Birleşmiş Milletler’in yayınladığı rapora göre, günümüzdeki sera etkili gaz salınımı %25-30 oranında var olan beslenme şeklinden kaynaklanıyor. Bu durumu engellemek için ise vegan ya da vejeteryan beslenmek gerekiyor.
Ülkemizin mutfağında (ve başka pek çok ülkenin mutfağında) et ve et ürünleri büyük yer tutuyor. Birleşmiş Milletler’in yayınladığı rapora göre küresel ısınma ile başa çıkmak için beslenme şeklimizden eti ve hatta mümkünse bütün hayvansal gıdaları çıkarmamız gerekiyor.
Şu andaki durumda, küresel ısınma ve iklim değişikliğinde olumsuz yönde etki eden sera gazları salınımında %25-30’luk bir oranın sebebi beslenme şeklimizden kaynaklanıyor. 2050 yılında, dünya üzerindeki insan sayısının 9.8 milyar olacağı ve o dönemde, 2010 yılına kıyasla %56 daha çok gıda tüketileceği belirtiliyor.
Rapora göre, günümüzdeki gibi hayvansal gıda tüketmeye devam edersek, tarım alanı açmak için 6 milyon kilometrekare orman alanının yok edilerek tarım alanı açılması gerekecek. Bu da Hindistan’ın 2 katı kadar bir yüzölçümü ediyor. Bu alanın ⅔’ü hayvancılık için, ⅓’ü ise zirai faaliyetler için kullanılacak.
Daha önce Postdam İklim Değişikliği Etkisi Araştırma Enstitüsü’nün rektörü olan Johan Rockstrom, “2050 yılında insanları gezegenin sınırlarını gözeterek beslemek için sağlıklı, sebze tabanlı beslenmeyi kanıksamalı, yiyecek israfını kesmeli ve çevresel etkiyi azaltan teknolojilere odaklanmalıyız.” diyor.
Daha önce yapılan çalışmalarda da, BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) kapsamında 3 milyon kilometreye yakın bir alanın biyoyakıt bitkilerine ya da karbondioksit emilimi sağlayan ağaçlara dönüştürülmesi teklif edilmişti. Çoğu proje, öncelikle biyoyakıtlara yönelmeyi sonra da karbondioksiti yakalamayı sağlamayı öne çıkartıyor.
Biyoyakıtlara ne kadar hızlı ve yoğun şekilde geçmemiz gerektiği konusu ise karbon ayak izimizi ne kadar küçültebildiğimize dayanıyor. Öte yandan, toplamda 1000 sayfalık raporun özetine göre, sürdürülebilir beslenme modeline geçiş yapamazsak gıda güvenliği, çölleşme ve arazi kaybı konusunda geri döndürülemez şekilde ve çok ağır sonuçlar ile karşılaşacağımız belirtildi.
Öte yandan, küresel ısınmanın itici gücü olan CO2 ve metan salınımı, nitorjen ve plastik kirlenmesi, insan nüfusunun artışı sürekli olarak devam ediyor.
Küresel ısınmayı 1,5 derecede durdurmak için, insanların 30 yıl içerisinde tamamen karbon nötr hale gelmesi gerekiyor.
Şu anda yapılması gereken, bol miktarda alan ormanlaştırmak, sebze tabanlı olarak beslenmeye geçmek ve karbon salınımını azaltmak olarak gözüküyor. Bazı araştırmacılara göre insanlık, tehlikeli noktaya sadece 16 yıl gibi kısa bir sürede ulaşacak. Ayrıca fosil yakıtlara da alternatif üretilmesi gerekiyor.
Ülkemizin mutfağında (ve başka pek çok ülkenin mutfağında) et ve et ürünleri büyük yer tutuyor. Birleşmiş Milletler’in yayınladığı rapora göre küresel ısınma ile başa çıkmak için beslenme şeklimizden eti ve hatta mümkünse bütün hayvansal gıdaları çıkarmamız gerekiyor.
Şu andaki durumda, küresel ısınma ve iklim değişikliğinde olumsuz yönde etki eden sera gazları salınımında %25-30’luk bir oranın sebebi beslenme şeklimizden kaynaklanıyor. 2050 yılında, dünya üzerindeki insan sayısının 9.8 milyar olacağı ve o dönemde, 2010 yılına kıyasla %56 daha çok gıda tüketileceği belirtiliyor.
Rapora göre, günümüzdeki gibi hayvansal gıda tüketmeye devam edersek, tarım alanı açmak için 6 milyon kilometrekare orman alanının yok edilerek tarım alanı açılması gerekecek. Bu da Hindistan’ın 2 katı kadar bir yüzölçümü ediyor. Bu alanın ⅔’ü hayvancılık için, ⅓’ü ise zirai faaliyetler için kullanılacak.
Daha önce Postdam İklim Değişikliği Etkisi Araştırma Enstitüsü’nün rektörü olan Johan Rockstrom, “2050 yılında insanları gezegenin sınırlarını gözeterek beslemek için sağlıklı, sebze tabanlı beslenmeyi kanıksamalı, yiyecek israfını kesmeli ve çevresel etkiyi azaltan teknolojilere odaklanmalıyız.” diyor.
Daha önce yapılan çalışmalarda da, BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) kapsamında 3 milyon kilometreye yakın bir alanın biyoyakıt bitkilerine ya da karbondioksit emilimi sağlayan ağaçlara dönüştürülmesi teklif edilmişti. Çoğu proje, öncelikle biyoyakıtlara yönelmeyi sonra da karbondioksiti yakalamayı sağlamayı öne çıkartıyor.
Biyoyakıtlara ne kadar hızlı ve yoğun şekilde geçmemiz gerektiği konusu ise karbon ayak izimizi ne kadar küçültebildiğimize dayanıyor. Öte yandan, toplamda 1000 sayfalık raporun özetine göre, sürdürülebilir beslenme modeline geçiş yapamazsak gıda güvenliği, çölleşme ve arazi kaybı konusunda geri döndürülemez şekilde ve çok ağır sonuçlar ile karşılaşacağımız belirtildi.
Öte yandan, küresel ısınmanın itici gücü olan CO2 ve metan salınımı, nitorjen ve plastik kirlenmesi, insan nüfusunun artışı sürekli olarak devam ediyor.
Küresel ısınmayı 1,5 derecede durdurmak için, insanların 30 yıl içerisinde tamamen karbon nötr hale gelmesi gerekiyor.
Şu anda yapılması gereken, bol miktarda alan ormanlaştırmak, sebze tabanlı olarak beslenmeye geçmek ve karbon salınımını azaltmak olarak gözüküyor. Bazı araştırmacılara göre insanlık, tehlikeli noktaya sadece 16 yıl gibi kısa bir sürede ulaşacak. Ayrıca fosil yakıtlara da alternatif üretilmesi gerekiyor.