'Biz nereden geldik?'
Bir yaratılış öyküsü....
Günümüzün hızlı temposu içerisinde yuvarlanıp giderken aklımıza gelen ilk soru bu değil mutlaka ancak yaşadığımız dünyaya ve var oluşumuza bir mana getirmeye çalıştığımız anlarda belki de kendi kendimize sorduğumuz ilk soru olabilir!
Durup düşününce insan kendini bir garip hissedebiliyor. Ailenin en büyükleri yani nene ve dedelerimiz sanki de ailemizin yani soyumuzun başladığı ilk noktadır. Ailenizi bir ağaç olarak hayal edin! Toprağın altındaki ağaç kökleri nene ve dedeleriniz, dalları anne ve babanız ve meyveleri de sizlersiniz.
Ancak, daha da detaya inersek nene ve dedelerinizin de nene ve dedeleri vardı...Ayni şekilde büyük nene ve dedelerinizin de nene ve dedeleri olduğu gibi...Halk arası 'dıdının dıdısı' derler ya onun gibi bir şey işte! Birden, hayalinizde canlandırdığınız ağaç bir ormana dönüşüyor ve her ağaç kökünün toprağın altından birbirine bağlı olduğunu fark ediyorsunuz. Ailenizin kökleri acaba nerelere dayanıyor? Afrika, Asya ya da neresi?
'Peki insanoğlunun kökü nereye dayanır?'
Bu yeni bir soru değil. Farklı dinlerin ve kültürlerin yüzyıllar öncesinden cevaplamaya çalıştığı, ayni zamanda farklı bilim dallarının hakkında teoriler ürettiği bir soru bu!
Bilimsel olarak...
Farklı bilim dalları bu soruyu sormakta ve cevaplar ve aramakta, üretmektedir. Örneğin; insanın ortaya cıkışını ve evrimini, geride kalan fosilleri inceleyerek araştıran paleontoloji ya da eski insanları ve kültürleri inceleyen arkeoloji gibi. Genetik teknolojisinin gelişmesiyle bu soruya odaklanan yeni bir bilim dalı daha doğmuştur. Bu dalın adı 'genetik antropolojidir'.
Genetik antropoloji nedir?
Genetik antropoloji, insanoğlunun 'nereden geldiği' sorusunu DNA teknolojisini de kullanarak cevaplamaya çalışan bir bilim dalıdır. Hayatımızın yapı taşları olan genler, 'DNA zincirindeki belli bir uzunluktaki birimlerdirler'. Şöyleki, DNA zincirini boncuklardan oluşmuş bir kolye olarak hayal ederseniz her gen birkaç boncuğun bir araya gelmesinden oluşmaktadır.
Daha önceki köşelerimizden hatırlayacağınız gibi hepimiz bir birimizden farklıyız. Kimimiz daha uzun kimimiz daha kısayız; kimimiz kahverengi gözlüyüz kimimiz ise mavi. Bizi biz yapan genetik talimatlar DNA'nın içerdiği bilgilerde gizlidir.
Bazı özelliklerimizi anne ve babamızdan aldığımız çok belliyken bazı özelliklerimiz ise onlardan farklıdır. Bunun nedeni, DNA'nın bazı parçalarının bir jenerasyondan diğerine aktarılırken insanın anne ve babasından biraz daha farklı olması için özel bir prosedürden geçerek biraz farklılaştırılmasıdır.
Ancak, DNA'nın bazı parçaları vardır ki anne ve babadan çocuklarına geçerken neredeyse hiç değişmez (ya da çok az değişir). Bize atalarımızdan bir miras olan bu parçalar, soyumuzun nereden başladığına ve tarih boyunca nasıl göç ettiğine dair kanıtlar saklamaktadır. Atalarımızdan gelen bu parçalar, atalarınızın hangi bölgelerden geldiğine dair 'genetik işaretler' taşımaktadır. Siz atalarınızın doğduğu topraklarda yaşıyor olmasanız da DNA'nızda, atalarınızın ait olduğu ceografik bölgeye özel olan 'genetik işaretler' var olmaktadır.
