• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

cinlerden korunma ayetleri ve genel bilgiler-3

güldal

Üyecik
İnsanlar cinlerle birlikte yaşar. Cinlerin etkisinde olması gayet doğaldır. Sıkıntılar doğaldır. Vesvese doğaldır. Olumsuz düşünceler ve söylemler şeytandandır. Cinler saldırgan ve suçlayıcıdır. İyi düşünmek ve iyilik yapmak cinlere kurşun sıkmaktır.
İblis Adem yaratılmadan tanrının hizmetkarıydı. İyilik için çalışırdı. Adem yaratılınca vesyaetin sahibi olduğundan ademi tehdit olarak gördü. Adem’in varlığı onun sınırsız nimetlere ulaşmasını engelleyebilirdi. Adem’i özgürlüklerimi kısıtlayacak diye tehdit gördü. İblis Adem yaratılınca dünya hayatını (ilk alemi) seçtiğinden Adem’e zulmetmekten hiç geri durmadı.
İnanan insan için (din, inanç ve cinler hakkında) bilgilenmek iblisi kırbaçlamak demektir. Bilgi ve bilgelik cinlerin zayıf düşmesine neden olur.
Cinler kurnazdır ve her zaman bir B planı vardır. Hiç yılmazlar ve sürekli kötü sonuca ulaştıracak yollara itmeye çalışırlar. Bir konuda insanı yönlendiremeyince o alan içinde farklı yöntemler ve detaylar ile insanın işlerini bozmaya ve eksikli yapmaya çalışır.

Her bedenin bir (cini)şeytanı vardır. Bu şeytan madde ile beraber bulunur. Paralel bedendir ve olumsuz bir güçtür. Atomun etrafında tersine dönen elektrona benzer. Şeytan insanla beraber beslendiğinden sürekli yeme isteğinde bulunacaktır. Fazlalık, kütle, kilo şeytanın gücünü ve etkinliğini arttırır. Sürekli yeme isteği, aynı tür yiyecekleri tüketme kendi şeytanımızdandır. Yeme geciktirildiğinde el ve ayaklarda titreme şeytandandır. İsteklere bağımlı şeytan şeker hastalığının temelini oluşturmaktadır. Arzularını vermeyiniz ve onunla mücadele ediniz.
Yıkanmış beden ve uzuvlarda statik elektrik atılmaktadır. İnsanın dış cephesi olan deride yıkama sonrası yüzey gerilimi değişmektedir. Yıkanmış bedende paralel beden temizlediğinden yüzey gerilimine uğramış bir deride cinler deri gözeneklerine ve bedene hemen yaklaşamaz. Bu nedenle su ile yıkamak (abdest) cinlerden korunmak için tam isabetli bir yöntemdir.Hava her şeyi bozmaktadır. Yiyecekleri hatta suyu da bozmaktadır. Üstü açık kapalı olmayan yiyecek ve içecekler bozulurlar. İnsanın dış cephesi olan dış derisi de havanın etkisiyle bozulmaktadır. Bu bozulma sonrasında cinlerin bedene girişi ve hükmü kolaylaşır. Cinlerin bedene girmesi yerleşmesi ve şekil almasında engelleyici güç su ile yıkanmaktır.
İblis bir insana yaklaşmak için bedende her yeri deneyebilir. Cinler bedene giriş için kolay ve büyük giriş kapılarını tercih eder. Ağız, kulak, vajina, makat ve penisten vücuda girmek ilk seçeneklerindendir. Bu organlar temiz ise giremez daha kolay ikinci yolu seçer. İnsanın sol tarafı şeytana açılmış bir yöndür. Sol el, sol ayak ve topuklar gibi uzuvlardan en çok giriş yaptığı bilinmektedir. Giyinmek ve elbiseler cinlerin bedene girişini zorlaştırır. Çıplak gezmek çok yanlıştır. Mümkün olduğunca az sürede çıplak olunuz. Cinsel birleşmeyi yorgan altında veya bir çarşaf altında gerçekleştiriniz. Normal hayatta elbiseleriniz ile giyinik olduğunuzda eller, ayaklar, baş, kollar, alın ve ense de açıkta kaldığından arada su ile yıkanması gereklidir. Bunlar abdest uzuvlarıdır. Abdest Allah ile konuşurken şeytanın etkisinde olmamak için bir korunma yöntemidir. Ve çok etkili ve isabetlidir. Bu nedenle derinizde görünen bölgeleri yıkayarak cinlere karşı bir koruma kalkanı oluşturursunuz. Bu nedenle eski alimler abdestli gezmeyi çok önemsemişlerdir. Şunu unutmayınız cinler duvarlardan geçer. Maddenin içine girer ve şekline bürünür ve aynı şekilde beden içinden geçer. Hatta insanın damarlarında dolaşır, kalbin yanına gelir, zihin odasına oturur ve sürekli konuşur. Siz düşünüyorum zannedersiniz. Halbuki konuşan cindir.
İçimde biri var diyenler, içimde biri konuşuyor diyenler, geceleri uyuyamayıp zihinden sürekli düşüncelerin geçmesi cinlerin etkisidir.
İblis bir insanın dahi hayata gelmesini istemez. İblis, her yeni doğan çocuğa öfkelenir. Bağırır ve söylenir. Ademin bir çocuğu daha oldu der. Bebekle beraber bir ‘bebek şeytan’ görev alır. Dişi için dişi erkek için erkek cin görev alır. Bu doğal bir kanun gibidir. Doğa kanununa benzerdir. Anne karnından çıkar çıkmaz bebeğin attığı çığlık iblistendir. Bebekle beraber hayata başlayan bebeğin kendi cini ilk bağırtısını atar. Bebeğin poposuna vurulmasıyla cin etkisiz kılınır ve bebeğin ruhu sakinler.
Manevi dünya yani ‘mana alemi’ maddi alemin özünü oluşturur. Cinler ve meleklerin alemi; düşünceler ve hislerin alemidir. Kuantum fiziği mananın maddeyi tamamen etkilediğini ve öz yönlendirici gücü olduğunu tamamen doğrulamıştır. Bu mana alemi iki kaynaktan beslenir. Kişinin seçimine ve isteğine göre ya gücünü Tanrı’dan alır ya da gücünü cinlerin kötülük babası İblis’ten alır. Gücünü tanrıdan alanlar doğruluktan, iyilikten, ve adaletten hoşlanır. Tanrı’nın bu yapısını yani ahlakını sever ve benimser. Bu ahlakı örnek almaya çalışır. Barış yanlısıdır, çıkarları için yaşamaz, iyiliği sever. Gücünü iblis’ten alanlar ise yalanı, kötülüğü, haksızlığı ve zulmü yol edinir. İblis’in yöntemlerini ve kötü ahlakını benimser ve sever. Kötü ahlakı uygulamaya çalışır. Haksızlık eder, haksız yere başkasının malını yer, hırsızlık eder, düşmanlık eder, insanların arasını ayırır, batıl yollardan beslenmeyi yol edinir. Savaş yanlısıdır. Sürekli kötülük düşünür. Kirli planlar yapar ve insanlığa zararlı kişilikleri vardır.
İnsan dua ettiğinde o isteğe yönelik güçlü bir melek ortaya çıkar. Ve isteğe hizmet eder.

