Kendi merak edip araştırdığım konuyu sizinlede paylaşmak istedim.
Rabbimizin, istifademiz için yarattığı ve rızık olarak tayin ettiği yiyecek ve içeceklerin yenilip içilmesi meşru ve helâldir. Vücudumuz için faydalı olan şeyleri yemek ne kadar mubah ise, bedene zararı dokunan, akıl ve şuurumuza rahatsızlık veren şeyleri yemek ve içmek hem tıbben, hem de dinen tasvip edilmez ve uygun görülmez.
Allahın temiz ve hoş bir rızık olarak yarattığı bazı meyve ve sebzeleri oldukları gibi değil de, değişik muamelelere tâbi tutup vücuda zararlı bir hale getirerek yemek ve kullanmak hem o nimete karşı bir hürmetsizlik, hem de bize emanet edilen vücut fabrikasına bir eziyettir.
İşte, tatlı ve hoş bir nimet olan üzümü, Kudret hazinesinin ballı ve lezzetli bir nimeti bilip yemek ne kadar güzeldir. Buna karşılık, onu değişik muamelelere tâbi tutarak aklı ve beyni uyuşturan bir içki hâline getirip içmek ise çirkin ve kerih bir davranıştır. Üzüm gibi daha birçok maddeler sarhoş edici bir hale getirilerek içilmektedir.
Ne isimle olursa olsun, sarhoşluk veren ve kişinin aklını uyuşturan maddeler tıbben zararlı görülmüş, dinimizce de haram kılınmıştır.
Nitekim Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bir hadislerinde, “Ümmetimden bazı kimseler içkiye başka başka isim takarak onu içecekler”1 buyurarak “İsimlerin değişmesiyle hakikatin değişmeyeceği” gerçeğine işaret etmişlerdir. Diğer bir hadislerinde ise, sarhoşluk veren şeyin azının da, çoğunun da haram olduğunu şöyle beyan buyururlar:
“Sarhoşluk veren herşey haramdır. Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır.”2
Bugün değişik isimler altında sarhoşluk verici pek çok maddeler kullanılmaktadır. Yukarıda verilen ölçülere göre, sarhoşluk veren her içeceğin azı da, çoğu da haramdır. Sirke ve şıra gibi bazı maddeler ise, içinde alkol bulunmadığı için helâldir.
Bozaya gelince: Bilindiği gibi, boza, darı hamurundan yapılan ekşimsi bir içecektir. Tatlılaştırılarak içilmektedir. Bu şekilde yapılan bozanın içine sarhoşluk verici birşey karıştırılmadığı müddetçe içilmesi haram değildir, helâldir. Bu haliyle meyve suyu gibi meşrubat sınıfına girmektedir.
Ancak fazla ekşitilir ve kabartılırsa, sarhoşluk verici bir hale geldiği için içilmesi caiz değildir. Buna dikkat edilmelidir.
Son olarak boza hakkında dört yüz sene önce Kanunî Sultan Süleyman’ın kudretli şeyhülislâmı Ebussuud Efendinin verdiği şu fetvayı zikretmek isteriz:
“Sâfî darıdan tatlı bozanın içinde sekir (sarhoşluk) verir nesne katılmayıp, mücerret (sadece) teskin-i hararet (harareti dindirmek) ve mizaca takviye için istimal olunsa helâl olur mu?
El-cevap: Asla iskar şaibesi (sarhoşluk verici şüphe) olmayacak, şürbünde hürmet yoktur (içilmesi haram değildir).”3
Bu fetvadan da anlaşılacağı gibi, bugün satılan bozanın içilmesi caiz ve helâldir.
1. İbni Mâce, Eşribe: 8.
2. A.g.e., 10.
3. Ebussuud Efendi Fetvaları, s. 148.
Mehmed Paksu, Helal – Haram
Rabbimizin, istifademiz için yarattığı ve rızık olarak tayin ettiği yiyecek ve içeceklerin yenilip içilmesi meşru ve helâldir. Vücudumuz için faydalı olan şeyleri yemek ne kadar mubah ise, bedene zararı dokunan, akıl ve şuurumuza rahatsızlık veren şeyleri yemek ve içmek hem tıbben, hem de dinen tasvip edilmez ve uygun görülmez.
Allahın temiz ve hoş bir rızık olarak yarattığı bazı meyve ve sebzeleri oldukları gibi değil de, değişik muamelelere tâbi tutup vücuda zararlı bir hale getirerek yemek ve kullanmak hem o nimete karşı bir hürmetsizlik, hem de bize emanet edilen vücut fabrikasına bir eziyettir.
İşte, tatlı ve hoş bir nimet olan üzümü, Kudret hazinesinin ballı ve lezzetli bir nimeti bilip yemek ne kadar güzeldir. Buna karşılık, onu değişik muamelelere tâbi tutarak aklı ve beyni uyuşturan bir içki hâline getirip içmek ise çirkin ve kerih bir davranıştır. Üzüm gibi daha birçok maddeler sarhoş edici bir hale getirilerek içilmektedir.
Ne isimle olursa olsun, sarhoşluk veren ve kişinin aklını uyuşturan maddeler tıbben zararlı görülmüş, dinimizce de haram kılınmıştır.
Nitekim Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bir hadislerinde, “Ümmetimden bazı kimseler içkiye başka başka isim takarak onu içecekler”1 buyurarak “İsimlerin değişmesiyle hakikatin değişmeyeceği” gerçeğine işaret etmişlerdir. Diğer bir hadislerinde ise, sarhoşluk veren şeyin azının da, çoğunun da haram olduğunu şöyle beyan buyururlar:
“Sarhoşluk veren herşey haramdır. Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır.”2
Bugün değişik isimler altında sarhoşluk verici pek çok maddeler kullanılmaktadır. Yukarıda verilen ölçülere göre, sarhoşluk veren her içeceğin azı da, çoğu da haramdır. Sirke ve şıra gibi bazı maddeler ise, içinde alkol bulunmadığı için helâldir.
Bozaya gelince: Bilindiği gibi, boza, darı hamurundan yapılan ekşimsi bir içecektir. Tatlılaştırılarak içilmektedir. Bu şekilde yapılan bozanın içine sarhoşluk verici birşey karıştırılmadığı müddetçe içilmesi haram değildir, helâldir. Bu haliyle meyve suyu gibi meşrubat sınıfına girmektedir.
Ancak fazla ekşitilir ve kabartılırsa, sarhoşluk verici bir hale geldiği için içilmesi caiz değildir. Buna dikkat edilmelidir.
Son olarak boza hakkında dört yüz sene önce Kanunî Sultan Süleyman’ın kudretli şeyhülislâmı Ebussuud Efendinin verdiği şu fetvayı zikretmek isteriz:
“Sâfî darıdan tatlı bozanın içinde sekir (sarhoşluk) verir nesne katılmayıp, mücerret (sadece) teskin-i hararet (harareti dindirmek) ve mizaca takviye için istimal olunsa helâl olur mu?
El-cevap: Asla iskar şaibesi (sarhoşluk verici şüphe) olmayacak, şürbünde hürmet yoktur (içilmesi haram değildir).”3
Bu fetvadan da anlaşılacağı gibi, bugün satılan bozanın içilmesi caiz ve helâldir.
1. İbni Mâce, Eşribe: 8.
2. A.g.e., 10.
3. Ebussuud Efendi Fetvaları, s. 148.
Mehmed Paksu, Helal – Haram