Bilişim Teknolojilerinin Meydana Getirdiği Olumlu ve Olumsuz Değişimler
Tarım ve sanayi devrinin teknolojileri de insanlığın gelişim hızım artırmıştır ancak her ikisinin sağladığı hız oransal olarak iletişim ve bilişim teknolojilerinin çok altında kalmaktadır. Çünkü iletişim ve bilişim teknolojilerinin oluşturduğu birliktelikle insanlığın kat ettiği yol milyonlarla ifade edilen oranlarda artmıştır. Bilişim teknolojilerinin bireyler ve kurumlar üzerindeki etkileri şöyle sıralanabilir:
Bireysel yetkilendirme
Bireysel iki yönlü iletişim
Çoklu kişilik
Kurumlar arası yatay ilişkilerin artması
Pazar aktivitelerini artırması
Birey ve grupların yönetim sürecine katılımını kolaylaştırması
Sadece örgütler açısından bakıldığında ise bilişim teknolojileri, endüstri yapısında değişme neden olmakta, rekabet üstünlüğü getirmekte ve yeni iş olanakları yaratmaktadırlar. Değişim tek yönlü bir kavram değildir. Her değişim beraberinde olumlu ve olumsuz sonuçlar doğurur, yandaşını yarattığı gibi karşıtını da meydana getirir. Bilişim teknolojileri toplumsal yaşamın her alanına etki etmeye başlamıştır ve daha da yaygınlaşacaktır. Ekonomiden eğitime, sağlıktan savunma sanayine, günlük yaşamdan kamusal alana kadar her alanda bilişim teknolojileri yeni bir yapılanmanın meydana gelmesinde etkili olacaktır. Genel bir bakışla bilişim teknolojileri toplumu iki yönden etkilemektedir:
1. Yeni mal ve hizmet üretiminde yeni imkânlar sağlarlar.
2. Teknolojik verimliliği artırarak hayatımızı değiştirirler.
Bu etkiler olumlu ve olumsuz olarak iki ayrı grup altında da incelenebilmektedir.
1. Bilişim Teknolojilerinin Olumlu Etkileri
Geniş bir kullanım alanına sahiptirler.
Maliyetleri düşürürler.
İletişim ve bilginin muhafazasını kolaylaştırır.
Üretimden tüketime olan süreç üzerinde derin bir etkiye sahiptirler.
Kaliteyi artırıcı etkiye sahiptirler.
Emek, hammadde, enerji ve sermayenin tasarruflu kullanılmasına yol açarlar.
Değişen müşteri taleplerine daha kolay adaptasyon sağlarlar.
Gerekli makinelerin süratle değiştirilmesine ve Küçük ve Orta Boy İşletmelerin (KOBİ) gelişimine yardımcı olurlar.
Teknolojik gelişme yeni vasıflar kazanılmasını gerekli kılar.
Yeni teknolojiler işletmelerin yönetim yapılarında da değişikliğe neden olurlar.
Daha yatay ve bilginin departmanlar arasında daha kolay akışına, imkân verirler.
Bilişim teknolojileri yeni iş alanları ve meslekler yaratır.
Bilişim teknolojilerinin sağladığı imkanlar sayesinde iş, işyeri, mesai gibi kavramlar ortadan kalkacaktır, en azından bugünkü kadar geçerli ve yerleşik olmaktan çıkacaktır.
İşin bilgi içeriğinin artış kaydetmesi, işgücü piyasalarındaki geleneksel ayrımcılığı da aşındıracaktır.
Yeni teknolojilerin yarattığı dünyada daha az kişi standart iş ilişkisi içinde çalışmaya başlayacaktır.
Standart-dışı istihdam biçimleri hızla yaygınlaşmaktadır. Yarım gün (part-time), evde çalışmak vb. örnekler yaygınlaşacak.
İşverenler işgücünde tasarrufa yönelecekler. Çekirdek işgücünün sayısı azalırken, çevre işgücünün yani diğer bir deyişle a-tipik (veya standart-dışı) çalışanların sayışı artacaktır.
