Bilişsel davranışçı terapi yöntemleri
Bilişsel davranışçı terapi yöntemlerinin, çocuk ve ergenlerde ''obsesif kompulsif kişilik bozukluğu'' tedavisinde fayda sağladığı belirlendi.
Hastalığın görüldüğü çocukların genellikle ilaçla tedavi edildiğini, ancak ilaç kullanımına rağmen hastaların bazı belirtileri göstermeye devam ettiğini belirten uzmanlar, konuyla ilgili yeni verilerin, ''sözlü terapi'' sayesinde söz konusu belirtilerin de ortadan kaldırılabileceğini kanıtladığını kaydetti.
American Medical Association dergisinde yayımlanan ve yaşları 7 ila 17 arasında değişen çocuk ve ergenlerin katıldığı araştırma kapsamında, hastaların bir kısmı sadece ilaç tedavisi görmeye devam ederken, bir kısmı da ilaçlara ek olarak psikologlarla terapi seanslarına katıldı. Üç ay süren takibin ardından, terapi gören çocukların yüzde 70'inde büyük ölçüde iyileşme görüldüğü kaydedildi.
Terapinin yüksek maliyetli bir tedavi yöntemi olmasının, ucuz ilaç tedavisi karşısında fazla tercih edilmemesine neden olduğunu belirten uzmanlar, bilişsel davranışçı terapinin takıntı bozukluğu görülen çocuklarda işe yaradığını, bu nedenle söz konusu hastaların terapi hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılması gerektiğini vurguladı.
Araştırmalar, dünyada her 100 çocuktan birinde obsesif kompulsif kişilik bozukluğu görüldüğünü ortaya koyuyor. Hastalık, sürekli el yıkamak, ödevleri sürekli kontrol etmek, belli hareketleri devamlı biçimde tekrarlamak gibi davranış biçimleriyle kendini gösteriyor. Bu bozukluğun görüldüğü çocuklar, hareketleri tekrarlamazlarsa sakinleşemiyor ya da her şeyin yolunda gideceğine inanmıyor.
Bilişsel davranışçı terapi yöntemlerinin, çocuk ve ergenlerde ''obsesif kompulsif kişilik bozukluğu'' tedavisinde fayda sağladığı belirlendi.
Hastalığın görüldüğü çocukların genellikle ilaçla tedavi edildiğini, ancak ilaç kullanımına rağmen hastaların bazı belirtileri göstermeye devam ettiğini belirten uzmanlar, konuyla ilgili yeni verilerin, ''sözlü terapi'' sayesinde söz konusu belirtilerin de ortadan kaldırılabileceğini kanıtladığını kaydetti.
American Medical Association dergisinde yayımlanan ve yaşları 7 ila 17 arasında değişen çocuk ve ergenlerin katıldığı araştırma kapsamında, hastaların bir kısmı sadece ilaç tedavisi görmeye devam ederken, bir kısmı da ilaçlara ek olarak psikologlarla terapi seanslarına katıldı. Üç ay süren takibin ardından, terapi gören çocukların yüzde 70'inde büyük ölçüde iyileşme görüldüğü kaydedildi.
Terapinin yüksek maliyetli bir tedavi yöntemi olmasının, ucuz ilaç tedavisi karşısında fazla tercih edilmemesine neden olduğunu belirten uzmanlar, bilişsel davranışçı terapinin takıntı bozukluğu görülen çocuklarda işe yaradığını, bu nedenle söz konusu hastaların terapi hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılması gerektiğini vurguladı.
Araştırmalar, dünyada her 100 çocuktan birinde obsesif kompulsif kişilik bozukluğu görüldüğünü ortaya koyuyor. Hastalık, sürekli el yıkamak, ödevleri sürekli kontrol etmek, belli hareketleri devamlı biçimde tekrarlamak gibi davranış biçimleriyle kendini gösteriyor. Bu bozukluğun görüldüğü çocuklar, hareketleri tekrarlamazlarsa sakinleşemiyor ya da her şeyin yolunda gideceğine inanmıyor.