• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Camondo Ailesi (Komando Ailesi)

Suskun

V.I.P
V.I.P
Milyar Dolarlık tabloları Paris Louvre Müzesi’ne bağışlayan

Osmanlı'da Yahudi bir Aile: Camondo Ailesi (Komando Ailesi)

XDsTA.webp,

''Abraham Camondo ve oğlu Nesim Camondo''


14 adet Monet

11 adet Degas

8 adet Sisley

7 adet Manet

5 adet Cezanne

3 adet Renoir

2 adet Pissarro



Sadece bunlar değildi. Toplam bağışladığı sanat eseri adedi 804’tü. Bırakalım hepsini sadece yukarıda yazdığım tabloların ederinin kaç lira olduğunu tahmin edersiniz?

Fazla zorlamayın kendinizi ben söyleyeyim; bu tablolara sahip olsaydınız Türkiye’nin en zengin kişisi olurdunuz! Bu dünyanın en pahalı eserlerini Paris müzelerine bağışlayan kişi bir Osmanlı ailesiydi: Camondolar!..

Camondolar 1492’de İspanya’dan kovulan Yahudi ailesiydi. Ancak önce Venedik’e yerleştiler. Baskılardan bunalıp İstanbul’a geldiler. Ailenin zenginleşmesinde büyük paya sahip olan Abraham Salomon Camondo, 1795’te İstanbul’da doğdu.

Kardeşi Isaac ile birlikte banka kuran, bankerlik yapan, devlete borç para veren Abraham Camondo, zamanla Osmanlı’nın en zengin kişisi oldu. Reformcu bir kimliği vardı. Yahudi cemaati içinde laik ve liberal bir çizgiyi benimsiyordu. Bu nedenle modern okullar açılmasına önayak oldu.

Ancak bu reformcu çizgileri nedeniyle başta Hahambaşı Avigdor olmak üzere dindaşlarıyla ayrı düştü.

Osmanlı iktidarının modern eğitim konusunda kendilerine pek destek vermemesi üzerine kızıp 1870 yılında Paris’e göçtü.

Ne var ki, Abraham Camondo, Paris hayatını pek sevemedi. Ölünce kendisinin İstanbul’a gömülmesini vasiyet etti. 1889’da ölünce vasiyeti yerine getirildi. Sultan II. Abdülhamid’in katıldığı bir törenle İstanbul’da toprağa verildi. Ne yazık ki Hasköy’deki mezarı bugün harabe halindedir!

Geride yetişkin üç evlat bıraktı: Behor, Nesim ve Rebecca.


Gelelim resim meselesine:


19. yüzyıl sonu Paris sosyetesinin önemli isimlerinden Kont Isaac de Camondo, Nesim Camondo’nun oğluydu. İstanbul doğumluydu.

Ailesinden miras olarak; bankalar, bankerlik kuruluşları, Paris’teki şirketler, büyük bir servet ve asalet unvanı (kontluk) yanında çok büyük de bir sanat eserleri koleksiyonu kalmıştı.

Birçok şirketin başında olan ve serveti dillere destan olan Isaac Camondo, aynı zamanda 1891’den beri İstanbul Başkonsolosu’ydu.

Yıllardan beri Louvre Müzesi’nde sergilenmek üzere tablolar alıp müzeye bağışlar yapan Isaac Camondo, 1907 yılında koleksiyonunun 804 parçadan oluşan büyük bir kısmını Louvre’a bağışlamaya karar verdi.

Manet, Degas, Monet, Cezanne, Sisley, Van Gogh, Corot gibi ressamların eserlerinin de bulunduğu 130 kadar resim ile 400 kadar Japon baskı koleksiyonunu şartlı bağışlıyordu.

El yazısı vasiyetnamesinde belirttiği koşul, Louvre’un bütün eserleri eksiksiz sergilemesi ve koleksiyonun elli yıl onun adını taşıyan özel bir salonda sergilenmesiydi. Bu koşulu önce tuhaf karşılayan Fransa Milli Sanatlar Kurulu, vasiyetin altında yatan gerçeği sonradan fark etti.

O güne kadar, herhangi bir ressamın eserinin Louvre’da sergilenebilmesi ancak ölümünden on yıl sonra gerçekleşebiliyordu. Isaac Camondo müze yönetimi tarafından kabul edilen bu koşuluyla, o zamanlar ünlü olmayan ve çok eleştirilen empresyonist ressamların tablolarını daha yaşarlarken Louvre’da sergilenmelerini sağlamıştı.

Isaac’ın vasiyeti ölümünden sonra kuzeni Moise tarafından gerçekleştirildi. Louvre Müzesi’nde "Camondo Salonu" adını alan özel bölüm, dokuz yıllık bir inşaattan sonra 1920 yılında resmen açıldı. Eserlerin bir bölümü zamanla sergilenmek üzere Orsay gibi müzelere de verildi.

Bugün Paris’te Monceau Parkı’nın kenarında, bu zengin Yahudi ailenin yaşadığı eski bir konak "Camondo Müzesi" haline getirilmiştir.

Bir gün yolunuz düşerse mutlaka uğrayınız. Çıkış kapısının kenarında duvara monte edilmiş madeni levhayı okuyunuz. Levhada Camondo ailesinin 1942 yılında Auschwitz kampında yok edildiği yazılıdır!

Camondo adını bugün yaşatan servetleri değil, sanatın gücü olmuştur!
 
Geri
Top