Cengiz Han'ın Hayatı
Cengiz Han (ya da doğum adıyla Temuçin) (d. 1162 - 18 Ağustos 1227) Moğol politikacı ve ordu lideri ya da kağanıydı. Moğol kabilelerini buyruğu altında birleştirerek Moğol İmparatorluğu'nu (1206-1368) kurmuştur. Bu imparatorluk Dünya tarihinin en büyük bitişik sınırlara sahip olan imparatorluğudur. Timuçin ismiyle Moğol Devleti hükümdarı akrabası olarak doğmuş, meritokratik (yeteğene bağlı) oldukça güçlü bir ordu kurmuş; ve tarihin en başarılı ordu liderlerinden biri olmuştur.
Kuzey Çin'deki Batı Şia Hanedanlığı'nı ve Çin Hanedanlığı'nı ele geçirmiş, İran'da Harzemşahlar Devleti de dahil olmak üzere bir çok yere fethetmiştir. Avrupa ve Asya'daki hakimiyeti; radikal olarak bu bölgelerin demografisini ve jeopolitikasını değiştirmiştir. Moğolistan İmparatorluğu; günümüze göre bakacak olursak; Çin, Moğolistan, Rusya, Azerbeycan, Ermenistan, Gürcistan, Irak, Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Pakistan, Tajikistan, Afganistan, Türkmenistan, Moldova ve Kuveyt'in büyük bir bölümünü ele geçirmiştir.
Hayatının ilk yılları hakkında az bilgi vardır, ve oldukça az kaynaklar bize o döneme değin temel bilgiler vermektedir. Küçük bir kabilede doğmuş, ve babası O'na Temuçin ismini Temuçin Uge isminde bir Tatar liderini yakaladığı için verdiği ileri görülür. Başka bir deyişe göre de, elinde bir kan pıhtısıyla doğduğudur. Tahminen 1162 ila 1167 arasında Moğolistan'ın Burhan Haldun'un dağları arasında, Onon ve Herlen ırmakları yakınında doğmuştur. Efsaneye göre, Temuçin elini sıkarak bir kan pıhtısı yaratmış, bu da O'nun büyük işler yapacağının kaderinde olduğunu göstermiştir. Moğol Devleti'nin son hükümdarı Kutala'nın yeğeni, Borjigin'in lideri Yeşügey'in büyük oğludur, Annesi Helin (Hoelun), Olkunut (Olkhunu) kabilesindendi. Merkezi Asya'da yaşayan tüm Türk ve Moğollar gibi göçebe hayatı yaşıyorlardı.
Temuçin babası tarafından Kabul Han, Ambagai ve Kutula Han'ın akrabasıydı. Bulundukları Moğol Devleti, Çin Hanedanlığı altındaydı ve Tatarları desteklemeleriyle 1161'da Kabul Han yokedildi. Babası Yeşügey dağılan Moğol kabilerin başına geçmiş, ancak Tayiçyut kabilesi ile rekabet yaşıyordu. 1161'den sonra Tatarlar çok güçlenince, Çin desteğini Tatarlardan Keraitlere çevirdi.
Temuçin'in 3 erkek kardeşi Kasar, Kajun ve Temuçe'nin yanı sıra bir kız kardeşi Temulin vardı. Bunun yanı sıra, Behter ve Belgutei isimli iki üvey kardeşi vardı.
Cengiz Han'ın imparatoriçesi ve ilk karısı Börte'den 4 çocuğu oldu; Cuci (d. 1185 - 1226), Çağatay ( ? - 1241), Ögeday (? - 1241), Tuli (d. 1190 - ö. 1232). Cengiz Han'ın ayrıca bir çok diğer eşinden bir çok çocuğu oldu ama onlar yerini almaktan muaf tutuldular, kızlarının ise kaç kişi olduğuna değin bir bilgi yoktur. Cengiz Han'ın en büyük oğlu Cuci'nin babasının kim olduğuna değin hep sorular olmuş; ve Cengiz Han sonrasında da bu tartışmalar İmparatorlukta devam etmiştir. Temuçin ile Börte evlendikten sonra; Börte Merkitler tarafından kaçırılmış ve bir adamın karısı yapılmıştır. Kurtarıldıktan yaklaşık dokuz ay sonra da doğum yapmış; Cengizhan da emin olamadığı için oğluna Moğolca "konuk" manasına gelen Cuci ismini koymuştur. Yine de Cuci'ye her zaman öz oğlu gibi davranmıştır.
Geleneksel tarih kayıtlarına göre, Cuci'nin babasının kim olmadığı Çağatay tarafından tartışılmış ve ortaya koyulmuştur. Moğolistan'ın gizli tarihi'ne göre; Çağatay Harzemşahlar'a sefer öncesinde; Cuci'nin Cengiz Han'ın yerine geçmesini asla kabul edemeyeceğini söylemiş; bunun karşılığında ikisi de Cengiz Han'ın yerine geçememiş Ögeday kağan olmuş ve Cengiz Han öldükten sonra yeni imparator olmuştur. Yine de Cuci 1226'da babasından önce ölmüştür.
Efsanelere ve daha sonraki yazarlara göre, Temuçin'in çocukluğu oldukça zor geçti. Henüz 9 yaşınndayken, görücü usülü evliliğine göre babası Yeşügey, Temuçin'i eşi Börte'nin Onkırat kabilesinden olan ailesine verdi. Burada evlilik yaşı olan, 12 yaşına gelene kadar Deiseçen'e; evin reisine hizmet etti.