İnsanların seçimi dualarından anlaşılır. Allah dünyayı isteyene dünya ahireti isteyene ahireti verir. İnsanlar genelde isteklerine ulaşmak için o uğurda benzer yaşama paralel yaşarlar.
Cinler elektriğe benzer. Bir çeşit akım gibidir. Gusülde elleri toprağa vurmak elektiriği yere bırakır gibi cinlerin boşaltılması anlamına gelir.

Cinler madde ile var olan varlıklardır. Maddeye bağlıdır. Madde ile iç içedir. Atomun elektronuna benzer. Kuantum fiziğinin vesikasıdır cinler. Her canlının, her insanın yani her bedenin bir cini vardır.

Cinler gündüz ve gecede yaşarlar ama gecede daha etkili olurlar. Bir de sürekli gecelerde yaşayan cinler vardır. Bunlar cin tayfasının yüzde doksanını oluşturur. Gündüzde yaşayanları madde ile var olan insan ve hayvan cinleri bitki ve madde cinleridir. Dünyanın bir aydınlanma çizgisi birde karanlık çizgisi vardır. Aydınlanma çizgisi dünyanın yüzeyinden akarak gider. Aydınlanma çizgisinin geçtiği her beldede sabah namazı kılınır. Karanlık çizgisinin geçtiği her şehirde de akşam namazı kılınır. Cinler akşama girecek beldeye sırayla gelirler. Akşama bir saat kala (insanların erken kalkanları gibi) gelenler vardır. Bunlar yüzde doksanlık kısmın yüzde beşini oluştururlar. Bunlar erken kalkan erken yol alır cinsindendir. Mezarlıklar, Pazar yerleri, pis yerler vs bölgelere gelirler ve beslenecek yiyecek ararlar. Kemik tezek en lezzetli besinleridir. Akşam ezanıyla ikinci tayfa yüzde doksanlık kısmın yüzde yirmisi şehre girer. Yatsı ezanıyla yüzde doksanlık kısmın yüzde altmışbeşi girer. En kalabalık tayfa bu kısımdır. Geriye kalanlar sonradan gelenlerdir. İnsanların geç kalkan uyuzlarına benzerler. Yavaş yavaş gecenin üçüne kadar geri kalan kısım girmiş olur. Aydınlanma çizgisiyle yani gün ışığıyla şehri terk ederler. Güneş ışığıyla melekler şehre giriş yaparlar. Horozlar melekleri olağan üstü pırıltılar olarak görmektedirler. Bu nedenle melekleri gördüklerinden dolayı öterler. Horozun gündüzleri ötmesi de aynıdır. İnsanların etrafında gündüzleri gezici melekler gördüğünde de öterler. Mesela evimin kenarından camiye doğru geçen yaşlı amcanın her geçişinde bahçemdeki horozun her defasında öttüğüne sürekli şahit olurum.
Cinler karanlığın içinde karanlık beden olarak gezerler.

Dua edildiğinde veya Allah’tan yardım dilenildiğinde cinler bulunduğu ortamı terk eder. Kimileri kaçışır kimileri yere yatarlar. Dualar arttıkça yere yapışırlar. Duanın gücüne göre yani içtenliğine göre hareket ederler.

Acelecilik şeytandandır. Acele edenin üzerinde bir baskı yetiştirmenin verdiği olumsuz bir enerji vardır. Afrikada ormanlık alanda yaşayan ilkel bir kabile bir hayvanı ayak izlerinden takip etmektedir. Hayvanı yakalamak için acele etmektedirler. Avcılar bir anda durdular. Hiç hareket etmeden beklemeye başladılar. Kendilerine neden durdukları sorulduğunda acele ettikleri için ruhlarının arkadan geldiklerini söylemişlerdir. Aceleciliğin kendilerini olumsuz yönettiklerini söylemişlerdir. Kımıldamadan sakinleşmeye çalışan avcılar acele nedenlerini tekrar gözden geçirdiler. İşte şeytana karşı doğru bir davranış sergilenmiştir.
Dinlenmek, oturmak, sırt üstü yatmak, sakinleşmeyi sağlamaktadır. Cinlere karşı güzel bir savunmadır.

