Kayıtdışı çalışma
Kentlerde çalışan kadınların ana sorun alanlarını iş gücü piyasasının cinsiyetçi yapısı ve kayıtdışı çalışma belirlemektedir.
Kadınlar kayıtdışı işlerde; ücretlerin düşüklüğü, sosyal güvencenin olmaması, örgütsüzlük ve denetlenme eksikliği gibi nedenlerden dolayı yoksulluktan kurtulamamaktadır.
Kadınların işlerinin kesintiye uğraması,
Doğum ya da çocuk bakımı gibi nedenlerden dolayı işten ayrılan kadınlar, yeniden iş bulmakta zorlanmakta ya da aynı nitelikteki işlere girememektedirler.
İşgücü piyasasının cinsiyetçi yapısı
İşgücü piyasasında cinsiyet temelindeki ayrışma nedeniyle kadınlar şoför, pilot, cerrah, gibi bazı mesleklerde daha az yer almaktadır. Diğer yandan; hemşirelik, öğretmenlik, sekreterlik gibi bazı mesleklerde ise yoğunlaşmaktadırlar bu meslekler de görece düşük statülü ve ücretli mesleklerdir.
Karar mekanizmalarında yetersiz temsil
Çalışan kadınlar, yüksek düzeyde yetki alanlarında temsil edilmemekte, daha çok orta düzeyli yetki alanlarında bulunmaktadırlar. Kariyer elde etmek aşamasında cinsiyetler arasında yasal düzeyde bir ayrımcılık söz konusu olmasa da, uygulama düzeyinde kadının yükselmesi önünde kalıplaşmış önyargılar mevcuttur.
Cinsel taciz;
Çalışan kadınlar toplumun kadına bakış açısından dolayı cinsel tacize uğrama olasılığına sahiplerdir ve pek çok kadın açısından bu tür davranışa maruz kalma riski işgücüne katılımlarını engellemektedir.
Çalışanların örgütleri soruna yeteri kadar gereken önemi vermediklerinden ve gerekli destek mekanizmaları mevcut olmadığından bu soruna ilişkin duyarlılık geliştirilememektedir.
Yeni TCK’nda cinsel taciz suç olarak tanımlanarak, cinsel tacizi önlemeye yönelik yasal düzenleme sağlanmış, yeni İş Kanununda da cinsel taciz haklı fesih nedeni sayılmıştır. Sendikaların yasaların işlerlik kazanması için bu konuda çalışmalar yürütmesi önem taşımaktadır.
Sendikaların örgütlenme çabalarının yetersizliği
Sendikalı kadın işçi sayısı oldukça azdır. Bunun en önemli nedenlerinden biri kadınların önemli kısmının kayıtdışı işlerde çalışıyor olmalarıdır. Diğer yandan özel sektörde örgütlenme önünde herhangi bir yasal engel olmamasına rağmen, örgütlenme süreçlerinde bir takım fiili engellerin olması sendikal örgütlenmeyi güçleştirmektedir. Bu ise, kadınların sendikal yapılarda kendilerini ifade etme mekanizmalarından yoksun bırakmaktadır.
Sendikalarda kadınlar yeterince temsil edilmiyor.
Sendikalarda kadınlar daha çok işyeri temsilcisi düzeyinde temsil edilmektedir. Şube ve genel merkez yöneticileri düzeyinde sendikacı kadın sayısı çok azdır. Kadınların yoğun olduğu iş kollarında da bu durum aynıdır. Üst düzey karar mekanizmalarında yer alan kadın sendikacılar da daha çok sosyal işleri düzenleyen ve etki alanlarının kısıtlı olduğu görevlerde yer almaktadırlar. Kadınları teşvik edici kota, sandalye ayrılması gibi olumlu destek politikaları uygulayan sendika yoktur.
Toplu sözleşme sürecinde kadın işçilerin talepleri yeterince temsil edilmemektedir.
