Hepsi kırılıp parçalandı. Ne varsa aşkımıza ait, kirletip kenara attık. Vakit geç oldu, artık dönmek zor. Sen başka bir ele dokundun, ben yabancı bir kuşun kanadından düştüm. Biz ayrılalı sanki bir asır oldu. Şimdi, “gel” diyorsun; beni bekleme sevgili!
Seni hala kalbimin bir köşesinde saklamadığım için değil; geçirdiğimiz zamanı değersiz kıldığım için de değil; artık çok geç oldu, dönemem, dönemeyiz. Sevda dediğin narin bir çiçek gibidir, toprağından sökülen tohum bir daha yeşerir mi?
Üstümüzden yıllar geçti. Sen başka kollarda aradın beni, biliyorum çünkü ben de seni, bulamadık. Kimse sen gibi dokunmadı, kimse ben gibi sarılmadı. Pişmanlıklarımızla girdik yabancı yataklara, birbirimizin düşlerini gördük, ait olmadığımız uykularda. Ne acı!
Barışalım istiyorsun. Her şeye yeniden başlayıp, temiz bir sayfa açalım şu hayat denilen romana, beceririz sanıyorsun. Zannediyorsun ki, bunca tecrübe, kalp yarası, değerini yükseltir aşkın. Yanılıyorsun!
Ne zaman nefeslerimiz yakınlaşsa, yok olduğumuz anları düşüneceğiz. Daha mı çok sevilmiştik, daha mı güzel sevişmiştik, nasıl öpmüştük yabancıları hasretle, hep aklımıza gelecek, düşüneceğiz. Oysa biz de yabancıydık bir zamanlar birbirimize, biz de başka bir kalbin üstünden atlayarak gelmiştik. Orasını unutacağız. Sanki doğduğumuzdan beri, kalbimiz başkaları için hiç çarpmamış gibi, kendimizi tapulayacağız birbirimize.
Anıları, hafızamızı silip atmazsak, yeniden başlamak zor iştir. Hadi başladık diyelim, ne kadar devam edebiliriz ki? Sen beni, ben seni, aynadaki yüzümüzden bile iyi tanırken, nasıl kandırırız aklımızı?Barışmak, ruhumuzdaki eskimişliği silecek mi? Önceden kimsenin oturmadığı bir eve taşınsak, daha önce keşfedilmemiş bir ada bulup içine sığınsak, hiç kullanılmamış eşyalar alsak, kendimizi kandırabilecek miyiz? Yeni gibi olsak da, gerçekte biz yeni miyiz?
Sırtında kaç tane ben olduğunu bilirim. Kızınca ne yaptığını, hangi yemeği sevdiğini, annene neden bu kadar öfkeli olduğunu, hepsini bilirim. Ben yokken bunlar değişti mi? Nasıl uyuduğumu, hırslarımı, inadımı ezbere bilmez misin? Bedenimin kıvrımlarımı, televizyon seyrederken çerez atıştırdığımı, çorapları içe doğru katlayarak çekmeceye koymaya sinir olduğumu unuttun mu? Sen de beni ismin kadar iyi bilmez misin?
Sen yokken ben değişmedim. Hala aynı şekilde seviyorum, hala kitap okumadan uyumuyorum geceleri ve hala sigara içiyorum. Sadece olgunluk çöktü yüzüme, tepkilerime ama ben hala ayrıldığın kadınım. O yüzden, sen beni boşuna bekleme sevgili……
alıntı
Seni hala kalbimin bir köşesinde saklamadığım için değil; geçirdiğimiz zamanı değersiz kıldığım için de değil; artık çok geç oldu, dönemem, dönemeyiz. Sevda dediğin narin bir çiçek gibidir, toprağından sökülen tohum bir daha yeşerir mi?
Üstümüzden yıllar geçti. Sen başka kollarda aradın beni, biliyorum çünkü ben de seni, bulamadık. Kimse sen gibi dokunmadı, kimse ben gibi sarılmadı. Pişmanlıklarımızla girdik yabancı yataklara, birbirimizin düşlerini gördük, ait olmadığımız uykularda. Ne acı!
Barışalım istiyorsun. Her şeye yeniden başlayıp, temiz bir sayfa açalım şu hayat denilen romana, beceririz sanıyorsun. Zannediyorsun ki, bunca tecrübe, kalp yarası, değerini yükseltir aşkın. Yanılıyorsun!
Ne zaman nefeslerimiz yakınlaşsa, yok olduğumuz anları düşüneceğiz. Daha mı çok sevilmiştik, daha mı güzel sevişmiştik, nasıl öpmüştük yabancıları hasretle, hep aklımıza gelecek, düşüneceğiz. Oysa biz de yabancıydık bir zamanlar birbirimize, biz de başka bir kalbin üstünden atlayarak gelmiştik. Orasını unutacağız. Sanki doğduğumuzdan beri, kalbimiz başkaları için hiç çarpmamış gibi, kendimizi tapulayacağız birbirimize.
Anıları, hafızamızı silip atmazsak, yeniden başlamak zor iştir. Hadi başladık diyelim, ne kadar devam edebiliriz ki? Sen beni, ben seni, aynadaki yüzümüzden bile iyi tanırken, nasıl kandırırız aklımızı?Barışmak, ruhumuzdaki eskimişliği silecek mi? Önceden kimsenin oturmadığı bir eve taşınsak, daha önce keşfedilmemiş bir ada bulup içine sığınsak, hiç kullanılmamış eşyalar alsak, kendimizi kandırabilecek miyiz? Yeni gibi olsak da, gerçekte biz yeni miyiz?
Sırtında kaç tane ben olduğunu bilirim. Kızınca ne yaptığını, hangi yemeği sevdiğini, annene neden bu kadar öfkeli olduğunu, hepsini bilirim. Ben yokken bunlar değişti mi? Nasıl uyuduğumu, hırslarımı, inadımı ezbere bilmez misin? Bedenimin kıvrımlarımı, televizyon seyrederken çerez atıştırdığımı, çorapları içe doğru katlayarak çekmeceye koymaya sinir olduğumu unuttun mu? Sen de beni ismin kadar iyi bilmez misin?
Sen yokken ben değişmedim. Hala aynı şekilde seviyorum, hala kitap okumadan uyumuyorum geceleri ve hala sigara içiyorum. Sadece olgunluk çöktü yüzüme, tepkilerime ama ben hala ayrıldığın kadınım. O yüzden, sen beni boşuna bekleme sevgili……
alıntı