Cinler içten aynı şeyleri sürekli söyleyerek kışkırtırlar. Cevap vermeyerek her seferinde ertelemeniz sizi bir patlama noktasına getirebilir. Bu kışkırtmaların cinden kaynaklandığını bilmediğinizden bir olaya ve kişiye karşı çok sert tepki vermektesinizdir. Cinlerle iki tip mücadele vardır. Birincisi kışkırtmanın yani vesvesenin cinden kaynaklandığını bilmek. Bunu bilmeniz ona uymamak için çogu zaman yeterli olmaktadır. İkincisi ise telkinlerine ve kışkırtmaların a karşı çürütücü ve olumlu düşünceler geliştirmektir.
İblis ve cinler, tanrıyı görmedi. Varlık alemiyle sonradan yaratıldılar.
Çıkış yolu bulamayan çaresiz ve cahil insanlar cinci hocalara ve medyumlara gitmektedirler. Neden rahmani bir yol tutmuş olan psikologlara gitmiyorlar ki. Onlar mevcut sorunların kaynağına iner ve meleki düşünceler ile şeytani duygu ve düşünceleri etkisiz hale getirmeye çalışırlar. Bu doğal olan Allah yoludur. Vesveseleri ve şeytanın yönlendirmesini fark edip daha makul ve mantıklı düşüncelerle bertaraf etme çalışmasıdır ki Muhammet de vesvese veren vesvesecinin şerrinden Allah’a sığınırken onun olumsuzluklarından ve olumsuz düşüncelerden sakınmış ve korunmak istemektedir. İlk bu istek şarttır. Bilinmeyen ve egemen bir düşman için kendiniz güç sahibi olamayacağınızdan ilk önce düşmanı fark etmeniz ve sakınmak istemeniz doğru bir davranıştır. Bu düşüncelerin kaynagından Allah’a sığınmak sorunun yüzde altmışını çözüyor ama yetmiyor. Sonra bir mücadele dönemi yaşanıyor. Aslın da bunu peygamberimiz gibi her insan yaşıyor. Her insan her konuda bu olayları yaşar. Bu dönemde olumsuz fikir ve düşünceleri yavaş yavaş çürütüyorsunuz. Yok ediyorsunuz. Mantıksız olduğunu anlıyorsunuz. Sonuç itibariyle cinlerin etkisini kırıyor ve yok ediyorsunuz. İlk başta bahsettiğimiz yanlış seçeneğe dönelim. Cinci hocalara gidenlere bakalım . Bunlar cinlerden kurtulmak için yine cinlere başvurmaktadır. Cinlere karşı cinlerden yardım dilenilmez. Başta bu küfürdür, ayrıca cinler cinlere karşı insanlara yardım etmez. Cinler(şeytan) insanın düşmanıdır zaten. Küfre düştüğünüz için ilk üç gün sizi rahatlatırlar sonra rahatsızlığınız şiddetlenerek artacaktır. Allah’tan yardım dilemek yerine şeytandan yardım alan cincilere ve medyumlara giden insanlar bir nevi şeytana teslim olmakla büyük bir hata yapmaktadırlar.

Cinci ile cin arasındaki bağ, çıkara dayalı bir anlaşmadır. İkisi de menfaatleri için bu birlikteliği sürdürürler. Cin(şeytan) insanları saptırmak ister ve kötü hayatlar oluşturmak için çabalar Bu cinlerin en büyük amacıdır. İnsanların cinciye gelmesi mevcut amaçlarına ulaşmakta en meşru ve tehlikesiz yoldur. Cinciye gidilerek şeytanın kendisine başvurduğunuz ve yardım aldığınız için hiçbir duadan çekinmez ve kaçmaz o bedene sahiplenir ve dilediği kötü sonuçlara götürür.

Cinci ve medyumlar cinlere hükmettiklerini zannederler. Manevi güçleri olduğuna inananlar bile vardır. Aslında onlar da cinler tarafından kullanılırlar. Bu işi bildiklerini zannederler. Cinler daha çok bazı istekleri ve gelir elde ettikleri için hastaların bazı isteklerini yerine getirerek kendilerine bağımlı kılmaya devam ederler. Asıl kullanılan ve aldatılan cinciler ve medyumlardır.

Cin (şeytan) kovduğunu söyleyenler elini bir insanın alnına koyarak kovduğunu zannederler. Halbuki cincinin etrafında gezninen cinler o insanın bedenine girerek varlıklarını gösterir birtakım hareketler yaparlar. Sonra cinler bedenden çıkar. Rahatlattım diyerek iş yaptıklarını vurgularlar. İnternette bunlara benzer örnekler çoktur.
Allah’tan yardım dilemeye güvenemeyenler cincilere gitmekle cinlere teslimiyet gösterirken kurtuluşu en baştan tepmiş olmaktadırlar. Şeytanla işbirliği yapan ve şeytandan yardım alan cincilere gitmek kötü ve beklenmedik bir geleceğe adım atmak demektir. Şeytan kendisine gelene hizmet eder. İlk başta insanın çıkarına birtakım işler gerçekleştirir ancak uzun vadede insanı kötü bir sona götürür. Ve hayatları çok kötü hale getirirler. Bozuk psikolojiler, saldırgan insanlar kavgacı yapılar mutsuz yaşamlar bunlara örnektir.
İblis suçlayıcıdır. Tartışmada yenik düşmek istemez hatta haklı çıkmak için gerçeği bile reddeder. Kendini açığa temize çıkarmak için türlü yalanlara ve hilelere başvurur.
Cinler bir nevi şeffaf, akışkandır. Rüzgar gibi akarak ilerlerler.
Cinler bir eve ve odaya girdiklerinde eğer girebilecekleri şekil yoksa dımdızlak ortada duramazlar. Odada bir resim, biblo gibi şekiller varsa hemen o şekle yerleşirler. Eğer odada şekil alabileceği bir şey yoksa çıplak derinizden içeri girmek isteyecektir. Ancak su ile yıkanmış bir deri yüzey gerilimi nedeniyle giriş için uygun olmayacaktır. Ayrıca bedene yerleşmiş bir cinin en iyi su sıyırmaktadır. Yani suyun deri üzerinden akması gibi şekil aldığı suretti de akıtmaktadır. Bu nedenle abdest çok önemlidir. Yani vücudunuza mavi bir boya sürdüğünüzü farzedelim. Üzerinizden boyayı temizlemek için su döktüğünüzü düşünün. Su ile boyanın bedeninizden ayrılıp aşağıya doğru akması gibi, cinler akıtılarak vücuttan uzaklaştırılmaktadır.

