Haberlerde, makalelerde önemli pozisyonlarda çalışan insanların günün çok az saatinde uyduğunu, gününün tamamını 4 ya da 5 saatlik uykuyla geçirdiğini okumuşsunuzdur. Peki bunu nasıl yapabiliyorlar? Bilim insanları tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre daha az uyku süresine ihtiyaç duyan insanlar, bunu mutasyona uğramış bir genle başarıyorlar.
Dünyada önemli noktalarda olan iş insanları, politikacılar ve bazı sıradan kişiler, günde sadece 4 saat uyuyarak hayatlarını sürdürebiliyor. Bu durum, sabah yataktan çıkmakta zorlananlara neredeyse imkânsız gibi gelse de bilim insanları, bunun nasıl olduğunu keşfetmiş olabilir.
Birçoğumuz gibi günde 8 saat uykuyu hedefleyenler veya ihtiyaç duyanlar için neredeyse imkânsız gibi gelen bu durumun sebebi ise yeni keşfedilen ve oldukça nadir olarak gözlemlenen bir gen mutasyonu. 50’den fazla ailede olduğu tespit edilen ADRB1 geninin mutasyona uğramış hâli, kişinin günde ortalama 2 saat daha az uyumasına sebep oluyor.
Mutasyonun diğer etkileri neler?
Daha az uykunun yetmesinin yanı sıra bu kişiler; daha iyimser, daha zinde ve aynı anda birkaç işi birlikte yapma konusunda daha yetenekli oluyorlar. Yapılan bir araştırmaya göreyse bu kişiler, daha yüksek ağrı eşiklerine sahip ve saat farkından kaynaklı rahatsızlıklardan etkilenmiyorlar. Hatta bu kişiler, daha uzun ömürlü bile olabiliyorlar.
Araştırmanın ortak yazarlarından ve Kaliforniya Üniversitesi’nde sinirbilimci olan Louis Ptacek, “Ortalama bir insan, yaşamının üçte birini uykuda geçiriyor. Buna rağmen uykuyla ilgili bu kadar az bilgi sahibi olmamız gerçekten şaşırtıcı. Bu yeni çalışma, beynin karmaşık devrelerini ve farklı sinir hücrelerinin uyku veya uyanıklığa nasıl etki ettiğini ayrıntılı şekilde incelemeye imkân veren heyecan verici, yeni, öncü bir araştırma” ifadelerini kullandı.
Neuron dergisinde yayınlanan makaleye göre bu gen mutasyonuna sahip kişiler, hem uyanıkken hem de uykunun REM aşamasında daha aktif kalabiliyorlar. Fareler üstünde yapılan deneylerde, bu mutasyona maruz kalan farelerin günde ortalama 55 dakika daha az uykuya ihtiyaç duydukları tespit edildi.
Uyku süresi ve genetik:
Kaliforniya Üniversitesi’nde sinirbilimci olan ve aynı zamanda araştırmanın yazarlarından Prof. Ying-Hui Fu, “Biz ilk kısa uyku genini tespit etmeden önce insanlar, gerçekten uyku süresi üzerine genetik bağlamda düşünmüyorlardı” dedi.
Tabii insan genetiğini kullanarak uykuyu incelemek de çok kolay değil çünkü insanlar; alarm, kahve ve ilaç kullanımıyla doğal uyku döngülerini değiştirebiliyorlar. Bu tür etkenlerden dolayı doğal olarak az uyuyanlarla dışarıdan aldıkları etkenlerle bunu gerçekleştirenleri ayırt etmek daha zor hâle geliyor.
Uyku süresini etkileyen bir diğer gen mutasyonuysa 2009 yılında bulunmuştu. DEC2 adı verilen gende belli bir mutasyonu taşıyan kişiler, günde ortalama 6,25 saat uyuyorlar. Bu mutasyona sahip olmayanlarda ise uyku süresi 8,06 saat olarak gözlemleniyor.
Uyku yoksunluğunun olumsuz etkileri yok:
DEC2 genindeki mutasyon, daha az uyku ihtiyacı ve genetik arasındaki bağlantıyı ortaya koyan ilk araştırma olsa da tüm vakaları açıklamakta yeterli olmuyordu. Daha büyük bir etki yaratan son keşif ise bilim insanlarının üç nesildir doğal kısa uyku süresine sahip olan ve DEC2 geni mutasyonu taşımayan bir aileyi keşfetmesiyle gerçekleşti.
Fareler üzerinde yapılan testlerde bilim insanları, mutasyonun doğal kısa uyku süresini desteklediğini çünkü daha kolay harekete geçen ve aynı zamanda uzun süre uyanık kalan beynin oluşmasına yardım ettiğini buldu. Ayrıca doğal kısa uyku süresine sahip insanlar, uyku yoksunluğunun olumsuz etkileriyle de karşılaşmıyorlar.
Araştırmacılar bu keşfin, yetersiz uykuyla bağlantılı sağlık sıkıntılarıyla baş edecek ilaçların geliştirilmesinde kullanılabileceğini düşünüyor. Bilim insanlarının bundan sonraki hedefleri ise ADRB1 proteininin beynin farklı kısımlarındaki işlevini araştırmak ve farklı genetik çeşitliliklere sahip daha az uyuyan aileleri incelemek.