Evine dönerken babası tatarlar tarafından zehirlenmişti. Bunun sebebi de onlara karşı yaptığı seferler ve saldırılardı. Bu sayede Temuçin kabilenin reisi olmuştu, ancak kabilenin üyeleri küçük bir çocuğun liderliğini kabul etmediler ve Temuçin'i ve ailesini terkettiler.
Devam eden yıllarda, Temuçin ve ailesi doğada göçebe hayatı yaşadı. Ağaçlardaki meyvalardan ve doğadaki hayvanları avlayarak yaşıyorlardı. Bir seferinde de, Temuçin üvey kardeşi Bekter'i avladıkları hayvanı bölüşürken anlaşamadığı için öldürdü. Annesi karşı çıksa da, öldürmek üzerine hiç bir zaman pişmanlık göstermedi. Bu olay ayrıca o'nu ailenin reisi yapmıştı. 1182'deki başka bir olayda da, eski kabilesi tarafından saldırıya uğramış ve esir düşmüştü. Tayiçyutlara esir düştüğünde, gelecekte generallerinden biri olacak Çilayun'un yardımı ile kaçtı. Annesi Helin Temuçin'e hayatta kalabilmesi için bir çok ders verdi. Moğolistan'ın politikasından, diğer kabilelerle ittifak kurmaya, ve zor tabiat koşullarına kadar. Bu gelecekte Temuçin'in anlayışını da bir şekle sokar. Gelecekteki generallerinden Cebe Noyan ve Borçu da bu dönemde Temuçin'e katılırlar. Kardeşleriyle beraber, ilk gelişme ve diplomasi için insan gücünü temsil ettiler.
Temuçin Börte ile 16 yaşındayken evlilik düğünü yaptı. Daha sonra Merkit kabilesi tarafından kaçırıldı, Temuçin de Börte'yi o dönemdeki arkadaşı daha sonra da düşmanı olan Camuha'nın yardımıyla kurtardı. Börte hep tek imparatoriçeydi, ama Temuçin geleneklere uyarak morganatik eşleri oldu. Börte'nin ilk çocuğu Cuci, Merkit kabilesinden kaçırıldıktan 9 ay sonra doğdu; böylece de babasının kim olduğu hakkında hep soruları da beraberinde getirdi.
Temuçin Camuha ile kankardeş oldu, böylece birbirlerine sonsuza kadar bağlılık yemini ettiler.
İmparatorluğa Doğru
Orta Asya'nın birleşmesi
Bu dönemde Temuçin'in birleştirdiği Orta Asya'daki başlıca konfederasyonlar şunlardı:
Naymanlar
Merkitler
Uygurlar
Tatarlar
Moğollar
Keraitler
1100'lü yıllarda Moğolların başlıca rakipleri, batıda Naymanlar, kuzeyde Merkitler, güneyde Tangutlar, doğuda da Çin ve Tatarlardı. 1190'da Temuçin ve danışmanları sadece Moğol konfedarasyonunu birleşti. Mutlak hakimiyeti ve insanların kanunlarına uygulaması için bir anayasa da yazıldı, bunun ismi "Yasa" idi ve halk arasında "Yasak" olarak biliniyordu. Bu kelimeler Türkçe'de de aynı manaya gelmektedir ve bu kelimelerin kaynağı Cengiz Han'ın kanunlarıdır. Bu kanunlarda halkın ve savaşçıların saldırılardan pay alacağı da yazıyordu, ancak gizli bir yasa olduğu için tamamı bilinmiyordu ve hiç bir zaman bir kopyasını yaratmadı. Cengiz Han'ın oğlu Çağatay da bu kanunların uygulanmasından sorumluydu.
Bu yasanın kanunları oldukça ağırdı, ve hemen hemen herşeyin cezası ölümdü. Örnek olarak, eğer ki bir asker önündeki insandan düşen bir şeyi o kişiye vermezse öldürülüyordu. Bu kanunname'de geçenler tam olarak belli değildir.
Temuçin'den Cengiz Han'a
Temuçin'in yavaşça yükselişi; babasının kan kardeşi Tuğrul Han'ın yardımıyla gerçekleşti. Çin Hanedanı'nın Kerait Hanını Tuğrul olarak atamasından sonra, Temuçin'in Börte'yi kurtarışında yardımcı olan Tuğrul'un da vasalı olmuştu. Tuğrul Han 20000 Kerait savaşçısını Temuçin'in yardımına vermiş; Camuha da bu saldırı ardından kendi kabilesi olan Caciratları kurmuştu. Merkitlerle olan savaş sonrasında da çocukluk arkadaşları olan Temuçin ve Camuha da ayrı düştüler.
Tuğrul Han'ın oğlu Sengum; Temuçin'in büyüyen gücünü kıskanmış ve o'na suikast planı yapmıştı. Tuğrul Han da oğlunun önerisine izin vermiş ve Temuçin'in karşısına gizli de olsa geçmişti. Temuçin Sengum'un isteklerini öğrenince, O'nu ve yandaşlarını mağlup etti. Tuğrul Han ve Temuçin arasındaki uzaklaşma ise, Tuğrul Han'ın kızını Temuçin'in oğlu Cuci'ye vermek istememesiyle başladı. Bununla da beraber ayrı düşen Tuğrul Han ve Temuçin aralarında savaş doğdu. Tuğrul Camuha ile ittifak olarak Temuçin'e karşı geldiler. İttifakın kabilelerinden bir çok üyenin de Temuçin'in saflarında yer almasıyla; Tuğrul bozguna uğratıldı. Bu bozgun sonunda da Kerait kabilesi tamamen yokoldu.
