Burun Nasıl Koku Alıyor?

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Güzel kokuları aldığımızda keyiflenir, kötü kokulara maruz kaldığımızda son derece rahatsız oluruz. Koku almak beş teme duyumuzdan biridir ve neredeyse hayati bir önemi vardır. Koku alamadığımızda bozuk bir yiyeceği yiyerek zehirlenebilir hatta hayatımızı tehlikeye atabiliriz. Koku duyusu olmadığında yiyeceklerden lezzet de alamayız. Yediğimiz ve içtiğimiz besinlerden tat almamız aslında koklayabilmemize bağlı. Nezle olup burnunuz tıkandığında yediğiniz hiçbir şeyden tat alamadığınızı hatırlayın. Ayrıca doğanın, çiçeklerin, denizden gelen iyot ve yosun kokusunun, yeni soyulmuş salatalığın, tavada kızarmış kimyonlu anne köftesinin, parfümlerin kokusunu alamamak da hayatı ne kadar yavanlaştırır bir düşünsenize…

Kokular bizi geçmişe ve anılara da götürür. Siz küçükken annenizin kullandığı parfümün yıllar sonra aniden burnunuza geldiğinizi düşünün. Çocukluğunuza dair ne kadar anı varsa hepsi bir koşu gözlerinizin önüne geliverir. Geçmişte aşina olduğumuz kokuları ilerleyen zaman içinde yeniden aldığımızda aniden o yıllara geri gider ve duygulanırız. Yani kokular çok önemli ve özel bileşenlerdir. Koku bir nevi nesnelerin ruhudur.

Peki bu gizemli ve mucizevi his nasıl oluşur? Burun nasıl koku alıyor gelin bir bakalım.​


Herhangi bir yiyecek yahut nesnenin kokusunu koku molekülleri sayesinde alırız. Koku molekülü denilen kimyasal parçacıklar, burun deliklerinin birkaç santim yukarısında bulunan epitel zarın ıslak kısmında çözünür ve orada koku reseptörleri ile temasa geçer. Burnumuzda her gelen kokuyu ayırt edebilmek için yaklaşık 40 milyon koku reseptörü vardır. Bu sayı koku uzmanı köpeklerde ve özellikle polis köpeklerinde 2 milyar civarıdır. İşte bu lifli sinir hücreleri daha uzun liflerle burnun arka tarafında bulunan burun soğanına bağlıdır.

Bilim adamları yaptıkları araştırmalarla şunu saptamışlardır ki; her koku molekülünün kendine has bir yapısı vardır ve beynimiz de bu sayede aldığımız kokunun neye ait olduğunu rahatlıkla saptar. Ayrıca koku alma sırasında beyin her bir molekülü algılayıp hafızaya aldığından, aynı şey bir daha koklandığında ne olduğu rahatlıkla ayırt edilebilir.

Yine bilim adamları yaptıkları çalışmalarda koku ailelerinden söz ederler. Öyle ki her aileye ait moleküller de benzer şekillerdedir. Buna göre yedi temel koku şöyledir: çiçek kokusu, misk kokusu, reçineli koku (terebentin misali), naneli koku, kekremsi koku (sirke misali), kötü ve nahoş kokular ve eter kokusu. Burnumuzdaki farklı reseptörler kokuların farklı bölümlerini algılar. 200’den fazla bileşenin bir araya gelerek gül aromasını oluşturduğunu söylesek şaşırır mısınız? Yeni pişirilmiş kahvede ise yaklaşık 500 bileşenden söz edebiliriz.

Sadece buharlaşamayan cisimleri kokusunu alamayız. Buharlaşmadıkları için koku moleküllerini de dışarı veremezler. Sözgelimi cam buharlaşmaz ve dolayısıyla kokusunu da alamayız.
 
Geri
Top