Cinler dış cepheniz olan deriye yerleşerek şekil alırlar. Dünya hayatını sanki rüya alemi gibi düşünün o bedenleri kullanmaktadır. Şekil alarak normal sistem içinde virüs görevleri yapmaktadırlar.

Cinler telkinlerine uyan insanların bedenlerine sahip olurlar. Artık onun gören gözü ve duyan kulağı olmaktadırlar.
İnsanın bedenine vurduğunuzda bedendeki cinler rahatsız olur. Vurma tekrarlanınca çoğu zaman bedenden çıkar. Cin bedenden çıkınca kişide bir durgunluk bir rahatlık olur. Kişi açıkça bu dinginliği sessizliği fark eder. Çocukluk döneminde ebeveynlerinden dayak yemiş olanlar bu hissedilen duyguları bilirler. İnsan bedenine vurduğunuzda hücreler üzerinde bir titreşim dalgası oluşur bu dalga hücrelere yerleşmiş olan cini rahatsız eder. Dövme işleminin kökeni sadece avuç içi ile insan sırtına vurma işlemidir. Vuruşlar ne yumuşak ne de serttir. Orta şiddette rahatsız edicidir. Bu dövme tekniği abartılmış ve yanlış uygulanmıştır. Özellikle dövme tekniği Ortaçağ avrupasında kullanılmış ve resmen işkencelere dönmüştür. Cadı avı adı altında yüzbinlerce suçsuz insanlar işkencelerle öldürülmüştür. Şunu unutmayınız bedenden çıkan cin çoğu zaman geri döner. Bu kesin bir çözüm değildir. Geçici rahatsız etme ve rahatlatma yöntemidir. Siz vurma tekniği ile rahatsız eder kovarsınız ama o geri gelir. Kesin bir yol değildir. Ancak iyi ve basit bir yoldur. Özellikle yeni delirmiş çocuklar ve birden hareketleri değişen insanlar için etkilidir. Birden sürekli sallanan ve tohaf hareketler yapanlar için kullanılır.
 
