Günümüze kadar ulaşmış selamlama şekillerinin tümünün kökeni çok eskilere gider. Selamlama tarih boyunca, selamlayanın kendisinin silahsız olduğunu ve karşısındakinin gücünü kabul ettiğini belirten bir ifade şekli olmuştur. Eli başa götürerek selam vermenin, hatta tokalaşmanın bile amacı karşısındakine elin boş ve silahsız olduğu mesajını vermekti. Elde kılıç veya mızrak varsa bunların ucu yere ve biraz sağa doğru yani düşmana bakmayacak şekilde eğilirdi. Günümüzde subayların kılıçlarının ucunu yere doğru eğerek selam veriş şekilleri de o günlerden kalmadır.
O zamanlar denizciler dünyayı en çok gezen, yeni ülkeler ve kültürlerle tanışan kişiler olduklarından uluslararası ortak gelenekler, görgü ve centilmenlik kuralları hatta kıyafet benzerliği de onlarda görülür. Dost gemiler karşısında kürekleri yatay duruma getirmek, yelkenleri indirmek, personeli yelken direklerine çıkarmak veya güverteye dizerek (çimariva) savaş yerlerinde olmadıklarını göstermek ve selamlama yapmak, topların namlularını aşağı bakacak şekilde çevirmek hep bu eski uluslararası denizcilik kurallarından kalmadır.
Savaş gemilerinin top atışı ile selamlama yapmaları da bu geleneklerin bir parçasıdır. Mermi sürülmemiş şekilde kuru sıkı ateşlenen toplar, öldürme amacının olmadığının, elde kalan barutun da havaya sıkılarak bitirildiğinin, dolayısıyla dostluğun ve karşıya bir zarar verme niyetinin olmadığının bir göstergesidir. Yalnız bu selamlamada tam bir teslimiyetçilik yoktur. Verilen gizli mesaj biraz da 'ben sana saygı gösteriyorum ama bil ki gerekirse bu silahı gerçek amacı için de kullanabilirim' şeklindedir.
Gemilerin top atışı ile selamlama yapma geleneklerinin tam olarak ne zaman başladığı bilinmiyor. Şüphesiz Avrupa'nın kaşif ve sömürgeci denizcilerinin önce barut sonra da top silahını kullanmaya başlamalarından sonradır. Tarih araştırmacılarına göre gemilerin yanaştıkları limanlarda dostluk mesajı vermeleri 7 atış yapmaları ile başlamış. Buna karşılık karadaki kale burçlarından geminin her bir atışına karşılık 3'er top atışı yapılırmış. Yani gemi 7 atışını bitirdiğinde karadaki toplardan da 21 atış yapılmış olurmuş.
Gemiden ve karadan yapılan bu dostane top atışlarındaki 7 ve 3 sayılarının, bu sayıların gizli güçleri olduğuna dair tarih boyunca duyulan inançlardan kaynaklandığı sanılıyor. Başlangıçta gemi ve kara birlikleri arasındaki selamlaşmada gemilerin 7, kara bataryalarının ise 21 pare top atış yapmalarının sebebi ise teknolojik imkânlardı.
İlk zamanlarda top atışlarındaki barutta kullanılan sodyum nitratın gemilerde ve deniz şartlarında bol miktarda depolanması çok zordu. Denizciler gemilerindeki barutu kontrollü harcarlarken karadakiler bolca kullanabiliyorlardı. Ne zaman ki barutta potasyum nitrat kullanılmaya başlandı, o zaman her iki tarafın da atış sayıları 21'e eşitlendi.
Gemilerden yapılan merasim top atışlarının şekilleri ve sayıları ilk olarak 1688 yılında İngiliz donanmasında düzenlendi ve en küçük rütbeli subaydan krala kadar herkesin karşılandığı bir top atışı sayısı tespit edildi. Ancak İngiltere'nin gemi ve subay sayısı o kadar çoktu ki gemilerden top atışı sesleri eksik olmuyor, bu arada çok ciddi miktarda barut havaya savrulup gidiyordu. 1730 yılında bu işe tekrar bir düzenleme getirildi ve gemilerin sadece kraliyet için 21 pare top atışı yapabilecekleri karara bağlandı.
On dokuzuncu yüzyılda diğer ülkeler de karşılıklı selamlama ve saygı ifadesi için 21 pare top atışı konusunda anlaşmaya vardılar. Kraliyetle idare edilen sömürgeci ülkelerin, kraliyet temsilcilerinin demokratik ülke idarecilerine göre daha fazla sayıda top ateşi ile selamlanmaları, top ateşine önce sömürgelerin başlamaları ve kraliyet için en az 101 pare top atışı istekleri reddedildi ve selamlamada karşılıklı eşitlik ilkesi kabul edildi. 21 pare top atışı ile selamlama geleneği sonradan misafir ülkenin bayrağına ve başkanına karşı bir saygı ifadesi olarak karadan yapılacak atışlar olarak genişledi.