Bir yaratılış öyküsü....
Günümüzün hızlı temposu içerisinde yuvarlanıp giderken aklımıza gelen ilk soru bu değil mutlaka ancak yaşadığımız dünyaya ve var oluşumuza bir mana getirmeye çalıştığımız anlarda belki de kendi kendimize sorduğumuz ilk soru olabilir!
Durup düşününce insan kendini bir garip hissedebiliyor. Ailenin en büyükleri yani nene ve dedelerimiz sanki de ailemizin yani soyumuzun başladığı ilk noktadır. Ailenizi bir ağaç olarak hayal edin! Toprağın altındaki ağaç kökleri nene ve dedeleriniz, dalları anne ve babanız ve meyveleri de sizlersiniz.
Ancak, daha da detaya inersek nene ve dedelerinizin de nene ve dedeleri vardı...Ayni şekilde büyük nene ve dedelerinizin de nene ve dedeleri olduğu gibi...Halk arası 'dıdının dıdısı' derler ya onun gibi bir şey işte! Birden, hayalinizde canlandırdığınız ağaç bir ormana dönüşüyor ve her ağaç kökünün toprağın altından birbirine bağlı olduğunu fark ediyorsunuz. Ailenizin kökleri acaba nerelere dayanıyor? Afrika, Asya ya da neresi?
'Peki insanoğlunun kökü nereye dayanır?'
Bu yeni bir soru değil. Farklı dinlerin ve kültürlerin yüzyıllar öncesinden cevaplamaya çalıştığı, ayni zamanda farklı bilim dallarının hakkında teoriler ürettiği bir soru bu!
Bilimsel olarak...
Farklı bilim dalları bu soruyu sormakta ve cevaplar ve aramakta, üretmektedir. Örneğin; insanın ortaya cıkışını ve evrimini, geride kalan fosilleri inceleyerek araştıran paleontoloji ya da eski insanları ve kültürleri inceleyen arkeoloji gibi. Genetik teknolojisinin gelişmesiyle bu soruya odaklanan yeni bir bilim dalı daha doğmuştur. Bu dalın adı 'genetik antropolojidir'.
Genetik antropoloji nedir?
Genetik antropoloji, insanoğlunun 'nereden geldiği' sorusunu DNA teknolojisini de kullanarak cevaplamaya çalışan bir bilim dalıdır. Hayatımızın yapı taşları olan genler, 'DNA zincirindeki belli bir uzunluktaki birimlerdirler'. Şöyleki, DNA zincirini boncuklardan oluşmuş bir kolye olarak hayal ederseniz her gen birkaç boncuğun bir araya gelmesinden oluşmaktadır.
Daha önceki köşelerimizden hatırlayacağınız gibi hepimiz bir birimizden farklıyız. Kimimiz daha uzun kimimiz daha kısayız; kimimiz kahverengi gözlüyüz kimimiz ise mavi. Bizi biz yapan genetik talimatlar DNA'nın içerdiği bilgilerde gizlidir.
Bazı özelliklerimizi anne ve babamızdan aldığımız çok belliyken bazı özelliklerimiz ise onlardan farklıdır. Bunun nedeni, DNA'nın bazı parçalarının bir jenerasyondan diğerine aktarılırken insanın anne ve babasından biraz daha farklı olması için özel bir prosedürden geçerek biraz farklılaştırılmasıdır.
Ancak, DNA'nın bazı parçaları vardır ki anne ve babadan çocuklarına geçerken neredeyse hiç değişmez (ya da çok az değişir). Bize atalarımızdan bir miras olan bu parçalar, soyumuzun nereden başladığına ve tarih boyunca nasıl göç ettiğine dair kanıtlar saklamaktadır. Atalarımızdan gelen bu parçalar, atalarınızın hangi bölgelerden geldiğine dair 'genetik işaretler' taşımaktadır. Siz atalarınızın doğduğu topraklarda yaşıyor olmasanız da DNA'nızda, atalarınızın ait olduğu ceografik bölgeye özel olan 'genetik işaretler' var olmaktadır.