Bitmeyecek Öykü – Michael ENDE
Ülkemizde 1999 yılında basılan bu çocuk kitabının asıl basım tarihi 1979’dur. Tam anlamıyla muazzam bir hayal gücü eseridir. Her ne kadar çocuk kitabı olarak arşivlere geçmiş de olsa birçok bakımdan yetişkin okuyucularında dikkatini çekmeyi başarmıştır.
İçinde yer alan birçok hayali yaratık ve olaylar modern çağın kahramanlarına esin olmuş desem abartmam sanırım, zira okudukça sizde fark edeceksiniz eminim. Fantazya, çok büyük ve akıl almayacak kadar fazla çeşitte yaratığa ev sahipliği yapıyor. Michael Ende’nin hayal gücüne hakkını teslim etmemek ve hayran kalmamak mümkün değil.
Öykünün içinde bir başka öykü geçiyor, sonra ikisi birbirinin içinde eriyip gitmiş ve bir bütün olmuş. Aynı zamanda bir süreliğine kahramanlarımızın yanında olan kişiler ve değer verdikleri eşyalarıyla ilgili sonrası için bilgi verirken, birçoğunda bunun başka bir öykü olduğunu ve sonra anlatılması gerektiğini yazmış. Şaşırtıcıdır ki bu insanın ilgisini o tarafa daha çabuk çekiyor, sanırım yazar bunu bize oyun olsun diye bilinçli olarak yapmış
Açıkçası uzun zamandır okuduğum en karmaşık hikâyeydi. Bir çocuk kitabı olmak için fazla şiddet içerikli geldi, ama kitabın yazıldığı dönemde bir çocuk kahraman o kitabı çocuk kitabı yapmaya yetiyordu anlaşılan. Hayal gücünün bu kadar yoğun işlendiği bir kitaba göre aynı zamanda fazlasıyla öğreticiydi.
Bastian Balthasar Bux ve Atreju ikilisini seveceğinizi düşünüyorum, bu aslında sevgiyi aradığını bilmeyen bir çocuğun arayış hikâyesi, okurken keyif alabileceğiniz hiç bitmeyen bir öykü.
“İnsan tutkuları bilmecemsi şeylerdir ve bu, çocuklarda da yetiskinlerde de daha farklı değildir. Buna yakalananlar ne olduğunu açıklayamazlar; benzeri bir şeyi hiç yaşamamış olanlarsa kavrayamazlar. Bir dağ doruğuna ulaşmak uğruna hayatlarını tehlikeye atan insanlar vardır. Nedendir; hiç kimse, kendileri bile açıklayamaz. Kimisi, onun adını bile duymak istemeyen birinin gönlünü fethetmek için kendini harap eder. Bir başkası, damak zevklerine ya da şişeninkine karsı duramadığı için kendini mahveder. Bazısı, şans oyunlarında kazanmak uğruna bütün varını yoğun verir ya da her şeyini asla gerçek olmayacak bir saplantıya feda eder. Kimisi, ancak olduğundan başka turlu olursa mutlu olabileceğine inanır ve hayatı boyunca dünyayı dolaşır. Bazısı da güç sahibi olmadan huzur bulamaz. Kısacası, ne kadar değişik insan varsa, o kadar da değişik tutku vardır.”
“Çünkü hiçbir göz mutlak bir hiçliğe bakmaya dayanamaz.”
“Bizim kadar çok bilenler için hiçbir şey önemli değildir artık. Her şey durmadan yinelenir, gece gündüz, yaz kıs. Dünya bos ve anlamsızdır. Her şey bir çemberde döner durur. Gelen gitmek, doğan ölmek zorundadır.
İyilikle kötülük, aptallıkla bilgelik, güzellikle çirkinlik, hepsi birbirini yok eder. Her şey bostur. Hiçbir şey gerçek değildir. Hiçbir şey önemli değildir.”
Ülkemizde 1999 yılında basılan bu çocuk kitabının asıl basım tarihi 1979’dur. Tam anlamıyla muazzam bir hayal gücü eseridir. Her ne kadar çocuk kitabı olarak arşivlere geçmiş de olsa birçok bakımdan yetişkin okuyucularında dikkatini çekmeyi başarmıştır.
İçinde yer alan birçok hayali yaratık ve olaylar modern çağın kahramanlarına esin olmuş desem abartmam sanırım, zira okudukça sizde fark edeceksiniz eminim. Fantazya, çok büyük ve akıl almayacak kadar fazla çeşitte yaratığa ev sahipliği yapıyor. Michael Ende’nin hayal gücüne hakkını teslim etmemek ve hayran kalmamak mümkün değil.
Öykünün içinde bir başka öykü geçiyor, sonra ikisi birbirinin içinde eriyip gitmiş ve bir bütün olmuş. Aynı zamanda bir süreliğine kahramanlarımızın yanında olan kişiler ve değer verdikleri eşyalarıyla ilgili sonrası için bilgi verirken, birçoğunda bunun başka bir öykü olduğunu ve sonra anlatılması gerektiğini yazmış. Şaşırtıcıdır ki bu insanın ilgisini o tarafa daha çabuk çekiyor, sanırım yazar bunu bize oyun olsun diye bilinçli olarak yapmış
Açıkçası uzun zamandır okuduğum en karmaşık hikâyeydi. Bir çocuk kitabı olmak için fazla şiddet içerikli geldi, ama kitabın yazıldığı dönemde bir çocuk kahraman o kitabı çocuk kitabı yapmaya yetiyordu anlaşılan. Hayal gücünün bu kadar yoğun işlendiği bir kitaba göre aynı zamanda fazlasıyla öğreticiydi.
Bastian Balthasar Bux ve Atreju ikilisini seveceğinizi düşünüyorum, bu aslında sevgiyi aradığını bilmeyen bir çocuğun arayış hikâyesi, okurken keyif alabileceğiniz hiç bitmeyen bir öykü.
“İnsan tutkuları bilmecemsi şeylerdir ve bu, çocuklarda da yetiskinlerde de daha farklı değildir. Buna yakalananlar ne olduğunu açıklayamazlar; benzeri bir şeyi hiç yaşamamış olanlarsa kavrayamazlar. Bir dağ doruğuna ulaşmak uğruna hayatlarını tehlikeye atan insanlar vardır. Nedendir; hiç kimse, kendileri bile açıklayamaz. Kimisi, onun adını bile duymak istemeyen birinin gönlünü fethetmek için kendini harap eder. Bir başkası, damak zevklerine ya da şişeninkine karsı duramadığı için kendini mahveder. Bazısı, şans oyunlarında kazanmak uğruna bütün varını yoğun verir ya da her şeyini asla gerçek olmayacak bir saplantıya feda eder. Kimisi, ancak olduğundan başka turlu olursa mutlu olabileceğine inanır ve hayatı boyunca dünyayı dolaşır. Bazısı da güç sahibi olmadan huzur bulamaz. Kısacası, ne kadar değişik insan varsa, o kadar da değişik tutku vardır.”
“Çünkü hiçbir göz mutlak bir hiçliğe bakmaya dayanamaz.”
“Bizim kadar çok bilenler için hiçbir şey önemli değildir artık. Her şey durmadan yinelenir, gece gündüz, yaz kıs. Dünya bos ve anlamsızdır. Her şey bir çemberde döner durur. Gelen gitmek, doğan ölmek zorundadır.
İyilikle kötülük, aptallıkla bilgelik, güzellikle çirkinlik, hepsi birbirini yok eder. Her şey bostur. Hiçbir şey gerçek değildir. Hiçbir şey önemli değildir.”