Cerez Ailesi Olarak Suyumuzu Bilinçli ve Dikkatli Kullanip örnek olalim

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Su canlıların hayatta kalabilmeleri için olmazsa olmaz bir gereklilik. Dünyamızın ¾'ü sularla kaplıdır. Ancak bu suların çoğu okyanuslardan oluşur. dünyadaki donmuş suların miktarı çok azdır. Dünyanın 3/4'ü sularla kaplı olmasına rağmen bu suyun %97,5'içilemez kullanılamayan(okyanus ve denizler)

%2,5'i ise tatlı su olarak tabir edilen içilebilen sulardır.

Son yüzyılın başlarından itibaren gelişen sanayi devrimi ile birlikte içme suyu olarak kabul edilen tatlı sular( kuyular, barajlar, göller, dereler, çaylar ve nehirler) ağır sanayi işletmelerinde de kullanılmaya başlandı. Demir – Çelik ve otomobil sanayinde de kullanılıyor. Artan insan nüfusu da su kaynaklarının hızla azalmasına neden olmakta. Başta içme ve temizlik gibi temel ihtiyaçların yanı sıra bağ, bahçe ve tarla sulamalarında da kullanılan temiz su kaynakları zamanla azalmaya yüz tuttu.

Tüm bu olumsuzluklara bir de iklim değişikliği de eklenince kara kara düşünmeye başladı insanoğlu. Gelişmiş sanayi devi ülkeler başta Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Fransa, İngiltere gibi ülkeler atmosfere sera gazı salınımını üst seviyelerde yapıyor. Bu gazdan etkilenen dünya atmosferi yüzünden gitgide mevsimsel değişikler yaşanmaya başladı. Güneşten direkt olarak gelen ultraviyole ışınlarını süzerek yeryüzüne veren tabakanın sera gazları yüzünden incelmesi nedeniyle dünyanın her tarafında iklim koşulları da değişikliğe uğradı. Örneğin çöllere kar yağıyor, kuzey ve güney kutuplarında bulunan milyarlarca yıllık buzul dağları hızla eriyor, yaz mevsiminin ortasında şiddetli sağanak yağışlar ve iri dolu taneleri yağıyor, Amazon ve Uzakdoğu Asya'da var olan yağmur ormanlarına yağmur yağmadığı için kuraklık baş gösteriyor ve daha birçok inanılması güç doğa olayları yaşanıyor.

Olumsuzluklar yaşanmaya devam ediyor maalesef, eğer gerekli adımlar derhal atılmazsa su sorunu çok daha vahim sonuçlar meydana getirecek. 2020 yılı başından itibaren dünyanın başına bela olan koronavirüsle mücadelede de suyun önemi çok büyük bilim insanları su ve sabun kullanarak sık sık el yıkamanın önemini vurguluyor. Ancak aşırı sıcak geçen yaz aylarının ardından beklenen sonbahar ve kış yağmurları da yağmayınca barajlarda doluluk oranı risk seviyesine kadar indi. Koronavirüsle baş etmenin ilk kuralı su ama insanın yaşamını devam ettirebilmesi için de su çok ama çok önemli. Sıradan bir insan susuz yaklaşık 3 gün yaşayabilir fakat bazı durumlarda 8 ila 10 gün arasında dayanan insanlar görülmüştür. Kuşkusuz bu süre çevresel koşullara göre de değişir. Sıcaklık, havanın nemliliği önemli çevresel faktörler arasında sayılabilir. Evet, su yaşamımız için çok önemli, şimdi suyumuzu dikkatli olarak kullanmanın tam vakti. Dişlerimizi fırçalarken, duş alırken, çiçek ve bahçe sularken, temizlik yaparken çok ama çok dikkatli kullanmalıyız. Su yoksa hayat yok…
 
İçinde bulunduğumuz Pandemi döneminde hijyene ve temizliğe daha fazla dikkat ediyoruz. Ellerimizi daha sık ve bol suyla yıkıyor, yediğimiz sebze, meyve gibi gıdaları birkaç kez yıkamadan güvenle yiyemiyoruz. Bunların hepsi haddinden fazla su tüketimine ve su israfına neden oluyor.

Su israfını önlemek için...

1.
Tıraş olma, diş fırçalama gibi suyun sürekli akmasına ihtiyacımızın olmadığı vakitlerde musluğu kapamalı, gerek duyunca açmalıyız.

2. Duş alırken geçirdiğimiz süreyi mümkün olduğunca kısa tutmalı, gereksiz, boş yere su harcamamalıyız.

3.Bulaşıkları elde yıkamak yerine bulaşık makinesinde yıkamayı tercih etmeliyiz.

4.Sebze ve meyveleri musluk açık olarak elde yıkamak yerine, su dolu bir kapta devir daim şeklinde yıkamalıyız.

5.İçme suyu dışındaki suları bir kaç kez biriktirip tekrar kullanabiliriz. Mesela sebze meyve yıkadığımız su ile çiçekleri sulayabilir, balkon yıkayabiliriz.

6.Sıcak suyun gelmesini beklerken akan suyu şişelerde biriktirip başka amaçlarla kullanabiliriz.

7.Tuvalet sifonu çok fazla su akıttığı için gereksiz yere sifonu kullanmamalıyız.

8.Mutfakta, banyoda, lavabolarda, su basıncını arttıran ama su akışını azaltan sistemler tercih etmeliyiz.

‘Bu dönemde yaşanan israf su krizini arttıracak'

Greenpeace’in yayımladığı bildiride yer alan maddelerden bazıları;


-Suya küresel talep 1980’lerden bu yana her sene yaklaşık yüzde 1 oranında artıyor. Bu da 2050 yılında şu ankinden yüzde 20 ila 30 daha fazla suya ihtiyaç olacağı anlamına geliyor.

-Dünya nüfusunun yaklaşık 4’te birine ev sahipliği yapan 17 ülke “çok yüksek” su stresi ile karşı karşıya…

-Dünya nüfusunun yüzde 25’i bir su krizinin eşiğinde… Bu oranın 2025 senesinde yüzde 60 olması bekleniyor.

-4 milyar insan, senede en az bir ay ciddi su kıtlığı yaşıyor. Hesaplamalara göre 2050’de bu rakamın 4,8 ila 5,7 milyara yükseleceği tahmin ediliyor. Dünya üzerinde taze suyun yüzde 60’ı ülke sınırlarını oluşturan dere yataklarından elde ediliyor, olası bir su kıtlığının bu nedenle ülkeler arasında beklenmedik rekabetlere neden olmasından endişe duyuluyor.
 
Suyla ilgili bu önemli konuya dair farkındalık yaratmak gerçekten çok değerli. Su, yaşam için gerekliliğin ötesinde bir ihtiyaç ve korunması büyük önem taşıyor. İklim değişikliği, sanayi atıkları ve nüfus artışı gibi faktörler su kaynaklarını tehdit ediyor. Su tasarrufu ve bilinçli kullanımı, her bireyin günlük hayatta yapabileceği önemli adımlardan biridir. Çiçekleri fazla sulamamak, damlama sistemleri kullanmak gibi basit önlemlerle suyun israfını engelleyebiliriz. Ayrıca suyun temizliğini koruyarak sağlığımızı da korumuş oluruz. Hep birlikte daha bilinçli ve dikkatli bir şekilde su kaynaklarını korumak, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir çevre bırakmak adına büyük bir adım olacaktır. Su bilinçli kullanıldığında gerçekten hayat kurtarır.
 
Geri
Top