BruceLee
Üye
Edson Arantes do Nascimento Pele, 1940 yılında dünyaya geldi. Futbola Bauru Atletic takımında başlayan Pele, 1955 te geçtiği Santos Kulübünde 1956 da A takımına alındı.
İlk Dünya Şampiyonluğunu 1958de tattı. Yedekler arasında İsveçe götürülen Pele oyuna girdiği zamanlarda başarılı futboluyla dikkatleri üzerine çekti ve Milli Takımın ilk onbirinde yer alarak kupayı kaldıranlar arasına girdi. 1962 Dünya Kupası onun için kötü bir dönemdi. Pele sakat olduğu için bu milli takıma çağrılmadı.
Futbolun taçsız kralı olarak adlandırılan Pele, 1970 dünya kupasında hem olgun bir futbolcu hem de dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu olduğu gösterdi ve Brezilya bu dünya kupasından da şampiyonlukla çıkarak 3 kez kupayı evine götürdü.
Her an her şeyi yapabilecek teknikte bir oyuncu olması, rakiplerin korkulu rüyası haline getirdi onu fakat o bununla şımarmak yerine kendisini daha da geliştirmeye çalıştı. 1974 yılına kadar oynadığı Santos takımında tam 1284 gol attı. O da tatilini ABD de geçirdi ve New York Cosmos takımına transfer oldu. 1977 de de futbolu bıraktı.
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu olarak gösterilen Pele, bütün dünyada futbol için ölçü ve hedef olarak gösterilmektedir.
"Tanrı beni futbol oynamam için yaratmış".
dünya kupasına katılmış ve 3 ünde şampiyonluk yaşamış, oynadığı her maçta ortalama bir gol kaydetmiş, 22 senelik futbol kariyeri süresince oynadığı 1363 maçta tam 1282 defa fileleri havalandırmış, en iyi yılında dostluk ve kupa maçları da dahil olmak üzere tam 139 gol atmış bir efsane ve olağanüstü bir sürat, top kontrolü ve yetenekler bütünü. Ve bu bütünün en nadide parçası "Siyah Inci," Peleydi.
Sarı yeşillerin arasında parlayan bir yıldızdı Pele. Kıvrak, güçlü bir zeká ve vücuda sahip olan Pele topa da istediği gibi hükmedebiliyordu. Orta boylu, olağanüstü bir dengeye sahip ve çok süratliydi. Mükemmel bir top cambazı olmasının dışında, oyunu önceden okuyabildiğinden dolayı, rakibin arasına kolayca girip çıkabiliyor, topu rahatlıkla orta sahadan ceza sahasına taşıyabiliyordu. Keskin zekásı sayesinde beklenmedik oyunlar kuruyor, sürpriz paslar ve şutlar atabiliyordu. Her iki ayağını da eşit düzeyde kullanarak topa çok sert ve isabetli vurabildiği gibi, büyük bir ustalıkla atabildiği kafa golleri de vardı. Rakip defansın üstünden kalecileri bile şaşkın müthiş etkili şutlar atardı. Futbolseverler öyle büyülenmişlerdi ki, o topa her sahip olduğunda yeni bir numara icat edecek beklentisi içindelerdi.
Çocukluğu güçlükler içinde geçen Peleyi ailesi "Dico" diye çağırırdı. Babası Joao Ramos do Nascimento da profesyonel bir futbolcuydu. Futbol dünyasında "Dondinho" diye bilinen Ramos, zamanının en iyi kafa hakimiyetine sahip santraforlarındandı. Kötü bir sakatlık geçirip birinci ligdeki futbol kariyeri bitene kadar, Brezilya'nın Fluminense takımındaki görevini başarıyla devam ettirdi. Pele'yi top oynamaya teşvik eden insan babası olmuştu. Topa ilk tekmeyi vurmasıyla futbola áşık olan Pele'ye, o yaşlarda futbol fazla para kazandırmamış; bilakis, o sıralarda yaptığı işin ayakkabı boyacılığının önüne geçmişti. Top almaya yetecek kadar parası olmadığı için, çoğu zaman kendi topunu kendi yapmıştı. Tabii ki, annesi Celeste, oğlunu daha iyi bir hayata layık gördüğü için, başlangıçta Pele'nin futbol oynaması fikrine hep karşı çıkmıştı.
Her an her şeyi yapabilecek teknikte bir oyuncu olması, rakiplerin korkulu rüyası haline getirdi onu fakat o bununla şımarmak yerine kendisini daha da geliştirmeye çalıştı. 1974 yılına kadar oynadığı Santos takımında tam 1284 gol attı. O da tatilini ABD de geçirdi ve New York Cosmos takımına transfer oldu. 1977 de de futbolu bıraktı.
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu olarak gösterilen Pele, bütün dünyada futbol için ölçü ve hedef olarak gösterilmektedir.
İlk Dünya Şampiyonluğunu 1958de tattı. Yedekler arasında İsveçe götürülen Pele oyuna girdiği zamanlarda başarılı futboluyla dikkatleri üzerine çekti ve Milli Takımın ilk onbirinde yer alarak kupayı kaldıranlar arasına girdi. 1962 Dünya Kupası onun için kötü bir dönemdi. Pele sakat olduğu için bu milli takıma çağrılmadı.
