Besmeleyle Kesildiği Bilinmeyen Et Yenir mi ?
Şayet, bu konuda bir bilgi yoksa, nasıl kesildiği bilinmiyorsa İslam ülkesinde yaşayan biri bu konuda hüsn-ü zan eder, besmele ile kesildiğini kabul eder ve eti yer. Bilgi yokluğu etin yenmemesine değil, yenmesine delil kabul edilir.
ayet-i kerimede besmelesiz kesilen hayvanın etinin yenmeyeceği yolunda açık hüküm vardır. Bunu teyid eden hadisler de mevcuttur. Bu sebeple ittifak edilen husus şudur:
- Etin yenmesi için hayvanın besmele ile kesilmesi lazımdır! Evet, bunda ihtilaf yoktur. Hayvan kesilirken mutlaka besmele çekilmelidir. Çekilmezse et yenmez.
Ancak, besmelenin terki iki sebepten olabilir:
1- İhmalden, unutmaktan veya heyecandan.
2- İnkardan, inanmamaktan.
İhmalden, unutmaktan, heyecandan besmele çekilmemişse, et yenir, bir şey lazım gelmez. Çünkü bunda bir kasıt yoktur.
İnkardansa, Allah'ı kabul etmiyor, ismini anmayı inanmadığı için reddediyorsa, elbette böyle inkarcı birinin kestiği yenmez.
Şayet, bu konuda bir bilgi yoksa, nasıl kesildiği bilinmiyorsa İslam ülkesinde yaşayan biri bu konuda hüsn-ü zan eder, besmele ile kesildiğini kabul eder ve eti yer. Bilgi yokluğu etin yenmemesine değil, yenmesine delil kabul edilir.
Şafii mezhebinde ise, hayvan kesilirken besmele çekilmese de, yenirken çekilir, böylece mahzur söz konusu olmaz.
Konuyu böylece tespit ettikten sonra gelelim diğer bir yönüne: Bilindiği üzere bir fetva vardır, bir de takva. Fetva işin birinci basamağıdır. Herkes onunla amel etmeye mecburdur. Takva ise bir üst basamaktır. İçte duyulacak aşk ve şevkin gereğidir. Ama herkes onunla amel etmeye mecbur değildir.
Hal böyle olunca, et kesimi konusunda fetvasını arzettiğimiz hükümler herkesi bağlayıcıdır. Bu ölçüler içinde olan eti herkes yer, başka şeyler arama mecburiyeti hissetmez. Ama birileri çıkar, böyle olmakla birlikte ben daha titiz davranmak istiyor, kesim şeklini bilmediğim eti yemek istemiyorum, diyebilir. Bu onun takva duygusundan kaynaklanıyorsa tebrik edilir. Ama başkalarını da bu tercihine zorlaması uygun görülmez.
Bu anlayışı, helal olan diğer gıda maddelerine de uygulayabiliriz. Biri diyebilir ki, ben falan ve filan gıda maddelerine bazı şeylerin karıştığını
zannediyorum. Bu konuda kesin bir delil olmasa da (şüphe) ettiğim için onları yemiyor, içmiyorum. Buna saygı duyulur, sahibinin takvası takdir edilir. Ama biri de çıkar diyebilir ki, "madem bu konuda kesin bir delil yok, sadece senin şüphen var. Şüphe ile, helal olan şey haram olmaz. Ben bunları yiyor ve içiyorum." Buna da bir şey denmez, bu anlayışa da hürmet edilir.
Şayet, bu konuda bir bilgi yoksa, nasıl kesildiği bilinmiyorsa İslam ülkesinde yaşayan biri bu konuda hüsn-ü zan eder, besmele ile kesildiğini kabul eder ve eti yer. Bilgi yokluğu etin yenmemesine değil, yenmesine delil kabul edilir.
ayet-i kerimede besmelesiz kesilen hayvanın etinin yenmeyeceği yolunda açık hüküm vardır. Bunu teyid eden hadisler de mevcuttur. Bu sebeple ittifak edilen husus şudur:
- Etin yenmesi için hayvanın besmele ile kesilmesi lazımdır! Evet, bunda ihtilaf yoktur. Hayvan kesilirken mutlaka besmele çekilmelidir. Çekilmezse et yenmez.
Ancak, besmelenin terki iki sebepten olabilir:
1- İhmalden, unutmaktan veya heyecandan.
2- İnkardan, inanmamaktan.
İhmalden, unutmaktan, heyecandan besmele çekilmemişse, et yenir, bir şey lazım gelmez. Çünkü bunda bir kasıt yoktur.
İnkardansa, Allah'ı kabul etmiyor, ismini anmayı inanmadığı için reddediyorsa, elbette böyle inkarcı birinin kestiği yenmez.
Şayet, bu konuda bir bilgi yoksa, nasıl kesildiği bilinmiyorsa İslam ülkesinde yaşayan biri bu konuda hüsn-ü zan eder, besmele ile kesildiğini kabul eder ve eti yer. Bilgi yokluğu etin yenmemesine değil, yenmesine delil kabul edilir.
Şafii mezhebinde ise, hayvan kesilirken besmele çekilmese de, yenirken çekilir, böylece mahzur söz konusu olmaz.
Konuyu böylece tespit ettikten sonra gelelim diğer bir yönüne: Bilindiği üzere bir fetva vardır, bir de takva. Fetva işin birinci basamağıdır. Herkes onunla amel etmeye mecburdur. Takva ise bir üst basamaktır. İçte duyulacak aşk ve şevkin gereğidir. Ama herkes onunla amel etmeye mecbur değildir.
Hal böyle olunca, et kesimi konusunda fetvasını arzettiğimiz hükümler herkesi bağlayıcıdır. Bu ölçüler içinde olan eti herkes yer, başka şeyler arama mecburiyeti hissetmez. Ama birileri çıkar, böyle olmakla birlikte ben daha titiz davranmak istiyor, kesim şeklini bilmediğim eti yemek istemiyorum, diyebilir. Bu onun takva duygusundan kaynaklanıyorsa tebrik edilir. Ama başkalarını da bu tercihine zorlaması uygun görülmez.
Bu anlayışı, helal olan diğer gıda maddelerine de uygulayabiliriz. Biri diyebilir ki, ben falan ve filan gıda maddelerine bazı şeylerin karıştığını
zannediyorum. Bu konuda kesin bir delil olmasa da (şüphe) ettiğim için onları yemiyor, içmiyorum. Buna saygı duyulur, sahibinin takvası takdir edilir. Ama biri de çıkar diyebilir ki, "madem bu konuda kesin bir delil yok, sadece senin şüphen var. Şüphe ile, helal olan şey haram olmaz. Ben bunları yiyor ve içiyorum." Buna da bir şey denmez, bu anlayışa da hürmet edilir.