Cinlerden iblisin tayfası insana ilk geldiğinde saldırgan bir tavırla insanlara karşı kışkırtır. İlk kışkırtılma kaçınılmazdır. Bu hadiseyi yaşarsınız ki iblisin egemen olduğunu anlayasınız. Saldırganlığı engelleyici tavırlar geliştirerek bu tutumumdan kurtulabilirsiniz. Kışkırtılmanın devamını getirmezseniz iblisin çabasını boşa çıkarmış olursunuz.
İblis geldiğinde akıl kaybolur. Mantıklı düşünmezsiniz. Üstünlük, kibir, sahiplenme, hakim olma, güç gibi nedenlerle kavga ve cinayetler yaşanır.
İblisin kendisinde olduğunun farkında olmayan insan sürekli bir şeyleri veya bir kişiyi eleştirir. O insana şefkat göstererek iblisi orada kovabilirsiniz.
İçimde biri konuşuyor diye psikolojik tedaviler için hastanelere giden çok insan vardır. Bazı tıp terimleriyle cinlerin varlığının gizlenmesi insanların gerçekleri görmesini engellemektedir. Halbuki insan yaşadığı şeylerin kendi ruhundan kaynaklanmadığı ve dış bir varlığın yaptırdığı nedenini gördüğünde zamanla kendi sorunlarını yenecektir. İnsan, cinleri fark edip ona uymamayı düşündüğünde otomatik olarak tanrıya sığınmış olmaktadır. Fark edilen cinlerin etkisi zamanla kaybolmaktadır. İnsan yeterki cinini ve yaptıklarını fark etsin ve hatalı işler yaptığını ve hatalı düşüncelere kapıldığını fark etsin yeter. Fark etmek cini öldürmek demektir. Kısa zamanda sıkıntılarından kurtulacaktır. Ancak tanrıya dua etmekten geri durmamalıdır. Sürekli Allahtan yardım dilemek cinlere kılıç darbesi gibi gelmektedir.
Psikojik hastalıklar tamamen cinlerdendir. Psikolojik tedaviler için doktorlara gidenler birtakım uyuşturucu, sakinleştirici, ve ağırlaştırıcı ilaçlar kullanmaktadır. Bu ilaçlar sorunlarınızı çözmemekte zaman kaybettirmekte ve geçici olarak erteletmektedir. İlaçlardan çok düşünsel tedavi olan terapi yöntemleri cinlerin etkilerini kırmaya yönelik çalışmalardır. Karşılıklı konuşularak yapılan terapilerde amaçlarımız, takıntılarımız ve sorunlarımız tespit edilerek uygun düşüncelerin yerine konulması ile cinin etkisinin kırılması çalışmasıdır. Olumsuz ve yanlış düşüncelere sevkeden kaynagı(cini) fark etmek ve cinin fikirleriyle mücadele etmek ve tanrıdan yardım dilemek sorunları çözmektedir.
Ayakta ve ensede kaşıntı cinlerin bedene giriş yaptığı bölgelere işarettir.
İnsanı horlayan, değersizleştiren, saygıdan yoksun kılan, alçaltan kısaca hayasızlık iblistendir.
Arzularının kölesi olmayan iblisin egemenliğinden kurtulmuş demektir.
Sırta vurulduğunda anlayışla karşılamayıp sinirleniyor ya da hemen tepki veriyorsa iblisin cinlerinin etkisindedir. Korku refleks, ani hareket, panik atak iblistendir.
Bir çeşit öksürük, üst solunum yolu ile boğaza bir şey kaçmış gibi oluşan öksürük hali cinlerdendir. Bedene giriş için ağız yolunu kullanan cinlerin meydana getirttiği öksürüktür.
Aniden arkaya bakan, takip ediliyormuş hissi, arkanda biri var hissi, yanından karartı geçtiğini zannetme, gözünün yakalayamadığı karartı hali, gözünü kapattığında birtakım şekiller görüyor hissi, sıkılma, gerilme, daralma, şikayetlenme, mide ağrıları, elbiselerini gevşetme isteği gibi haller cinlerden kaynaklıdır.
Sınırsız yeme isteği iblisin işidir. Bedene hükmedebilmekte ve nefse hakim olabilmektedir. Cinsel arzuları ve bedensel faaliyetleri arttırabilmektedir. Doyumsuz iblis sevgili hastalığı obezitedir. Ve pek çok insanın ayağını kaydırmıştır. Obeziteden kurtulmak için sürekli Allah’tan yardım dileyin ve oruç tutun.
Nazar, insan da öldürür, binayı da devirir. Hayvana zarar verdiği gibi araçlara kaza da yaptırır. Beğenici bakıştan uzak durunuz.
Cinlere karşı cinlerle korunma olmaz. İnsanın düşmanı olan türden insana fayda gelmez. Yılanların arasına düşen timsahın önüne kendisini atmaz. Bu nedenle cinlerin etkisinde kalan medyum ve büyücülere giderek cinlerden yardım almamalıdır. Bu sıkıntıyı daha da kötüleştirir ve kronikleştirir. Cinlerden korunma konusunda başka seçenekler arayanlara neden Allah’a inanmıyorsun. Neden Allahtan dilemiyorsun neden Allah’a güvenmiyorsun sorusunu sormalıyız. Günahsız insan olmayacağı gibi Günahlarımızdan dolayı güvensizliğe düşmekte şeytanın aldatmasıdır.
Bir işin başında Allah’a sığınan kişi daha en baştan cinlerin etkisinden sıyrılmaktadır. Kendi kendine birtakım çabalar içinde olup meşru olmayan yollara düşmektense işleri Allah’a havale eder ve ona sığınırsanız işler kendiliğinden sizin lehinize hareket etmektedir.
Resim, elbise, tırnak, saçteli gibi kişiye ait her şey büyü yapımında adresi tespit için kullanılır. Yani o kişiyi temsil eden her metaryel büyü yapılacak kişiyi tepit amacıyla kullanılmaktadır.
