Nasıl başarılı olacağını merak edip araştırmayan;
Öğrenmek yerine sınıfı kör topal bitirmeyi hedefleyen;
Okulda öğrendiklerini davranışa dönüştürmeyen; davranışlarını öğrendikleriyle özdeşleştirmeyen;
Karnedeki kırık notları "Zayıfsız karne; duvaksız geline benzer" sözüyle olumlu görmeye çalışan;
Aldığı puana göre bir üniversiteye kapak atabilmeyi hedefleyen;
Okul mezunu yerine dershane mezunu olmayı hayal eden;
Dershaneye kendisini üniversiteye hazırlayan kurum olarak bakan;
Teorik bilgi edinmeden pratik bilgiye yönelen; sınavlarda bilip bilmediğini öğrenmek yerine geçer not almayı düşünen;
Derste not tutmayı bilmeyip sadece öğretmenin yaz dediklerini yazan;
Geleceği yerine bugünü kurtarmaya çalışan;
Beden eğitimi dersini isminde belirtildiği şekilde değil futbol oynama dersi olarak gören;
Alan seçiminde ilgi-yetenek-hedef üçlüsünü dikkate almayan; fen alanını zor (Çalışkan öğrenciler okur), sözel alanı kolay (Tembel öğrenciler okur), Türkçe-matematik alanını normal ("Eh iştelik öğrenciler okur) olarak gören; hiç anlayıp sevmese de fen alanına yönelmek isteyen; fen alanın yönelen herkesin doktor, eczacı vb. olacağını zanneden;
Kütüphaneyi nasıl kullanacağını ve hatta kütüphanenin ne olduğunu bilmeyen; yazılıdan kırık not aldığında "Öğretmen verdi!", iyi not aldıysa "Kendim aldım!" diyen;
Kitap okumayı lüzumsuz iş gibi gören, ara sıra sadece ders kitabı okuyan, kitaba verilen parayı lüzumsuz addeden,
İnternet cafe'lerde chat yapmak için harcanan para ve zamanı doğru yerlerde kullanılmış sayan;
Kabadayılık, ihtiras, aşk muhtevalı dizilere bayılan ve önemli bir belgeseli sıkıcı bulan;
Üniversiteye girmeyi sadece hayal eden, hedef olarak seçip harekete geçmeyen;
Yıllık ödevi bile sadece bir günde yapıp öğretmene teslim eden;
Derste soru sormaktan ve kendisine soru sorulmasından hoşlanmayan;
Eğitilmeyi değil öğretilmeyi isteyen öğrenci başarıyı asla haketmemiştir.
Öğrenmek yerine sınıfı kör topal bitirmeyi hedefleyen;
Okulda öğrendiklerini davranışa dönüştürmeyen; davranışlarını öğrendikleriyle özdeşleştirmeyen;
Karnedeki kırık notları "Zayıfsız karne; duvaksız geline benzer" sözüyle olumlu görmeye çalışan;
Aldığı puana göre bir üniversiteye kapak atabilmeyi hedefleyen;
Okul mezunu yerine dershane mezunu olmayı hayal eden;
Dershaneye kendisini üniversiteye hazırlayan kurum olarak bakan;
Teorik bilgi edinmeden pratik bilgiye yönelen; sınavlarda bilip bilmediğini öğrenmek yerine geçer not almayı düşünen;
Derste not tutmayı bilmeyip sadece öğretmenin yaz dediklerini yazan;
Geleceği yerine bugünü kurtarmaya çalışan;
Beden eğitimi dersini isminde belirtildiği şekilde değil futbol oynama dersi olarak gören;
Alan seçiminde ilgi-yetenek-hedef üçlüsünü dikkate almayan; fen alanını zor (Çalışkan öğrenciler okur), sözel alanı kolay (Tembel öğrenciler okur), Türkçe-matematik alanını normal ("Eh iştelik öğrenciler okur) olarak gören; hiç anlayıp sevmese de fen alanına yönelmek isteyen; fen alanın yönelen herkesin doktor, eczacı vb. olacağını zanneden;
Kütüphaneyi nasıl kullanacağını ve hatta kütüphanenin ne olduğunu bilmeyen; yazılıdan kırık not aldığında "Öğretmen verdi!", iyi not aldıysa "Kendim aldım!" diyen;
Kitap okumayı lüzumsuz iş gibi gören, ara sıra sadece ders kitabı okuyan, kitaba verilen parayı lüzumsuz addeden,
İnternet cafe'lerde chat yapmak için harcanan para ve zamanı doğru yerlerde kullanılmış sayan;
Kabadayılık, ihtiras, aşk muhtevalı dizilere bayılan ve önemli bir belgeseli sıkıcı bulan;
Üniversiteye girmeyi sadece hayal eden, hedef olarak seçip harekete geçmeyen;
Yıllık ödevi bile sadece bir günde yapıp öğretmene teslim eden;
Derste soru sormaktan ve kendisine soru sorulmasından hoşlanmayan;
Eğitilmeyi değil öğretilmeyi isteyen öğrenci başarıyı asla haketmemiştir.