Bir sonraki tehdit ise Naymanlardan geldi. Camuha savaş sonrası buraya kaçmış ve takipçileri ile beraber sığınmıştı. Naymanlar Temuçin'e karşı teslim olmadılar, ama yeteri kadar birlikleri Temuçin'i desteklemeyi tercih ettiler. 1201'de Kurultay Camuha'yı Gür Han, kainatsal yönetici, olarak seçti. Camuha'nın bu hareketi Temuçin karşısındaki en son taşkınlığı oldu. Camuha Temuçin karşısındaki kabileler ile bir koalisyon kurup Temuçin'e karşı tekrar savaş açtı. Bu sorundan önce, yine de, bazı generalleri Camuha'dan ayrıldı; aralarında Temuçin'in generallerinden Cebe Noyan'ın tanınan kardeşi Sübüdey Noyan da vardı. Bir kaç muharebe sonrasında, Camuha'nun orduları tamamen yenildi ve Temuçin'e esir düştü.
Gizli Tarih'e göre, Temuçin Camuha'ya tekrar arkadaş olmalarını ve yanında olmasını teklif etti. Camuha bunu redetti ve onurlu bir ölüm (kansız, boynu kırılarak) istediğini iletti. Naymanlarla olan Merkit kabileleri de Sübüdey Noyan tarafından bozguna uğratıldı ve tamamı öldürüldü. Sübüdey daha sonda da Cengiz Han'ın en büyük kumandanlarından biri oldu. Naymanların yenilmesi Cengiz Han'ı Moğolistan'daki tek hükümdar yaptı. Tüm konfederasyonlar birleşerek Moğollar oldular.
1206'da, Temuçin Merkitleri, Naymanları, Moğolları, Uygurları, Keraitleri, Tatarları ve diğer küçük kabileleri liderliği, arzusu ve isteğiyle birleştirdi. Bu uzun süredir Çin imparatorluklarına karşı birleşemeyen Moğolları birleştirmiş, ve tarihi bir an olmuştur. Kurultay'ın tekrar toplanmasıyla, Temuçin Cengiz Han ismini aldı. Cengiz Han öldükten sonraya kadar Kağan ünvanını alamasa da; oğlu Ögeday bu ünvanı alınca babasına verdi. Bu birleşme ile Cengiz Han uzun süredir aralarında savaşan kabileler arasında bir barış sağlamış olsa da, Moğol İmparatorluğu'nun Dünya ile olan savaşı ömrünün son gününe kadar devam etti. Birleşmenin olduğu dönemde; Moğolistan'da 200,000 kişi yaşarken, bunlardan 70,000'i asker idi.
Moğol İmparatorluğu'nun Kuruluşu ve Savaşları
1206 yılında Moğol kabilelerinin birleşmesiyle kurulan Moğol İmparatorluğu Cengiz Han'ın önderliğinde seferlere dayalı bir savaş ve ekonomi politikası izledi. İlk defa Naymanlarda mühür ve yazı kullanıldığını görünce, Nayman hizmetindeki Uygur mühürdarlarını da hizmetine aldı. Akabinde, Uygur yazısı tüm Moğol İmparatorluğu'nda kullanılmaya başlandı. İlk yıllarda Moğol İmparatorluğu'nun devlet işleyişinin belli bir düzene geçmiştir.
Hint Tangutları himayesine alan Cengiz Han, daha sonra Kuzey Çin'deki Kin devletine savaş açarak Pekin'i 1211 yılında kuşattı. Kin hükümdarı barış için Çinli prenseslerden birini Cengiz Han ile evlendirse de, barış uzun sürmedi. 1215'de oldukça kanlı geçen bir savaş sonrasında Çin'i himayesi altına aldı.
Harzemşah Mehmed, Cengiz Han'ın Çin'i ele geçirdiğinden emin olmak için Seyyid Bahaüddin-i Razi yönetiminde bir heyet gönderdi. Gelen heyetle barış görüşmeleri yapan Cengiz Han, Mehmed'e elçilerini gönderdi. Anlaşma doğrultusunda hazırlanan Kervan, Harzemşahlar Devleti'nin Otrar şehrinde 1218 yılında hücuma uğradı. Cengiz Han bunun üzerine Otrar valisi Kayır Han'ın teslim olmasını istedi. Mehmed, Cengiz Han'ın bu teklifini ileten elçilerini öldürerek Harzemşahlar Devleti'nin de sonunu hazırladı.
Cengiz Han öncelikle yol üzerindeki naymanlı Güçlük Han'ı ortadan kaldırmak için; Cebe Noyan komutundasında bir ordu gönderdi. Güçlük Han korkarak Kaşgar'a kaçtı ancak Sarı Göl yakınlarında yakalanarak öldürüldü.
