Yeni bir araştırma, önyargılarımızın arkasındaki mekanizmayı ortaya çıkarmaya oldukça yakın. Araştırmacılara göre her türlü önyargı, öncelikle belli bir tipte beyin dalgası ile başlangıç yapıyor.
Bilim insanları, yaptıkları çalışmalarda oldukça güçlü bir bilimsel fenomenin köklerini ortaya çıkardıklarına inanıyor. Bu fenomen, hem biyolojiden hem de sosyal etkileşimlerden kaynaklanan önyargılarımızdan başka bir şey değil.
Önyargılar, pek çok farklı şeye yönelik olarak gelişebiliyor. Neye karşı olursa olsun önyargıların tamamı, belli bir çeşit beyin dalgası ile başlıyor. Araştırmacılar bu çalışmayla önyargıların sebebini de ortaya çıkardığını düşünüyor.
Önyargılar alfa dalgalarıyla ortaya çıkıyor
[/B]
24 kişiden alınan beyin görüntülerini inceleyen araştırmacılar, her saniye içerisinde 10 defa ortaya çıkan alfa dalgalarının önyargılar ile ilişkili olduğunu ortaya çıkardı. The Journal of Neuroscience’ta yayınlanan makaleye göre insanlar, alfa dalgaları kuvvetli olduğunda önyargılarına yenik düşmeye daha eğilimli.
Araştırmacılardan biri ve makalenin başyazarı olan Laetitia Grabot, insan beyninin pasif bir cihaz olmadığını, sürekli planlar üreten aktif bir makine olduğunu söylüyor. Algıların sadece fiziksel uyaranlarla değil karmaşık zihinsel dünyamızla da oluştuğunu söyleyen araştırmacı, bu noktada daha önceden edinilmiş fikirlerin, iç desenlerin ve önceki bilgilerin rol oynadığını belirtiyor.
Araştırmacı, herkesin algılarının öznel olduğunu söylerken alfa dalgalarının gücünün ise beynimizin kendi ürettiği plan ve şemalara ne kadar bağlı kalmaya çalıştığını belirlediğini ortaya çıkardı. Daha güçlü alfa dalgalar, daha güçlü önyargı anlamına geliyor.
Alfa dalgaları insanların dünyayı nasıl algıladığı üzerinde etkili oluyor. Dışarıdan gelen bir uyaran, biz zihnimizde işleyene kadar gerçekte bize bir anlam ifade etmiyor. Zihnimiz bu veriyi değerlendirdiğinde algımıza göre şekillendiriyor. Bir kişi görünüşünü değiştirmese bile arkadaşlarında farklı hisler, farklı izlenimler uyandırabiliyor. Burada beynimiz veriyi kendine göre işlemiş oluyor.
Alfa dalgalarını gözlemlemek
İnsanların önyargılarını gözlemlemek hiç de kolay bir iş değil. Öncelikle insanlara önyargılı olduklarını kabul ettirmeniz gerekiyor. Bu nedenle de araştırmacılar farklı bir yöntem kullanarak yapay önyargılar oluşturdu.
Çalışmada, kişilere aralarında neredeyse fark edilmeyecek gecikme süreleri olan görüntü ve ses çiftleri gösterildi. Sesler yaklaşık 20 ila 250 milisaniye kadar önde geliyordu. Görüntüler önce geliyor diyenler bir grupta, sesler önce geliyor diyenler ise bir başka grupta toplandı. Çalışma sonucunda alfa dalgalarının güçlü olması, önyargıyı güçlendirdi.
Bu çalışma tek başına alfa dalgaları ile önyargılar arasında bir bağlantı kursa da aradaki boşluğu doldurmak için yeterli değil. Yine de araştırmacılar bu mekanizmanın, önyargıların beyin hücreleri seviyesinde nasıl ortaya çıktığını açıklamakta önemli olduğunu söylüyor
Bilim insanları, yaptıkları çalışmalarda oldukça güçlü bir bilimsel fenomenin köklerini ortaya çıkardıklarına inanıyor. Bu fenomen, hem biyolojiden hem de sosyal etkileşimlerden kaynaklanan önyargılarımızdan başka bir şey değil.
Önyargılar, pek çok farklı şeye yönelik olarak gelişebiliyor. Neye karşı olursa olsun önyargıların tamamı, belli bir çeşit beyin dalgası ile başlıyor. Araştırmacılar bu çalışmayla önyargıların sebebini de ortaya çıkardığını düşünüyor.
Önyargılar alfa dalgalarıyla ortaya çıkıyor
24 kişiden alınan beyin görüntülerini inceleyen araştırmacılar, her saniye içerisinde 10 defa ortaya çıkan alfa dalgalarının önyargılar ile ilişkili olduğunu ortaya çıkardı. The Journal of Neuroscience’ta yayınlanan makaleye göre insanlar, alfa dalgaları kuvvetli olduğunda önyargılarına yenik düşmeye daha eğilimli.
Araştırmacılardan biri ve makalenin başyazarı olan Laetitia Grabot, insan beyninin pasif bir cihaz olmadığını, sürekli planlar üreten aktif bir makine olduğunu söylüyor. Algıların sadece fiziksel uyaranlarla değil karmaşık zihinsel dünyamızla da oluştuğunu söyleyen araştırmacı, bu noktada daha önceden edinilmiş fikirlerin, iç desenlerin ve önceki bilgilerin rol oynadığını belirtiyor.
Araştırmacı, herkesin algılarının öznel olduğunu söylerken alfa dalgalarının gücünün ise beynimizin kendi ürettiği plan ve şemalara ne kadar bağlı kalmaya çalıştığını belirlediğini ortaya çıkardı. Daha güçlü alfa dalgalar, daha güçlü önyargı anlamına geliyor.
Alfa dalgaları insanların dünyayı nasıl algıladığı üzerinde etkili oluyor. Dışarıdan gelen bir uyaran, biz zihnimizde işleyene kadar gerçekte bize bir anlam ifade etmiyor. Zihnimiz bu veriyi değerlendirdiğinde algımıza göre şekillendiriyor. Bir kişi görünüşünü değiştirmese bile arkadaşlarında farklı hisler, farklı izlenimler uyandırabiliyor. Burada beynimiz veriyi kendine göre işlemiş oluyor.
Alfa dalgalarını gözlemlemek
İnsanların önyargılarını gözlemlemek hiç de kolay bir iş değil. Öncelikle insanlara önyargılı olduklarını kabul ettirmeniz gerekiyor. Bu nedenle de araştırmacılar farklı bir yöntem kullanarak yapay önyargılar oluşturdu.
Çalışmada, kişilere aralarında neredeyse fark edilmeyecek gecikme süreleri olan görüntü ve ses çiftleri gösterildi. Sesler yaklaşık 20 ila 250 milisaniye kadar önde geliyordu. Görüntüler önce geliyor diyenler bir grupta, sesler önce geliyor diyenler ise bir başka grupta toplandı. Çalışma sonucunda alfa dalgalarının güçlü olması, önyargıyı güçlendirdi.
Bu çalışma tek başına alfa dalgaları ile önyargılar arasında bir bağlantı kursa da aradaki boşluğu doldurmak için yeterli değil. Yine de araştırmacılar bu mekanizmanın, önyargıların beyin hücreleri seviyesinde nasıl ortaya çıktığını açıklamakta önemli olduğunu söylüyor