Tele-çalışma da yaygınlaşacak. Ağ işletmelerinin ortaya çıkması çok-işverenli ilişkileri desteklemekte, zaman ve mekan sınırlamalarının ortadan kalkması ağ işçilerini belirli bir yerde ve zamanda olma zorunluluğundan da kurtarmış olmaktadır.
Devleti yönetenlerin bütün bilgilerini toplumla paylaşmaları elbette ütopik bir yaklaşımdır ama yine de bilişim teknolojileri sayesinde devlet yapısı daha şeffaf olmak zorunda kalacaktır, insanlarla daha kısa yoldan daha fazla bilgi paylaşacak olan devlet "kutsallığını" yitirecektir.
2. Bilişim Teknolojilerinin Olumsuz Etkileri
İleri teknolojinin ortaya çıkardığı birtakım riskler vardır, özellikle fizik, kimya ve biyolojik alanlarda yapılacak çalışmalar insanlık aleyhine kullanılırsa büyük tehlikeler doğabilir. Atom enerjisinin kullanımının taşıdığı riskler kimyasal fabrikaların yarattığı tehlikeler gibi.
Genetik Mühendislik alanında sağlanan gelişmeler karşısında bazen şaşkınlığımızı gizlemekte güçlük çekiyoruz. Günümüzde insanların kopyalanması tartışılıyor. Hemen hemen bütün ülkeler etik olarak buna karşı olduklarını duyuruyorlar ancak kapalı kapılar ardındaki laboratuarlarda nelerin yapıldığını bilmemize olanak yok, en azından şimdilik. Bu konudaki çalışmalar sadece insanlarla sınırlı kalmamaktadır. Özellikle tarım alanında da yürütülen çalışmalar bazı riskler taşımaktadır.
Bireysel özgürlüğün öne çıktığı bilişim toplumunda, bilgi üretimi çok yoğun olmakta ve bunun kontrolü de güçleşmektedir. Çok stratejik bilgilerin istenmeyen birey veya bireylerin eline geçmesi istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Bilgi araçları üzerinde kontrolün olmaması bu riski doğurmaktadır. Günümüzde bu konuda sıkça yaşanan örnekler olarak; çocuk pornosu, Internet sitelerini çökertmeler, virüs yaymak verilebilir.
Bir başka tehlike de bilgi üretip pazarlayanlar arasında yaşanacak çekişmelerdir.
Bilişim teknolojileriyle birlikte ırak olan artık yakındır. Sınırların kalktığı bir dünyada ulusal değerler yerini çoklu kültüre terk etmekle yüz yüzedir. Bu durum global düzeyde kültürel bir ayrışma ve çözülmeye sebebiyet vermektedir.
Bilişim Teknolojileri yeni iş alanlarına imkân tanırken var olan bazı işlerin de sonunu getirmektedir.
Sanayi işçilerinin bilgi işçiliğine geçmeleri kolay olmamaktadır.
Bilişim teknolojileriyle oluşan dönüşüm ayrıca bir işsizliğe yol açar.
Yeni teknolojiler özellikle eğitim ve vasıfsız insanlar için ciddi riskler taşır.
Esnek örgütlenmelere ve istihdam ilişkilerine yönelim arttıkça standart istihdam sözleşmelerinin ve buna bağlı olarak da, istihdam haklarının çökmesi riski artmaktadır.
Bilişim teknolojilerini ellerinde bulunduran ülkeler bundan yoksun olan ülkeler üzerinde bir "bilgi emperyalizmi"ne dönüşme riski vardır.
Yapısı itibariyle bilişim teknolojileri sanayi devrinin temel argümanlarından olan ulusal egemenlik kavramını sekteye uğratmaktadır.
Bireysel özgürlüğü ve doğrudan demokrasinin gelmesine olanak sağlaması umulan bilişim teknolojileri bilakis anti-demokratik amaçlarla da kullanılma riskini taşıyorlar. Yani yine karşımıza bir "kötünün eline düşmesi" klişesi var.
Hukuksal açıdan henüz mevzuatı tam olarak oluşup yerleşmediğinden, bilişim teknolojileriyle birlikte insanların güvenlikleri tehlike altında bulunmaktadır.
