen günümüz dünyasında çok bilmenin değil hızlı öğrenebilmenin en önemli başarı becerisi olduğu belirtiliyor. Gündelik aktiviteler arasında performansı en çok etkileyenin uyku olduğu da bilimsel olarak doğrulanıyor. Çocuk eğitimi kitaplarında üstüne basa basa bahsi geçen bu konunun başarının sistematiği üzerine bir kitapta kendisine yer bulması uzmanların haklılığını ortaya koyuyor.
"Çocuğunu yanlış öven, dizini döver" başlıklı bölüm zekâyı mı övmeli, çabayı mı?" diye soruyor. Cevabını bilsek de çoğu zaman "çok çalışkansın" yerine "çok zekisin"sözcükleri dudaklarımızdan dökülüyor. Peki, bunun çocuğumuza nasıl bir etkisi oluyor dersiniz? Yapılan araştırmalar gösteriyor ki zekâsı övülen çocuk bu ünvanı kaybetmeme derdine düşüyor. Çabası övülen çocuksa, zor durumlarla, zor problemlerle boğuşmaktan, hata yapmaktan korkmuyor. Temelsiz övgü, çocukta kırılgan bir özgüven oluşumuna da neden oluyor. Çocuk, başarısızlığı geçici bir durum olarak değil bir kimlik olarak algılayıp hayatı kendine zehir edebiliyor. Yenilince yıkılıyor.
Sadece çocuğumuz için değil kendi gelişimimiz adına da yararlanabileceğimiz bu kaynak kitapta seçenek fazlalığının mutluluk mu mutsuzluk mu getirdiği, mahalle baskısından kurtulup özgün olmayı nasıl başaracağımız, kalıcı mutluluk, başarının hangi durumda mutluluk getireceği, hayatlarımızda başarı momentini nasıl yaratacağımız konusunda son derece ilginç araştırmalar ve faydalı bilgiler buluyoruz.
Mümin Sekman'ın araştırma araştırmacıları olarak tanımladığı Günter Soydanbay ve Bahar Eriş ile birlikte hazırladığı bu kitap, bir kitap dizisinin ilki. Sekman, ilginç, yeni ve yararlı araştırmaların toplanacağı başka kitaplarla da karşımıza çıkacağını yazarak kitabını noktalıyor.
Yazar: Çİğdem Sirkeci