Hazermşah Mehmed de korkuya kapılıp kalelerini korumaya alıp, dağlık bir bölgeye çekildi. Cengiz Han bazı kaynaklara göre kolaylıkla, başka bir bakış açısına göre de barbarca tüm şehir ve kaleleri ele geçirdi. 1220 yılında Otrar'daki kuşatma uzun sürünce, oğulları Ögeday ve Çağatay kontrolündeki orduları bırada bıraktı ve Buhara'ya geçti. Yolunun üzerindeki Zernuk kalesi de teslim oldu ve bu şehire Gu-Balık ismini koydu.
Tekrar yol üzerindeki Nur şehri de Cengiz Han'ın korkusuyla teslim oldu. Akabinde 1220'de Buhara'yı kuşattı. Şehrin garzinonun Horasan'a çekilmesiyle, 12'inci gününde şehir Cengiz Han'ın oldu. Aradan 5 ay geçtikten sonra da Otrar şehri teslim oldu. Cengiz Han'ın elçilerini öldürten Otrar valisi de, ağzına eritilmiş gümüş dökülerek öldürüldü.
Cengiz Han'ın yolculuğu Semerkant'da da devam etti. Burada Göksaray şehrini kuşatmasının ardından şehir teslim oldu. Cengiz Han'ın generalleri de Siriderya'daki Sığnak, Cend, Barçınlığkent'i ele geçirdi.
Hazermşah Mehmed kaçışına devam ederken, peşinden yetenekli generallerinden Cebe Noyan ve Sübüdey Noyan'ı gönderdi. 30 bin kişilik bu ordu Irak'a kadar kovaladı. Cengiz Han oğlu Çağatay'ın kumandasındaki orduyu da Hazermşahlar Devleti'nin merkezi Ürgenç'e gönderdi. Daha sonra da büyük oğlu Cuci'yi buraya gönderdi. 6 ay kuşatmadan sonra, şehir tamamen yokedildi. Böylece de Harizm, Maveraünnehir, Horasan ve bütün doğu İslam ülkeleri de Cengiz Han'ın imparatorluğunun bir parçası oldu.
Cengiz Han'ın savaşlarına değin bir çok değişik bakış açısı vardır. Türk olmayan devletler dışındaki İran, Irak, Afganistan ve Pakistan gibi ülkeler hala Cengiz Han'ı bir barbar ve soykırımcı olarak görmektedirler. Ancak Türkler müslümanların da Cengiz Han'a destek olduğunu iletir, ve köklerinin dayandığı Moğollara ve Cengiz Han'a büyük saygı duyarlar. Batı dünyası ise, Cengiz Han'ı "türk-moğolu" diye tanımlar, ve barbar olarak nitelendirir.
Moğol İmparatorluğu'nun Yönetiminin Öğeday'a Verilmesi
Moğol geleneklerine göre Cengiz Han hayattayken topraklarını oğulları arasında pay etti. Yerine Cuci ve Çağatay arasındaki tartışma yüzünden ikisini de uygun görmezken, Öğeday bu göreve layık oldu. Cuci avcıbaşı, Çağatay örf ve hukuk uygulayıcısı, Tuli de savaş bakanı oldu.
Cuci'nin arası Tuli ile de açılmıştı, ancak batı ülkelerin fethinde önemli rol oynadı. Cuci bilinen tüm yerleşik batı ülkelerini ele geçirdikten sonra Moğolistan'a dönmedi. Ancak aradaki mesafe oldukça uzundu ve bir haber alınamıyordu. Bunu bir kopma olarak Cengiz Han ordularını hazırlarken oğlu Cuci'nin ölüm haberini aldı.
Cengiz Han öldüğünde Moğol İmparatorluğu
1223 ve 1224 yıllarını Kulan-Başın ve İrtiş'de geçiren Cengiz Han; 1225'de Hsia devletine karşı sefere çıktı. Hsia merkezinin teslim olmadan iki gün önce günümüz Kansu'sunda Tangut seferi sırasında hastalanarak 1227 yılının 18 Ağustos'unda öldü.
Moğol geleneği uyarınca mezarı gizli tutulsa da, cesedi Onon ve Kerulen kaynakları yakınında, Burhan-Haldun dağları arasında bir yere gömüldü. Ondan sonra gelenler de buraya gömüldü ve heykelleri dikildi.
Genelde bilinenin aksine, Cengiz Han Moğol İmparatorluğu'nun tamamını ele geçirmemiştir. Döneminde Hazar Denizi'nden Japon Denizi'ne kadar ilerlemiştir. İmparatorluğun genişlemesi 1227 yılından sonra Öğeday'ın yönetiminde olmuştur. Moğol orduları İran'ın tamamını, Çin'in tamamını da 1279 yılında ele geçirmiştir. 1230'lu yılların sonunda, Cuci'nin oğlu Batu Han Avrupa'ya sefere çıkmış; Rusya'yı ele geçirmiş ve Orta Avrupa'ya kadar ilerlemiştir. Sübüdey Noyan'ın da desteğiyle o dönemdeki en güçlü Avrupa ordusu olan Polonyalı, Alman ve Macar ordularını 2 gün içinde bozguna uğratmış; Avrupa'nın da orduya bakış açısını değiştirmiştir.
Tuli'nin oğlu Hülagû Han Orta Doğu'da günümüz Filistin topraklarına kadar ulaşmış, Abbasi Halife'sini ise öldürmesi günümüzde bile Iraklıların Moğolları hala sevmemesine neden olmuştur.