Büyücüler ve cinciler isteklerinde ve büyülerde başarılı olmak için şeytana boyun eğerler. Büyü yapılırken birtakım rutieller yapılır. Mesela Allahı inkar sözleri kullanılır. İnkar tipi davranışlar, küfür içerikli sözler, kuran ve ayetleri tersten okuma, domuz yağı ve sidik ile silme, Allah’a karşıtlık içerikli söz ve eylemler, Şeytana övgüler, kurban kesme gibi davranışlar bulunur. Cinlere karşı bu toprakların sahibi, güç sahibi, dostum ve büyük gibi sözler cinleri yüceltmeye yöneliktir ve büyülerin ve işlerin gerçekleştirilmesinde yardım dilemek amacıyla kullanılır. Bunlar tam bir küfürdür. İnsan da Allah’a namazda bu tarz ifadelerde bulunur ve Allah’tan yardım diler. Sonuç ifadesiyle tanrınız kim, kimden yardım diliyorsunuz buna dikkat etmelisiniz. Şeytan insanı açıkça cehenneme götürür, ona uymayın. O batıl ve kötü işlerde insanı kullanmaktadır. Büyü yapmak ve yaptırmak bir bakıma şeytana ibadet etmektir. Aslında insanoğlunun düşmanı olan şeytanı dost seçmek, Allah’ı karşına almaktır.Şeytan kafir edip bir süre isteklerini yaparak kendine bağlı kılar. Ancak Allahın yolundan ve Allah’a yönelmekten insanı alıkor. Büyük günahlara düşürmeyi hedefler. Hedeflerine ulaşınca cehennemi hak etmiş olana artık sırtını döner. Saptıracak yeni insanlar bulur.
Cinler insanı telkinlerle yönlendirirler. Bedenlerinde birtakım değişimler yaptırırlar. İblis cinsellikte açlık ve yeme iştahını birtakım düşüncel nedenlerle tetiklerler. Artık insan bir noktada tamamen cinlere uymaktadır. Cinler insana bir şeyler yaptırabildiği gibi Tanrına yedi kudretiyle nefse hakimdir. Cinsellik, yeme, hastalık gibi bedensel olaylara tanrı tamamen hakimdir. Allah insana tam hükmetmektedir. İnsan yeterki Allah’tan dilemiş olsun. Cinlerden yardım alanlar hem amaçlarına ulaşamazlar hemde aldatılırlar. Ve cehennemi hak ettirirler.
Yeryüzünde çok çeşitli cin türleri vardır. Bunların farklı görevleri, ilgi alanları, farklı yeteneklileri, yaratılış gereği uzmanlık alanları vardır. Hepsi kendi alanında uzmandır ve tecrubelidir. İşçi sınıfı, orta sınıf, tecrübeli ve yetenekli olanları, alim bilgili ve ifrit olanları vardır.
Geceleri kadınları baştan çıkartan cazibe şeytanı olduğu gibi erkekleri sabah yataktan kalkmadan cinselliğin türlü yanlış fikirleriyle sapkınlaştıran cinlerde vardır. Bu dişi iblisler akraba, komşu ve çevrenizdeki çekici gençleri hedef göstererek azdırır. İnsan bu düşüncelerin genellikle farkında olmaz ve kendinden zanneder. Bu düşünceler insanın kendinden kaynaklanmaz iblisdendir ve insan etkisinde kalır.
Cinlerin olumsuz vesveselerini reddettiğinizde ardından içinizden İyi ve olumlu düşünce geçiriyorsanız bu meleklerdendir. Ardından bir genirme veya hapşırma yaşayarak cinin dışarı atılmasına neden olabilir.
Cinler insanları hor görür, aşağılar, maddeden yaratıldığı için yönetilecek ve kullanılacak bir hayvan olarak görmektedir. İblis, insanlara fırsat vermeyeceksin ve baskı kuracaksın der. Kötülük edeceksin ki saltanatını sürdüresin der. İblis kötülü üzerinden saltanatını sürdürmektedir.
Cinler ikiye ayrılır. İblisin tayfası şeytani cinler ve tanrıya inanan rahmani cinler vardır. Cinci ve medyumlar; inanan cinlerden yardım aldıklarını söylerler. Hepsi yalandır ve kendileri de aldatılmaktadır. Bazı insanlar ‘Şeytani cinlere karşı inanan cinler neden biz (inanan insanlara) yardım etmiyor’ demektedir. İnsana yaklaşan ve irtibat kuran her cin şeytanidir. Çünkü insanlar, cinlerin fitnesidir. İnanan dahi olsa hiçbir cin, insana kötülük etmeden ve kötü niyet taşımadan duramaz. İnanan cinler insanlara karşı sevgi taşısa da günaha düşerler. Biz insanlar da yeterince Müslüman dahi olsak nefsimiz konusunda günahlara düşeriz. Bu nedenle cinlerle irtibat kurmak ve dost olmak kesinlikle yanlıştır. Olmaması gereken bir durumdur. İyi bir niyete yönelik büyü ve tılsım yapmak ve yaptırmak çok günahtır. İblise ve halkı cinlere büyü için başvurulduğundan Allahtan gayrisinden yardım aldığından şirke girer ve büyük günahtır. Şeytanlardan ve cinlerden yardım alacaklarına Allahtan yardım alsınlar. Neden Allaha güvenmiyorlar. Neden Dua edip Allah’tan istemiyorlar. Büyü yapan da yaptıran da büyük günaha düşer. Ve cehennemde en etkili cezaya düşecek tayfalardan biridir.
İnsanın cini (şeytanı) insana öyle şeyler yaptırır ki anlayamazsınız. Allah’ı tesbih ederken sanki ona yönelik konuşmuyorsunuz da kendi kendinize konuşuyormuş gibi hedef kaynağı belirsizlikte bırakmaktadır. Namazı hızlıca kıldırır ve sözleri yetiştirmekte zorlanırsınız. Nefesiniz yetmez bir işe acele ettiğiniz için insanın kafası namazda olmaz. Acele ettiği şeye ulaşmakta ve yapacaklarında olur.
İnsan dua ederken şeytan da dua eder. Yani sizinle beraber Allah’a dua eden şeytanlar da var. Siz dua ettiğinizi sanırsınız manen bir şeye ulaşmaz ama sadece ağzınız kelimeler söyler. Şeytan sürekli insanladır. Bazen insanla beraber dua eder. Bazen resmen inkar eder. Ticaretinizi, işinizi hatta namazınızı da hatalı yaptırır.
Kontrolsüz olmak kontrolsüz beslenmek cinlerdendir. Beslenme alışkanlıklarınızı değiştirin. Beslenme için uygun teknik ve yöntemler kullanın. Midenizi tıkabasa doldurmayın. Kaliteli yaşam için dengeli beslenin. Obezite cinlerin oluşturduğu bir hastalıktır. Büyük lokma yemek, birden yutmak acele acele yemek cinlerdendir.
