Bartholomew Buttons, dünyanın en büyük kaşif olma hayalleriyle yanan, minik, tombul bir hamsterdı. Bartholomew, evdeki akvaryumunun dört duvarından çok daha fazlasını keşfetmeye kararlıydı. O, dünyanın haritasını, kuru fıstık kabuklarından yapmış, küçük bir pusula olarak da kuru fasulyeyi kullanmıştı.
Bir gün, Bartholomew, evinin en karanlık köşesinde gizli bir geçit keşfetti. Bu geçit, bir kitaplığın arkasındaydı ve bir dizi minik, ahşap basamaktan oluşuyordu. Bartholomew, cesurca basamaklardan yukarı tırmandı.
“Bu bir yol olmalı!” diye fısıldadı Bartholomew, heyecanla. “Büyük bir keşif!”
Geçit, onu beklenmedik bir yere götürdü: devasa bir oyuncak ayıya ait, yumuşacık bir kürke. Bartholomew, kendisini oyuncak ayının kollarının arasında buldu. Bu, Bartholomew'un hiç beklemediği bir durumdu.
“Merhaba küçük dostum,” dedi oyuncak ayı, derin ve gürültülü bir sesle. “Ben Barnaby'yim. Sen kimsin ve burada ne yapıyorsun?”
Bartholomew, korkusunu yenerek, “Ben Bartholomew Buttons’ım ve ben bir kaşifim! Burayı keşfetmeye geldim!” dedi.
Barnaby güldü. “Keşfetmek mi? Bu, benim karnım!” dedi. “Sen, benim yeni bir şekerlememin içindesin!”
Bartholomew, durumun komikliğini anlamaya başladı. “Bu bir yol değilmiş!” diye bağırdı. “Bu bir karnış!”
Barnaby, Bartholomew'yu dikkatlice aşağı indirdi ve onu yumuşak bir battaniyeye yerleştirdi.
“Üzgünüm küçük dostum,” dedi Barnaby. “Ama senin için burada çok eğlenceli şeyler de var.”
Barnaby, Bartholomew'ya yumuşak oyuncaklarla dolu bir kutu gösterdi. Bartholomew, oyuncaklarla oynadı, yuvarlandı ve zıpladı. Barnaby, ona şekerli mısır taneleri ikram etti.
Bartholomew, bir süre Barnaby'nin karnında mutlu bir şekilde vakit geçirdi. Ama sonra, gerçek bir yolculuğa çıkma arzusu yine onu ele geçirdi.
“Barnaby,” dedi Bartholomew. “Karnın çok güzeldi, ama ben yine de bir yolculuğa çıkmak istiyorum. Gerçek bir yolculuğa!”
Barnaby, Bartholomew'nun kararlılığını takdir etti. “Tamam küçük dostum,” dedi. “Sana gerçek bir yol göstereceğim.”
Barnaby, Bartholomew’u dikkatlice, kitaplığın arkasındaki geçitten aşağı indirdi. Ama bu sefer, Barnaby, Bartholomew'ya bir ip vermişti.
“Bu ip, seni evine geri götürecek,” dedi Barnaby. “Ve bir dahaki sefere, yolculuğa çıkmadan önce, bir harita kullanmayı unutma!”
Bartholomew, ip ile akvaryumuna geri döndü. Yolculuğu, beklenmedik bir şekilde sona ermişti ama yine de çok eğlenceli bir maceraydı. Artık biliyordu ki, her yol, gerçek bir yol olmayabilirdi, ama her yolculuk, yeni bir deneyim ve hikaye sunabiliyordu. Ve Bartholomew, yeni bir harita çizmeye karar vermişti, bu sefer daha dikkatli bir şekilde. Belki de bir sonraki keşif yolculuğunda, gerçek bir yol bulabilirdi… veya belki de başka bir şaşırtıcı keşif bekliyordu onu. Kim bilir?
Bir gün, Bartholomew, evinin en karanlık köşesinde gizli bir geçit keşfetti. Bu geçit, bir kitaplığın arkasındaydı ve bir dizi minik, ahşap basamaktan oluşuyordu. Bartholomew, cesurca basamaklardan yukarı tırmandı.
“Bu bir yol olmalı!” diye fısıldadı Bartholomew, heyecanla. “Büyük bir keşif!”
Geçit, onu beklenmedik bir yere götürdü: devasa bir oyuncak ayıya ait, yumuşacık bir kürke. Bartholomew, kendisini oyuncak ayının kollarının arasında buldu. Bu, Bartholomew'un hiç beklemediği bir durumdu.
“Merhaba küçük dostum,” dedi oyuncak ayı, derin ve gürültülü bir sesle. “Ben Barnaby'yim. Sen kimsin ve burada ne yapıyorsun?”
Bartholomew, korkusunu yenerek, “Ben Bartholomew Buttons’ım ve ben bir kaşifim! Burayı keşfetmeye geldim!” dedi.
Barnaby güldü. “Keşfetmek mi? Bu, benim karnım!” dedi. “Sen, benim yeni bir şekerlememin içindesin!”
Bartholomew, durumun komikliğini anlamaya başladı. “Bu bir yol değilmiş!” diye bağırdı. “Bu bir karnış!”
Barnaby, Bartholomew'yu dikkatlice aşağı indirdi ve onu yumuşak bir battaniyeye yerleştirdi.
“Üzgünüm küçük dostum,” dedi Barnaby. “Ama senin için burada çok eğlenceli şeyler de var.”
Barnaby, Bartholomew'ya yumuşak oyuncaklarla dolu bir kutu gösterdi. Bartholomew, oyuncaklarla oynadı, yuvarlandı ve zıpladı. Barnaby, ona şekerli mısır taneleri ikram etti.
Bartholomew, bir süre Barnaby'nin karnında mutlu bir şekilde vakit geçirdi. Ama sonra, gerçek bir yolculuğa çıkma arzusu yine onu ele geçirdi.
“Barnaby,” dedi Bartholomew. “Karnın çok güzeldi, ama ben yine de bir yolculuğa çıkmak istiyorum. Gerçek bir yolculuğa!”
Barnaby, Bartholomew'nun kararlılığını takdir etti. “Tamam küçük dostum,” dedi. “Sana gerçek bir yol göstereceğim.”
Barnaby, Bartholomew’u dikkatlice, kitaplığın arkasındaki geçitten aşağı indirdi. Ama bu sefer, Barnaby, Bartholomew'ya bir ip vermişti.
“Bu ip, seni evine geri götürecek,” dedi Barnaby. “Ve bir dahaki sefere, yolculuğa çıkmadan önce, bir harita kullanmayı unutma!”
Bartholomew, ip ile akvaryumuna geri döndü. Yolculuğu, beklenmedik bir şekilde sona ermişti ama yine de çok eğlenceli bir maceraydı. Artık biliyordu ki, her yol, gerçek bir yol olmayabilirdi, ama her yolculuk, yeni bir deneyim ve hikaye sunabiliyordu. Ve Bartholomew, yeni bir harita çizmeye karar vermişti, bu sefer daha dikkatli bir şekilde. Belki de bir sonraki keşif yolculuğunda, gerçek bir yol bulabilirdi… veya belki de başka bir şaşırtıcı keşif bekliyordu onu. Kim bilir?