Cengiz Han (ya da doğum adıyla Temuçin) (d. 1162 - 18 Ağustos 1227) Moğol politikacı ve ordu lideri ya da kağanıydı. Moğol kabilelerini buyruğu altında birleştirerek Moğol İmparatorluğu'nu (1206-1368) kurmuştur. Bu imparatorluk Dünya tarihinin en büyük bitişik sınırlara sahip olan imparatorluğudur. Timuçin ismiyle Moğol Devleti hükümdarı akrabası olarak doğmuş, meritokratik (yeteğene bağlı) oldukça güçlü bir ordu kurmuş; ve tarihin en başarılı ordu liderlerinden biri olmuştur.
Kuzey Çin'deki Batı Şia Hanedanlığı'nı ve Çin Hanedanlığı'nı ele geçirmiş, İran'da Harzemşahlar Devleti de dahil olmak üzere bir çok yere fethetmiştir. Avrupa ve Asya'daki hakimiyeti; radikal olarak bu bölgelerin demografisini ve jeopolitikasını değiştirmiştir. Moğolistan İmparatorluğu; günümüze göre bakacak olursak; Çin, Moğolistan, Rusya, Azerbeycan, Ermenistan, Gürcistan, Irak, Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Pakistan, Tajikistan, Afganistan, Türkmenistan, Moldova ve Kuveyt'in büyük bir bölümünü ele geçirmiştir.
Hayatının ilk yılları hakkında az bilgi vardır, ve oldukça az kaynaklar bize o döneme değin temel bilgiler vermektedir. Küçük bir kabilede doğmuş, ve babası O'na Temuçin ismini Temuçin Uge isminde bir Tatar liderini yakaladığı için verdiği ileri görülür. Başka bir deyişe göre de, elinde bir kan pıhtısıyla doğduğudur. Tahminen 1162 ila 1167 arasında Moğolistan'ın Burhan Haldun'un dağları arasında, Onon ve Herlen ırmakları yakınında doğmuştur. Efsaneye göre, Temuçin elini sıkarak bir kan pıhtısı yaratmış, bu da O'nun büyük işler yapacağının kaderinde olduğunu göstermiştir. Moğol Devleti'nin son hükümdarı Kutala'nın yeğeni, Borjigin'in lideri Yeşügey'in büyük oğludur, Annesi Helin (Hoelun), Olkunut (Olkhunu) kabilesindendi. Merkezi Asya'da yaşayan tüm Türk ve Moğollar gibi göçebe hayatı yaşıyorlardı.
Temuçin babası tarafından Kabul Han, Ambagai ve Kutula Han'ın akrabasıydı. Bulundukları Moğol Devleti, Çin Hanedanlığı altındaydı ve Tatarları desteklemeleriyle 1161'da Kabul Han yokedildi. Babası Yeşügey dağılan Moğol kabilerin başına geçmiş, ancak Tayiçyut kabilesi ile rekabet yaşıyordu. 1161'den sonra Tatarlar çok güçlenince, Çin desteğini Tatarlardan Keraitlere çevirdi.
Temuçin'in 3 erkek kardeşi Kasar, Kajun ve Temuçe'nin yanı sıra bir kız kardeşi Temulin vardı. Bunun yanı sıra, Behter ve Belgutei isimli iki üvey kardeşi vardı.
Cengiz Han'ın imparatoriçesi ve ilk karısı Börte'den 4 çocuğu oldu; Cuci (d. 1185 - 1226), Çağatay ( ? - 1241), Ögeday (? - 1241), Tuli (d. 1190 - ö. 1232). Cengiz Han'ın ayrıca bir çok diğer eşinden bir çok çocuğu oldu ama onlar yerini almaktan muaf tutuldular, kızlarının ise kaç kişi olduğuna değin bir bilgi yoktur. Cengiz Han'ın en büyük oğlu Cuci'nin babasının kim olduğuna değin hep sorular olmuş; ve Cengiz Han sonrasında da bu tartışmalar İmparatorlukta devam etmiştir. Temuçin ile Börte evlendikten sonra; Börte Merkitler tarafından kaçırılmış ve bir adamın karısı yapılmıştır. Kurtarıldıktan yaklaşık dokuz ay sonra da doğum yapmış; Cengizhan da emin olamadığı için oğluna Moğolca "konuk" manasına gelen Cuci ismini koymuştur. Yine de Cuci'ye her zaman öz oğlu gibi davranmıştır.
Geleneksel tarih kayıtlarına göre, Cuci'nin babasının kim olmadığı Çağatay tarafından tartışılmış ve ortaya koyulmuştur. Moğolistan'ın gizli tarihi'ne göre; Çağatay Harzemşahlar'a sefer öncesinde; Cuci'nin Cengiz Han'ın yerine geçmesini asla kabul edemeyeceğini söylemiş; bunun karşılığında ikisi de Cengiz Han'ın yerine geçememiş Ögeday kağan olmuş ve Cengiz Han öldükten sonra yeni imparator olmuştur. Yine de Cuci 1226'da babasından önce ölmüştür.
Efsanelere ve daha sonraki yazarlara göre, Temuçin'in çocukluğu oldukça zor geçti. Henüz 9 yaşınndayken, görücü usülü evliliğine göre babası Yeşügey, Temuçin'i eşi Börte'nin Onkırat kabilesinden olan ailesine verdi. Burada evlilik yaşı olan, 12 yaşına gelene kadar Deiseçen'e; evin reisine hizmet etti.
