Su canlıların hayatta kalabilmeleri için olmazsa olmaz bir gereklilik. Dünyamızın ¾'ü sularla kaplıdır. Ancak bu suların çoğu okyanuslardan oluşur. dünyadaki donmuş suların miktarı çok azdır. Dünyanın 3/4'ü sularla kaplı olmasına rağmen bu suyun %97,5'içilemez kullanılamayan(okyanus ve denizler)
%2,5'i ise tatlı su olarak tabir edilen içilebilen sulardır.
Son yüzyılın başlarından itibaren gelişen sanayi devrimi ile birlikte içme suyu olarak kabul edilen tatlı sular( kuyular, barajlar, göller, dereler, çaylar ve nehirler) ağır sanayi işletmelerinde de kullanılmaya başlandı. Demir – Çelik ve otomobil sanayinde de kullanılıyor. Artan insan nüfusu da su kaynaklarının hızla azalmasına neden olmakta. Başta içme ve temizlik gibi temel ihtiyaçların yanı sıra bağ, bahçe ve tarla sulamalarında da kullanılan temiz su kaynakları zamanla azalmaya yüz tuttu.
Tüm bu olumsuzluklara bir de iklim değişikliği de eklenince kara kara düşünmeye başladı insanoğlu. Gelişmiş sanayi devi ülkeler başta Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Fransa, İngiltere gibi ülkeler atmosfere sera gazı salınımını üst seviyelerde yapıyor. Bu gazdan etkilenen dünya atmosferi yüzünden gitgide mevsimsel değişikler yaşanmaya başladı. Güneşten direkt olarak gelen ultraviyole ışınlarını süzerek yeryüzüne veren tabakanın sera gazları yüzünden incelmesi nedeniyle dünyanın her tarafında iklim koşulları da değişikliğe uğradı. Örneğin çöllere kar yağıyor, kuzey ve güney kutuplarında bulunan milyarlarca yıllık buzul dağları hızla eriyor, yaz mevsiminin ortasında şiddetli sağanak yağışlar ve iri dolu taneleri yağıyor, Amazon ve Uzakdoğu Asya'da var olan yağmur ormanlarına yağmur yağmadığı için kuraklık baş gösteriyor ve daha birçok inanılması güç doğa olayları yaşanıyor.
Olumsuzluklar yaşanmaya devam ediyor maalesef, eğer gerekli adımlar derhal atılmazsa su sorunu çok daha vahim sonuçlar meydana getirecek. 2020 yılı başından itibaren dünyanın başına bela olan koronavirüsle mücadelede de suyun önemi çok büyük bilim insanları su ve sabun kullanarak sık sık el yıkamanın önemini vurguluyor. Ancak aşırı sıcak geçen yaz aylarının ardından beklenen sonbahar ve kış yağmurları da yağmayınca barajlarda doluluk oranı risk seviyesine kadar indi. Koronavirüsle baş etmenin ilk kuralı su ama insanın yaşamını devam ettirebilmesi için de su çok ama çok önemli. Sıradan bir insan susuz yaklaşık 3 gün yaşayabilir fakat bazı durumlarda 8 ila 10 gün arasında dayanan insanlar görülmüştür. Kuşkusuz bu süre çevresel koşullara göre de değişir. Sıcaklık, havanın nemliliği önemli çevresel faktörler arasında sayılabilir. Evet, su yaşamımız için çok önemli, şimdi suyumuzu dikkatli olarak kullanmanın tam vakti. Dişlerimizi fırçalarken, duş alırken, çiçek ve bahçe sularken, temizlik yaparken çok ama çok dikkatli kullanmalıyız. Su yoksa hayat yok…
%2,5'i ise tatlı su olarak tabir edilen içilebilen sulardır.
Son yüzyılın başlarından itibaren gelişen sanayi devrimi ile birlikte içme suyu olarak kabul edilen tatlı sular( kuyular, barajlar, göller, dereler, çaylar ve nehirler) ağır sanayi işletmelerinde de kullanılmaya başlandı. Demir – Çelik ve otomobil sanayinde de kullanılıyor. Artan insan nüfusu da su kaynaklarının hızla azalmasına neden olmakta. Başta içme ve temizlik gibi temel ihtiyaçların yanı sıra bağ, bahçe ve tarla sulamalarında da kullanılan temiz su kaynakları zamanla azalmaya yüz tuttu.
Tüm bu olumsuzluklara bir de iklim değişikliği de eklenince kara kara düşünmeye başladı insanoğlu. Gelişmiş sanayi devi ülkeler başta Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Fransa, İngiltere gibi ülkeler atmosfere sera gazı salınımını üst seviyelerde yapıyor. Bu gazdan etkilenen dünya atmosferi yüzünden gitgide mevsimsel değişikler yaşanmaya başladı. Güneşten direkt olarak gelen ultraviyole ışınlarını süzerek yeryüzüne veren tabakanın sera gazları yüzünden incelmesi nedeniyle dünyanın her tarafında iklim koşulları da değişikliğe uğradı. Örneğin çöllere kar yağıyor, kuzey ve güney kutuplarında bulunan milyarlarca yıllık buzul dağları hızla eriyor, yaz mevsiminin ortasında şiddetli sağanak yağışlar ve iri dolu taneleri yağıyor, Amazon ve Uzakdoğu Asya'da var olan yağmur ormanlarına yağmur yağmadığı için kuraklık baş gösteriyor ve daha birçok inanılması güç doğa olayları yaşanıyor.
Olumsuzluklar yaşanmaya devam ediyor maalesef, eğer gerekli adımlar derhal atılmazsa su sorunu çok daha vahim sonuçlar meydana getirecek. 2020 yılı başından itibaren dünyanın başına bela olan koronavirüsle mücadelede de suyun önemi çok büyük bilim insanları su ve sabun kullanarak sık sık el yıkamanın önemini vurguluyor. Ancak aşırı sıcak geçen yaz aylarının ardından beklenen sonbahar ve kış yağmurları da yağmayınca barajlarda doluluk oranı risk seviyesine kadar indi. Koronavirüsle baş etmenin ilk kuralı su ama insanın yaşamını devam ettirebilmesi için de su çok ama çok önemli. Sıradan bir insan susuz yaklaşık 3 gün yaşayabilir fakat bazı durumlarda 8 ila 10 gün arasında dayanan insanlar görülmüştür. Kuşkusuz bu süre çevresel koşullara göre de değişir. Sıcaklık, havanın nemliliği önemli çevresel faktörler arasında sayılabilir. Evet, su yaşamımız için çok önemli, şimdi suyumuzu dikkatli olarak kullanmanın tam vakti. Dişlerimizi fırçalarken, duş alırken, çiçek ve bahçe sularken, temizlik yaparken çok ama çok dikkatli kullanmalıyız. Su yoksa hayat yok…