İnsanlara fazla yeme dendiğinde. Yemekten büyük haz alıyoruz. Yeme bir keyiftir. Yaşamak zevk almak ve eğlenmek için yeriz. Yeme ve cinsellik hazcılığın temel iki öğesidir. Hazcılık ta dünya yaşamına bağlılığın ölçüsüdür. Ve yeryüzündeki tüm günahlar bu isteğin kökeninden türemektedir. Açgözlülük, hırs, sahip olmak, kibir, haksızlık, hırsızlık, zina, adam öldürme gibi tüm günahların kökenleridir. Yeme ve cinsellik; dünyaya saplanmanın ve inancın iki önemli göstergesidir. Yemediğimiz zaman hayatın tüm tadı kaçıyor. Ağız tadı ve şekerli şeyler cinlerin istekleridir. Her insanın bir cini vardır. Yani bedene ait bir şeytan vardır. Bu cin ben diyerek ve benliği kullanarak hareket etmektedir. İnsan bağımsız kullanılan sadece bir ruhtur. Bedende birlikte ve paralel yaşayan cin (şeytan) ben diyen ‘açıktım diyen’ ve isteklerin temelini oluşturan bedene ait bedene ait kendi cinidir. Yemediğin ve tatlı şeyleri bıraktığın zaman hayatın ne anlamı var diyorlar. İşte inanan ile inanmayanın çizgisi bu soruda yatar. Yani bu dünyada hazları yerine getirip dünyanın tadını çıkaracaksan dünyayı ve dünya sefasını isteyerek tanrıya sırt çevirmektesindir. Ama hazları bırakarak yaşamını ve temel gereklilikler kadar ihtiyaçlarını karşılayacaksanız dünyayı arkanıza atmış ve tanrıyı ve ahreti tercih etmişsiniz demektir. İyilikler ve paylaşma başlar. Barışçı, hoşgörülü ve iyilikseverin temeli buradan gelir. Büyük günahlardan uzak durulur ve korunmuş durumdadır. İnancın asil göstergesidir. Nefsin isteklerini yerine getirmemek zamanla kolaylaşır ve alışkanlık olur bir yaşam tarzına dönüşür. Önce çok zor olduğu düşünülür. Ancak nefsin insanın kendi elinde olmadığı fark edilir. Kişinin kendi cini, bedeni (insanı)istediği gibi kullanmakta ve istekleri doğrultuda yönetmektedir. İnsan kontrolün kendi elinde olmadığını fark eder. İnsan yemenin ve cinselliğin günahlarından kurtulmak ister. Kişi ancak sürekli tanrıdan dileyerek ve mücadele ederek cinlerin etkisinden kurtulmaya başlar. Oruç ve zina emirlerinin temeli yeme ve cinselliktir. Paylaşmak ta yeme açgözlülüğünü bertaraf edeceğinden zekatın kökenini oluşturmaktadır. Nefsin Tanrının elinde olduğunu bilmek namaz ibadetini meşru kılmaktadır. Yani İslam’ın beş şartının üçünü oluşturmaktadır.
Şiddetli cinsel ilişki, birden çok defa boşalarak zevk alma isteği, erkekte cinsel doyumsuzluk, erken boşalma, sertleşmeme, elle mastürbasyon cinlerdendir ve bedene bu dönemlerde tam egemen olmaktadır. Tüm bu fizyolojik olayların geri planı onda düşünsel olarak cinlerin telkinleri vardır. Bu düşünceler tespit edilerek çürütülmelidir.
Sürekli gaz çıkarma cinlerdendir.
İblis zenginlik, yemek ve cinsellik ile ruhunuzu satın alır ve geçici ve tükenmez dünya hazlarıyla oyalar.
İblis serbest bırakıldığında (Tanrı egemenliğinden çıktığında) yeryüzünde suç ve adaletsizlik başlattı ve savaş çıkardı. Taraftarları tüm cinler onun yoluna uydu.
Kötülüğü emreden ve iyilikten nehyedenler iblisin egemenliği için çalışır. İblis bu insanları çok sever. İblisin egemenliği kötü bir düzen ve kaos getirir. Paranın egemenliği başlar ve dünya için çıkar mücadelesi başlar.
El ve ayaklarda istem dışı hareketler cinlerdendir. Muhtemelen el veya ayaklardan bedene giriyor veya çıkıyordur. Genellikle sol el ve ayakta bunlar görülür. İnsanın ruhu tek bedenin içindedir. İnsana İblis soldan melekler sağdan yaklaşır.
Dikkat dağınıklığı, bir konuya kendini verememe, namazda Allah ile bağlantının kopması ve farklı düşüncelere girme tamamen cinlerdendir. Cinler akılı bertaraf eder ve kontrolden çıkmanıza neden olur.
insanların ruh dünyasını kirleten iblis.
İblis kışkırtır, kötü olay yaptırır ve ardından ‘Sen kötü bir insansın der.’
Cin çıkarma veya şeytan çıkarma seanslarında cinler tam tersi insanın bedenine girmektedir. Cincilerin etrafında gezen cinler vardır. Bu cinler bedene girer, bağırır, tuhaf sesler çıkarır, saldırganlaşır. Şeytanlar o insana eziyet eder. Cinci cini çıkarmaya çalıştığını ve hatta yaktığını iddia eder. Aslında bizzat onların etkisiyle bu kötü durum yaşanmaktadır. Cinler o an insana musallat olmuştur. Mide ağrısı, bulantı, kusma gibi halleri bizar cincinin cinleri gerçekleştirmektedir.
İnsanlar cinlerin etkisinden rahatsızlık duyar ve şikayetlenir. Çaresizlikten cincilere gider. Hayatlarının hatalarını yaparlar. Bir de cincilerin cinleri durumu daha da kötü hale getirir.
Cinin adını öğrenip, çember içine alıp hapsediyormuş ve hemen çakmakla kağıdı yakarak onu yakmış oluyorlarmış. Hadi oradan deyyuslar. Yakma işini yapınca cincinin kendi cinleri bedenden çıkıyor. İnsan birkaç gün sakinleşse de gerçek rahatsızlığı daha da kötüye gidiyor. Hiçbiri şifa bulmamıştır. Nefesi kuvvetli hoca yoktur. En kuvvetli nefes birinci dereceden yakınların okudukları duadır.
‘Gerilme’ şeytandandır. Vücutta şekil alma ve yer değiştirme belirtisidir.
