* Beynimizi besleyen kan, beyne giriş yaparken, kandaki gerekli besin maddelerini içeri alan, fakat sinir hücrelerinin çalışmasını engelleyebilecek maddeleri dışarıda tutan bir bariyer sistemi bulunur. Bunlar beyindeki sinir dokuları ile kan arasında bir engel oluşturarak, kandaki maddelerin beyne girişini önlerler. Kan ve beyin hücreleri arasında bir bariyer bulunmasının önemi, sinir hücrelerinin kararlı bir kimyasal ortama ihtiyaç duymasından ileri gelir. Eğer bu tür bir engel olmasaydı, glikoz, amino asit, hormon ya da diğer bileşenlerin yoğunluğunu artıracak besinler tükettiğimizde ya da egzersiz yaptığımızda, sinirsel faaliyetlerimiz kontrolden çıkabilir ve hatta sinir krizleri geçirebilirdik.
* İnsan beyni günde 120 gramdan fazla glikoz kullanır. Fakat 2 gramdan fazlasını depolayamadığı için, bariyer boyunca sürekli glikoz tedarik edilmesi gerekir. Tam bu ihtiyaca yönelik olarak her bariyer hücresinde kandan büyük miktarlarda glikoz almasını sağlayan çok sayıda taşıyıcı bulunur. Glikoz taşıma sistemi, vücudun en yoğun çalışan taşıma sistemidir.
* Aynı zamanda bu bariyerden proteinlerin yapıtaşları olan amino asitlerin geçişine de ihtiyaç vardır; ancak amino asitlerin farklı türleri bulunduğu için her kategorinin kendi taşıma sistemi bulunur. Beyin hücrelerinde üretilebilen amino asitler ise gerek olmadığı için bu bariyerden taşınmaz.
* Kan-beyin bariyerinin önemini, bu bariyer olmadığında ortaya çıkan hastalıklardan anlayabiliriz. Tümörler, beyindeki doku bozuklukları ve felç gibi ödem oluşturan, sıvıların ve proteinlerin beyinde birikmesiyle oluşan şişmeler nedeniyle meydana gelen diğer hastalıklarda bu bariyer çöker. Bariyere zarar gelmesi beyin dokularında sıvı birikmesine ve kurşun zehirlenmesine yol açar. Kandaki kurşunun bariyeri bozmasından sonra beyin diğer maddelerin saldırısına daha da açık hale gelir.
* Sonuç olarak insan için önceden alınmış bu tedbir, planlanmış bir tasarımın göstergesi olarak Allah'ın varlığının sayısız delillerinden biridir.
* Şimdi onlara sor: Yaratılış bakımından onlar mı daha zorlu, yoksa Bizim yarattıklarımız mı? Doğrusu Biz onları, cıvık-yapışkan bir çamurdan yarattık. Hayır, sen (bu muhteşem yaratışa ve onların inkarına) şaşırdın kaldın; onlar ise alay edip duruyorlar. (Saffat Suresi, 11-12) >
* İnsan beyni günde 120 gramdan fazla glikoz kullanır. Fakat 2 gramdan fazlasını depolayamadığı için, bariyer boyunca sürekli glikoz tedarik edilmesi gerekir. Tam bu ihtiyaca yönelik olarak her bariyer hücresinde kandan büyük miktarlarda glikoz almasını sağlayan çok sayıda taşıyıcı bulunur. Glikoz taşıma sistemi, vücudun en yoğun çalışan taşıma sistemidir.
* Aynı zamanda bu bariyerden proteinlerin yapıtaşları olan amino asitlerin geçişine de ihtiyaç vardır; ancak amino asitlerin farklı türleri bulunduğu için her kategorinin kendi taşıma sistemi bulunur. Beyin hücrelerinde üretilebilen amino asitler ise gerek olmadığı için bu bariyerden taşınmaz.
* Kan-beyin bariyerinin önemini, bu bariyer olmadığında ortaya çıkan hastalıklardan anlayabiliriz. Tümörler, beyindeki doku bozuklukları ve felç gibi ödem oluşturan, sıvıların ve proteinlerin beyinde birikmesiyle oluşan şişmeler nedeniyle meydana gelen diğer hastalıklarda bu bariyer çöker. Bariyere zarar gelmesi beyin dokularında sıvı birikmesine ve kurşun zehirlenmesine yol açar. Kandaki kurşunun bariyeri bozmasından sonra beyin diğer maddelerin saldırısına daha da açık hale gelir.
* Sonuç olarak insan için önceden alınmış bu tedbir, planlanmış bir tasarımın göstergesi olarak Allah'ın varlığının sayısız delillerinden biridir.
* Şimdi onlara sor: Yaratılış bakımından onlar mı daha zorlu, yoksa Bizim yarattıklarımız mı? Doğrusu Biz onları, cıvık-yapışkan bir çamurdan yarattık. Hayır, sen (bu muhteşem yaratışa ve onların inkarına) şaşırdın kaldın; onlar ise alay edip duruyorlar. (Saffat Suresi, 11-12) >