Evine dönerken babası tatarlar tarafından zehirlenmişti. Bunun sebebi de onlara karşı yaptığı seferler ve saldırılardı. Bu sayede Temuçin kabilenin reisi olmuştu, ancak kabilenin üyeleri küçük bir çocuğun liderliğini kabul etmediler ve Temuçin'i ve ailesini terkettiler.
Devam eden yıllarda, Temuçin ve ailesi doğada göçebe hayatı yaşadı. Ağaçlardaki meyvalardan ve doğadaki hayvanları avlayarak yaşıyorlardı. Bir seferinde de, Temuçin üvey kardeşi Bekter'i avladıkları hayvanı bölüşürken anlaşamadığı için öldürdü. Annesi karşı çıksa da, öldürmek üzerine hiç bir zaman pişmanlık göstermedi. Bu olay ayrıca o'nu ailenin reisi yapmıştı. 1182'deki başka bir olayda da, eski kabilesi tarafından saldırıya uğramış ve esir düşmüştü. Tayiçyutlara esir düştüğünde, gelecekte generallerinden biri olacak Çilayun'un yardımı ile kaçtı. Annesi Helin Temuçin'e hayatta kalabilmesi için bir çok ders verdi. Moğolistan'ın politikasından, diğer kabilelerle ittifak kurmaya, ve zor tabiat koşullarına kadar. Bu gelecekte Temuçin'in anlayışını da bir şekle sokar. Gelecekteki generallerinden Cebe Noyan ve Borçu da bu dönemde Temuçin'e katılırlar. Kardeşleriyle beraber, ilk gelişme ve diplomasi için insan gücünü temsil ettiler.
Temuçin Börte ile 16 yaşındayken evlilik düğünü yaptı. Daha sonra Merkit kabilesi tarafından kaçırıldı, Temuçin de Börte'yi o dönemdeki arkadaşı daha sonra da düşmanı olan Camuha'nın yardımıyla kurtardı. Börte hep tek imparatoriçeydi, ama Temuçin geleneklere uyarak morganatik eşleri oldu. Börte'nin ilk çocuğu Cuci, Merkit kabilesinden kaçırıldıktan 9 ay sonra doğdu; böylece de babasının kim olduğu hakkında hep soruları da beraberinde getirdi.
Temuçin Camuha ile kankardeş oldu, böylece birbirlerine sonsuza kadar bağlılık yemini ettiler.
İmparatorluğa Doğru
Orta Asya'nın birleşmesi
Bu dönemde Temuçin'in birleştirdiği Orta Asya'daki başlıca konfederasyonlar şunlardı:
Naymanlar
Merkitler
Uygurlar
Tatarlar
Moğollar
Keraitler
1100'lü yıllarda Moğolların başlıca rakipleri, batıda Naymanlar, kuzeyde Merkitler, güneyde Tangutlar, doğuda da Çin ve Tatarlardı. 1190'da Temuçin ve danışmanları sadece Moğol konfedarasyonunu birleşti. Mutlak hakimiyeti ve insanların kanunlarına uygulaması için bir anayasa da yazıldı, bunun ismi "Yasa" idi ve halk arasında "Yasak" olarak biliniyordu. Bu kelimeler Türkçe'de de aynı manaya gelmektedir ve bu kelimelerin kaynağı Cengiz Han'ın kanunlarıdır. Bu kanunlarda halkın ve savaşçıların saldırılardan pay alacağı da yazıyordu, ancak gizli bir yasa olduğu için tamamı bilinmiyordu ve hiç bir zaman bir kopyasını yaratmadı. Cengiz Han'ın oğlu Çağatay da bu kanunların uygulanmasından sorumluydu.
Bu yasanın kanunları oldukça ağırdı, ve hemen hemen herşeyin cezası ölümdü. Örnek olarak, eğer ki bir asker önündeki insandan düşen bir şeyi o kişiye vermezse öldürülüyordu. Bu kanunname'de geçenler tam olarak belli değildir.
Temuçin'den Cengiz Han'a
Temuçin'in yavaşça yükselişi; babasının kan kardeşi Tuğrul Han'ın yardımıyla gerçekleşti. Çin Hanedanı'nın Kerait Hanını Tuğrul olarak atamasından sonra, Temuçin'in Börte'yi kurtarışında yardımcı olan Tuğrul'un da vasalı olmuştu. Tuğrul Han 20000 Kerait savaşçısını Temuçin'in yardımına vermiş; Camuha da bu saldırı ardından kendi kabilesi olan Caciratları kurmuştu. Merkitlerle olan savaş sonrasında da çocukluk arkadaşları olan Temuçin ve Camuha da ayrı düştüler.
Tuğrul Han'ın oğlu Sengum; Temuçin'in büyüyen gücünü kıskanmış ve o'na suikast planı yapmıştı. Tuğrul Han da oğlunun önerisine izin vermiş ve Temuçin'in karşısına gizli de olsa geçmişti. Temuçin Sengum'un isteklerini öğrenince, O'nu ve yandaşlarını mağlup etti. Tuğrul Han ve Temuçin arasındaki uzaklaşma ise, Tuğrul Han'ın kızını Temuçin'in oğlu Cuci'ye vermek istememesiyle başladı. Bununla da beraber ayrı düşen Tuğrul Han ve Temuçin aralarında savaş doğdu. Tuğrul Camuha ile ittifak olarak Temuçin'e karşı geldiler. İttifakın kabilelerinden bir çok üyenin de Temuçin'in saflarında yer almasıyla; Tuğrul bozguna uğratıldı. Bu bozgun sonunda da Kerait kabilesi tamamen yokoldu.