Cinler ruhani varlıklar (mana) olmalarına rağmen aşırı maddeci ve dünyacıdırlar. Cinler, Madde bedenleri, insanları, binekleri, eşya ve nesneleri çok beğenirler. Bu beğeni ile nazar ortaya çıkar ve maddesel varlıklara zarar vermiş olurlar. Madde manadan her zaman etkilenir. Mana etkileyen madde etkilenendir. Cin etkileyen insan bedeni etkilenendir.
Maddenin özü niyettir. Yiyecek ve içeceklerimizi niyetlerimize göre yeriz. Ve bu yiyecekler maddesel bedeni fiziksel bedeni oluşturur. Hayata yüklediğiniz anlam ve yaşam felsefeniz yani kabul ettiğiniz düşünceleriniz yüzünüzün şeklini belirler.
Yediğiniz ve içtiğiniz şeyler ne kadar temiz olursa cinler de o bedende dolaşmakta ve barınmakta o kadar zorlanır. Cinlerden korunmak için sağlıklı yaşamalı yeterli ve dengeli beslenilmelidir. Sağlıksız ve temiz olmayan gıdalardan uzak durulmalıdır. Havanız ve suyunuz mutlaka temiz olmalıdır. Mümkünse arıtılmış olmalıdır.
‘EFT yöntemi’ gibi vurarak rahatsız etme ve kötü enerjiyi çıkarma yöntemi cinlere karşı uygulanan yöntemdir. EFT’de cinlerin insan bedenine yerleştikleri sabit yerler vardır. Bunlar bir odanın köşe başı gibi insan bedeninde rahat yerlerdir. Eski kadim medeniyetler bu bölgeleri tespit etmişler ve EFT yöntemini uygulamışlardır. Bu yöntem çok eski çağlarda şeytani cinlere karşı uygulanan bir yöntemdi günümüze değişerek ve bazı gerekli şeyleri alınarak gelmiştir. İnsanın düşünceleri ve davranışları çoğunlukla kendi elinde değildir. Aslında biz kendimizi yönettiğimizi zannederiz. Tamamen dış bir güç tarafından yönetiliriz. İşte çok önemli bir şey anlatıyoruz. Bu düşüncelerimizi durdurma ve kontrol etmek için dıştan uygulanan fiziksel bir yöntemdir. EFT’de cinlerin oturduğu noktalara hafifçe ve ard arda vurularak rahatsız etme ve uzaklaştırma yöntemi başarılı olmaktadır. Cinlerin enerji şeklindeki hareketlerini hissedebilirsiniz. Vuruş yaptığınız bölgelerde hafif karıncalanmaya benzer bir şeyler hissedersiniz. Bir çeşit elektriklenmeye benzer. Vücudunuzdaki olumsuz enerjiyi atmaya başlarsınız. Ve rahatlama gerçekleşir. İnternette ‘EFT yöntemi’ diye arama yaptığınızda tekniği hemen öğreneceksinizdir. İlk başta size komik gibi gelebilir. Ama kesinlikle cinlere karşı etkilidir. Yoğun sinirli zamanlarınızda, heyecanlı ve üzgün zamanlarınızda da kullanabileceğiniz yöntemdir. Her zaman her konuda uygulanacak bir yöntemdir.
Gelecek hakkında neye inandıysanız ona çok dikkat etmelisin.Öncelikle inançlarınız doğru mu buna dikkat etmelisiniz. Yanlış bir hedef peşinde olmak asıl sorunun kökenidir. Bir inanç sistemine ne kadar bağlı olursanız enerjiniz o denli kuvvetli olur. Eger yanlış ve olumsuz bir inanca sahipseniz kendinizi hastalandırırsınız ve hatta zamanla kansere dönüştürürsünüz. Her düşüncemiz bu inancımızdan doğan ve inancımıza hizmet eden realitedir. Büyük kozmozun küçük telkinlerle desteklenmesi vardır. Ve her düşünce büyük inancı inşa etmeye çalışır.
Hasta hissetmeyin hasta olursunuz. Sağlıklı hisseden sağlık bulur. Olumsuz düşüncelerin sürekliliği hasta eder. Hedefiniz uğrunda kendinizi sıkmayın, serbest bırakın yanlış inanışları bilgi ile devirin. Bu değişimleri yaratmak cinlerle savaşmak anlamına gelir.
Halsizlik, yorgunluk, hareket etmeme isteği, aşırı uyku halleri cinlerdendir. Bu durumlara muhalefet ederek cinlerin bu tür oyunlarını bertaraf edebilirsiniz. Yani hemen kalkın hareket edin veya çalışın veya egzersizler yapın. Birkaç dakika sonra bu durumlardan kurtulduğunuzu ve bir enerji geldiğini göreceksiniz. Cinsel ilişki sonrası uyuma isteği, yıkanmayı geciktirme de benzer olaylardandır.
Kadınların bedenini açtıran güzellikleri ve görsellikleri için her şeyi yaptıran iblis erkek üzerinden dünyayı vaat etti. Bu kadın cinsi için aşağılanmayı ve saygısızlığı beraberinde getirdi. Aileyi dağıtan, nesli bozan ve insanlığa zarar veren bir anlayış oldu. Örtünmeye karşı olan iblis Tanrı ve insan düşmanı dostlarını örtünmeye karşı organize etti.
Bir zamanlar hollowood’da pek çok filmin konusu şeytan, şeytan tarafından ele geçirilme ve şeytana tapma ile hikayeler film edildi. İnsanlara beraberinde şeytani bir kültür de aşılanmış oldu. Şeytani düşünceler dizi ve flimlerde benimsetildi. Kötülüğün kazandırdığını insanlığa yaydılar.
Bir gün şehvet cininin baskısına uğramıştım. Sürekli cinsellik arzuluyordum . Bu dönemde bir meleğin benimle birlikte olduğunu hissettim. Sanki Allah tarafından bir destekçi olarak verilmişti. Cin: ‘komşunun şu kızı çok güzel’ dedi. Melek ise ‘hayır, sus pislik’ dedi. Yemin ederim düşünen ben değildim bizzat bu hisleri üzerimde yaşıyordum. Düşüncelerin kaynağı aslında biz değiliz ama ruhumuz bunları yaşıyordu. Aslında hayatımızın çoğu böyleydi. O dönemde bu yaşadıklarımın özünü daha iyi anlamıştım.
Bedenin cini (şeytanı) zarar gördüğünde sıdalanan, yaralandığında bağırıp, çağıran, ölümden korkan, üzüntü korku ve sevgi yaşayandır. Ölen bir yakınına şiddetle ağlayan, çıkarı için patrondan korkandır.
 
Geri
Top