Dünyada önemli noktalarda olan iş insanları, politikacılar ve bazı sıradan kişiler, günde sadece 4 saat uyuyarak hayatlarını sürdürebiliyor. Bu durum, sabah yataktan çıkmakta zorlananlara neredeyse imkânsız gibi gelse de bilim insanları, bunun nasıl olduğunu keşfetmiş olabilir.
Birçoğumuz gibi günde 8 saat uykuyu hedefleyenler veya ihtiyaç duyanlar için neredeyse imkânsız gibi gelen bu durumun sebebi ise yeni keşfedilen ve oldukça nadir olarak gözlemlenen bir gen mutasyonu. 50’den fazla ailede olduğu tespit edilen ADRB1 geninin mutasyona uğramış hâli, kişinin günde ortalama 2 saat daha az uyumasına sebep oluyor.
Mutasyonun diğer etkileri neler?
Daha az uykunun yetmesinin yanı sıra bu kişiler; daha iyimser, daha zinde ve aynı anda birkaç işi birlikte yapma konusunda daha yetenekli oluyorlar. Yapılan bir araştırmaya göreyse bu kişiler, daha yüksek ağrı eşiklerine sahip ve saat farkından kaynaklı rahatsızlıklardan etkilenmiyorlar. Hatta bu kişiler, daha uzun ömürlü bile olabiliyorlar.
Araştırmanın ortak yazarlarından ve Kaliforniya Üniversitesi’nde sinirbilimci olan Louis Ptacek, “Ortalama bir insan, yaşamının üçte birini uykuda geçiriyor. Buna rağmen uykuyla ilgili bu kadar az bilgi sahibi olmamız gerçekten şaşırtıcı. Bu yeni çalışma, beynin karmaşık devrelerini ve farklı sinir hücrelerinin uyku veya uyanıklığa nasıl etki ettiğini ayrıntılı şekilde incelemeye imkân veren heyecan verici, yeni, öncü bir araştırma” ifadelerini kullandı.
Neuron dergisinde yayınlanan makaleye göre bu gen mutasyonuna sahip kişiler, hem uyanıkken hem de uykunun REM aşamasında daha aktif kalabiliyorlar. Fareler üstünde yapılan deneylerde, bu mutasyona maruz kalan farelerin günde ortalama 55 dakika daha az uykuya ihtiyaç duydukları tespit edildi.
Uyku süresi ve genetik:
Kaliforniya Üniversitesi’nde sinirbilimci olan ve aynı zamanda araştırmanın yazarlarından Prof. Ying-Hui Fu, “Biz ilk kısa uyku genini tespit etmeden önce insanlar, gerçekten uyku süresi üzerine genetik bağlamda düşünmüyorlardı” dedi.
Tabii insan genetiğini kullanarak uykuyu incelemek de çok kolay değil çünkü insanlar; alarm, kahve ve ilaç kullanımıyla doğal uyku döngülerini değiştirebiliyorlar. Bu tür etkenlerden dolayı doğal olarak az uyuyanlarla dışarıdan aldıkları etkenlerle bunu gerçekleştirenleri ayırt etmek daha zor hâle geliyor.
Uyku süresini etkileyen bir diğer gen mutasyonuysa 2009 yılında bulunmuştu. DEC2 adı verilen gende belli bir mutasyonu taşıyan kişiler, günde ortalama 6,25 saat uyuyorlar. Bu mutasyona sahip olmayanlarda ise uyku süresi 8,06 saat olarak gözlemleniyor.
Uyku yoksunluğunun olumsuz etkileri yok:
DEC2 genindeki mutasyon, daha az uyku ihtiyacı ve genetik arasındaki bağlantıyı ortaya koyan ilk araştırma olsa da tüm vakaları açıklamakta yeterli olmuyordu. Daha büyük bir etki yaratan son keşif ise bilim insanlarının üç nesildir doğal kısa uyku süresine sahip olan ve DEC2 geni mutasyonu taşımayan bir aileyi keşfetmesiyle gerçekleşti.
Fareler üzerinde yapılan testlerde bilim insanları, mutasyonun doğal kısa uyku süresini desteklediğini çünkü daha kolay harekete geçen ve aynı zamanda uzun süre uyanık kalan beynin oluşmasına yardım ettiğini buldu. Ayrıca doğal kısa uyku süresine sahip insanlar, uyku yoksunluğunun olumsuz etkileriyle de karşılaşmıyorlar.
Araştırmacılar bu keşfin, yetersiz uykuyla bağlantılı sağlık sıkıntılarıyla baş edecek ilaçların geliştirilmesinde kullanılabileceğini düşünüyor. Bilim insanlarının bundan sonraki hedefleri ise ADRB1 proteininin beynin farklı kısımlarındaki işlevini araştırmak ve farklı genetik çeşitliliklere sahip daha az uyuyan aileleri incelemek.