Alıntıdır.
Kentlerde çalışan kadınların ana sorun alanlarını iş gücü piyasasının cinsiyetçi yapısı ve kayıtdışı çalışma belirlemektedir.
Kadınlar kayıtdışı işlerde; ücretlerin düşüklüğü, sosyal güvencenin olmaması, örgütsüzlük ve denetlenme eksikliği gibi nedenlerden dolayı yoksulluktan kurtulamamaktadır.
Kadınların işlerinin kesintiye uğraması,
Doğum ya da çocuk bakımı gibi nedenlerden dolayı işten ayrılan kadınlar, yeniden iş bulmakta zorlanmakta ya da aynı nitelikteki işlere girememektedirler.
İşgücü piyasasının cinsiyetçi yapısı
İşgücü piyasasında cinsiyet temelindeki ayrışma nedeniyle kadınlar şoför, pilot, cerrah, gibi bazı mesleklerde daha az yer almaktadır. Diğer yandan; hemşirelik, öğretmenlik, sekreterlik gibi bazı mesleklerde ise yoğunlaşmaktadırlar bu meslekler de görece düşük statülü ve ücretli mesleklerdir.
Karar mekanizmalarında yetersiz temsil
Çalışan kadınlar, yüksek düzeyde yetki alanlarında temsil edilmemekte, daha çok orta düzeyli yetki alanlarında bulunmaktadırlar. Kariyer elde etmek aşamasında cinsiyetler arasında yasal düzeyde bir ayrımcılık söz konusu olmasa da, uygulama düzeyinde kadının yükselmesi önünde kalıplaşmış önyargılar mevcuttur.
Cinsel taciz;
Çalışan kadınlar toplumun kadına bakış açısından dolayı cinsel tacize uğrama olasılığına sahiplerdir ve pek çok kadın açısından bu tür davranışa maruz kalma riski işgücüne katılımlarını engellemektedir.
Çalışanların örgütleri soruna yeteri kadar gereken önemi vermediklerinden ve gerekli destek mekanizmaları mevcut olmadığından bu soruna ilişkin duyarlılık geliştirilememektedir.
Yeni TCK’nda cinsel taciz suç olarak tanımlanarak, cinsel tacizi önlemeye yönelik yasal düzenleme sağlanmış, yeni İş Kanununda da cinsel taciz haklı fesih nedeni sayılmıştır. Sendikaların yasaların işlerlik kazanması için bu konuda çalışmalar yürütmesi önem taşımaktadır.
Sendikaların örgütlenme çabalarının yetersizliği
Sendikalı kadın işçi sayısı oldukça azdır. Bunun en önemli nedenlerinden biri kadınların önemli kısmının kayıtdışı işlerde çalışıyor olmalarıdır. Diğer yandan özel sektörde örgütlenme önünde herhangi bir yasal engel olmamasına rağmen, örgütlenme süreçlerinde bir takım fiili engellerin olması sendikal örgütlenmeyi güçleştirmektedir. Bu ise, kadınların sendikal yapılarda kendilerini ifade etme mekanizmalarından yoksun bırakmaktadır.
Sendikalarda kadınlar yeterince temsil edilmiyor.
Sendikalarda kadınlar daha çok işyeri temsilcisi düzeyinde temsil edilmektedir. Şube ve genel merkez yöneticileri düzeyinde sendikacı kadın sayısı çok azdır. Kadınların yoğun olduğu iş kollarında da bu durum aynıdır. Üst düzey karar mekanizmalarında yer alan kadın sendikacılar da daha çok sosyal işleri düzenleyen ve etki alanlarının kısıtlı olduğu görevlerde yer almaktadırlar. Kadınları teşvik edici kota, sandalye ayrılması gibi olumlu destek politikaları uygulayan sendika yoktur.
Toplu sözleşme sürecinde kadın işçilerin talepleri yeterince temsil edilmemektedir.
Alıntıdır.