Tarım ve sanayi devrinin teknolojileri de insanlığın gelişim hızım artırmıştır ancak her ikisinin sağladığı hız oransal olarak iletişim ve bilişim teknolojilerinin çok altında kalmaktadır. Çünkü iletişim ve bilişim teknolojilerinin oluşturduğu birliktelikle insanlığın kat ettiği yol milyonlarla ifade edilen oranlarda artmıştır. Bilişim teknolojilerinin bireyler ve kurumlar üzerindeki etkileri şöyle sıralanabilir:
Bireysel yetkilendirme
Bireysel iki yönlü iletişim
Çoklu kişilik
Kurumlar arası yatay ilişkilerin artması
Pazar aktivitelerini artırması
Birey ve grupların yönetim sürecine katılımını kolaylaştırması
Sadece örgütler açısından bakıldığında ise bilişim teknolojileri, endüstri yapısında değişme neden olmakta, rekabet üstünlüğü getirmekte ve yeni iş olanakları yaratmaktadırlar. Değişim tek yönlü bir kavram değildir. Her değişim beraberinde olumlu ve olumsuz sonuçlar doğurur, yandaşını yarattığı gibi karşıtını da meydana getirir. Bilişim teknolojileri toplumsal yaşamın her alanına etki etmeye başlamıştır ve daha da yaygınlaşacaktır. Ekonomiden eğitime, sağlıktan savunma sanayine, günlük yaşamdan kamusal alana kadar her alanda bilişim teknolojileri yeni bir yapılanmanın meydana gelmesinde etkili olacaktır. Genel bir bakışla bilişim teknolojileri toplumu iki yönden etkilemektedir:
1. Yeni mal ve hizmet üretiminde yeni imkânlar sağlarlar.
2. Teknolojik verimliliği artırarak hayatımızı değiştirirler.
Bu etkiler olumlu ve olumsuz olarak iki ayrı grup altında da incelenebilmektedir.
1. Bilişim Teknolojilerinin Olumlu Etkileri
Geniş bir kullanım alanına sahiptirler.
Maliyetleri düşürürler.
İletişim ve bilginin muhafazasını kolaylaştırır.
Üretimden tüketime olan süreç üzerinde derin bir etkiye sahiptirler.
Kaliteyi artırıcı etkiye sahiptirler.
Emek, hammadde, enerji ve sermayenin tasarruflu kullanılmasına yol açarlar.
Değişen müşteri taleplerine daha kolay adaptasyon sağlarlar.
Gerekli makinelerin süratle değiştirilmesine ve Küçük ve Orta Boy İşletmelerin (KOBİ) gelişimine yardımcı olurlar.
Teknolojik gelişme yeni vasıflar kazanılmasını gerekli kılar.
Yeni teknolojiler işletmelerin yönetim yapılarında da değişikliğe neden olurlar.
Daha yatay ve bilginin departmanlar arasında daha kolay akışına, imkân verirler.
Bilişim teknolojileri yeni iş alanları ve meslekler yaratır.
Bilişim teknolojilerinin sağladığı imkanlar sayesinde iş, işyeri, mesai gibi kavramlar ortadan kalkacaktır, en azından bugünkü kadar geçerli ve yerleşik olmaktan çıkacaktır.
İşin bilgi içeriğinin artış kaydetmesi, işgücü piyasalarındaki geleneksel ayrımcılığı da aşındıracaktır.
Yeni teknolojilerin yarattığı dünyada daha az kişi standart iş ilişkisi içinde çalışmaya başlayacaktır.
Standart-dışı istihdam biçimleri hızla yaygınlaşmaktadır. Yarım gün (part-time), evde çalışmak vb. örnekler yaygınlaşacak.
İşverenler işgücünde tasarrufa yönelecekler. Çekirdek işgücünün sayısı azalırken, çevre işgücünün yani diğer bir deyişle a-tipik (veya standart-dışı) çalışanların sayışı artacaktır.
