Yakınçağ ve Günümüzde Bilim (1789 – …)
19. yy in başından itibaren bilim ve bilimsel gelişmeler bütün Avrupa da yaygınlaşır. Başta savaş teknolojisi olmak üzere pek çok alanda etkisini göstermeye başlar. Kilisenin başlangıçtan itibaren aklı mahkûm ederek, bilimsel gelişmelere karşı çıkması Avrupalı aydınların tepkisini çeker. Kiliseden, dolayısıyla inançtan kopmalarına sebep olur. Buna yeni buluş ve gelişmelerin, ilk anda aydınlardaki benlik ve büyüklenme duygusunu artırarak nefsi hürriyet ve serbestiyeti kamçılaması da eklenince, maneviyattan kopuş daha da hızlanır.
Bir de inançtan tamamen uzak, bencil insanların bilimi akıl ve vicdanlarını rahatlatmak için bir sığınak olarak kullanması ile 19.yy da bilimde maddecilik ön plana çıkar. Bu durum, küçük bir azınlığın büyük toplulukların hakkını gasp etme sistemi olan kapitalizmin ve hemen sonrasındaki sosyalizm ideolojilerinin arayıp da bulamadıkları bir fırsattı. Hemen bilme ve bilimsel gelişmelere sahip çıkarak onu istismar ettiler.
İngiltere, Fransa, İtalya ve bunun gibi büyük Avrupa devletleri, geliştirdikleri yeni silahlarla Asya ve Afrika da sömürgeciliğe başladılar. Fakir ülkelerdeki binlerce insanı öldürdüler, binlercesini esir ettiler. Bu yüzyılda, İslam coğrafyasında da benzer sıkıntılar kendisini gösterdi. Bazı önde gelen isimler, büyük bir bilinçsizlik içinde kendi dinlerinin ve toplum yapılarının batıdan farklı olduğunu nazara almayarak, batıyı taklit ettiler.Bilime ve bilim dallarının gelişmesine çok önemli destek olan İslam inancına, taklit uğruna karşı çıkarak toplumlarını ikiye böldüler.
19.yy da gerek batıda, gerekse doğuda materyalizmin etkisi o kadar yoğun ve bilime baskısı o kadar şiddetli oldu ki, 20.yy in başından itibaren Planck’ın Kuantum çalışması, Einstein’in İzafiyet teorisi ve enerji dönüşümü, Louise de Broglie’nin dalga mekaniği üzerindeki çalışmaları, maddeye olan bakış açısını değiştirdi fakat materyalizmin etkisini tamamen kıramadı. Bunun nedeni sömürgeciliğin,kapitalizmin ve kominizmin, temelde materyalizme dayanmasıydı.
19. yüzyılda başlayıp 20. yüzyılda da devam eden, halen de devam ettirilmek istenen madde ve mana çatışması tüm dünya toplumlarında büyük acılara neden oldu. Halbuki beden ve ruhuyla evrenin en mükemmel varlığı olan insan, madde ve mana birlikteliğinin en büyük deliliydi.İçinde yaşadığımız 21. yüzyıla gelindiğinde, bilim ve bilim dallarının ortaya çıkardığı en büyük gerçek; madde olmadan mana, mana olmadan madde, tam ve doğru olarak tanınamaz hakikatıdır.