Bir sonraki tehdit ise Naymanlardan geldi. Camuha savaş sonrası buraya kaçmış ve takipçileri ile beraber sığınmıştı. Naymanlar Temuçin'e karşı teslim olmadılar, ama yeteri kadar birlikleri Temuçin'i desteklemeyi tercih ettiler. 1201'de Kurultay Camuha'yı Gür Han, kainatsal yönetici, olarak seçti. Camuha'nın bu hareketi Temuçin karşısındaki en son taşkınlığı oldu. Camuha Temuçin karşısındaki kabileler ile bir koalisyon kurup Temuçin'e karşı tekrar savaş açtı. Bu sorundan önce, yine de, bazı generalleri Camuha'dan ayrıldı; aralarında Temuçin'in generallerinden Cebe Noyan'ın tanınan kardeşi Sübüdey Noyan da vardı. Bir kaç muharebe sonrasında, Camuha'nun orduları tamamen yenildi ve Temuçin'e esir düştü.
Gizli Tarih'e göre, Temuçin Camuha'ya tekrar arkadaş olmalarını ve yanında olmasını teklif etti. Camuha bunu redetti ve onurlu bir ölüm (kansız, boynu kırılarak) istediğini iletti. Naymanlarla olan Merkit kabileleri de Sübüdey Noyan tarafından bozguna uğratıldı ve tamamı öldürüldü. Sübüdey daha sonda da Cengiz Han'ın en büyük kumandanlarından biri oldu. Naymanların yenilmesi Cengiz Han'ı Moğolistan'daki tek hükümdar yaptı. Tüm konfederasyonlar birleşerek Moğollar oldular.
1206'da, Temuçin Merkitleri, Naymanları, Moğolları, Uygurları, Keraitleri, Tatarları ve diğer küçük kabileleri liderliği, arzusu ve isteğiyle birleştirdi. Bu uzun süredir Çin imparatorluklarına karşı birleşemeyen Moğolları birleştirmiş, ve tarihi bir an olmuştur. Kurultay'ın tekrar toplanmasıyla, Temuçin Cengiz Han ismini aldı. Cengiz Han öldükten sonraya kadar Kağan ünvanını alamasa da; oğlu Ögeday bu ünvanı alınca babasına verdi. Bu birleşme ile Cengiz Han uzun süredir aralarında savaşan kabileler arasında bir barış sağlamış olsa da, Moğol İmparatorluğu'nun Dünya ile olan savaşı ömrünün son gününe kadar devam etti. Birleşmenin olduğu dönemde; Moğolistan'da 200,000 kişi yaşarken, bunlardan 70,000'i asker idi.
Moğol İmparatorluğu'nun Kuruluşu ve Savaşları
1206 yılında Moğol kabilelerinin birleşmesiyle kurulan Moğol İmparatorluğu Cengiz Han'ın önderliğinde seferlere dayalı bir savaş ve ekonomi politikası izledi. İlk defa Naymanlarda mühür ve yazı kullanıldığını görünce, Nayman hizmetindeki Uygur mühürdarlarını da hizmetine aldı. Akabinde, Uygur yazısı tüm Moğol İmparatorluğu'nda kullanılmaya başlandı. İlk yıllarda Moğol İmparatorluğu'nun devlet işleyişinin belli bir düzene geçmiştir.
Hint Tangutları himayesine alan Cengiz Han, daha sonra Kuzey Çin'deki Kin devletine savaş açarak Pekin'i 1211 yılında kuşattı. Kin hükümdarı barış için Çinli prenseslerden birini Cengiz Han ile evlendirse de, barış uzun sürmedi. 1215'de oldukça kanlı geçen bir savaş sonrasında Çin'i himayesi altına aldı.
Harzemşah Mehmed, Cengiz Han'ın Çin'i ele geçirdiğinden emin olmak için Seyyid Bahaüddin-i Razi yönetiminde bir heyet gönderdi. Gelen heyetle barış görüşmeleri yapan Cengiz Han, Mehmed'e elçilerini gönderdi. Anlaşma doğrultusunda hazırlanan Kervan, Harzemşahlar Devleti'nin Otrar şehrinde 1218 yılında hücuma uğradı. Cengiz Han bunun üzerine Otrar valisi Kayır Han'ın teslim olmasını istedi. Mehmed, Cengiz Han'ın bu teklifini ileten elçilerini öldürerek Harzemşahlar Devleti'nin de sonunu hazırladı.
Cengiz Han öncelikle yol üzerindeki naymanlı Güçlük Han'ı ortadan kaldırmak için; Cebe Noyan komutundasında bir ordu gönderdi. Güçlük Han korkarak Kaşgar'a kaçtı ancak Sarı Göl yakınlarında yakalanarak öldürüldü.