Tele-çalışma da yaygınlaşacak. Ağ işletmelerinin ortaya çıkması çok-işverenli ilişkileri desteklemekte, zaman ve mekan sınırlamalarının ortadan kalkması ağ işçilerini belirli bir yerde ve zamanda olma zorunluluğundan da kurtarmış olmaktadır.
Devleti yönetenlerin bütün bilgilerini toplumla paylaşmaları elbette ütopik bir yaklaşımdır ama yine de bilişim teknolojileri sayesinde devlet yapısı daha şeffaf olmak zorunda kalacaktır, insanlarla daha kısa yoldan daha fazla bilgi paylaşacak olan devlet "kutsallığını" yitirecektir.
2. Bilişim Teknolojilerinin Olumsuz Etkileri
İleri teknolojinin ortaya çıkardığı birtakım riskler vardır, özellikle fizik, kimya ve biyolojik alanlarda yapılacak çalışmalar insanlık aleyhine kullanılırsa büyük tehlikeler doğabilir. Atom enerjisinin kullanımının taşıdığı riskler kimyasal fabrikaların yarattığı tehlikeler gibi.
Genetik Mühendislik alanında sağlanan gelişmeler karşısında bazen şaşkınlığımızı gizlemekte güçlük çekiyoruz. Günümüzde insanların kopyalanması tartışılıyor. Hemen hemen bütün ülkeler etik olarak buna karşı olduklarını duyuruyorlar ancak kapalı kapılar ardındaki laboratuarlarda nelerin yapıldığını bilmemize olanak yok, en azından şimdilik. Bu konudaki çalışmalar sadece insanlarla sınırlı kalmamaktadır. Özellikle tarım alanında da yürütülen çalışmalar bazı riskler taşımaktadır.
Bireysel özgürlüğün öne çıktığı bilişim toplumunda, bilgi üretimi çok yoğun olmakta ve bunun kontrolü de güçleşmektedir. Çok stratejik bilgilerin istenmeyen birey veya bireylerin eline geçmesi istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Bilgi araçları üzerinde kontrolün olmaması bu riski doğurmaktadır. Günümüzde bu konuda sıkça yaşanan örnekler olarak; çocuk pornosu, Internet sitelerini çökertmeler, virüs yaymak verilebilir.
Bir başka tehlike de bilgi üretip pazarlayanlar arasında yaşanacak çekişmelerdir.
Bilişim teknolojileriyle birlikte ırak olan artık yakındır. Sınırların kalktığı bir dünyada ulusal değerler yerini çoklu kültüre terk etmekle yüz yüzedir. Bu durum global düzeyde kültürel bir ayrışma ve çözülmeye sebebiyet vermektedir.
Bilişim Teknolojileri yeni iş alanlarına imkân tanırken var olan bazı işlerin de sonunu getirmektedir.
Sanayi işçilerinin bilgi işçiliğine geçmeleri kolay olmamaktadır.
Bilişim teknolojileriyle oluşan dönüşüm ayrıca bir işsizliğe yol açar.
Yeni teknolojiler özellikle eğitim ve vasıfsız insanlar için ciddi riskler taşır.
Esnek örgütlenmelere ve istihdam ilişkilerine yönelim arttıkça standart istihdam sözleşmelerinin ve buna bağlı olarak da, istihdam haklarının çökmesi riski artmaktadır.
Bilişim teknolojilerini ellerinde bulunduran ülkeler bundan yoksun olan ülkeler üzerinde bir "bilgi emperyalizmi"ne dönüşme riski vardır.
Yapısı itibariyle bilişim teknolojileri sanayi devrinin temel argümanlarından olan ulusal egemenlik kavramını sekteye uğratmaktadır.
Bireysel özgürlüğü ve doğrudan demokrasinin gelmesine olanak sağlaması umulan bilişim teknolojileri bilakis anti-demokratik amaçlarla da kullanılma riskini taşıyorlar. Yani yine karşımıza bir "kötünün eline düşmesi" klişesi var.
Hukuksal açıdan henüz mevzuatı tam olarak oluşup yerleşmediğinden, bilişim teknolojileriyle birlikte insanların güvenlikleri tehlike altında bulunmaktadır.