Futbolun taçsız kralı olarak adlandırılan Pele, 1970 dünya kupasında hem olgun bir futbolcu hem de dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu olduğu gösterdi ve Brezilya bu dünya kupasından da şampiyonlukla çıkarak 3 kez kupayı evine götürdü.
Her an her şeyi yapabilecek teknikte bir oyuncu olması, rakiplerin korkulu rüyası haline getirdi onu fakat o bununla şımarmak yerine kendisini daha da geliştirmeye çalıştı. 1974 yılına kadar oynadığı Santos takımında tam 1284 gol attı. O da tatilini ABD de geçirdi ve New York Cosmos takımına transfer oldu. 1977 de de futbolu bıraktı.
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu olarak gösterilen Pele, bütün dünyada futbol için ölçü ve hedef olarak gösterilmektedir.
"Tanrı beni futbol oynamam için yaratmış".
dünya kupasına katılmış ve 3 ünde şampiyonluk yaşamış, oynadığı her maçta ortalama bir gol kaydetmiş, 22 senelik futbol kariyeri süresince oynadığı 1363 maçta tam 1282 defa fileleri havalandırmış, en iyi yılında dostluk ve kupa maçları da dahil olmak üzere tam 139 gol atmış bir efsane ve olağanüstü bir sürat, top kontrolü ve yetenekler bütünü. Ve bu bütünün en nadide parçası "Siyah Inci," Peleydi.
Sarı yeşillerin arasında parlayan bir yıldızdı Pele. Kıvrak, güçlü bir zeká ve vücuda sahip olan Pele topa da istediği gibi hükmedebiliyordu. Orta boylu, olağanüstü bir dengeye sahip ve çok süratliydi. Mükemmel bir top cambazı olmasının dışında, oyunu önceden okuyabildiğinden dolayı, rakibin arasına kolayca girip çıkabiliyor, topu rahatlıkla orta sahadan ceza sahasına taşıyabiliyordu. Keskin zekásı sayesinde beklenmedik oyunlar kuruyor, sürpriz paslar ve şutlar atabiliyordu. Her iki ayağını da eşit düzeyde kullanarak topa çok sert ve isabetli vurabildiği gibi, büyük bir ustalıkla atabildiği kafa golleri de vardı. Rakip defansın üstünden kalecileri bile şaşkın müthiş etkili şutlar atardı. Futbolseverler öyle büyülenmişlerdi ki, o topa her sahip olduğunda yeni bir numara icat edecek beklentisi içindelerdi.
ÇİLELİ BİR ÇOCUKLUK
Futbolseverler tarafından Pele lakabı ile tanınan Edson Arantes do Nascimento, 1940 yılının 23 Ekiminde, Minas Gerais Eyaletinin küçük bir kasabası Tres Coraçoeste hayata gözlerini açtı. Burası Brezilyadaki fakir bölgelerden biriydi. Henüz küçük bir çocukken ailesiyle beraber Brezilyanın daha güneyine Sao Paulo Eyaletinin Bauru kasabasına yerleşti. Pelenin futbolla tanışması burada olmuştur. Kendisinin daha sonraları itiraf edeceği gibi, kalbindeki üç yerden biri doğduğu yer Tres Coraçoes, diğeri çocukluğunun geçtiği ve futbolla tanıştığı Bauru, sonuncusu ise futbol kariyerinin uzun bir bölümünün geçtiği Brezilyanın Santos takımıdır.Çocukluğu güçlükler içinde geçen Peleyi ailesi "Dico" diye çağırırdı. Babası Joao Ramos do Nascimento da profesyonel bir futbolcuydu. Futbol dünyasında "Dondinho" diye bilinen Ramos, zamanının en iyi kafa hakimiyetine sahip santraforlarındandı. Kötü bir sakatlık geçirip birinci ligdeki futbol kariyeri bitene kadar, Brezilya'nın Fluminense takımındaki görevini başarıyla devam ettirdi. Pele'yi top oynamaya teşvik eden insan babası olmuştu. Topa ilk tekmeyi vurmasıyla futbola áşık olan Pele'ye, o yaşlarda futbol fazla para kazandırmamış; bilakis, o sıralarda yaptığı işin ayakkabı boyacılığının önüne geçmişti. Top almaya yetecek kadar parası olmadığı için, çoğu zaman kendi topunu kendi yapmıştı. Tabii ki, annesi Celeste, oğlunu daha iyi bir hayata layık gördüğü için, başlangıçta Pele'nin futbol oynaması fikrine hep karşı çıkmıştı.
Her an her şeyi yapabilecek teknikte bir oyuncu olması, rakiplerin korkulu rüyası haline getirdi onu fakat o bununla şımarmak yerine kendisini daha da geliştirmeye çalıştı. 1974 yılına kadar oynadığı Santos takımında tam 1284 gol attı. O da tatilini ABD de geçirdi ve New York Cosmos takımına transfer oldu. 1977 de de futbolu bıraktı.
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu olarak gösterilen Pele, bütün dünyada futbol için ölçü ve hedef olarak gösterilmektedir.