Hazermşah Mehmed de korkuya kapılıp kalelerini korumaya alıp, dağlık bir bölgeye çekildi. Cengiz Han bazı kaynaklara göre kolaylıkla, başka bir bakış açısına göre de barbarca tüm şehir ve kaleleri ele geçirdi. 1220 yılında Otrar'daki kuşatma uzun sürünce, oğulları Ögeday ve Çağatay kontrolündeki orduları bırada bıraktı ve Buhara'ya geçti. Yolunun üzerindeki Zernuk kalesi de teslim oldu ve bu şehire Gu-Balık ismini koydu.
Tekrar yol üzerindeki Nur şehri de Cengiz Han'ın korkusuyla teslim oldu. Akabinde 1220'de Buhara'yı kuşattı. Şehrin garzinonun Horasan'a çekilmesiyle, 12'inci gününde şehir Cengiz Han'ın oldu. Aradan 5 ay geçtikten sonra da Otrar şehri teslim oldu. Cengiz Han'ın elçilerini öldürten Otrar valisi de, ağzına eritilmiş gümüş dökülerek öldürüldü.
Cengiz Han'ın yolculuğu Semerkant'da da devam etti. Burada Göksaray şehrini kuşatmasının ardından şehir teslim oldu. Cengiz Han'ın generalleri de Siriderya'daki Sığnak, Cend, Barçınlığkent'i ele geçirdi.
Hazermşah Mehmed kaçışına devam ederken, peşinden yetenekli generallerinden Cebe Noyan ve Sübüdey Noyan'ı gönderdi. 30 bin kişilik bu ordu Irak'a kadar kovaladı. Cengiz Han oğlu Çağatay'ın kumandasındaki orduyu da Hazermşahlar Devleti'nin merkezi Ürgenç'e gönderdi. Daha sonra da büyük oğlu Cuci'yi buraya gönderdi. 6 ay kuşatmadan sonra, şehir tamamen yokedildi. Böylece de Harizm, Maveraünnehir, Horasan ve bütün doğu İslam ülkeleri de Cengiz Han'ın imparatorluğunun bir parçası oldu.
Cengiz Han'ın savaşlarına değin bir çok değişik bakış açısı vardır. Türk olmayan devletler dışındaki İran, Irak, Afganistan ve Pakistan gibi ülkeler hala Cengiz Han'ı bir barbar ve soykırımcı olarak görmektedirler. Ancak Türkler müslümanların da Cengiz Han'a destek olduğunu iletir, ve köklerinin dayandığı Moğollara ve Cengiz Han'a büyük saygı duyarlar. Batı dünyası ise, Cengiz Han'ı "türk-moğolu" diye tanımlar, ve barbar olarak nitelendirir.
Moğol İmparatorluğu'nun Yönetiminin Öğeday'a Verilmesi
Moğol geleneklerine göre Cengiz Han hayattayken topraklarını oğulları arasında pay etti. Yerine Cuci ve Çağatay arasındaki tartışma yüzünden ikisini de uygun görmezken, Öğeday bu göreve layık oldu. Cuci avcıbaşı, Çağatay örf ve hukuk uygulayıcısı, Tuli de savaş bakanı oldu.
Cuci'nin arası Tuli ile de açılmıştı, ancak batı ülkelerin fethinde önemli rol oynadı. Cuci bilinen tüm yerleşik batı ülkelerini ele geçirdikten sonra Moğolistan'a dönmedi. Ancak aradaki mesafe oldukça uzundu ve bir haber alınamıyordu. Bunu bir kopma olarak Cengiz Han ordularını hazırlarken oğlu Cuci'nin ölüm haberini aldı.
Cengiz Han öldüğünde Moğol İmparatorluğu
1223 ve 1224 yıllarını Kulan-Başın ve İrtiş'de geçiren Cengiz Han; 1225'de Hsia devletine karşı sefere çıktı. Hsia merkezinin teslim olmadan iki gün önce günümüz Kansu'sunda Tangut seferi sırasında hastalanarak 1227 yılının 18 Ağustos'unda öldü.
Moğol geleneği uyarınca mezarı gizli tutulsa da, cesedi Onon ve Kerulen kaynakları yakınında, Burhan-Haldun dağları arasında bir yere gömüldü. Ondan sonra gelenler de buraya gömüldü ve heykelleri dikildi.
Genelde bilinenin aksine, Cengiz Han Moğol İmparatorluğu'nun tamamını ele geçirmemiştir. Döneminde Hazar Denizi'nden Japon Denizi'ne kadar ilerlemiştir. İmparatorluğun genişlemesi 1227 yılından sonra Öğeday'ın yönetiminde olmuştur. Moğol orduları İran'ın tamamını, Çin'in tamamını da 1279 yılında ele geçirmiştir. 1230'lu yılların sonunda, Cuci'nin oğlu Batu Han Avrupa'ya sefere çıkmış; Rusya'yı ele geçirmiş ve Orta Avrupa'ya kadar ilerlemiştir. Sübüdey Noyan'ın da desteğiyle o dönemdeki en güçlü Avrupa ordusu olan Polonyalı, Alman ve Macar ordularını 2 gün içinde bozguna uğratmış; Avrupa'nın da orduya bakış açısını değiştirmiştir.
Tuli'nin oğlu Hülagû Han Orta Doğu'da günümüz Filistin topraklarına kadar ulaşmış, Abbasi Halife'sini ise öldürmesi günümüzde bile Iraklıların Moğolları hala sevmemesine neden olmuştur.