• Merhaba Ziyaretçi.
    "Minimalist Fotoğraflar" konulu fotoğraf oylaması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Oylamaya katılmanızı bekliyoruz...

Bin Muhteşem Güneş (Khaled Hosseini) Özeti

MeRciMeK

V.I.P
V.I.P
Roman Adı :Bin Muhteşem Güneş
Romanın Yazarı : Khaled Hosseını
Sayfa sayısı :430
Olayın geçtiği yer:Afganistan
Zaman :1970-2003 zaman diliminde

Yazarı Hakkında: Afganistan Kabil’de bir diplomatın çocuğu olarak doğdu.Ailesi,1980’de ABD’den siyasi sığınma hakkı elde etti. İlk romanı Uçurtma Avcısı’nın ardından Bin Muhteşem Güneş, ikinci romanıdır.

Bin Muhteşem Güneş (Khaled Hosseini)


KAHRAMANLAR

1-Meryem :
Celil adında zengin bir adamın hizmetçi olarak yanında bulundurduğu bir kadından gayri meşru olarak dünyaya gelen bir kız.
2-Celil :Üç karısı, dokuz çocuğu ve maddi varlığı olan yaşadığı şehirde saygın tipli biri.
3-Nana :Meryem’in anası. Gül Dalman köyünde yaşayan yoksul bir taş ustasının kızı.
4- Raşit :Kabil’de yaşayan karısı ve çocukları ölmüş, ayakkabı imalatı ile uğraşan bir Afganlı. Sonradan Meryem ve Leyla’nın kocası olacaktır.
5- Leyla :Yoksul bir Afgan kızı.
6- Tarık :Leyla ile aşk yaşamış, sağ bacağını atılan bombalardan kaybetmiş hayat dolu bir genç.

ÖZET
Afganistan’ın işgal yılları. Ruslar ve Amerikalılar, kendi emperyalist emelleri doğrultusunda ülkede işgal girişiminde bulunmaktadırlar. Sürekli; kukla hükümetler gelir gider. Bombalar, ülkenin üzerine yağmur gibi yağarken, Afgan halkı yaşamak için didinip durur. Bu arada çekilen çilelerin yanında insanların dayanışmaları, buruk aşklar, idamlar, acılar bütün şiddetiyle devam etmektedir.

Meryem, kendisine "harami" diye seslenildiğinde henüz beş yaşındadır .O, bir zengin adamın hizmetçisinin gayri meşru çocuğu olarak dünyaya geldiği için, babasının üç karısından olan dokuz üvey kardeşi tarafından bütün meşru şeylerden men edilmiştir. Bu yüzden; Ona harami gözüyle bakılır, doğduğundan beri.
Annesi Nana da kendisi gibi sürekli horlanır. Annesi öldüğünde Meryem onüç yaşındaydı. Bu "harami"den kurtulmak için babası Celil tarafından Kabil’de yaşayan karısı ölmüş Raşit’e zorla verilir.

Meryemin, kaderine razı olmaktan başka çaresi kalmamıştır. Çocukluk anılarını içine gömerek Raşit’le Kabil’de yaşamaya başlar. Bir daha da çocuğu olamayacağı için kocası tarafından dışlanır.

Bu arada Afganistan'ın çilesi bitmez. Sürekli değişen hükümetler. İnsanların üzerine atılan bombalar yağmaya devam eder. Taliban hükümeti iktidardadır. Şeriatın katı kuralları uygulanır.

Leyla da yoksulluk içinde kıvranan bir çocuktur. Dokuz yaşında komşuları Tarık denen gence ilgi duyar. Onunla ileriki dönemlerde aşk yaşamaya başlar. Hatta onüç yaşına geldiğinde Tarık ile cinsel yakınlaşma kurar. Ondan hamile kalmıştır. Bu arada Tarık ailesi ile birlikte Pakistan’a göç etmek zorunda kalır.

Leyla’nın ailesi şehrin üzerine yağan bomların altında ölür gider .Leyla’yı yıkılan enkazların altından Raşit kurtarıp evine alır. Bundan sonraki yaşamında Raşit’in zorunlu kararı olmuştur.

İki çocuğu olur. Birincisi, Tarık’tan hamile kaldığı Azize’dir. İkincisi ise Raşit’ten olan Zalmay’dır.

Leyla ile Meryem,ilk zamanlar birbirleriyle didişip dursalar da sonradan kaderleri ortak olduğu için ayrılmaz ikili olurlar.

Hatta birlikte Raşit’ten kaçıp kurtulmak için girişimde bulunsalar da başarısız olurlar.

Raşit’in bitmek bilinmeyen işkenceleri devam eder Leyla ile Meryem üzerinde.

Yıllar sonra Tarık ,çıkıp gelir Leyla’yı görmek için. İşler daha da sarpa sarar. Raşit’in öfkesi artar. Yapılan bir dayak faslında Meryem, Leyla’yı Raşit’ten kurtarmak için kürek ile kafasına beline rast gele vurup öldürür.

Leyla ile Tarık birlikte çocukları da alıp başka bir şehirde otelde iş bulup çalışırlar.

Meryem, yaptığı bu cinayet sonucunda Taliban’ın şeriat kurallarına göre kafası uçurulur.

Yıllar geçmeye devam ederken,ülkedeki kukla hükümetler gelip gider yine.Taliban uzaklaştırılmıştır.Sovyetler yenilip çekilmişlerdir.

Leyla ile Tarık yaşamlarına devam ederlerken geçmişte kendisi için cinayet işlemiş olan Meryem’in yaşadığı köyü ve küçük kulübeyi görmek için o yerlere giderler. Unutamazlar bir türlü. Mazide yaşananlar gözlerinin önlerine gelir. Afganistan da yaşam yeniden kurulurken geçmişteki acılar bir türlü unutulamaz.

ANAFİKİR: Bütün olası zorluklara rağmen yaşama umudumuzu yitirmeden hayata sarılmak ve olumsuzlukları göz ardı etmek gerekli.
 
Uçurtma Avcısı'da buda gerçekten çok iyiydi.. Arkadaşlarım çok ağlayarak okumuşlardı ama sanırım ben sadece sondaki mektupta ağlamıştım :)
 
Roman özeti oldukça detaylı ve duygusal bir anlatıma sahip. Karakterlerin karmaşık ilişkileri ve yaşadıkları acı dolu olaylar, okuyucuyu hikayenin içine çekiyor. Afganistan'ın tarihsel ve siyasi gerçekleriyle harmanlanmış bir aşk ve acı dolu hikaye olduğunu belirtmek önemlidir. Yazarın anlatımıyla, hayatta umudu kaybetmemenin ve olumsuzluklar karşısında direnmenin önemine vurgu yapılıyor. Emeğiniz ve özetteki detaylarınız için teşekkürler!
 
Geri
Top