Uludağ Üniversitsi'nde NBeyin adlı sunumda öğrencilere beyinin çalışma sistemleri hakkında bilgi veren Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyaloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sinan Canan, beynin 2.5 milyon gigabayt hafızası bulunduğunu belirterek, bunun 300 yıl süren HD filmin kaydedilmesi anlamına geldiğini söyledi.
Uludağ Üniversitesi Öğrenci Konseyi tarafından Mete Cengiz Kültür Merkezinde düzenlenen etkinliğe katılan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyaloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sinan Canan, NBeyin adlı sunumda öğrencilere beynin çalışma şeklini, neler yapabildiğini anlattı.
Beyin fizyolojisi hakkında birçok bilinmeyen bulunduğunu ve araştırmaların hala sürdüğünü kaydeden Doç. Dr. Sinan Canan, beynin bilgisayara hiç benzemediğini ifade etti. Bir santimetreküplük beyin dokusu içinde bulunan hücreler arası bağlantıların sayısının Samanyolundaki yıldızlardan daha fazla olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Canan, "Beyinde iki tane birbirine benzeyen sinir hücresi yok. Beyindeki bağlantı haritası sayesinde hepimiz tek ve ayrı bireyler olarak yaşamımızı sürdürüyoruz. Hücreler dallı budaklı gibi görünebilir. Uzantıların çoğu hücrelerin antenleri. Binlerce hücreye sinyal gönderiyorlar. Hücrenin içinde halatlar, teleferik sistemleri ve aktarım rayları bir sürü sistem var. Çok yoğun bir protein yapısı mevcut" dedi.
Yaşamın ilk zamanlarında ilgisiz kalmanın beyin gelişiminde farklılıklar oluşturduğunu söyleyen Doç. Dr. Canan, beynin ön orta kısımların yüksek kişilik özelliklerini içeren kodları bulundurulduğunu bu bilgilerin doğuştan veya daha sonra hasar görmesi sonucu uyumsuz ve suçlu kişiliklerin ortaya çıkabildiğini anlattı.
Beynin farklı bölümlerinde eksilen işlevlerin diğer kısımlar da yapılabildiğini söyleyen Doç. Dr. Canan, görmeyen insanlarda yapılan araştırmalarda dokunarak beynin görmeyi sağlayan kısmının geliştiğini vurguladı.
Doç. Dr. Canan, beynin çalışması için vücudun günde 57 damacana kan pompalamak zorunda olduğunu da kaydetti.
Uludağ Üniversitesi Öğrenci Konseyi tarafından Mete Cengiz Kültür Merkezinde düzenlenen etkinliğe katılan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyaloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sinan Canan, NBeyin adlı sunumda öğrencilere beynin çalışma şeklini, neler yapabildiğini anlattı.
Beyin fizyolojisi hakkında birçok bilinmeyen bulunduğunu ve araştırmaların hala sürdüğünü kaydeden Doç. Dr. Sinan Canan, beynin bilgisayara hiç benzemediğini ifade etti. Bir santimetreküplük beyin dokusu içinde bulunan hücreler arası bağlantıların sayısının Samanyolundaki yıldızlardan daha fazla olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Canan, "Beyinde iki tane birbirine benzeyen sinir hücresi yok. Beyindeki bağlantı haritası sayesinde hepimiz tek ve ayrı bireyler olarak yaşamımızı sürdürüyoruz. Hücreler dallı budaklı gibi görünebilir. Uzantıların çoğu hücrelerin antenleri. Binlerce hücreye sinyal gönderiyorlar. Hücrenin içinde halatlar, teleferik sistemleri ve aktarım rayları bir sürü sistem var. Çok yoğun bir protein yapısı mevcut" dedi.
Yaşamın ilk zamanlarında ilgisiz kalmanın beyin gelişiminde farklılıklar oluşturduğunu söyleyen Doç. Dr. Canan, beynin ön orta kısımların yüksek kişilik özelliklerini içeren kodları bulundurulduğunu bu bilgilerin doğuştan veya daha sonra hasar görmesi sonucu uyumsuz ve suçlu kişiliklerin ortaya çıkabildiğini anlattı.
BEYİN HARIL HARIL HÜCRE ÜRETİYOR
Beyin hücrelerini çorbaya benzeten Doç. Dr. Canan, hücreler içerisinin ayrı bir dünya olduğunu kaydetti. Sinir sistemini işlevsel yapan şeyin, hücreler arasındaki bağıntılar olduğunu dile getiren Doç. Dr. Sinan Canan, "Bizim için önemli olan beynin ağırlığı değil, hücreler arasındaki bağlantıların ve bunların kalitesidir. 1980lere kadar sinir sistemi ile ilgili bütün ders kitaplarında doğduktan sonra beynin sinir hücresi yapmayacağı anlatılırdı. Sinir hücresi öldü mü, beyniniz gider mantığı vardı. Ama bugün artık biliyoruz ki, beynimizin birçok yeri harıl harıl hücre üretme yeteneğine sahip. Beyin değişmez miti rafa kalktı. Beynimiz inanılmaz bir yapıya sahip. Bu yüzden bilgisayara benzemez. İşlemcisi sökülen bir bilgisayarın monitörünün işlemci görevini üstlendiğini gördünüz mü? Beynimizde inanılmaz bir potansiyel var. Herkes soruyor ya, biz beynimizin kaçta kaçını kullanıyoruz? Aslında biz beynimizi hiç kullanmıyoruz" diye konuştu.Beynin farklı bölümlerinde eksilen işlevlerin diğer kısımlar da yapılabildiğini söyleyen Doç. Dr. Canan, görmeyen insanlarda yapılan araştırmalarda dokunarak beynin görmeyi sağlayan kısmının geliştiğini vurguladı.
2.5 GİGABAYT HAFIZAMIZ VAR
Hafızalarının dolduğuna inanan insanlar olduğunu ve bazı şeylerin hatırlanamadığını kaydeden Doç. Dr. Canan, "İnsanlığın hafızası ne kadar? Benim niçin hafızam doldu diye bir düşünce var. İnsan hafızası bizim teknolojimizi aşan bir durum. Hafızanın kayıt yeri belli değil. Ancak bilgisayara benzeterek bir tahminde bulunabiliyoruz. Yaklaşık 20 milyar civarındaki korteksimizde hücre var. Bunlar arasında trilyon kere bağlantı olursa, yaklaşık 2.5 milyon gigabayt hafızamız var. Gördüğünüz gibi kocaman bir bellek. Bu hafıza 300 yıl süren HD filmi kaydetmek anlamına geliyor. İlkokuldaki bir hatıranızı hatırlayın, detaya girin. Hiçbir dijital filmde böyle bir çözünürlük yok. Aslında beynimizin hafıza kaydı sınırsız" dedi.Doç. Dr. Canan, beynin çalışması için vücudun günde 57 damacana kan pompalamak zorunda olduğunu da kaydetti.