Selamlama ve saygı amaçlı top atışlarında bahsi geçen sayılar hep 3, 7, 21, 101 gibi tek sayılardır. Bunun arkasında da antik çağlardan beri gelen tek sayıların uğurlu, çift sayıların uğursuz olduğu batıl inancı yatıyor. Eski zamanlarda limana giren bir gemiden çift sayıda top ateşi yapıldığında, gemi kaptanının veya önemli bir subayının öldüğü anlamına gelirmiş.
-Alıntı-
O zamanlar denizciler dünyayı en çok gezen, yeni ülkeler ve kültürlerle tanışan kişiler olduklarından uluslararası ortak gelenekler, görgü ve centilmenlik kuralları hatta kıyafet benzerliği de onlarda görülür. Dost gemiler karşısında kürekleri yatay duruma getirmek, yelkenleri indirmek, personeli yelken direklerine çıkarmak veya güverteye dizerek (çimariva) savaş yerlerinde olmadıklarını göstermek ve selamlama yapmak, topların namlularını aşağı bakacak şekilde çevirmek hep bu eski uluslararası denizcilik kurallarından kalmadır.
Savaş gemilerinin top atışı ile selamlama yapmaları da bu geleneklerin bir parçasıdır. Mermi sürülmemiş şekilde kuru sıkı ateşlenen toplar, öldürme amacının olmadığının, elde kalan barutun da havaya sıkılarak bitirildiğinin, dolayısıyla dostluğun ve karşıya bir zarar verme niyetinin olmadığının bir göstergesidir. Yalnız bu selamlamada tam bir teslimiyetçilik yoktur. Verilen gizli mesaj biraz da 'ben sana saygı gösteriyorum ama bil ki gerekirse bu silahı gerçek amacı için de kullanabilirim' şeklindedir.
Gemilerin top atışı ile selamlama yapma geleneklerinin tam olarak ne zaman başladığı bilinmiyor. Şüphesiz Avrupa'nın kaşif ve sömürgeci denizcilerinin önce barut sonra da top silahını kullanmaya başlamalarından sonradır. Tarih araştırmacılarına göre gemilerin yanaştıkları limanlarda dostluk mesajı vermeleri 7 atış yapmaları ile başlamış. Buna karşılık karadaki kale burçlarından geminin her bir atışına karşılık 3'er top atışı yapılırmış. Yani gemi 7 atışını bitirdiğinde karadaki toplardan da 21 atış yapılmış olurmuş.
Gemiden ve karadan yapılan bu dostane top atışlarındaki 7 ve 3 sayılarının, bu sayıların gizli güçleri olduğuna dair tarih boyunca duyulan inançlardan kaynaklandığı sanılıyor. Başlangıçta gemi ve kara birlikleri arasındaki selamlaşmada gemilerin 7, kara bataryalarının ise 21 pare top atış yapmalarının sebebi ise teknolojik imkânlardı.
İlk zamanlarda top atışlarındaki barutta kullanılan sodyum nitratın gemilerde ve deniz şartlarında bol miktarda depolanması çok zordu. Denizciler gemilerindeki barutu kontrollü harcarlarken karadakiler bolca kullanabiliyorlardı. Ne zaman ki barutta potasyum nitrat kullanılmaya başlandı, o zaman her iki tarafın da atış sayıları 21'e eşitlendi.
Gemilerden yapılan merasim top atışlarının şekilleri ve sayıları ilk olarak 1688 yılında İngiliz donanmasında düzenlendi ve en küçük rütbeli subaydan krala kadar herkesin karşılandığı bir top atışı sayısı tespit edildi. Ancak İngiltere'nin gemi ve subay sayısı o kadar çoktu ki gemilerden top atışı sesleri eksik olmuyor, bu arada çok ciddi miktarda barut havaya savrulup gidiyordu. 1730 yılında bu işe tekrar bir düzenleme getirildi ve gemilerin sadece kraliyet için 21 pare top atışı yapabilecekleri karara bağlandı.
On dokuzuncu yüzyılda diğer ülkeler de karşılıklı selamlama ve saygı ifadesi için 21 pare top atışı konusunda anlaşmaya vardılar. Kraliyetle idare edilen sömürgeci ülkelerin, kraliyet temsilcilerinin demokratik ülke idarecilerine göre daha fazla sayıda top ateşi ile selamlanmaları, top ateşine önce sömürgelerin başlamaları ve kraliyet için en az 101 pare top atışı istekleri reddedildi ve selamlamada karşılıklı eşitlik ilkesi kabul edildi. 21 pare top atışı ile selamlama geleneği sonradan misafir ülkenin bayrağına ve başkanına karşı bir saygı ifadesi olarak karadan yapılacak atışlar olarak genişledi.
Selamlama ve saygı amaçlı top atışlarında bahsi geçen sayılar hep 3, 7, 21, 101 gibi tek sayılardır. Bunun arkasında da antik çağlardan beri gelen tek sayıların uğurlu, çift sayıların uğursuz olduğu batıl inancı yatıyor. Eski zamanlarda limana giren bir gemiden çift sayıda top ateşi yapıldığında, gemi kaptanının veya önemli bir subayının öldüğü anlamına gelirmiş.
-Alıntı-